AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Vermeyince Mabud, Neylesin Mahmud?

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Vermeyince Mabud, Neylesin Mahmud?
imagesvermeyincemabudneylesinmahmud5b06c557b2b9e
Rivayet olunur ki, Sultan II Mahmud, tebdil gezdiği bir Ramazan gununde Uskudar ’da mucerred bir kunduracının, boş orse cekic vurarak her hamlede “Tıkandı da tıkandı dediğine şahit olmuş Merak saikiyle iceri girip bunun sebebini sormuş Adamcık anlatmış:
Bir gece ruya gordum Ceşmeler vardı Bazılarından şarıl şarıl sular akıyor, bazılarından sızıyor, bir tanesi de tıp tıp damlıyordu O sırada bir piri nurani belirdi Ona bu ceşmeleri sordum
“ Şu şarıl şarıl akanlar, padişahımızın talihidir Sızanlar devlet erkanından filanca paşaların ve falanca zenginlerin talihleridir Şu damlayan da senin talihindir deyip kayboldu Yerden bir cop aldım ve benim talihim olan ceşmeye yaklaştım Cople biraz kurcalayıp luleyi acmaya calıştım Ah, ellerim kurusaydı! Filvaki cop kırıldı ve artık eski damlalar da damlamaz oldu O gunden sonra muşterim kesildi, kazancım bitti İflas ettim, bu hale geldim Şimdi de talihimden şikayet ile “tıkandı da tıkandı zikriyle boş orsu dovuyorum
Padişah kendini aşikar etmez ve saraya donunce adamın soylediklerini tahkike memur gonderir Meğer adamcağız herkes tarafından “Tıkandı Baba diye tanınmakta ve nasipsizliğiyle bilinmekteymiş O kadar ki ceşmeden su doldurmaya gitse kurnayı bir kurbağa tıkar; bir mal almak icin pazara uğrasa, ona sıra gelmeden mal bitermiş Sultan, mubarek Ramazan ayında bu garibi sevindirmek ister ve bir tepsi baklava yapılmasını, her dilimin altına da bir sarı altın konulmasını emreder Sonra tepsiyi, bir zengin konağından iftarlık geliyormuş gibi gonderir
Nasipsizlik bu ya; Tıkandı Baba, bir tepsi baklavayı bir iftarda yiyip bitirmek yerine satıp parasıyla birkac gunler iftar etmeyi duşunerek tepsiyi pazara cıkarmaz mı?
Padişah, durumu oğrenip uzulmuşse de niyetine sadakat ile aynı minval uzere ertesi gun nar gibi kızarmış bir hindi dolması yaptırıp yine icini altın ile doldurarak Tıkandı Baba ’ya yollar Baba ’dan baklava tepsisini satın alarak parsayı toplayan uyanık muşteri, bu sefer yine kapıya dayanıp Baba ’nın aklını celmenin yollarını aramaktadır Der ki:
Bre Tıkandı Baba! Sen bir garip ademsin Tek başına bu hindiyi nice yiyeceksin Gel sen yine bu hindiyi bana sat
Pazarlık tamam olup hindi de kanatlanınca, padişah bu derece safderunluğa aşırı derecelerde ofkelenip derhal Tıkandı ’yı saraya cağırtır Cavuşlar eşliğinde iftar vaktine yakın, karga tulumba sarayın yolunu tutan Tıkandı Baba telaşlanırBir suc işlemiş olmalıyım, ama ne ola ki! diye kara duşunceler icinde huzura alındığında neredeyse bayılmak uzeredir Bu hale padişahın yureği dayanmaz ve ofkesi merhamete doner Sultan, olup bitenleri anlattığı zaman Tıkandı Baba hayretler icinde hunkarın ayaklarına kapanıp, dualar, şukurler okumaya başlar
Padişah ona son bir hak daha tanımayı isteyip doğruca hazinei hassa odasındaki altın ve mucevher dolu sandıklardan birinin huzura getirilmesini buyurur Sandık gelir Sultan Mahmud selamlık dairesinin cini sobasının altını yoklayıp kureği eline alır ve:
Tut şu kureği! Sandığa daldır Ne kadar alırsa hepsini sana bağışladım, der
Tıkandı Baba, makus talihinin boyle bağteten muradına muvafık harekatından fazlasıyla heyecanlanır Sevincten titreye titreye kureği sandığa daldırır Bir muddet iteleyip calkalar ve itina ile kaldırırsa da kurek ters daldırılmıştır ve sandıktan ancak sap kısmında bir tek kızıl altın ile cıkar Baba duşup bayılır Şair ruhu taşıyan hisli padişah ise secili bir uslupla o, tarihe gecen sozunu soyler:
Vermeyince Ma ’bud, ne yapsın Mahmud?
 
Bu güzel öyküde yer alan Tıkandı Baba'nın kendi talihine olan inancı ve yaşadığı olaylar üzerinden anlatılan alegorik bir hikayeden bahsediyor. Padişah II. Mahmud'un talihsiz bir adamın kaderini değiştirmeye çalışması ve sonunda yaşananlar oldukça etkileyici.

Tıkandı Baba'nın kendisine "Tıkandı Baba" diye hitap edilmesi, herkes tarafından şanssız ve uğursuz olarak bilinmesi, üzerine yapışan bu etiket içinden çıkamadığı bir döngüye dönüşmüş. Sultan II. Mahmud'un ona gösterdiği yardım ve teşebbüsler, Tıkandı Baba'nın aslında kendi talihinin değişip değişmeyeceği konusundaki inancını sorgulamasına neden olmuş.

Sultan'ın verdiği altın dolu tepsi ve hindi gibi hediyelerle Tıkandı Baba'ya yardım etmek istemesi, ancak her seferinde Tıkandı Baba'nın bu fırsatları şanssızlık etiketiyle görmesi ve değerlendirmesi, hikayeye ironi katıyor. Sonunda yaşanan olaylarla Tıkandı Baba'nın aslında kendi inancının onu etkileyen en büyük faktör olduğu vurgulanıyor.

Sultan II. Mahmud'un kendi inançları ve halk arasında günümüze kadar yayılan bir deyim olan "Vermeyince Ma'bûd, neylesin Mahmud?" sözüyle hikaye son buluyor. Bu söz, bir kişinin bahtının açılması ve kaderine yön vermesi için dışsal etkenlerin önemli olduğu, ancak bireyin kendi inancı ve çabasının da büyük bir rol oynadığını vurguluyor.
 
Geri
Üst