AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra kurulan devletler

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
İslamiyetten Sonradan Türk Devletleri
Türklerin İslamiyeti kabulünden sonradan kurulan devletler şunlardır;
AKKOYUNLU DEVLETİ
Akkoyunlu Türkmenleri Oğuzlar' ın Bayındır kolundandır Gerek bunların, gerek Karakoyunlular' ın bayraklarında koyun devlete ait bulunması ve mezarlarında koyun heykellerinden taş diktirmeleri, bunların eski Hunlar'dan kalma oldukları fikrini veriyor Anadolu' ya ne vakit geldikleri pek muhakkak değildir; İlhanlılar' dan Argun Han vaktinde gelmiş oldukları rivayet edilir Bunlar önceleri Diyarbekir bölgesine hakim olan Soyatoğulları' nın hizmetinde bulundular, onların çekilmesi üzerine Artukoğulları ile çalıştılar
Akkoyunlular tarih sahnesinde ilk kere Ondördüncü Asır ortasına içten Tur Ali Beğ' in idaresi aşağıda çıkmışlardır Tur Ali Bey etrafında fetih ve yağma hareketlerine girişip galibiyet gösterdikçe Bayat, Döğer, çepni, İnallı, özerli yükseklik ve oymaklarını, daha sonra Avşar, Kaçar ve Ağaçeri boylarından bir takım oymakları da civarda topladı Ama merkezleri önce Diyarbekir iken daha sonra Tebriz' e taşımaları pekçok Türk yükseklik ve oymağının da batıdan yeniden doğuya göçmesine sebep olmuş, böylece Kakoyunlular gibi Akkoyunlular da Doğu Anadolu' da Türk nüfus yoğunluğunun zayıflamasına yol açmışlardır
Tur Ali Beğ 1348' de yanında diğer bazı Türk beyleri de olduğu halde Trabzon' u kuşatmış, lakin şehri almadan Rumlar' la anlaşmıştır Bu anlaşmada oğlu Kutlu Beğ' e Trabzon prensesi Despina' yı aldığını biliyoruz
Kutlu Beğ babasından daha sonra Akkoyunlular' ın başına geçti Akrabası olan Trabzon Rum İmparatoru ile iyi geçiniyor ve dostluklarını yeni akrabalıklarla perçinliyordu Onun Hüseyin, Ahmed, Pir Ali ve Karayülük Osman adlarındaki oğullarının herbiri bir kent veya kasabada hüküm sürüyorlardı Ama bu devirde Akkoyunlular devlet olmaktan ziyade, daha kuvvetli devlet ve beyliklere bağlanarak onlara hizmet etme durumundadırlar giderken onları Karaoyunlular' a karşısında Kadı Burhaneddin' in hizmetinde görüyoruz Kutlu Beğ' in 1389' da ölümünden sonra bir müddet oğlu Ahmed Beğ Akkoyunlular' ın başında bulundu Lüzum o,lüzum kardeşi Karayülük Osman uzun müddet Kadı Burhaneddin' e hizmet ettiler, fakat sonraları Karayülük Osman kendi durumunu güvenli görmeyerek Kadı Burhaneddin' den ayrıldı Kadı' nın kendisini takip ettiği sırada ise birgece baskını ile yakalayıp onu öldürttü Fakat Akkoyunlular bu hadiseden faydalanamadılar Kadı Burhaneddin' in merkezi olan Sivas' ı kuşattıkları süre ahali, Burhaneddin' in oğlu Ali çelebi' yi hükümdar yaptı ve Karayülük Osman' a karşısında direndi Bu direnişin sebebi dehşet idi çünkü Akkoyunlular devlet ve ordu sahibi ahali değillerdi; başlarına topladıkları göçebe Türkmenler' le bir çeşitlilik paralı asker gibi çalışıyorlar ve belli başlı geçimlerini yağmadan sağlıyorlardı Sivas' ı alsalardı elbette şehirde ne bulursa yağmalayacak, karşılarına çıkanları öldüreceklerdi Sivas halkı Şimşek B?yezid' e haber salarak şehri ona belirlemek istediklerini bildirdiler Böylece Yıldırm' ın oğlu Süleyman çelebi, yanında Osmanlı askeriyle gelip Karayülük' ün kuvvetlerini dağıttı, Sivas' ı teslim aldı
Karayülük Osman Bey bu taraflarda yapacak bir işi kalmayınca Darı Sultanı Berkuk' a müracaat ederek onun hizmetine girdi ve kabul edildi Lakin Berkuk kısa bir zaman daha sonra ölünce, Karayülük kendine bir diğer koruyucu arayarak yeni maceralara başladı; o sırada Batı seferine çıkarak Karabağ' da kışlayan Timur' un yanına gidip onun hizmetine girdi Timur buları ciddi bir karşı taraf olan Karakoyunlular' a karşısında uygulamak niyetindeydi Timur Anadolu' ya girince yandaki askerleriyle birlikte ona iltihak etti Sivas' ın Osmanlılar' dan alınması ve şehirdeki asker ve halkın toptan öldürülmesinde ona muavin oldu Timur Malatya' yı, daha sonra da Diyerbekir' i alınca Karayülük' e verdi
Timur' un Anadolu' ya her tarafta gelişinde Karayülük tekrar onun hizmetine girerek Ankara savaşında Osmanlı ordusuna aleyhinde çarpıştı Timur o sene Anadolu şehirlerinin zenginliklerini toplayıp kendi memleketine gönderirken, Akkoyunlular da ne buldularsa yağma etmekten geri durmadılar Lakin bu mallar kervanlar halinde bu arada pay konusunda aralarında anlaşmazlıklar çıkıyor, birbirleriyle ağız dalaşı ediyorlardı
Akkoyunlular Timur' un Diyerbekir' i kendilerine vermesi üzerine bundan böyle kesin bir yeryurt sahibi olmuşlar ve eski yağmacılıklarından yavaşça vazgeçerek düzgün bir devlet hayatı yaşamaya başlamışlardır Bu devirde onlar, lüzum Osmanlılar' la gerek Mısır Memlukleriyle iyi geçindiler; itibariyle Karakoyunlular' la mücadele ediyorlardı Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf ve oğlu İskender zamanında Karakoyunlular' ın düşmanı şahruh tarafını tutarak farklı alanlara yönlendirilmiş savaşlara girdiler, lakin fazla kez yenildiler Nihayet Karayülük Osman Bey bir defasında Karakoyunlu İskender' in şahruh' tan aldığı emirle önünü kesmeye kalktığı vakit yenildi ve iki oğlu ile birlikte savaşta öldü Başı kesilerek Mısır sultanına gönderildi
Karayülük Osman Bey' in ölümü üstüne oğulları ülkenin farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde hüküm sürmeye başladılar Bunlardan Ali Bey kısa bir süre babasının yerine hükümdar oldu Onun yerine gelen Hamza daha başarılı oldu ve memleketin birliğini sağladı Hamza Bey'in yerine gelen Cihangir ise minik kardeşi Hasan Bey kadar bertaraf edildi
Akkoyunlular' ın en önemli hükümdarı işte bu Hasan Bey' dir Uzun Hasan diye belli Hasan Bey kendilerinin en yakın ve büyük hasmı olan Karakoyunlular' a aleyhinde fazla başarılı savaşlar verdikten sonra, gerek onların elindeki, lüzum Anadolu' nun Gerger, Koyulhisar, Harput gibi yerlerini Akkoyunlu ülkesine kattı Gürcistan' a sırt sırta seferler seferler yaptı, Karakoyulular' ı emin şekilde yenip onların tüm topraklarını eline geçirdiTimurlular' la anlaşma yaptı ve bu nedenle Doğu tarafını güven altına aldıktan daha sonra gözünü Darı ve Osmanlı ülkesine dikti
Hasan Bey böylece adaleli bir imparatorluk kurmuş bulunuyordu Hem asker, keza devlet adamı olarak fevkalade yüksek meziyetlere sahipti Doğuya dönerek Karakoyunlular' ın düştüğü hataya kapılmamış, istikbalini Batı' da çağırmak suretiyle gerçekte ileri görüşlü bir cihangir olduğunu kanıt etmiştir Fakat tarih ona burada gülmedi Suriye üstünde giriştiği askeri harekat başarısız kaldığı gibi, Osmanlılar' a karşı da varlık gösteremedi1473' te Fatih Sultan Mehmed' e aleyhinde Otlukbeli' nde yaptığı meydan savaşı mağlubiyetle sonuçlandı Bundan sonradan talihini Doğu' da aramaya kalkan Uzun Hasan, devlet merkezini Diyarbekir' den (o zamanki adıyla Amid) Tebriz' e taşıyınca, Akkoyunlu birliğine yan pekçok Türkmen oymağını da o tarafa götürdü, böylece topluluk bir Türk nüfusu o bölgeyi anlamsız bırakarak Tebriz ve havalisinde sonra kurulacak olan şii hakimiyetinin temel unsurunu teşkil etmiş oldu
Tebriz' e yerleştikten sonradan uygarlık, ilim ve sanat yolunda pek kıymetli çalışmaların teşvikçisi ve dayanağı olan Uzun Hasan 1478' de öldü Onun ölümüyle oğulları arasında saltanat kavgası başladı Bunlardan Yakup Bey bir müddet devleti eski gücüyle devam ettirmeyi başardıysa da, Akkoyunlu Devleti siyasi ve sosyal teşkilatının yetersizliği yüzünden çökmeye yüz tuttu İktidar kargaşalıkları içinde sarsılan ülkeye Erdebil şiileri'nin başına geçen Safevi şah İsmail etken oldu
KAYNAK: Tarihte TürklerProfDrErol Güngör
Sayfa:149153, ötüken Yayınları
ANADOLU BEYLİKLERİ
Anadolu Selçuklu Sultanlığı Ondördüncü Yüzyıl' ın başında dağıldığı vakit, onun toprakları üstünde beylikler hüküm sürüyordu Bu beyliklerin bir kısmı daha devlet dağılmadan önce resmileşmiş, iç işlerinde egemen birer eyalet manzarası almıştı Lakin devlet ortadan kalktıktan daha sonra her bölgede nüfuz sahibi vali ya da kumandanlar oralarda hükümdar olmuşlar, hükümdarlıkları kendilerinden daha sonra evlatlarına geçmeye başlamıştır İşte Karamanoğulları, Dulkadiroğluları, Candaroğulları ilh dediğimiz beylikler böyle birer devletçik halinde teşekkül ettiler
Selçuklu Sultanlığı son zamanlarda İran' daki İlhanlı Devleti' ne tamamen bağlanmış, hatta en sonunda direkt oradan gönderilen valilerle idare edilir olmuştu Anadolu'daki beylikler de İlhanlı Devleti' ne ast oldular Fakat 1335' te son İlhanlı Hükümdarı Muhammed Hud?bende Han ölünce İlhanlı Devleti de dağılmaya yüz tuttu ve böylece beylikler istiklal kazandılar Ilk müstakil beylik ise İlhanlı valilerinin idaresindeki bölgede kuruldu
KAYNAK: Tarihte Türkler ProfDrErol Güngör
Sayfa:214140ötüken Yayınları
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
Türkler' e Anadolu' nun kapılarını kesin olarak açan hadise Malazgirt' teki galibiyet olmuştur Ama Türk akıncı birlikleri daha önceden Anadolu' da adeta bağımsızlık dolaşır ışık halkası gelmişlerdi Diogenes iki yüz bin kişiyle Malazgirt' e gelirken bile ordunun gerisini emniyet altına alamamıştı çünkü Türk akıncıları yeniden görünüyor, hiçbir süre yakalanamıyorlardı
Diogenes' le yapılan anlaşmanın yeni Bizans İmparatoru göre tanınması üstüne Sultan Alp Arslan, Kutalmışoğlu Süleyman şah' ı Anadolu' nun fethine yolladı Süleyman şah' ın emrinde Artuk, Afşın, Porsuk, Danişmend, Saltuk gibi o kadar meşhur Türk kumandanları vardı Bunlar kısa zamanda Sivas ötesine geçerek üzerlerine gelen bir Bizans ordusunun Kayseri yakınında yendiler, Bizans kumandanını esir aldılar İzmit civarında Bizanslılar baştan bir orduyla göründüler, bu orduyu Artuk Bey bozguna uğrattı Ardındaki güney bölgelerine sarkan Süleyman şah' ı durdurmak üzere büyük bir ordu gönderdiler, bu orduyu da Kutalmışoğlu 1074' te yapılan bir meydan savaşında dağıttı Bu savaşlar sonunda Bizans' ın artık Türkler' e askerle karşısında koyması pek zorlaşmıştı Kutalmışoğlu' nun beyleri bunun üstüne Anadolu şehirlerini, yerleşmek üzere bir bir fethetmeye başladılar 1084 yılına gelindiği vakit Marmara' ya değin olan Anadolu toprakları Türkler' in eline geçmiş bulunuyordu
1077' de Büyük Sultan Melikşah, Kutalmışoğlu Süleyman' a bir ferman göndererek kendisini Anadolu Hükümdarıilan etti, arkasından Abbasi Halifesi de Kutalmışoğlu' nu hükümdar olarak tanıdı Ma' mafih Süleyman şah 1075' te devleti kurmuş durumdaydı Yeni Türk Devleti' nin merkezi İznik şehri oldu Erzurum' dan İznik' e dek Türk hakimiyeti kurulmakla birlikte, bazı şehirler ve kaleler hala Bizanslılar' ın elide idi; buralar birer birer temizlendi 1085' te Kutalmışoğlu Antakya' yı fethetti Beylerinden Buldacı Maraş bölgesini, çubuk ve Mehmed Baylar Elazığ bölgesini, Karatekin Bey Sinop' u çaka Bey İzmir' i fethettiler Süleyman şah, her kumandan fethettiği bölgenin idaresini veriyordu Böylece Anadolu beylikler halinde idare edilmeye başlanmıştı
Bu fetihler olurken bir yanlamasına da Doğudan Batı' ya büyük kitleler halinde bir Oğuz akını oluyordu Yüz binlerce insan, atları ve koyun sürüleriyle birlikte yeni açılan ülkelerde yurt tutmak üzere üç büyük koldan Anadolu' ya girmeye başlamıştı Süleyman şah bunları sistemli bir şekilde yerleştirmeye çalıştı, ordusunu da esas itibariyle bunlardan teşkil ediyordu Halbuki o tarihte Büyük Sultanlığın ordusu, Türkmen süvarileri hariç, bir devşirme ordusu halinde teşkilanmıştı
Süleyman şah, devletinin her teşkilatında Türkler' e dayandı Zaten Anadolu fethedildiği süre orada yaşayan Rum halkın büyük bir kısmı, kalabalık kitleler halinde Trakya' ya geçerek Balkanlar' a gitmiş, orada yerleşmişlerdi çünkü az kalsın karınca sürüleri halinde Anadolu' yu istila eden Oğuz kitlelerinden bunlara nefes alacak yer kalmıyordu Yerli halktan öyle azı Müslüman oldular, Süleyman şah tüm Türk hükümdarları gibi herkesi kendi dininde özgür bırakıyor, kimseyi zorlamıyordu Hıristiyan ırk devlete cizye belirlemek suretiyle barışma içinde sıcacık yaşamaya başladı
O yıllarda Anadolu kaynayan bir kazan gibiydi Türkmenler (Oğuzlar) boylar halinde gelerek yurt tutuyor ve Orta Asya' daki sosyaliktisadi düzenlerini aynı şekilde devam ettirmeye çalışıyorlardı Bir taraflarında kendi soylarından lakin diğer kabilelerden insanlar, bir taraflarında birincil kez karşılaştıkları ve ayrı yaşam tarzına, dine sahip olan ahali vardı Yeni gelenler fatih millet olarak geldikleri için, kendilerini üstün görüyorlar ve inanç konusunda yerlilerden hiçbirşey almıyorlardı Buna karşılık oturmuş hayata aid bazı kültür unsurlarının (kap kacak, inşa biçimi vs) Müslümanlık bakımından da epeyce girift bir durumdaydılar Büyük Selçuklu Sultanlığı' nda İslamiyet' in Hanefi mazhebi hakimdi, devletin ileri gelenleri bu hususta eğitim görüyorlar ve hiç değilse üstteki katman aralarında inanç ve ibadet birliği sağlanmış oluyordu Anadolu' ya gelen ve çoğu göçebe olan Oğuzlar' da Müslümanlık eski dinleriyle karma karışık bir haldeydi, bundan başka kabileler halinde yaşadıkça arasında bu konuda bir birlik kurulması da fazla zordu
Anadolu' da Türk birliğinin kurulması ya da Anadolu' nun Türkleşmesi herşeyden önce arınmış bir İslam inancının ve kültürünün her tarafa yayılması, insanları bu konularda birbirine benzetmesiyle olası olmuştur İşte bizim vatanımızın fiziki kurucuları Süleyman şah ve onun beyleri ise, manevi kurucuları da Mevlana Celaleddin, Yunus Emre, Hacı bektaş, Ahi evren, aşık Paşa, Süleyman Türkmani ve daha pekçokları gibi İslam kültürünün ulularıdır Bunları ileride keza anlatacağız
şunu da belirtelim ama, bizim vatanımız buraya gelen Türkler' le yerli halkların kaynaşmasından meydana gelmiş, yani melez bir halk değildir Yukarıda söylediğimiz gibi, biz Anadolu' ya geldiğimiz vakit burada Etiler, Sümerler vs gibi Milad öncesi kavimler yoktu; rumlar, Ermeniler, Süryaniler vs vardı Bunların o kadar azı Müslüman olarak bize karıştı, geri kalanların çoğu (Rumlar) Balkanlar' a geçti; gitmeyenler ise Cumhuriyet devrine dek yerlerinde kaldılar Bugün bile Türkiye' de Rum, Ermeni ve Süryani aslından Hıristiyan vatandaşlarımız yaşıyorlar
Anadolu Fatihi Kutalmışoğlu Süleyman şah kendi yanında yer alan bir takım beylere anlaşmazlığa düşmüştü özellikle Artuk Bey onun durumunu Büyük Sultan melikşah' a bildirmiş ve kendisini Anadolu' dan uzaklaştırmıştı Artuk bey Umman ordusu komutanlığına tayin edildi, oradan da Suriye Sultanı Meliktutuş' un yanına geldi sonradan Afşin Bey gibi bazı büyük kumandanlar, Süleyman şah' ın sert tutumundan şikayet edip onlarda Tutuş' un yanına gitti Tutuş, Melikşah' ın kardeşi idi ve Atsız Bey' den sonradan Suriye valiliğine gönderilerek Mısır' ın fethi ile görevlendirilmişti Suriye' de Kutalmışoğlu' nun Anadolu' da yaptığı gibi bir devlet kuran Tutuş onun güneye doğru daha pozitif ilerlemesinden çekindiği için, bu kumandanları da yanında alarak Kutalmışoğlu' na karşı çıktı O sırada Süleyman şah Haleb' i muhasara ediyordu
Selçuklu ailesinin iki kıymetli avladı, iki Türk ordusunun başında birbirleriyle Haleb civarında savaşa tutuştular Nice Yıllar daima birlikte kafir ülkelerinde gaza yapıp İslam' ın ve Türklüğün hakimiyeti için vuruşan bu insanların birbirlerini yemeleri tatsız bir olaydı Süleyman şah Tutuş' un ordusuna taarruz etti Fakat bu orduda Süleyman şah' ın savaş taktiklerini ve Anadolu ordusunu iyi haberdar olan büyük kumandanlar vardı Bu yüzden hamle başarılı olamadı Tutuş' un safında yer alan Artuk Bey karşısında hücuma geçti Artuk Bey tüm ömrünü savaşlarda geçirmiş deha denecek değin üstün bir askerdi Süleyman şah' ın ordusunu bozguna uğrattı Bu bozgun Kutalmışoğlu' nun da sonu oldu Anadolu Türk Devleti' nin, yani bizim devletimizin kurucusu olan büyük kumandan ve sultan, hyatında ilk kez yeniliyordu Mağlubiyete dayanamadığı için, kaçıp kurtulmaktansa kendini öldürmeyi seçim etti
Melikşah bu olanları duyunca Tutuş' u cezalandırmak için üstüne yürüdü, ama onun bağışlama dileyip ayaklarına kapanması üzerine dokunmadı Süleyman şah' ın küçül çocuklarını Isfahan' daki Selçuklu Devleti' nin başına geçici olarak Süleyman şah' ın kardeşlerinden Davud' u getirdi (1086)
Süleyman şah' ın büyük oğlu şehzade Kılıç Arslan Büyük Sultan' ın sarayında bir eğitim gördü 1096 yılında Isfahan' dan çıkarak İznik' e geldi ve büyük merasimle Selçuklu tahtına oturdu Ama o sırada Anadolu Türklüğünü ve İslam Dünyası' nı büyük bir tehlike bekliyordu: Hıristiyan dünyası Boğazlar' dan ötesinin bundan böyle adamakıllı kaybolduğunu görmüştü; üstelik Hıristiyanlar için mukaddes farzedilen topraklar (kudüs ve civarı) Müslümanlar' ın elinde idi Papazların kışkırttığı Hıristiyan ahali çoğu Avrupa ülkesinde hükümdarları kutsal bir savaş için zorlamaya başladı Avrupa o tarihlerde fakirlik içinde idi İslam ülkelerinde tıpatıp masallardaki gibi bir hayat yaşandığını düşünüyorlar, bu serveti yağmalamak için fırsat arıyorlardı Nitekim işte bu kutsal savaşa katılanların büyük çoğunluğu yağma ve çapul niyetiyle gelmiş insanlardı
Tarihlerde Haçlı Seferleri diye tanıdık (çünkü haç, Hıristiyanlığın sembolüdür) bu seferlerden birincisi 1096 yılında başladı Bir taraftan Avrupa kralları ve derebeyleri ordularını toplarken, bir yandan mutaassıp papazların topladığı yüz bin kişilik bir serseri çapulcu ordusu meydana gelmişti Perişan, biçare insanlardan meydana gelen ve tüm emeli mülk ganimet olarak almak olan bu yüz bin kişilik ordu İstanbul' a gelerek oradan Yalova' ya geçti ve Türk başşehri İznik' e içten yürüdü Sultan Kılıç Arslan 1096 Eylülü' nde bunların İznik yakınında önlerine çıkarak tamamına yakın bir kısmını değil etti, geri kalan pek azı da tutsak edildi Bunların arkasından başlıca Haçlı ordusu, yarım milyonu aşkın bir topluluk halinde ilerliyordu
Haçlılar İznik' i muhasara ettiler Sultan Kılıç Arslan İznik' te küçük bir garnizon bırakarak ordusuyla birlikte çekilmişti Muhasara esnasında Haçlı ordusunun üstüne hücum etti Fakat Türk ordusunun bütün mevcudu ellialtmış bini geçmiyordu 60000 şahsiyet Haçlı kuvveti karşı bunlar çölde bir avuç kum gibi kalmışlardı Haçlılar' ın hepsini ansızın tek bir savaşta yok edemeyeceklerini anlayınca çete harbi yapmaya karar verdiler iznik, Haçlılar' a tarafından çok uygar olan Bizanslılar' a teslim edildi ve bu nedenle oradaki Türkler katliamdan kurtuldu
Haçlı Ordusu Eskişehir Konya üzerinden Antakya' ya ve oradan Kudüs' e inmek üzere yola çıktı Kılıç Arslan ordusunu kumandanları arasında bölerek bunları takip etmeye başladı Türkler yol her tarafında büyük Haçlı sürüsünün alt ve arkalarına dalıyorlar, güçleri tükenene dek Haçlı ordusu Antakya' ya geldiği zaman yüz bine indi, yani beş yüz bin kişi Türk kılıçları ve okları ile Anadolu bozkırında toprağa karışığ kayboldu
Türk ordusunun onlarla uğraşmasını fırsat haberdar olan Anadolu Hıristiyanları yer yer ayaklanmaya başladılar Ermeniler Kilikya' da bir krallık kurdular; Bizans İmparatoru İzmir' i geri aldı Haçlı ordusu Antakya kalesini yedi ay kuşattığı halde alamadı, tam çekilmek üzere iken Kale Kumandanı Yağıbasan Bey' e yerli Hıristiyanlar' ın ihanet etmesi üzerine Antakya düştü Oradan Kudüs' e gittiler Kudüs Türkler' de yok, Darı Fatımileri' nin elinde idi fatımiler şehri savunamadılar Haçlı ordusu şehirdeki tüm Müslüman ve Yahudiler' i, bayan ve çocuklar elde etmek dahil elde etmek üzere, öldürdüler Bunların sayısı yetmiş bini buluyordu
Kılıç Arslan binlere şehid vererek yarım milyon Haçlı askerini imha etmiş, geri kalan sürüyü de Anadolu' dan uzaklaştırmıştı fakat henüz taze olan Anadolu Selçuklu Devleti uzun süren bu savaşlardan bitkin düştü Bir Takım topraklar Bizanslılar' a geri kaptırıldı, devletin kendi beylikleri üzerindeki otoritesi de zayıfladı danışmendiler, Mengücekoğulları ve Saltukoğulları artık Konya' yı merkez yapmış olan Sultan' a boyun eğmeyecek kadar kuvvetlendiler Kılıç Arslan devleti her yerde eski kudretine ulaştırmak için gece gündüz çalışıyordu Türk tarihinin en büyük devlet reislerinden biri olan bu Selçuklu Sultanı, yüksek bir diplomatlık kaabiliyetine sahip olduğu gibi aynı zamanda büyük bir savaş ustası, emsalsiz bir kahramandı ama ömrü yetmedi 1107 yılında Musul ve civarına yaptığı bir seferden dönerken Habur Irmağı' nı geçtikleri sırada atı ile birlikte bir anarofa kapılarak boğuldu
Kılıç Arslan' ın yerine oğlu 2 Melikşah geçti Onun 1116' da yirmi yaşında iken ölümü üstüne de kardeşi Mes' ud, Selçuklu tahtına oturdu
Sultan Mes' ud' un hükümdarlık devri Anadolu' daki Haçlılar ve Danişmendiler' le mücadeleyle geçti Danişmendiler Selçuk Sultanlığı ile rekabet halindeydiler ve her fırsatta kendi beylik topraklarını onların aleyhine genişletiyorlardı Mes' ud bunların elinden Elbistan ve havalisini aldı O sırada Avrupa' da yeni bir Haçlı seferi tertiplenmişti Alman imparatoru üçüncü Konrad, büyük bir ordu ile Eskişehir üzerinden Konya' ya kadar varmak üzereydi Mes' ud sayısı 7080 bin civarında olan bu orduyu Eskişehir' de karşıladı ve yapılan meydan savaşında (1147) Haçlılar' ın tamamına yakın kısmını orada yoketi Alman İmparatoru baskı kaçıp kurtulmuş, İznik' e gelmişti Burada Fransa Kralı' nın getirdiği 150 bin şahsiyet yeni bir Haçlı ordusu ile birleşip tekrar Selçuklular' ın üzerine geldi Sultan Mes' ud bu kadar topluluk bir orduya karşı meydan savaşına girmeyi uygun bulmayarak yıpratma yoluna gitti Haçlı, Toroslar' ı aştıkları zaman artık yola bile devam edemeyecek haldeydiler Antalya' ya sığınıp canlarını kurtardılar Sultan Mes' ud bundan sonra Maraş' ı, peşinde Behısını ve havalisini Haçlılar' dan kurtardı urfa haçlı Kontu tehlikeyi görür görmez Sultan' a bağlılığını arzetti
Sultan Mes' ud, ölümüne yakın bir zamanda eski Türk ve Selçuklu geleneğine uyarak devletin topraklarını oğulları aralarında paylaştırdı Konya' da yapılan bir merasimle büyük oğlu 2 Kılıç Arslan' a taç giydirdi ve onu Konya Sultanıilan etti, diğer iki oğluna da Konya' ya kopamamak üzere iki eyalet verdi 1155' te öldü
KAYNAK: Tarihte TürklerProfDr Erol Güngör
Sayfa:91,92,93,94,95,96,97,98ötüken Yayınları
*
 
İslamiyeti Kabul Eden Türk Devletlerinin Tarihi
- Akkoyunlu Devleti: Akkoyunlular, Oğuzlar'ın Bayındır kolundan gelmekte olup, Karakoyunlular ile akraba ve benzerlik gösterirler. Akkoyunlular, İlhanlılar'ın Argun Han döneminde Anadolu'ya gelmişlerdir. Tur Ali Bey, Akkoyunlular'ın tarih sahnesine çıktığı isim olarak bilinir. Kutlu Bey ise oğlunu Trabzon prensesi Despina ile evlendirerek akrabalık ilişkilerini güçlendirmiştir. Akkoyunlular, Diyarbakır'dan sonra Tebriz'e merkezlerini taşıyarak Doğu Anadolu'da Türk nüfusunun zayıflamasına sebep olmuşlardır. Uzun Hasan, Akkoyunlular'ın en önemli hükümdarı olarak bilinir. Ancak, Suriye üzerine yaptığı başarısız askeri harekatlar ve Fatih Sultan Mehmed'e yenilmesi sonucunda Akkoyunlu Devleti zayıflamış ve Safevi Şah İsmail'in etkisiyle çökmüştür.

- Anadolu Beylikleri: Anadolu Selçuklu Sultanlığı'nın dağılmasının ardından Anadolu'da çeşitli beylikler kurulmuştur. Bu beylikler, İlhanlı Devleti'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Karamanoğulları, Dulkadiroğulları, Candaroğulları gibi İlhanlı valileri tarafından yönetilen beylikler, Anadolu'yu etkili bir şekilde idare etmişlerdir. Anadolu'ya gelen Oğuz kitleleri ve Türkmen boyları, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol oynamıştır. Anadolu'da Türk birliğinin kurulması, İslam kültürünün yayılması ve yerli halklarla kaynaşma süreciyle gerçekleşmiştir.

- Anadolu Selçuklu Devleti: Anadolu Selçuklu Sultanlığı, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'nun kapılarını Türklere açmıştır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın sonrasında Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Anadolu'nun fethine öncülük etmiş ve Türk hakimiyetini yaygınlaştırmıştır. Süleyman Şah'ın fetihleri sırasında Türk boyları ve Türkmenler Anadolu'ya yerleşmiş ve Türk İslam kültürü burada kökleşmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu olan Süleyman Şah, Anadolu'nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti, zamanla Haçlı seferleri ve Danişmendiler ile mücadele etmiş, devlet çeşitli iç ve dış tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Sultan Mes'ud'un döneminde Haçlılar'a karşı zafer elde edilmiş ve devletin toprakları güçlenmiştir. Mes'ud'un oğulları arasında toprak paylaşımı yaparak devletin devamlılığını sağlamıştır.
 
Geri
Üst