SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
kültürel miras konulu proje ödevi - milli kültürümüzün tarihi - türklerde milli kültür tarihi - milli kültürün önemi - milli kültürün tarihteki önemi
Milli kültür milleti millet yapan maddi ve manevi her şeydir. Bu yüzden milli kültüre sahip çıkmak medeniyetler geliştirir. Bu konuda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk çocuklarımızın eğitiminde öncelikle milli kültüre yer verilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu sözü doğrular nitelikte şunu söyleyebiliriz. Geçmişten günümüze bütün Türk büyükleri milli kültürlerine çok fazla önem vermişlerdir. Fakat Uygurlar, Bulgarlar, Macarlar gibi Türk kavimleri milli kültürlerine gerekli önemi vermedikleri için benliklerini kaybedip asimile olmuşlardır. Bu açıdan baktığımızda ulus olarak var olmaya devam etmek istiyorsak genç nesillere milli kültürün önemini aşılamalıyız.
Milli kültürün önemini belirtmemiz için ilk önce kısaca tanımı yapmamız lazımdır. Milli kültür bir millete ulusal kimliğini kazandıran, diğer uluslarla arasındaki farkı ortaya çıkaran ve milletin tarihi boyunca oluşturduğu maddi ve manevi değerlerin uyumlu bir bütünüdür.
Milli kültürün tanımında da yer aldığı gibi millet kavramını, aslında milli kültür oluşturur. Dil, din, örf ve adetler vb. unsurlarına sahip çıkmak medeniyetleri geliştirir. Dünyaya şöyle bir baktığımızda milli kültürün önemini anlamak mümkündür 2.Dünya Savaşından sonra enkaza dönen Almanya ve Japonya’nın milli kültürleri sayesinde günümüzde büyük bir güç olmalarını örnek verebiliriz.
Büyük önder Mustafa Kemal milli kültür hakkında ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri öğrenimin sınırları ne olursa olsun ilk ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir’ demiştir.
Yrd. Doç.Dr. Dursun Gök ise ‘Devletimizin ve milletimizin geleceği genç kuşaklarımızın milli kültür ile donatılması ve geliştirilmesiyle mümkündür’ demiştir. Türk Milli Kültürünün geçmişine bakıp örnekler verecek olursak 2.Göktürk Hükümdarı Bilge Kağan Türk Kültüründen uzaklaşma eğilimine girerek Budist ve Taoist inançlarının Türkler arasında yayılmasını isteyerek bunu devlet meclisine önerir. Bu duruma şaşıran Bilge Tonyukuk şu karşılığı verir:’Bunlar olmamalı. Kuvvet yolu bu değildir. Biz Türk milletini yaşatmak isteriz. O halde böyle akımlar ve tapınaklara izin veremeyiz.’demiştir. Türk hükümdarları Milli Kültürü korumak için çaba sarf etmişleridir. Doğu-Göktürk Hakanı İşbara 585 de Çin İmparatoruna gönderdiği mektupta ‘Sana vergi ve at gönderebilirim. Fakat Çin kanunlarını, adetlerini, giyim tarzını, ülkemde uygulayamam, milletim kabul etmez. Bu yönden Türkler hassas bir kalp gibidir.’diyerek Milli Kültürün ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Uygur Türk Devleti, Çin’den hukuk ve idare unsurlarını, Hindistan’dan Budizm’i, Soğd ve Toharlar’dan Helenistik sanatını, İran'dan Maniheizmi, Akdeniz havzasından Süryani rahipleri ve yine Soğd lar vasıtasıyla Nesturi-Hıristiyanlık ve Helenistik edebiyatını alarak, millî kültürlerinden uzaklaştılar ve diğer milletler içinde kaybolup gittiler.
Tuna bölgesinde devlet kuran Bulgarlar Türk asıllı olmalarına rağmen 864 den itibaren Hıristiyanlığa girerek din değiştirdiler. Ortodoks oldular. Hıristiyan kültürü Türk aile yapısını [1]bozdu. Islav aile tipi Türkler arasında yayıldı. Hıristiyan ve Islav kültürü onları Türklükten uzaklaştırdı ve Islav milleti haline getirdi. Yine Doğu Avrupa'da devlet kurmuş olan ve aslen Türk asıllı olan Macarlar 1000 li yıllarda Türk kültüründen uzaklaşarak Hıristiyan oldular ve ayrı bir millet haline geldiler.
Türk Milletinin bütün fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, memleket ve devlet o derece kuvvetli olacaktır. Türk Milleti binlerce senedir varlığını devam ettiren bir toplumdur. Türk gençliği geçmişini tanımadan ayakta kalamaz. Kudretli devlet olmanın esas unsuru millî kültürü yaşatmaktır. Gençliğimiz kendi kültürünü ve ecdadını tanıdıkça gelecekte daha büyük işler yapma azmine sahip olacaktır.
Milli kültür milleti millet yapan maddi ve manevi her şeydir. Bu yüzden milli kültüre sahip çıkmak medeniyetler geliştirir. Bu konuda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk çocuklarımızın eğitiminde öncelikle milli kültüre yer verilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu sözü doğrular nitelikte şunu söyleyebiliriz. Geçmişten günümüze bütün Türk büyükleri milli kültürlerine çok fazla önem vermişlerdir. Fakat Uygurlar, Bulgarlar, Macarlar gibi Türk kavimleri milli kültürlerine gerekli önemi vermedikleri için benliklerini kaybedip asimile olmuşlardır. Bu açıdan baktığımızda ulus olarak var olmaya devam etmek istiyorsak genç nesillere milli kültürün önemini aşılamalıyız.
Milli kültürün önemini belirtmemiz için ilk önce kısaca tanımı yapmamız lazımdır. Milli kültür bir millete ulusal kimliğini kazandıran, diğer uluslarla arasındaki farkı ortaya çıkaran ve milletin tarihi boyunca oluşturduğu maddi ve manevi değerlerin uyumlu bir bütünüdür.
Milli kültürün tanımında da yer aldığı gibi millet kavramını, aslında milli kültür oluşturur. Dil, din, örf ve adetler vb. unsurlarına sahip çıkmak medeniyetleri geliştirir. Dünyaya şöyle bir baktığımızda milli kültürün önemini anlamak mümkündür 2.Dünya Savaşından sonra enkaza dönen Almanya ve Japonya’nın milli kültürleri sayesinde günümüzde büyük bir güç olmalarını örnek verebiliriz.
Büyük önder Mustafa Kemal milli kültür hakkında ‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri öğrenimin sınırları ne olursa olsun ilk ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir’ demiştir.
Yrd. Doç.Dr. Dursun Gök ise ‘Devletimizin ve milletimizin geleceği genç kuşaklarımızın milli kültür ile donatılması ve geliştirilmesiyle mümkündür’ demiştir. Türk Milli Kültürünün geçmişine bakıp örnekler verecek olursak 2.Göktürk Hükümdarı Bilge Kağan Türk Kültüründen uzaklaşma eğilimine girerek Budist ve Taoist inançlarının Türkler arasında yayılmasını isteyerek bunu devlet meclisine önerir. Bu duruma şaşıran Bilge Tonyukuk şu karşılığı verir:’Bunlar olmamalı. Kuvvet yolu bu değildir. Biz Türk milletini yaşatmak isteriz. O halde böyle akımlar ve tapınaklara izin veremeyiz.’demiştir. Türk hükümdarları Milli Kültürü korumak için çaba sarf etmişleridir. Doğu-Göktürk Hakanı İşbara 585 de Çin İmparatoruna gönderdiği mektupta ‘Sana vergi ve at gönderebilirim. Fakat Çin kanunlarını, adetlerini, giyim tarzını, ülkemde uygulayamam, milletim kabul etmez. Bu yönden Türkler hassas bir kalp gibidir.’diyerek Milli Kültürün ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Uygur Türk Devleti, Çin’den hukuk ve idare unsurlarını, Hindistan’dan Budizm’i, Soğd ve Toharlar’dan Helenistik sanatını, İran'dan Maniheizmi, Akdeniz havzasından Süryani rahipleri ve yine Soğd lar vasıtasıyla Nesturi-Hıristiyanlık ve Helenistik edebiyatını alarak, millî kültürlerinden uzaklaştılar ve diğer milletler içinde kaybolup gittiler.
Tuna bölgesinde devlet kuran Bulgarlar Türk asıllı olmalarına rağmen 864 den itibaren Hıristiyanlığa girerek din değiştirdiler. Ortodoks oldular. Hıristiyan kültürü Türk aile yapısını [1]bozdu. Islav aile tipi Türkler arasında yayıldı. Hıristiyan ve Islav kültürü onları Türklükten uzaklaştırdı ve Islav milleti haline getirdi. Yine Doğu Avrupa'da devlet kurmuş olan ve aslen Türk asıllı olan Macarlar 1000 li yıllarda Türk kültüründen uzaklaşarak Hıristiyan oldular ve ayrı bir millet haline geldiler.
Türk Milletinin bütün fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, memleket ve devlet o derece kuvvetli olacaktır. Türk Milleti binlerce senedir varlığını devam ettiren bir toplumdur. Türk gençliği geçmişini tanımadan ayakta kalamaz. Kudretli devlet olmanın esas unsuru millî kültürü yaşatmaktır. Gençliğimiz kendi kültürünü ve ecdadını tanıdıkça gelecekte daha büyük işler yapma azmine sahip olacaktır.