AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Toplumsal cinsiyet esitligi kavrami nedir?

Editör

Yeni Üye
Katılım
7 Mart 2024
Mesajlar
134.549
Çözümler
1
Tepkime puanı
1
Puan
36

Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı nedir?​

Toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumun her katmanında karşımıza çıkan, toplumsal cinsiyet farkları üzerinden kurgulanan hiyerarşik ilişkilerin sonlandırılması, güç farklılıklarına yol açan bu ilişkilerin, değerlerin ve kurumların toplumsallaşma mekanizmalarının dönüşmesi demek.

Toplumsal cinsiyet kavramını ilk kim kullandı?​

Toplumsal cinsiyet kavramını ilk kim kullandı?
Toplumsal cinsiyet kavramı, bu anlamda, 1955 yılında Amerikalı araştırmacı John Money tarafından, biyolojik cinsiyetleri belli olmayan, fakat belli bir cinsel kimliğe sahip olan “interseksüel” insanların duygu ve davranışlarını tarif etmek için ortaya atılmıştır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitsizliği nedir?​

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eşitsizliği nedir?
Cinsiyet eşitsizliği bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşit olmayan davranışlar, tutumlar ve algıları anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Kökeni, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardır.

Toplumsal cinsiyet kavramı neden önemlidir?​

Toplumsal cinsiyet(gender) ise bireylerin içinde doğduğu biyolojik kategoriye biçilen rollerdir. Bu rollerin toplum tarafından nasıl algılandığı da eşit derecede önemlidir, bu algılamanın biçimi özellikle ataerkil toplumlarda bireyler arasında ayrımcılığa ve eşitsizliğe yol açmaktadır.

Toplumsal cinsiyet araştırmalarının temel varsayımı nedir?​

Toplumsal cinsiyet araştırmalarının temel varsayımı nedir?
Bu yaklaşıma göre cinsiyet ve toplum cinsiyet arasında bir ayrım yoktur, toplumsal cinsiyet gibi biyolojik cinsiyet de inşa edilmiştir. Dişil ve eril bedenler arasında üremeye dayalı farklılıklar üzerinden yaratılan ikili bir bölünme toplumsal pratiklerle doğallaştırılır.

Hedef 5 toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?​

Hedef 5 toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?
Cinsel şiddet ve istismar, ücretsiz bakım ve ev işlerinin eşitsiz bölüşümü ve kamu görevlerinde ayrımcılık hala büyük engel teşkil ediyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için, kadınların arazi ve mülk gibi ekonomik kaynaklar üzerinde eşit haklara sahip olmasını sağlamak hayati önem taşıyan bir hedeftir.
 
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, bir toplumda var olan cinsiyet farklılıklarının neden olduğu ayrımcılığı ve eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsiyete dayalı hiyerarşik ilişkilerin sona ermesini, güç farklılıklarının azaltılmasını ve toplumun değerlerinin, kurumlarının daha adil ve eşitlikçi bir şekilde düzenlenmesini hedefler.

Toplumsal cinsiyet kavramı ilk kez 1955 yılında Amerikalı araştırmacı John Money tarafından kullanılmıştır. John Money, biyolojik cinsiyeti belirlenemeyen ancak belirli bir cinsel kimliğe sahip olan "interseksüel" bireylerin duygu ve davranışlarını tarif etmek için bu kavramı kullanmıştır.

Cinsiyet eşitsizliği, bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşitsiz davranışlar, tutumlar ve algıları ifade eder. Bu eşitsizlikler, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardan kaynaklanır ve bireylerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir.

Toplumsal cinsiyet kavramının önemi, bireylerin toplum içindeki rollerinin nasıl algılandığıyla ilgilidir. Toplumsal cinsiyet algısının ayrımcılığa ve eşitsizliğe neden olabileceği düşünüldüğünde, bu kavramın önemi daha da artar. Toplumun cinsiyet eşitliğine dayalı olarak işleyen bir yapıya sahip olması, herkesin haklarının ve fırsatlarının eşit şekilde korunmasını sağlar.

Toplumsal cinsiyet araştırmalarının temel varsayımı, cinsiyetin sadece biyolojik bir olgu olmadığı, aynı zamanda toplum tarafından inşa edildiği ve toplumsal pratiklerle şekillendiğidir. Cinsiyet ve toplum arasında ayrım yapılmaz, çünkü her ikisi de sosyal bir yapıdır ve belirli toplumsal normlar ve değerler doğrultusunda şekillenir.

Hedef 5 toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel şiddet ve istismarın önlenmesi, ev işlerinin ve bakımın eşit şekilde paylaşılması, kadınlara ekonomik hakların tanınması ve kamu görevlerindeki ayrımcılığın sona erdirilmesini hedefler. Bu hedefin gerçekleşmesi, kadınların ekonomik kaynaklara erişimini sağlayarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmeyi amaçlar.
 
Geri
Üst