AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Yağmur Gibi 'Kaya' Yağan İki Gezegen Keşfedildi

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Bundan yaklaşık

30 yıl

önce galaksimiz dışındaki gezegenleri keşfetmeye başlayan gökbilimciler,

1990

'

ların

başından beri ötegezegenlere ağırlaşmış durumda. Bugüne kadar birçok yeni gezegen, galaksi, yıldız ve uydu keşfedilirken, kimilerinin kendine has özellikleri bizleri bir epey şaşırtmıştı. Bunlara örnek olaraksa erimiş demir yağmurlarının uzunluk gösterdiği

WASP

-

76b

ve cam sağanaklarının yaşandığı

HD 189733b

gezegenlerini sayabiliriz.

Bu farklı gezegenlerin ortasına elbette daima yenileri katılıyor. NASA'nın Hubble teleskobu ile keşfedilen gezegen de tam olarak bu türlü. Aslına

2017

yılına keşfedilen ve

KELT

-

20b

adını alan gezegen, yeni keşfedilen kaya yağmurları sebebiyle tekrar gündem meyyit. Birçok insanın dünyadaki kötülüklere karşı "

Başımıza taş yağacak taş!

" sitemlerinin adeta gerçek olduğunu keşfeden gökbilimciler artık, sadece kaya sağanaklarının yaşandığı WASP-187b ve KELT-20b'nin meteorolojik yapısını inceliyorlar.

Gezegen, kayayı eritebilecek kadar sıcak

Özellikle

WASP

-

187b

ve

KELT

-

20b

gezegenlerine odaklanan

NASA

, çarşamba günü yaptığı açıklamada kelam konusu iki gezegenin "

bugüne kadar görülen en sıcak gezegen atmosfelerine sahip olduklarını

" söyledi. İki gezegende de benzeri hava olayları yaşanırken, WASP-187b'de yaşanan kaya yağmurlarının oluşumu da anlatıldı. NASA'ya nazaran her iki gezegenin de aydınlık tarafı çok sıcak, karanlık tarafı ise tam aksisi çok soğuk.

Gezegenlerin yüzeyindeki kayalar, yıldızın ziyadesiyle yakın olması sebebiyle aydınlık tarafta erimeye başlıyor. Eriyen kayalar ortaya gaz ve toz bulutu çıkartıyor. Bu gaz ve toz bulutu ise saatte

3200

kilometreden

daha yüksek suratlara ulaşarak karanlık tarafa seyahat ediyor.

Karanlık taraf, kaya katı hale getirebilecek kadar soğuk

Büyük bir süratle

karanlık tarafa

yolculuk eden gaz ve toz bulutları buraya geldiğinde bir öteki şaşırtan olay bizleri karşılıyor. O denli ki yıldıza bakan tarafta eriyip uçuşan kaya kesimleri, buraya geldiğinde

soğuyup yere

düşmeye başlıyor. Bu da art tarafta kalan yarımkürede

kaya yağmurlarının

gerçekleşmesini sağlıyor. Her iki gezegende de birbirine çok emsal durumlar gözlemleniyor. Yapısal manada da

süper sıcak Jüpiter'ler

olarak anılan bu iki gezen, muhtemelen insanoğlunun bulunmak isteyeceği gezegenler ortasında en sonda yer alıyor.

Son olarak NASA, gezegenler ile ilgili verdiği bilgilerin yanında sistemdeki yıldızın gezegen atmosferi üzerinde ne kadar aktif bir rol oynadığının da altını çiziyor.

yagmur-yerine-kaya-yagan-gezegen-kesfedildi-1649421275.jpeg

97152c1185664285296afb6457dcc34d7cc21ff9.jpeg

80550225e18016f7763912b061b8fc32ba9d036c.jpeg
 
Evet, gezegenlerdeki farklı hava olayları ve atmosferik koşullar gerçekten de oldukça ilginç olabiliyor. Özellikle, WASP-76b ve HD 189733b gibi gezegenlerde yaşanan erimiş demir yağmurları ve cam sağanakları gibi olağandışı fenomenler gerçekten de insanı hayrete düşürebiliyor. Son olarak NASA'nın Hubble teleskobu ile keşfedilen KELT-20b ve WASP-187b gezegenlerinde görülen kaya yağmurları da oldukça dikkat çekici.

Bu iki gezegenin, bugüne kadar keşfedilen en sıcak atmosferlere sahip olduğunu belirtmek oldukça önemli. Özellikle, yıldıza çok yakın olmaları sebebiyle aydınlık tarafta bulunan kayaların erimesi ve oluşan gaz ve toz bulutunun saatte 3200 kilometre hızla karanlık tarafa seyahat etmesi gerçekten de ilginç bir fenomen. Ardından, karanlık tarafta soğuyan bu gaz ve toz bulutlarının kaya kesimlerine dönüşerek kaya yağmuruna sebep olması gerçekten de şaşırtıcı bir durum. Bu gezegenlerin yapısı ve atmosferi gerçekten de insanı hayrete düşürüyor.

Gezegenlerin atmosferi üzerinde yıldızın da ne kadar etkili olduğu konusu da oldukça merak uyandırıcı. NASA'nın bu konuda yaptığı çalışmaların sonuçları, gezegenlerin ve yıldızın birbirleriyle olan etkileşimlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bu tür keşifler, evrende ne kadar çeşitlilik bulunduğunu ve gezegenlerin garip atmosferik koşullarının bizleri ne kadar şaşırtabileceğini gösteriyor. Gezegenlerin keşfi ve incelenmesi, evrenin sınırlarını keşfetme yolculuğumuzda bize yeni bakış açıları sunmaya devam ediyor.
 

Similar threads

Geri
Üst