Zekat, İslam dinine göre zengin olan Müslümanların belirli bir miktarda mal ve mülklerinden vermekle yükümlü olduğu bir ibadettir. Zekatı vermekle hem kişinin maddi durumu temizlenir hem de fakirlerin, yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına katkıda bulunulur.
Zekatı vermekle yükümlü olan kişiler "nisa", yani nisap miktarında malı ve mülkü olan Müslümanlardır. Nisap miktarı, kişinin sahip olduğu mala veya paranın belli bir miktarıdır. Nisap miktarı, altın ve gümüş için farklıdır ve her yıl güncellenir. Dikkate alınması gereken hususlar vardır, bu yüzden kesin nisap miktarını öğrenmek için güncel bilgilere başvurmanızda fayda vardır.
Zekat, sadece sahip olduğu mala veya paranın nisap miktarını aşan kimselerin vermekle yükümlü olduğu bir ibadettir. Zekatı vermek, malın veya paranın üzerinden bir yıl geçtikten sonra gereklidir. Yani, bir yıl boyunca nisap miktarına ulaşan bir miktarı veya üzerinde bulunduran kişi, zekatını vermekle yükümlüdür.
Zekat, sahip olan kişinin her türlü mala ve mülke uygulanır. Altın, gümüş, para, gayrimenkul, ticari mal, hayvancılık gibi tüm mal ve mülkler zekata tabidir. Ayrıca, hisse senedi, tahvil, altın ve gümüş yatırımları, tasarruf hesapları gibi finansal varlıklar da zekatın hesaplanması için dikkate alınır.
Ancak zekatın verilme amacına uygun olması için bazı koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Örneğin, zekatta verilen miktarı ve verilecek olan malın değerini doğru bir şekilde hesaplamak, zekatın sahiplerine yeteri kadar ulaşması ve fakirlerin, yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin gerçek ihtiyaçlarını karşılaması önemlidir.
Sonuç olarak, zengin olan Müslümanların zekatı vermekle yükümlü oldukları ve bu ibadeti yerine getirmenin kendilerini ve toplumu maddi ve manevi açıdan güzelleştirdiği söylenebilir. Zekat vermek, fakirlerin, yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin hayatlarını iyileştirmek ve İslam'ın dayandığı yardımlaşma ve dayanışma prensibini uygulamak için önemlidir.