SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Yalnızlığımm...Bu İşte Bir Yalnızlık Var...
Ansızın yıldızlar çalınır geceden .
Hayatın koynundan zamanlar çalınır.
Uzak bir gidiş düşer ömrünüze.
Gülüşleriniz solar düşleriniz tutuklanır.
Geceden sabaha yollar tutulur.
Hüzün zehirli bir ok gibi saplanır kalbinize.
Gözleriniz uzaklara dalar kalbim uzak bir düş büyütür.
Özler hüzünlenir yalnızlaşır Ağlar...
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
yalnızlık geziniyor damarlarımda ...
melankoli zehirliyor ruhumu...
ve umuda yazdıramıyorum adımı...
bu işte bir yalnızlık var ...
Sen ey büyük yalnızlık Bir sen terketmedin bizi ...!'
Yalnızım uçurum kıyısında hayat ve ölüm arasında ...
Puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum .
Yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken hüznüm ardından ağlıyordu.
Alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı
arkama dönüp bakmadan gidiyorum.
Sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen
bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım vicdanım el vermedi.
Usulca soyundum
ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini gidiyorum.
Umudum küçük bir kız çocuğu el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan.
Israr etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya yine de etme .
Yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek.
Sen onu istedin mahcup oldu yüreğim gidiyorum..
Yeni değil bu yalnızlık ...
Ve alıştım gidemediğim yerlerden yalnız dönmeye ...
beni de götürür yalnızlığına ... benim yalnızlığım çok kötü...
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde sizin kadar yalnızım ...
yalnızlığa elbet alışır yüreğim yalnızlıkla belkide başaçıkabilirim ...
sensizlik benim canımı acıtan...
ve yalnızlık ... sigara külü kadar yalnızlık..
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime
Yanında ne kızarmış ekmek kokusu
ne de annemin yağlı reçelli ekmekleri...
Aldım elime kalemi boş bir sayfa buldum
Yalnızlığı yalnızlığa anlattım Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım
karanlığın yaralayıcı boşluğunda...
Yalnız gördü ya!
Gelir bende kalır yalnızlık Uzar geceler..
İstanbul’a yağmur yağar karla karışık.
Kar’ı ayıklar yağmur kokuları alırım koynuma
Ot koyarım göz ucuma Anla;
Yine yangın Yine hasret Yıkanan İstanbul’dan düşen payıma
ağla gözüm dinsin sızım bu şehirde yalnızım
hasret benim hüzün benim ama yine umut benim
düğün dernek sizin olsun bana ölümleri verin…
Ağlamak istedim her şeye inat
gökyüzü başladı ağlamaya ağladığımı da gören olmadı.
Dinledim saatlerce içimin sızısını dinledim.
Yalnızlığımı dinledim.
Çok şeyler anlatan bir sessizlik vardı havada.
Tek hissettiğim yalnızlığım çaresizliğim çıkmazlarım
ve gözlerimden akan yaşların yanaklarımda can vermesiydi
Elif gibi yalnızım!
ne esrem ne ötrem ...
ne beni dururan bir cezmim ne bana ben katan bir şeddem var...
ne elimi tutan bir harf ne anlam katan bir harekem...
kalakaldım sayfalar ortasında...
İste böyle ben gibi sen gibi.bir okuyan bekledim bir hıfzeden belki.
gölgesini istedim bir dostun med gibi....
sızım elif sızısı…
sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı
hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı
Denize dökülen bir damla su yok dere yataklarında .
Çiçekler kurumaya yüz tutmuşken hazan bahçelerinde
sen gülümserdin sen de yoksun artık.
Son bulmuş bir fırtınanın enkazını topluyor kalbim .
Yol boyu kalp kırıkları cam kırıklarına karışmış
Gülümseyemiyor güneş senin gibi ya da yağmur çiseleyemiyor
suya hasret gönlüme.
'Gitmesen olmaz mıydı?' derdim ama mecbur olmasan gitmezdin Ilık Yağmurum .
Ellerimi boş bırakmazdın bu zemheri yalnızlıkta.
Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana ...
Duymuyorsun....Gitme diyorum sana...gitme....
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında ....
Gece korkunç...gece sessiz...gece yalnız...Sesim kısılıyor....
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın
Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin....
Beni yüreğimdeki sevgiyi..
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun.....
Ama ne olur bunu unutma ....
Gidişin dinderemez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;GiTME....
geceler uzun ve yalnız yoksun sabaha kadar düşümde bile uzaksın bunu kim hayra yorar
yalnızlık tek kelime ile sensizlik ...
Bana ne olur ellerini ver!
Gideceksin ama yine gel döneceksin diye söz ver....
ne olur gel! ben sensiz İstanbula düşmanım ...
Ey Kalbim! Yalnızsın bu yolculukta da ...
Ansızın yıldızlar çalınır geceden .
Hayatın koynundan zamanlar çalınır.
Uzak bir gidiş düşer ömrünüze.
Gülüşleriniz solar düşleriniz tutuklanır.
Geceden sabaha yollar tutulur.
Hüzün zehirli bir ok gibi saplanır kalbinize.
Gözleriniz uzaklara dalar kalbim uzak bir düş büyütür.
Özler hüzünlenir yalnızlaşır Ağlar...
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
yalnızlık geziniyor damarlarımda ...
melankoli zehirliyor ruhumu...
ve umuda yazdıramıyorum adımı...
bu işte bir yalnızlık var ...
Sen ey büyük yalnızlık Bir sen terketmedin bizi ...!'
Yalnızım uçurum kıyısında hayat ve ölüm arasında ...
Puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum .
Yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken hüznüm ardından ağlıyordu.
Alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı
arkama dönüp bakmadan gidiyorum.
Sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen
bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım vicdanım el vermedi.
Usulca soyundum
ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini gidiyorum.
Umudum küçük bir kız çocuğu el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan.
Israr etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya yine de etme .
Yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek.
Sen onu istedin mahcup oldu yüreğim gidiyorum..
Yeni değil bu yalnızlık ...
Ve alıştım gidemediğim yerlerden yalnız dönmeye ...
beni de götürür yalnızlığına ... benim yalnızlığım çok kötü...
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde sizin kadar yalnızım ...
yalnızlığa elbet alışır yüreğim yalnızlıkla belkide başaçıkabilirim ...
sensizlik benim canımı acıtan...
ve yalnızlık ... sigara külü kadar yalnızlık..
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime
Yanında ne kızarmış ekmek kokusu
ne de annemin yağlı reçelli ekmekleri...
Aldım elime kalemi boş bir sayfa buldum
Yalnızlığı yalnızlığa anlattım Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım
karanlığın yaralayıcı boşluğunda...
Yalnız gördü ya!
Gelir bende kalır yalnızlık Uzar geceler..
İstanbul’a yağmur yağar karla karışık.
Kar’ı ayıklar yağmur kokuları alırım koynuma
Ot koyarım göz ucuma Anla;
Yine yangın Yine hasret Yıkanan İstanbul’dan düşen payıma
ağla gözüm dinsin sızım bu şehirde yalnızım
hasret benim hüzün benim ama yine umut benim
düğün dernek sizin olsun bana ölümleri verin…
Ağlamak istedim her şeye inat
gökyüzü başladı ağlamaya ağladığımı da gören olmadı.
Dinledim saatlerce içimin sızısını dinledim.
Yalnızlığımı dinledim.
Çok şeyler anlatan bir sessizlik vardı havada.
Tek hissettiğim yalnızlığım çaresizliğim çıkmazlarım
ve gözlerimden akan yaşların yanaklarımda can vermesiydi
Elif gibi yalnızım!
ne esrem ne ötrem ...
ne beni dururan bir cezmim ne bana ben katan bir şeddem var...
ne elimi tutan bir harf ne anlam katan bir harekem...
kalakaldım sayfalar ortasında...
İste böyle ben gibi sen gibi.bir okuyan bekledim bir hıfzeden belki.
gölgesini istedim bir dostun med gibi....
sızım elif sızısı…
sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı
hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı
Denize dökülen bir damla su yok dere yataklarında .
Çiçekler kurumaya yüz tutmuşken hazan bahçelerinde
sen gülümserdin sen de yoksun artık.
Son bulmuş bir fırtınanın enkazını topluyor kalbim .
Yol boyu kalp kırıkları cam kırıklarına karışmış
Gülümseyemiyor güneş senin gibi ya da yağmur çiseleyemiyor
suya hasret gönlüme.
'Gitmesen olmaz mıydı?' derdim ama mecbur olmasan gitmezdin Ilık Yağmurum .
Ellerimi boş bırakmazdın bu zemheri yalnızlıkta.
Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana ...
Duymuyorsun....Gitme diyorum sana...gitme....
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında ....
Gece korkunç...gece sessiz...gece yalnız...Sesim kısılıyor....
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın
Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin....
Beni yüreğimdeki sevgiyi..
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun.....
Ama ne olur bunu unutma ....
Gidişin dinderemez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;GiTME....
geceler uzun ve yalnız yoksun sabaha kadar düşümde bile uzaksın bunu kim hayra yorar
yalnızlık tek kelime ile sensizlik ...
Bana ne olur ellerini ver!
Gideceksin ama yine gel döneceksin diye söz ver....
ne olur gel! ben sensiz İstanbula düşmanım ...
Ey Kalbim! Yalnızsın bu yolculukta da ...