Toplumun Üçte Biri Hipertansiyon

[SoruCevap]

TOPLUMUN ÜÇTE BİRİ HİPERTANSİYON

Medicana Internatıonal Samsun Hastanesi Kardiyoloji Kısmından Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna, yüksek kan basıncı ya da bilinen ismiyle hipertansiyonun yıllarca belirti vermediğini belirterek, ”Böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine verebileceği hasar nedeniyle hipertansiyon “sessiz düşman” olarak da anılıyor. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği üzere hipertansiyonun yarattığı önemli durumlardan korunmak için ise erken teşhis büyük ehemmiyet taşıyor” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna, yüksek kan basıncı ya da bilinen ismiyle Hipertansiyonun, beden atardamarlarında oluşan uzun vadeli yüksek basınç olduğunu söyledi. Kan basıncının 140/90 yahut üzerinde olmasının hipertansiyon olduğunu belirterek,”Çok sık görülür, toplumun üçte birinde hipertansiyon vardır. Hipertansiyon kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz hasarı, inme üzere durumlara yol açabilen bir rahatsızlıktır. Tam nedeni bilinemese de günlük yüksek tuz alımı (6 gr/gün), gerilim, obezite, genetik faktörler (ailede hipertansiyon hikayesinin bulunması), şeker hastalığı, hareketsiz ömür usulü, kalsiyum, kilo fazlalığı, potasyum, magnezyum üzere elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesi hipertansiyonla bağlantılı sebepler ortasında olsa da Hipertansiyon nedeni tüm dünyada %90-95 oranında bulunamaz. Hipertansiyonun % 5’lik sebepleri ortasında böbrek, böbrek üstü bezleri ve aort damarlarıyla ilgili sorunlar sayılabilir.

“Sessiz Düşman “ Hipertansiyon

Dr. Öğr. Üyesi Kenan Durna, Hipertansiyon için “sessiz düşman” teriminin kullanılmasını şöyle açıkladı,”Hastaların yarısında hiçbir belirti vermez ,ya tesadüfen ya da felç üzere rastgele bir organda bozukluk yaptığında saptanır. Sıklıkla yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilir. Münasebetiyle belli aralıklarla kan basıncını ölçtürmek hayat kurtarıcı olabilir. Birtakım şahıslarda çok yüksek kan basıncı baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk yapabilir. Bu şikayetler hissedildiğinde kesinlikle bir doktora başvurulmalıdır. Her yüz şahıstan birinde bulunan çok yüksek kan basıncı (malign hipertansiyon) ismi verilen durumda ise zonklayıcı baş ağrısı, bulantı, kusma, görme bozukluğu, baş dönmesi bazen de böbrek yetersizliği görülebilir. Bu acil bir durumdur ve organ hasarından korunmak için kesinlikle hastaneye başvurulmalıdır.

Teşhis için kan basıncı ölçümü

Sıhhat profesyonelleri tarafından uygun kaidelerde yapılan ölçümlerde kan basıncının en az iki ölçümde 140/90 mm hg ve üzerinde olması hipertansiyon hastası olduğunuzu gösterir. Bu tanıyı koymada ayrıntılı bir fizik muayene, elektrokardiyogram, ekokardiyografi, 24 saatlik kan basıncı izlemi ve laboratuvar testleri yardımcı olur. Kan basıncı birçok faktörden etkilenir. Kan basıncı ölçümü öncesi bir saat içerisinde bir şey yememek, istirahat halinde olmak, sigara ve kahve içmemek ülkü ölçümü sağlar.

Tedavinin Temeli Ömür Biçimi Değişimi

Hipertansiyon tedavisinde gaye kan basıncını 140/90 mm hg altına düşürmektir. Ülkü olan ise 120\80 mm hg altına indirmektir. Şeker hastalarında, böbrek yetersizliği ve organ hasarı olan hastalarda daha düşük kan basıncı kıymetleri hedeflenir. Tedavinin temeli ömür biçimi değişimi,eğer bu kâfi olmazsa ilaç tedavisinin başlanmasıdır. Birçok hipertansiyon ilaçları tek başına yahut kombinasyon halinde kullanılır. Belli hastalıkları olan şahıslarda ilaçlar değişiklik gösterebilir. Hipertansiyondan korunmada ömür şekli değişimi, nizamlı idman, kilo denetimi, tuz alımının kısıtlanması (3 gr/gün) temel rol oynar. Tüm tedavilere dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına süreç yapılarak kan basıncı denetim altına alınabilmektedir. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği üzere hipertansiyonun yarattığı önemli durumlardan korunmak için erken teşhis değerlidir. Erken teşhis koyulan ve denetim altına alınan hipertansiyon hayat kalitesini etkilemez. Nedeni aşikâr olmadığı için, kan basıncı düşürülebilir lakin hipertansiyon ortadan kaldırılamaz. Bu nedenle ilaçlı ve ilaçsız tedavi ömür uzunluğu sürdürülmelidir.