Uzun süre açlıkta ince bağırsakta neler olur?

[SoruCevap]

Sindirim sisteminin devam organı ince bağırsak uzun süre yiyecekle buluşmadığı için; Epitelyum dokusunun fonksiyonu bozulur. Sindirim ve emilim yavaşlar.
Düzenli sürelerde (2 saat ara ile) bir beslenme alışkanlığında bu tablo elbette görülmez.

Gün içerisinde 5-6 saatlik açlıkta bile bazı sorunlar yaşanabilir.
Beslenme ve sindirim sorunu yaşamamak için, günlük 2 saat ara ile beslenmeyi, enerji dengenizi yani; karbonhidrat, protein ve yağ tüketiminizi dengelemelisiniz.

Beslenmedeki yağ miktarı ve yağ türü, kalp hastalığı riski arasında ciddi bir ilişki var;

Günlük beslenmede yiyeceklerle alınan yağ miktarı önemlidir.

Yağın türüne göre (doymuş yağlar(hayvansal kaynaklı), trans ve doymamış);

a)Doymuş yağ alımının artması, LDL kolesterol seviyesini artırır.

b)Trans yağ alımının(bitkisel katı yağ) artması, LDL kolesterol seviyesini artırır.

c)Doymamış yağ( zeytin yağı, çiçek..gibi) alımının artması, LDL kolesterol seviyesini düşürür.


Kalp hastalık riskini beslenme şekliniz azaltabilir. Nasıl mı?

Günlük kalorinin %25-30'u yağdan gelmelidir. Bu yağın da %10u sadece doymuş yağlardan (hayvansal kaynaklı) gelmelidir. Beslenme de ortalama günlük 25- 30 gram lif (posa) alınmalıdır.

Günlük tuz miktarı 3-5 gramdan fazla olmamalıdır. Kilo kontrol edilmelidir. Fiziksel aktivite bir yaşam şekli haline getirilmelidir. Alkol alımı kısıtlanmalıdır.

Günlük beslenme piramidi nasıl hazırlanmalı ?

Besin piramidin de esas olan, gıda çeşitliliğinin öğünlere dağılımdır.
Dört eşit parçaya ayırdığımız Pramid de beş çeşit gıda gurubu uygun şekilde yer almalıdır.

En geniş olan taban kısmında; tam buğday unlu tahıllı gıdalar (bulgur, aşurelik buğday, tam tahıl ekmek çeşitleri…gibi), kuru baklagiller ve mevsim sebze meyveleri yer almalıdır.

Piramidin orta kısmında; Meyve ve sebze gurubu yer almalıdır. Kısımda yarım yağlı süt ve süt ürünleri, balık ve az yağlı etler yer almalıdır.

Piramidin üst ve dar kısmında; yağlar( ağırlıklı doymamış sıvı yağlar),tatlılar, bal, pekmez ve çok az miktarda(istenirse) şekerli yiyecekler, reçeller, şekerlemeler yer almalıdır.

Ketojenik beslenme (yani karbonhidratın olmadığı) ve riskleri nelerdir?

Önerilerimizde zaman zaman KHO (karbonhidrat) kısıtlı beslenmenin sakıncalarına değiniyoruz.

Kısaca sakıncaları; Sıvı elektrolit dengesizliği yaratmaktadır. Kalsiyum atımı arttığından “osteoporosiz” (kemikte kalsiyum yoğunluğunun azalması) riski oluşmaktadır.

Kanda ürik asit yükselerek gut hastalığı riskini tetiklemektedir. Kanda lipit- kolesterol yükselmesini tetikler. Buna bağlı kalp- damar hastalığı artmaktadır. Ayrıca baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, kabızlık ve metabolizma hızında yavaşlama yapmaktadır.