Uzman isimden Santorini uyarısı: 'Sadece tsunami ve deprem değil...'
TÜBA Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, Ege Denizi'ndeki deprem fırtınasına neden olan Santorini volkanının patlaması halinde yalnızca bölgesel tsunami ve depremlerin değil, küresel ölçekte kuraklık, ekonomik kriz ve gıda sıkıntısı yaşanabileceği uyarısında bulundu.![kapak_uzman-isimden-santorini-uyarisi-sadece-tsunami-ve-deprem-degil-891797.jpg](https://i.12punto.com.tr/Archive/2025/2/5/72103/kapak_uzman-isimden-santorini-uyarisi-sadece-tsunami-ve-deprem-degil-891797.jpg)
Ege Denizi'nde 28 Ocak’tan bu yana yoğunlaşan sismik hareketlilik, bölgede tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Yunanistan’ın Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda odaklanan, derinlikleri 5 ila 25 kilometre arasında değişen ve magmatik nedenlere dayandırılan 600’ü aşkın deprem, uzmanları alarma geçirdi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu sismik hareketliliğin ardında yatan en büyük riskin beklenmedik bir doğa olayı olduğunu vurguladı: Küresel kuraklık.
TSUNAMİ VE DEPREM TEHLİKESİ
Prof. Dr. Yaşar, Santorini volkanının patlaması durumunda yaşanabilecek tsunami ve depremlerin yalnızca bölgesel etkiler yaratacağını, ancak asıl büyük felaketin atmosferde yaratacağı değişiklikler sonucu ortaya çıkacak kuraklık olacağını belirtti. Yaşar, “Volkan patlamaları yalnızca lokal felaketlerle sınırlı kalmaz. Patlamanın büyüklüğüne göre değişen atmosferik etkiler, tüm dünyayı aynı anda etkileyen olağanüstü kuraklıklara yol açar. Kuraklık demek; ekonomik kriz, açlık ve hatta savaşlar demektir,” diye konuştu.Dünyada 120 civarında aktif volkan bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, büyük volkan patlamalarının geçmişte de küresel etkiler yarattığını örneklerle açıkladı: “1991 yılında Filipinler'deki Pinatubo Yanardağı patladığında, bu son 130 yılın en büyük volkanik patlamasıydı. Atmosfere salınan küller ve gazlar, güneş ışığını engelleyerek dünya genelinde sıcaklıkların 0,5 derece düşmesine neden oldu. Türkiye’de barajlar hızla boşaldı, kuraklık baş gösterdi. Ülke olarak ilk kez Bulgaristan’dan elektrik ithal ettik. ABD ve Avrupa’da su tasarrufu politikaları uygulanmaya başlandı.”
''YER ALTI SULARI HAYATİ ÖNEME SAHİP''
Kuraklığın en büyük tehdidinin su kaynakları üzerinde olacağını vurgulayan Yaşar, yer altı sularının korunmasının hayati öneme sahip olduğunu belirtti. “Volkan patlaması durumunda 3-4 yıl boyunca yağış miktarında ciddi azalmalar beklenir. Bu süreçte su ihtiyacını karşılamak için yer altı sularına yönelmek zorunda kalacağız. Ancak şu an Türkiye’de bu kaynakları korumaya yönelik ciddi eksiklikler var,” dedi.Türkiye’de yaklaşık 550 bin kuyu bulunduğunu, bunların 120 bininin ise kaçak açıldığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar, yer altı sularının kontrolsüz kullanımının gelecekte büyük bir su krizine yol açabileceği uyarısında bulundu. “Dünyanın birçok yerinde kaçak kuyular ciddi yaptırımlarla karşı karşıya. Örneğin 2023 yılında İspanya’da 256 kaçak kuyu açıldı ve sorumlular hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye'de ise yer altı sularının korunması için yeterli önlem alınmıyor. 2-3 yıllık su rezervi tutmak bir zorunluluktur, ancak biz bunu ihmal ediyoruz,” şeklinde konuştu.