AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

YABAN Roman Özeti

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.379
Tepkime puanı
1
Puan
1
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Yaban Özeti
Yaban Romanın Konusu :
Bu romanda yıllardan beri yüzüstü bırakılmış olan köylü ile aydınlatılmış arasındaki uçurum konu olarak alınmıştır Romanda belirtildiği gibi, şehirden gelmiş her aydın, köylü için bir “yaban dır
Yazan, Sakarya Savaşından sonra düşmanın yakıp yıktığı bölgelerde yapılan analiz gezisinde gördüklerini birtakım hikaye ve makalelerle anlatmıştı Bunlar arasında, “Düşmanın Yaktığı Köyler Ahalisine adlı yazıda, köylü ile okumuş arasındaki uzaklığa değinen ve aydınların köylüyü yüzüstü bırakmasından yakınan sanatkâr, on yıl sonradan aynı temayı Yaban ’da işlemiştir Roman, anı şeklinde yazılmıştır Yazan eserini, Kurtuluş Savaşı sıralarında, bir Anadolu köyüne yerleşen Ahmet Celâl ’in hatıra defteri olarak sunar Giriş bölümünde bunu şöyle anlatır : Garp Cephesi Kumandanlığının gönderdiği “Muayenei Mezâlim Heyeti o viranelerde, taşlar altında kömürleşmiş insan kemiklerini araştırırken bu kitabı teşkil eden yazıları, ortasından yırtılmış ve kenarları yanmış bir defter halinde buldu
Yaban Romanın özeti :
Ahmet Celâl, bir paşa oğludur Değiştirme subay olarak katıldığı 1 Dünya Savaşı ’nda bir kolunu kaybetmiştir Daha otuzbeş yaşına basmadan kendisi için herşeyin bittiğini hissetmektedir İstanbul ’a İngilizlerin girmesi üstüne oraya dönemez ve emireri Mehmet Ali ’nin çağrısına uyarak onun Orta Anadolu ’nun Porsuk Çayı kıyısındaki köyüne gidip yerleşir Köylü için Ahmet Celâl bir “Yabandır
Mustafa Kemal ’in başlattığı Kurtuluş Savaşı ’nı, Türk Ulusunun bağımsızlık davasını anlatmaya çalışır köylülere lakin kimse ona inanmaz Ancak emireri Mehmet Ali, annesi Zeynep Kadın, Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ve onun karısı Emine ile arkadaşlık kurabilir Köyün en varlıklı adamı ve ağası olan Salih Ağa, köyü ekonomik bakımdan sömürmektedir Şeyh Yusuf ise din adamı maskesi aşağı köyü manevi yönden sömürmektedir Devleti temsilci muhtarın ise herhangi bir gücü yoktur Köyün etkin ve güçlü olan iki tipi Ahmet Celâl ’i engellemeye çalışırlar
Sakarya Savaşı ’nın anında öncesinde Yunan birliği köye girer Direnenleri öldürür Kendisi ile işbirliği yapan Salih Ağa ve Şeyh Yusuf ’u bile aldatır, sömürür, herkese zulmeder Sakarya bozgunundan sonradan köye ikinci Yunan birliği kazanç Köyü talan ederler Fantastik derecede acımasız davranırlar
Ahmet Celâl, emireri Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ’in karısı olan Emineyi sever Köy düşman çizmesi altında inlemektedir Köylü, kaderine razı olmuştur Ahmet Celâl ise, Türk askerlerinin geleceği umudunu taşımaktadır Sonunda o da dayanamaz ve Emine ile birlikte kaçar İkisi de yaralanırlar Emine ’nin yarası ağır olduğu için kaçacak durumda değildir Ahmet Celâl, Emine ’yi ve anılarını yazdığı defterini bırakarak tek başına bilmediği yollara bilmediği bir geleceğe dürüst köyden uzaklaşır
Yaban Romanın başlıca düşüncesi:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bu romanda başlıca akıl olarak, aydınlar tarafından yüzyıllarca yüzüstü bırakılmış köyü, Anadolu ’yu, Anadolu insanını tüm çıplaklığı,acılığı ve sertliğiyle göz önüne seriyor Bu konuda aydınımızı suçluyor Yazar, Anadolu Bozkırındaki Anadolu insanının feryadını, Türk aydınına duyurmak ve Türk aydınına yurt sorumluluğunu anlatmak istiyor
Yaban Romanın konusunun geçtiği yer ve vakit (çevrenin özellikleri vb) :
Yaban romanının konusu Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu ’da Porsuk Nehri çevresindeki küçük bir köyde geçer Köy son derece ihmal edilmiş, unutulmuş bir virane halindedir
Eserin Kahramanları :
ŞEYH YUSUF :
Salih Ağa köyü ekonomik yönden sömüren, bu yönde köylüler üzerinde baskılar kuran negatif bir tipleme ise, Şeyh Yusuf da köyü manevi yönden sömüren, bu yönde köylü üzerinde dinsel baskılar oluşturan negatif bir tiptir Son derece cahildir Dini bilgileri çok basittir Temizliğe uyarı etmeyen, pasaklı bir adamdır
ZEYNEP KADIN :
Mehmet Ali ’nin annesidir Kaderine razı olmuş, acılar aleyhinde ağlamayı bile unutmuş, tarlasının, evinin işlerini kimsesiz çekip çeviren hakiki bir Türk anasıdır Oğlunu, kocasını askerde, savaşlarda yitiren, yokluk ve acılar içinde ömrünü çalışmakla geçiren Türk kadınını temsilcilik eder
EMİNE :
Romanda ağırlığını koyan ikinci kadındır Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ’in karısıdır Ahmet Celâl ’in ilgi duyduğu tek kadındır Emine de Zeynep Kadın gibi olaylar karşısında faizsiz bir yapıya sahiptir Erkeklerin kurduğu köy dünyasında erkeklerin güdümünde sessizce yaşamaktadır Yunan birliğinin öldürme ve kıyım eylemlerinden korkarak sonunda Ahmet Celâl ile kaçar
YARDIMCI KAHRAMANLAR :
Bu ana tiplerin yanına yardımcı kişilerde vardır Bunlar; Emeti Bayan, oğlu Ufak Hasan, Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail, Bekir Çavuş vbdir Bu tipler üzerinde artı durulmamıştır
Yaban Roman yazarının eserlerinde görülen özellikler:
Yakup Kadri Karaosmanoğlu ’nun sanatının birinci dönemindeki, yani “sanatın sanat için olduğu görüşünü savunduğu dönemde yazdığı eserlerinde aşk, ruhsal bunalımlar ve bozukluklar, bireyle toplum gelenekleri arasındaki çatışmalar vb görülür
İkinci yani, “sanat toplum içindir görüşüyle yazdığı dönemdeki eserlerinde ise çoklukla savaş felaketleri işlenmiştir
Gerek birinci, gerekse ikinci döneminde gözlemlerden yararlanmış, ya doğrudan doğruya kendisinin gördüğü, veya başkalarından dinlediği olayları yazmıştır
2Abdülhamit devrinde seyahat özgürlüğü olmaması yüzünden konuları İstanbul sınırları içinde kapalı kalan Edebiyatı Cedide hikâye ve romanlarına karşılık, Yakup Kadri, daha ilk kitabından başlayarak, konularının çoğunu İstanbul dışındaki bölgelerden, genelde Anadolu ’nun değişik yerlerinden almıştır
Yakup Kadri ’nin tüm eserlerinde batılı sanatkâr ve düşünürlerin açık etkileri görülür Batı Edebiyat ve kültürüne sıkı sıkıya sadakât bildiren usta, kendi edebiyatımızdaki geleneksel konulara da yabancı durmamış; mesela “Bir Serencam hikayesinde Tanzimat edebiyatında sık rastlanan “esaret konusunu işlemiştir
Sanatının 1 döneminde dil bakımından Edebiyatı Cedide ’nin tutumunu sürdürmüştür Hattâ “Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının
ileri sürdüğü dilde sadeleşme akımına aleyhinde çıkmıştır Fakat bir zaman sonra Ziya Gökalp ’in de etkisiyle “Milli Edebiyat akımını benimsemiş ve bu yolun en önemli sanatçılarından biri olmuştur
Yakup Kadri; topluma, kişilere ve olaylara oldukları gibi değil, kendi mizacı ve fikirleri açısından bakan bir romancıdır Romanını besleyen kaynaklar, yazarın özel
yaşamını, duygu, us ve anıları ile toplumun geçirdiği tarih dönemleri ve büyük olaylardır
Şahısların (roman kahramanlarının) dış görünüşüne tartma vermez Bunları birkaç betimleme ile geçiştirir Ruh bakımından ise kahramanları da kendisi gibi karamsardır
Yaban Romanına ait olduğu dönemin tarihi ve yazınsal özellikleri:
“Yaban romanı, Batı Etkisindeki Türk Edebiyatının “Milli Edebiyat dönemine ait bir romandır
Milli Edebiyat Dönemi : Meşrutiyet devrinde Osmanlı toplumunda dört siyasi cereyan görülmektedir: İslâmcılık, Osmanlıcılık, Batıcılık ve Türkçülük
İslâmcılık; kavimcilik düşüncesine aleyhinde koyup, birleşik bir İslâm birliği, büyük bir İslâm devleti kurma ülküsüydü
Osmanlıcılık; değişik uluslardan (TürkArapArnavutErmeniYunanSırpBulgar vb) birleşik Osmanlı devletinde bir Osmanlı ulusçuluğu kurma ülküsü idi
Batıcılık; aralıksız yenilgilerle çökmeğe başlayan devleti kurtarmak için toplumu doğu uygarlığından batı uygarlığına geçirme çabası idi
Lakin lüzum Balkanlarda yaşamış Hristiyan uluslar, lüzum hiçbir toprak temeline dayanmayan Hristiyan azınlıklar aralarında, önce Rusya ’nın, sonradan da Avrupa ’nın kışkırtmalarıyla başlayan “ulusçuluk hareketi Osmanlıcılık düşüncesinin ve Osmanlı
Devleti ’nin yıkımını hazırlamış, ayrıca Müslüman uluslar arasında da uyanan hür istekleri Osmanlıcılık ülküsünden başka İslâmcılık ülküsünün de yıkımına yol açmıştır
İşte bu devirde, imparatorluk içindeki değişik ulusların kendi benliklerine dönme eğilimi aleyhinde, bir takım aydınlar, devletin farklı alanlara yönlendirilmiş uluslara değil, “halk müziğii hâkime (dominant ulus) diye adlandırılan asıl sahibine, yani Türk halkına dayanması gerektiği düşüncesine ulaşmışlardırBu hafıza aydınların halka yönelmesine yol açmış ve bu davranışa “Türkçülük adı verilmiştir Siyaset alanındaki bu “halka doğru hareketi, edebiyatta “milli kaynaklara dönme “ düşüncesinin doğmasına yol açmıştır Bu us dilde sadeleşme, yerli hayatı yansıtma, şiirde aruz ölçüsü yerine hece ölçüsünü kullanım ve Halk edebiyatı nazım biçimlerinden yararlanma anlamında kullanılmış; bunları gerçekleştirmeyi hale edinen edebiyata da “Milli Edebiyat adı verilmiştir
Bu edebiyat hikâye ve romanlarının en önemli özelliği sade dille yazılı olmalarıdır Bu dönemde, “memleket edebiyatı çığırının başarılı ilk örnekleri verilmiştir Konular İstanbul sınırlarından çıkmış ve yurdun her köşesinden ve her tabakadan insan hayatı konu olarak alınmıştır
Gözleme çok önem verilmiş ve bunun sonucu olarak Meşrutiyet döneminin Turancılık (Halide Edip Adıvar: Yeni TuranMüfide Ferit: Aydemir), Türkçülük (Ulusçuluk), Osmanlıcılık (Ömer Seyfettin: Eshâbı Kehfimiz, Kırmızı Bayraklar vb), İslâmcılık (Reşat Nuri: Yaprak Dökümü, Peyami Safa: Fatih Harbiye), kimi eserlerde tema olarak alınmıştır
Milli Edebiyat akımının hikâye ve roman yazarlarının başlıcaları şunlardır :
Ömer Seyfettin Halide Edip Adıvar – Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Refik Halit Karay – EEkrem Talu – OC Acelecilik – Reşat Nuri Güntekin – Peyami Safa – Mahmut Şevket Esendal – Halikarnas Balıkçısı ( CŞKabaağaçlı) – MC Kuntay – AŞ Hisar MYesari *
 
Yaban romanının konusu, yıllardır yüzüstü bırakılmış köylü ile aydınlar arasındaki uçurumu ele almaktadır. Romanda, şehirden gelen her aydının köylü için bir "yaban" olduğu vurgulanmaktadır. Yazar, Sakarya Savaşı sonrasında yanan köylerde yaptığı analiz gezisinden ilham alarak bu teması işlemiştir. Roman, Kurtuluş Savaşı sırasında bir Anadolu köyünde yaşanan olayları anlatmaktadır.

Ahmet Celâl adlı karakter, bir paşa oğludur ve 1. Dünya Savaşı'nda bir kolunu kaybetmiştir. İstanbul'a geri dönemeyen Ahmet Celâl, emireri Mehmet Ali'nin köyüne gidip yerleşir. Ancak köylüler, Ahmet Celâl'ı yabancı olarak görmektedirler. Ahmet Celâl, köylülere Kurtuluş Savaşı'nı anlatmaya çalışsa da kimse ona inanmaz. Köyün varlıklı adamı Salih Ağa ve din adamı Şeyh Yusuf, Ahmet Celâl'ın etkisini engellemeye çalışırlar.

Sakarya Savaşı sırasında Yunan birliği köye saldırır ve direnenleri öldürür. Salih Ağa ve Şeyh Yusuf dahi aldatılır ve köye ikinci bir Yunan birliği gelir, köy talan edilir. Ahmet Celâl, Mehmet Ali'nin kardeşi İsmail'in karısı Emine'ye aşık olur ve birlikte kaçarlar. Ancak Emine ağır yaralanır ve kaçamaz, bu nedenle Ahmet Celâl tek başına köyden ayrılır.

Romanın başlıca düşüncesi, aydınlar tarafından köylülerin yüzüstü bırakılmasını eleştirmek ve Anadolu insanının acı dolu yaşamını gözler önüne sermektir. Yazar, Türk aydınına yurt sorumluluğunu anlatmayı amaçlamaktadır.

Romanın geçtiği yer, Kurtuluş Savaşı sırasında Porsuk Nehri çevresindeki bir köydür. Köy, virane ve unutulmuş bir durumdadır, bu da eserin atmosferini belirlemektedir.

Eserde önemli karakterler arasında Şeyh Yusuf, Zeynep Kadın ve Emine yer almaktadır. Şeyh Yusuf köyü manevi yönden sömürmektedir, Zeynep Kadın ise acılar içinde çalışan bir Türk annesini temsil etmektedir. Emine ise Ahmet Celâl'ın ilgi duyduğu kadındır ve köyün kaderine isyan ederek onunla birlikte kaçar.

Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserlerinde sıkça görülen özellikler arasında aşk, ruhsal bunalımlar, toplum gelenekleri ile birey arasındaki çatışmalar bulunmaktadır. Ayrıca, yazarın gözlemlerinden ve toplumun yaşadığı tarih dönemlerinden esinlenerek eserler yazdığı belirtilmektedir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserlerinde dil ve konu seçiminde batılı etkilerin görüldüğü ifade edilmektedir. Aynı zamanda, yazarın "sanat toplum içindir" görüşünü benimsediği ikinci döneminde savaş felaketlerini işlediği belirtilmektedir.

"Yaban" romanı, Batı Etkisindeki Türk Edebiyatının "Milli Edebiyat dönemine ait bir eserdir. Milli Edebiyat Dönemi, Osmanlı toplumunda farklı siyasi akımların olduğu bir dönemi işaret eder. Türkçülük, İslâmcılık ve Osmanlıcılık gibi akımların etkili olduğu bu dönemde, edebiyatta milli kaynaklara dönüş ve dilin sadeleşmesi gibi temalar öne çıkmaktadır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu da bu döneme ait önemli yazarlardan biridir ve eserleri bu akımın etkisi altında kaleme alınmıştır.
 
Geri
Üst