Zan Ne Demektir, Zan Nedir

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Zan Anlamı
Zan Tanımı
Zan Hakkında Bilgi
Zan Ne Demek

Zan Nedir
Zan;
sanmak, bilmek ve itham etmek manalarına geldiği gibi, sezmek ve şüphe manalarında da kullanılır. Birini iyi sanma, iyi zannetmeye hüsn-i zan; kötü fikir besleme ve kötü sanmalara da su-i zan denilmektedir. Kuvvetli ve hakikate yakın olan zanna ise, zann-ı galip ismi verilir.

*Mesela yüzde bir ihtimali olan şeye vehim, yüzde ikiden yüzde elliye kadar ihtimali olan şeye şüphe, yüzde elliden sonraki ihtimallere de zan denilir. Yüzde doksan ihtimalin üstündeki zanna zann-ı galip, yüzde yüz ihtimale ise ilim deniliyor. (Ülken, H. Z. T.C. Düşünce Tarihi, İst. 1966, 2/57)

*Bu anlayışa göre bir şey, yüzde elliden fazla ihtimal dahilinde ise zan oluyor. Firuzabadi merhuma göre ise zan, mücerret emarelerden meydana gelen bilgidir. Zan güçlenirse ilim seviyesine ulaşır, zayıflayınca da vehim sınırını aşamaz.

*Zannın cemisi, zunun ve ezanin gelir. Kuran-ı Kerimde zan kelimesi müfred olarak da, cemi olarak da geçmektedir. Muştakları ile birlikte ceman, altmış dokuz defa tekrar edilmektedir. Onlar (yani kalpleri Allaha karşı haşyet içinde olanlar) öyle kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve ona döneceklerini yakinen bilirler. (S. Bakara, 46) (Kafir o gün) kendisinin, belini kıran bir felakete uğrayacağını anlar.... Ve (yine) o zaman anlar ki, bu ayrılıktır (S. Kıyame, 25-28) ayet-i kerimelerinde zan, yakin (kati-kesin bilgi) manasındadır. Bununla beraber, şüphe ve töhmet manalarında da kullanılmıştır.

*Misal: Her kim dünyada ve ahirette ona (peygambere) Allahın asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, (Allahın ona yardımı kati olduğuna göre), artık o kimse tavana bir ip atsın, (boğazına geçirip) sonra da ipi kessin de baksın. Bu yaptığı (intihar işi) öfkesini giderecek (Allahın peygamberine olan yardımına mani olabilecek) mi? (S. Hac, 15)

*Ayrıca Kuran-ı Kerimde zan, pek çok yerde kınanmaktadır. Mesela, Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (hakikatten, ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz... (S. Yunus, 36),

Ey iman edenler, zandan çok sakınınız. Zira zanın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allahtan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden, rahmeti çok olandır (S. Hucurat,12) ayetleri, bu çeşit zanna en güzel örneklerdir.
 
Zan, Türkçe dilinde farklı anlamlara gelen bir kavramdır. Genel anlamda zan; sanmak, bilmek, yargılamak ve hüküm vermek gibi anlamlara gelirken, aynı zamanda sezmek, hissetmek ve şüphe duymak gibi anlamlarda da kullanılmaktadır.

Zan kavramı, hüsn-i zan yani iyi düşünceye sahip olmak ile su-i zan yani kötü düşünceye sahip olmak gibi zıtlıkları da içinde barındırır. Zanın güçlü ve gerçeğe yakın olduğu durumlara ise zann-ı galip adı verilir. Zanın kuvveti arttıkça bilgi seviyesine ulaşabileceği gibi zayıfladığında da sadece bir vehimden ibaret olabilir.

Zan kavramı genellikle belirsizlikle ve belirli bir kesinliğe ulaşmamış bilgilerle ilişkilendirilir. Örneğin, bir durumun yüzde elli ihtimal altında olması durumunda zan olarak adlandırılabilir. Yani zan, kesinlikten uzak, belirsizlik içeren bir kanaati ifade edebilir.

Kuran-ı Kerim'de de zan kavramı sıkça ele alınmıştır. Ayetlerde zanın, kesin bilgi olan yakin ile karşılaştırıldığı ve genellikle tahmin, şüphe gibi olumsuz anlamlarla kullanıldığı görülmektedir. Zanın yerine geçmeyecek bir güvenilirliği olduğu vurgulanarak dikkat çekilmektedir.

Bu bağlamda, zanın insan ilişkilerinde, hukukta ve toplumsal yaşamda önemli bir yeri olduğu ve doğru anlaşılması gerektiği söylenebilir. İyi niyetli olmak, olumlu bir beklenti içinde bulunmak önemli olsa da, aynı zamanda gerçeği saptırmadan, sağlam bilgi ve delillere dayalı bir kanaat oluşturmanın da önemli olduğu unutulmamalıdır.
 
Geri
Üst