SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Toprağın Sürdürülebilirliği Hayat İçin Neden Önemlidir
Toprak, bir ülkenin korunması gereken önemli doğal kaynaklarından biridir. Ekosistemdeki dengeler bozulmadığı sürece toprak, bitkilerin ve hayvanların yaşamını sürdürdüğü kaynak olacaktır. Ayrıca bitkiler topraktan aldığı su ve mineralleri kullanarak kendileri ve hayvanlar için gerekli organik besinleri üretir. Son yıllarda artan bazı yanlış tarım uygulamaları, arazilerin amaç dışı kullanımı, kanalizasyon suyu ile sulama yapılması, asit yağmurları, madenlerin aşırı tüketimi, maden işlemede kullanılan suların atıklarının arıtılmadan çevreye bırakılması ve çeşitli fabrika atıkları toprağın yapısını bozmaya başlamıştır. Ayrıca depremler, yanardağ patlamaları, seller, kuraklık, fırtınalar ve iklim değişiklikleri ekosistemin yapısını, dolayısıyla da toprağın yapısını bozmuştur.
Toprak yapısının bozulması, biyolojik aktivitenin bozulmasına ve buna bağlı olarak bitki örtüsünün bozulmasına neden olur. Bu durum başka kaynakların sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkiler. Örneğin II. Dünya Savaşı’ndan sonra tarım sektöründe yüksek teknolojinin kullanılması, gübre ve kimyasal ilaç kullanımının artması tarımsal üretim miktarında önemli artışlar meydana getirmiştir. Ancak bir süre sonra toprak yapısı kirlenmiş, dolaylı olarak yer altı ve yeryüzü sularının da kirlenmesiyle tarımsal üretim azalmış ve besinlerin niteliği bozulmuştur.
Tüm bunların yanında sürdürülebilir toprak yönetiminin olmaması da toprak yapısının bozulmasında etkili olan nedenlerden biridir. Sürdürülebilir toprak yönetimi, toprak kalitesinin yükseltilmesi ve bu kalitenin uzun dönemde korunması için yapılan faaliyetlerdir. Toprak sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi ve çevrenin korunması için öncelikle kamuoyunun bilinçlendirilmesi, konuyla ilgili yürürlükteki yasaların uygulanması, yetersiz yasaların ise gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi ve arazi kullanım planlarının doğal dengeyi bozmayacak şekilde hazırlanması gerekir. Ayrıca toprakta bulunan bitki örtüsü ve hayvan popülasyonları korunmalıdır. Endüstriyel ve tarımsal üretimde kullanılan zararlı kimyasalların toksik etkileri önlenmelidir. Erozyon, çölleşme, tuzlanma ve kumullaşma gibi toprak yapısını bozan etkenler
için tedbirler alınmalıdır.
Toprak, bir ülkenin korunması gereken önemli doğal kaynaklarından biridir. Ekosistemdeki dengeler bozulmadığı sürece toprak, bitkilerin ve hayvanların yaşamını sürdürdüğü kaynak olacaktır. Ayrıca bitkiler topraktan aldığı su ve mineralleri kullanarak kendileri ve hayvanlar için gerekli organik besinleri üretir. Son yıllarda artan bazı yanlış tarım uygulamaları, arazilerin amaç dışı kullanımı, kanalizasyon suyu ile sulama yapılması, asit yağmurları, madenlerin aşırı tüketimi, maden işlemede kullanılan suların atıklarının arıtılmadan çevreye bırakılması ve çeşitli fabrika atıkları toprağın yapısını bozmaya başlamıştır. Ayrıca depremler, yanardağ patlamaları, seller, kuraklık, fırtınalar ve iklim değişiklikleri ekosistemin yapısını, dolayısıyla da toprağın yapısını bozmuştur.
Toprak yapısının bozulması, biyolojik aktivitenin bozulmasına ve buna bağlı olarak bitki örtüsünün bozulmasına neden olur. Bu durum başka kaynakların sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkiler. Örneğin II. Dünya Savaşı’ndan sonra tarım sektöründe yüksek teknolojinin kullanılması, gübre ve kimyasal ilaç kullanımının artması tarımsal üretim miktarında önemli artışlar meydana getirmiştir. Ancak bir süre sonra toprak yapısı kirlenmiş, dolaylı olarak yer altı ve yeryüzü sularının da kirlenmesiyle tarımsal üretim azalmış ve besinlerin niteliği bozulmuştur.
Tüm bunların yanında sürdürülebilir toprak yönetiminin olmaması da toprak yapısının bozulmasında etkili olan nedenlerden biridir. Sürdürülebilir toprak yönetimi, toprak kalitesinin yükseltilmesi ve bu kalitenin uzun dönemde korunması için yapılan faaliyetlerdir. Toprak sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi ve çevrenin korunması için öncelikle kamuoyunun bilinçlendirilmesi, konuyla ilgili yürürlükteki yasaların uygulanması, yetersiz yasaların ise gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi ve arazi kullanım planlarının doğal dengeyi bozmayacak şekilde hazırlanması gerekir. Ayrıca toprakta bulunan bitki örtüsü ve hayvan popülasyonları korunmalıdır. Endüstriyel ve tarımsal üretimde kullanılan zararlı kimyasalların toksik etkileri önlenmelidir. Erozyon, çölleşme, tuzlanma ve kumullaşma gibi toprak yapısını bozan etkenler
için tedbirler alınmalıdır.