AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Zeytindağı'nı Anlamak

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Babaoğlu oyle bir yazı yazdı ki
Bizim medyanın bazı yıllanmış kalemleri var ki İsrail'in kanlı operasyonunu kınayan iki kelime olsun yazmamak icin Haşmet Babaoğlu yazdı
Zeytindağı'nı bin kere okusalar, anlamazlar!
Haşmet Babaoğlu’nun dunku koşe yazısı dikkatimi cekti; hakvermemek elde değil… Once Babaoğlu’nun bu ilginc yazısını (basından) okuyun ardından Zeytindağı’nı…
Zeytindağı cok onceleri okuduğum bir roman… Suriye ve Filistin nasıl elden cıkmış, kimlerin rolu olmuş, İngilizlere nasıl teslim edilmiş, bakalım
Ve bugun yaşanılanlarla gecmişi bir irdeleyin, bir benzerlik var mı? Yorum sizin…
İşte Falih Rıfkı Atay’ın o Zeytindağı Romanının ozeti:
Kitapta Osmanlı saltanatının son gunlerinden Turkiye Cumhuriyetinin ilk gunlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktadır Yazar bir gorev sebebiyle Cemal Paşa’nın karargahına yani Zeytindağı’na gitmiştir Burada yaşamış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin onemli olaylarını da icine alacak şekilde anlatmıştır
Kitabın ismi, Cemal Paşa’nın karargahının (4 Karargah) bulunduğu Kudus’e yakın bir dağın isminden gelmektedir
Birinci Dunya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınır ve Cemal Paşa’nın karargahına tayin olur Cemal Paşa ile ilişkileri de burada gelişir
Kitabın ilk kısımlarında İttihat ve Terakki’den soz edilmiştir İttihat ve Terakki icerisinde Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa en onemli simalardır Cemal Paşa yenilikciliği ile tanınmaktadır Enver ve Talat Paşalar ise muhafazakar bir kişilik sergilemektedir Enver Paşa’nın Turancılık fikirleri gucludur Falih Rıfkı, Enver Paşa’nın bu fikirlerini benimsememekte ve Enver Paşa’yı diktator olarak nitelemektedir Turkiye’nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmakla mumkun olduğu duşuncesindedir İttihat ve Terakki kendi icerisinde bolunmuş bir yapı sergilemektedir Bir birlik ve beraberlik soz konusu değildir Her liderin bir grubu vardır Falih Rıfkı’da Cemal Paşa’nın adamı damgasını taşımaktadır Falih Rıfkı, İttihat ve Terakkinin bu yonunu yani fikir birliğinin bulunmayışını eleştirmektedir Cunku yaşanılan buhrandan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mumkundur Buna rağmen bilincsiz yaklaşımlar, kişisel hesaplaşmalar İttihat ve Terakkiyi kendi kendisiyle uğraşan bir duruma duşurmuştur
Falih Rıfkı, Cemal Paşa ile beraber calışmaya başladıktan sonra, olayları daha acık ve net bir şekilde gorebilmektedir Bir donem, bir imparatorluk yok olmaktadır Yazar bunu sezinleyebilmektedir Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldukları bir devrin cokuşunu gozler onune sermektedir
Falih Rıfkı, Osmanlının bir kukla devlet olduğunu soylemektedir Orneğin şoyle bir olay anlatılmakta; “Mahmut Şevket Paşa’yı olduren Kavaklı Mustafa, memleketten kacmayı başarmıştı Bir Rus vapuruna binmişti fakat Osmanlının Rus sancağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu Bunun uzerine bir Osmanlı hukumeti gorevlisi, Kavaklı Mustafa’yı gemiden kacırır ve boğdurur Bu olayı haber alan Ruslar, Kavaklı Mustafa’yı kacıran zatı gorevden aldırır ve bundan boyle devlet hizmetinde kullanılmamasını isterler ve istedikleri de olur
Osmanlı, ummetcilik fikri sebebiyle neredeyse uc kıtada egemen olmuştu Bu coğrafyanın buyuk bir kısmını Arapların yaşadıkları ulkeler kapsamaktaydı Kudus, Şam, Filistin, Hicaz gibi… Osmanlı sadece coğrafyada buyuyebilmişti Cunku bu kazanılan toprakların hicbirinin kulturlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştı Hatta Osmanlı, Arapları Turkleştireceğine oradaki Turkler Araplaşmıştı
“Bu kıtaları ne somurgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık
Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ucretsiz tarla ve sokak bekcisi idi Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu iclerine kadar gireceğine şuphe yoktu Osmanlı şu ana fikir ustunde kurulmuş bir hayal idi “ Turk milleti kendi başına devlet yapamaz! “
Osmanlı, Arap topraklarını alarak oraları bir bakıma imar ediyordu Cunku Arap şeyhleri arasındaki kanlı savaşlar sonucunda Arap halkı mağdur oluyor ve maddi olarak da cokuntuye uğruyordu Osmanlı geldiğinde ise bu şeyhleri uzlaştırıp sukUneti sağlıyor ve onlara belirli imtiyazlar veriyordu Bir bakıma Osmanlı onlar icin bir kurtuluş gibiydi Buna rağmen Osmanlının gucsuz duruma duşmesini fırsat bilip hemen İngilizlerle, Fransızlarla anlaşmışlar ve Osmanlı’yı arkadan vurmuşlardır Osmanlı’ya karşı gorunuşte bağımlı olan Araplar her zaman kendi halifeliklerini istiyordu Musluman Araplar arasında Arap Halifeliği hukumeti peşinde olanlar vardı ve 1 Dunya Savaşı cıktığında bu duşuncelerini gercekleştirmek icin ve İngilizlerin vereceklerini vaadettikleri imtiyazlardan dolayı Osmanlı’ya ihanet etmişlerdi
Osmanlının Araplara vermiş olduğu haklar, onların kucuk bir anlaşmazlıkta bile isyan etmelerini sağlıyordu Cemal Paşa zamanında cıkmış olan bir kanun ile komutanlara eğer vatan mudafaası icin zaruri gorulurse idam hukumlerini yerine getirmesi yetkisi verilmişti Yani isyanlar artık kanla bastırılıyordu
Cemal Paşa’nın bir amacı da Suriye’yi Osmanlılaştırmaktır Bu duşuncesini gercekleştirmek icin Suriye’de modern okullar actırmıştır Bunun yanında bir de hicret eden Ermenileri, Suriye iclerine dağıtarak guclenen Araplılığa karşı bir teminat olarak kullanıyordu Hatta Ermenileri guclendirmek icin ev ve toprak bile verilmiştir
Falih Rıfkı Atay, Arapları anlatırken din somurusu konusuna da değinmiştir Falih Rıfkı’ya gore din somurusu butun dinler icin gecerlidir “Medine dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarıdır Kudus dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur Araplar cok fakirdir Kendi ulkelerinde; ata topraklarında hizmetci konumuna duşmuşlerdir Filistin ikiye ayrılmıştır Eski Filistin Arapların, yani hizmetcilerin; yeni Filistin ise tum guzelliği ve ihtişamıyla Yahudilerin Din satışa sunulmaktadır Hac donemlerinde Araplar ve Yahudiler buyuk kazanc elde etmek peşindedir
Osmanlı Devleti’nin Almanlarla beraber savaşa girmesinin en buyuk nedeni İttihat ve Terakki yoneticilerinden Enver Paşa’nın Alman hayranı olmasından kaynaklanıyordu
Birinci Dunya harbi sonucunda Tuna yukarısındaki iki imparatorluk, Akdeniz kıyısındaki bir imparatorluk ve Tuna kenarındaki bir krallık devrilmek uzereydi
Suriye ve Filistin’de Almanların durduramadığı İngiliz seli yine bir Turk, fakat bu sefer oz bir kumandan, Mustafa Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur Mustafa Kemal’in orada sectiği savunma hattı, Milli Misak’taki Turkiye sınırıdır
Cemal Paşa’nın yerine, Suriye’ de silahlı kuvvetlerin başına gecen Alman Fon Falkenhein bozgunu durduramadı ve Kudus İngilizlerin eline gecti
Artık yalnız Anadolu ve İstanbul duşunulur İmparatorluğa ve onun ruyalarına “Allahaısmarladık! “ denir
Artık Şam’dan ayrılmak zamanı gelmiştir Cemal Paşa İstanbul’da istifa edecektir
Cemal Paşa harap Anadolu topraklarını gordukce:
“Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terkedilmiş vatan parcası ustunden gecseydi Anadolu hepimize hınc ve guvensizlikle bakıyordu Yuz binlerce cocuğunu memesinden sokerek alıp “urduğumuz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz Kumar oynadık ve kaybettik diye duşunmektedir
Cemal Paşa’ya sorulan :
Paşam bu harbe nicin girdik? sorusuna cevap ilginctir
Aylık vermemek icin! Hazine tamtakırdı Para bulabilmek icin ya bir tarafa boyun eğmeli, ya obur tarafla birleşmeli idik
 
Geri
Üst