AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Tanzimat Fermanı (Gülhane Hatt-ı Hümayunu)

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Tanzimat Fermanı (Gülhane Hattı Hümayunu)
Sultan Abdülmecid Han vaktinde, Sadrazam Mustafa Reşid Paşa göre hazırlanarak, 3 Kasım 1839 ’da Topkapı Sarayı'nın Gülhane Bahçesinde okunup, ilan edilen ve ıslahat programını bildiren doküman
Avrupa ’da 18 yüzyıldan itibaren görülen teknik ilerleme, her geçen gün Osmanlı Devleti'nin aleyhine gelişti Yeni buluşlar; askerî, sivil, iktisadî bünyeye hızla girerek, Avrupa milletlerini güçlendirdi Hem Fransız İhtilâliyle yaygınlaşan ve şiddetle benimsenen milliyetçilik hareketleri, bu milletlerin derlenip toparlanarak, bilhassa Osmanlı Devletine aleyhinde düşmanlıklarını arttırdı Haçlı zihniyetinin kinleri ve asırlar boyunca süren MüslümanTürk üstünlüğüne son verme ihtirasları da, bu teknolojik imkân ve güçlerle birleşerek, askerlikte, ticarette, dış ve iç siyasette, Osmanlı Devleti aleyhine komploları, açık ve dar tecavüz ve mücadeleleri en ileri noktalara içten tırmandırdı
Bunun neticesi olarak Osmanlı Devleti içinde bulunan başta Hıristiyan azınlıklar, kavmiyetçilik ve Haçlılık hisleri kışkırtma edilerek, aralıksız surette taşkınlıklara, isyanlara, kışkırtma ve teşvik edildi Bu hareketleri, düşman devletlerce maddî ve manevî yardımlarla desteklendi öte yandan 17 yüzyıldan sonradan yeniçerilerde görülen biçimsizleşme, Sultan İkinci Mahmud Han devrinde, siyasî ve ticarî hayata da bulaşarak, devlet içten içe çürütülmeye başlandı Bu durum, devletin gücünü tedricen azaltarak, dışarıya ve içeride zaafa uğrattı Yüksek dereceli bazı memurlar arasında yaşanan şahsî atışma, kin, haset ve garez, ara sıra, devletin otorite ve gücünü zayıflatmak ve yok etmek pahasına da olsa, sürdürülerek, devletin düşmanlarına destek edildi
Bu Nedenle, esasen devlete sadık ve pak ahali, artma devrinde görülen basiretli ve ilerletici sevk ve idareden mahrum, ilimden uzaklaştırılarak sanayi ve ticarette teknik kolaylıklardan habersiz bırakıldı
Bu şart, Tanzimat Fermanı ’ndan çok önce Osmanlı sultanları tarafından ayrım edilerek farklı alanlara yönlendirilmiş ıslahat hareketleri planlandı ve uygulandı Yeniçeri Ocağının kaldırılması, kılık kıyafetin düzenlenmesi, eğitim müesseselerindeki ıslahatlar, teknolojik gelişmeleri ülkeye sokma gayretleri, bunlardan bazılarıdır Ancak, bu hareketlerin çoğunda düzeltilmek istenen ana hususlar, insan unsuru ve müesseselerin işleyişi ve teknolojiye but uydurmak biçiminde görülür Sultan Abdülmecid Han da bu anlayışa sahip, ıslahat hareketlerini devam ettirmek ve devleti Avrupa ile demin dengede duran gücünden düşürmemek; bundan başka egemen şiddet hâline getirmek için, azim ve çaba ile çalışan bir hükümdardı
Avrupa milletleri ve bilhassa İngilizler; Osmanlı Devletinde yapılacak ıslahatın, devletin temellerine nüfuz etmesini, Osmanlı müesseselerinin yıkılarak, Avrupaî bir idare tarzı aşağı, devletin yapısına zıt bir zihniyetin baskın olmasını, azınlıkların istiklâli tedarik edilerek, parçalanma ve yıkılışa yol açmasını istek ediyorlardı Bunu temin etmek için hususî teşkilâtlar kurarak bir takım Osmanlı devlet adamlarını elde etmeye, ıslahat gayretlerini kendi planlarına uygun şekle çevirmeye çalıştılar Mason locaları dahil, değişik isim ve şekiller aşağı yürütülen bu etkinlikler içerisinde, Gülhane Hattı Hümâyûnu ’nun hazırlandığı günlere gelindi
Tanzimatı Hayriye de denilen bu fermanın hazırlayıcısı Mustafa Reşid Paşadır Mustafa Reşid Paşa; daha önce Paris ve Londra elçiliklerinde bulunmuş, batı kültürü hayranı, millî meziyetler ve İslâm bilgilerinden manâlı ölçüde uzaktan kalarak yetişmiş bir kişiydi İstanbul ’a dönüşünde İngiltere sefiri Lord Rading ’in ısrarlı tavsiyeleri neticesinde sadrazamlığa getirilmişti Lord Rading ’in, Osmanlı Devletini yarmak için İngiltere ’de kurulmuş olan “İskoç Mason Locasının önde gelen bir üyesi olduğu, tarihî kayıtlarda mevcuttur
Tanzimat Fermanı; 3 Kasım 1839 tarihinde, Gülhane Bahçesinde, yabancı devlet sefir ve konsolosları, tüm saray erkânı ve devlet ricali ile büyük halk müziği kalabalığı önünde, kişisel olarak Reşid Paşa kadar okunup, duyuru edildi Oldukça uzun bir metin olan bu ferman, ihtiva ettiği düşünceler itibariyle, beş kısma ayrılabilir:
1 Ilk kısımda; Osmanlı Devletinin kuruluşundan itibaren, şeriatın kanunlarına uyulduğundan, devletin adaleli hâle ve halkın müreffeh bir duruma vasıl oldukları belirtilmektedir
2 İkinci kısımda; yüz elli yıldan beri türlü gaileler ve türlü sebeplerle dine ve kanunlara riayet edilmediğinden, devletin zayıfladığına göze çarpan edilmektedir
3 Üçüncü kısımda; Allah ’ın inayeti ve Peygamberin yardımları ile devletin iyi bir şekilde idaresini karşılamak gayesiyle yeni kanunların konulmasının gerekliliği belirtilmektedir
4 Dördüncü kısımda; bu yeni kanunların dayanacağı prensipler belirtilmekte olup, bunlar:
a) Müslüman ve Hıristiyan bütün tebaanın ırz, namus, can ve mal güvenliğinin temini;
b) Verginin ahenkli bir usule göre ayarlanıp toplanması;
c) Askerliğin düzenli bir şekle sokulması
5 Beşinci kısımda ise, bu kanunların yapılması ve tatbiki için gereken tedbirlerden bahsedilmektedir
Muhtevası, uygulanışı ve neticeleri itibariyle Osmanlı tarihinde, üstünde en çok tartışılan konulardan biri olan bu Ferman hakkında yapılan farklı alanlara yönlendirilmiş değerleme ve tenkitler şöyle sıralanabilir:
Birincil üç bölüm, Hattı Hümâyûnun dördüncü bölümündeki yeniliklere, Müslüman tebaanın reaksiyonunu azaltmak ve onların itimadını kazanmak için kaleme alınmıştır Tanzimat Fermanı ’nın en önemli kısmı, dördüncü kısmıydı Ferman ’ın ilanından bir müddet sonradan, fermanda, gerekli olduğu belirli tedbirlerin alınmasına başlandı
Dördüncü bölümde farzedilen prensiplerle, evvelden beri Osmanlı idaresinde, sözde bir halk düzeni ve kanun bulunmadığı biçiminde bir hava verilmeye çalışılmıştır ve ferman, bu düzensizliği ortadan kaldırıyor iddiası ile ortaya atılmıştır Halbuki, kanun ve nizam hakimiyeti, devletin kuruluş yıllarından itibaren padişah dahil, cümbür cemaat göre en fazla riayet edilen husustur Osman Bey, en yakın çocukluk arkadaşı, beyliğinin ileri gelen kumandanı, fazla sevdiği Samsa Çavuş ’un, Leblebici Hisarı ’nın gelirinin kendisine verilmesi talebini; “Karındaşım; kanunumuz, harpsiz teslim olan hisarların düzenine, gelirine dokunmayı men eder Leblebici Hisarı kılıçla alınmadı! diyerek kanun ve nizam ile devleti, şahsî dostluğundan üstün tuttuğunu göstermiştir Temeli böyle atılan devlette, kanun ve nizam, her zaman önde gelmiş, keyfî idare gayesi güdülmemiştir Keza, bir devlet içinde kanunları ihlâl eden bazı kimselerin bulunması, yeni kanun yapmayı gerektirmez Ihmal edenlerin cezalandırılmasını gerektirir
Bu fermandan sonradan ferdî hakların korunması bakımından önemli olan yeni bir suç oluşturan kanunu yapıldı Memur suçlarına ait yeni bir Idare Kanunu düzenlendi ve rüşvet için ağır cezalar kondu Tanzimat'ın birinci ve ikinci yıllarında iltizam ve âşar birleştirme usulleri kaldırıldı Âşar, muhassılı emvâl denilen maliye memurları vasıtasıyla toplanmaya başlandı Hıristiyanların verdikleri cizye de, patrikhaneler vasıtasıyla toplandı
Mustafa Reşid Paşanın mühim bir gayesi de, bu tedbirle ortaya çıkmaktadır Vergi almak, devletin vazifesidir Müslümanların vergisini Şeyhülislâmlık makamı toplamadığı, devlete verildiği hâlde, Hıristiyanların vergilerini kiliseler toplamaktadır Bu, bir nevi muhtariyet işareti vermektir Nitekim yüzlerce yıl sulh içinde Müslümanlarla beraber yaşamış Ermeniler, bu tarihten sonradan teşkilâtlanıp, devlete yüz yıldan ziyade gaile olmuşlardır Bütün devlet memurları, maaşa bağlandı Tanzimat'ın bânisi Reşid Paşa, malî saha ile ilgili teferruatlı bir programa sahip olamadığından, beklenilen sonuç elde edilemedi Buradan da, Reşid Paşanın esas hedefinin sosyal bünye olduğu anlaşılmaktadır Kısa bir süre sonradan âşar ve cizyenin toplanmasında eski usule dönüldü Vergi işleri için defterdarlıklar kuruldu Vergilerin tespit ve tahsilinde, belediye ve vilayet meclislerine bazı yetkiler verildi Birincil kâğıt para da bu dönemde çıkarıldı Ama karşılığı olmadığı için, kısa süre sonradan değerden düştü 1846 Ticaret Kanunu çıkarıldı
Yüzyıllardır, askerlik nedir bilmeyen Hıristiyanlara askerlik mükellefiyeti yüklenemediğinden, onların askere alınmalarından vazgeçildi Böylece fermanın getirdiği askerlikte, HıristiyanMüslüman eşitliği ilk darbeyi yedi
Tanzimat Fermanı ’nda direkt millî eğitimle ilgili bir kısım görülmez Mustafa Reşid Paşa, Hattı Hümâyûnu okuduğu gün, birçok kordiplomatik şahıslara ek olarak, bazı Avrupa devletlerinin ileri gelenleri de hazır bulundu Bunlardan İngiliz Prensinin, diğer sefirlere nazaran, Reşid Paşaya yakınlığı fazla fazla idi Çünkü Paşa, İngiltere ’de sefirken, Prensle şahsî arkadaşlık kurmuşlardı Batı kültürünün hayranı olan Paşa ’nın bu yakın olma aleyhinde, birçok fikrî taahhütleri de olmuştur Gülhane bahçesinde Paşa, fermanı okurken hazır bulunan İngiliz Prensi, Paşa ’yı hararetle tebrik ederek; “Paşam, siz İngiltere ’deki sohbetlerimizde planlarınızı bana anlatırdınız Ben ise Osmanlı cemiyetinde bu değişikliklerin yok yapılması, sözünün bile edileceğine olasılık vermezdim, ama, sizi kırmamak için de itiraz etmezdim Ama görüyorum oysa hayallerinizi gerçekleştirdiniz Beni yanılttınız, sizi tebrik ederim! demekten kendini alamamıştır Halbuki Osmanlı cemiyetinin bu şekilde bozulmasını, dejenere edilmesini Reşid Paşaya İngilizler empoze etmişlerdi
Osmanlı Devletine arkadaşlık elini bugüne kadar uzatmamış İngiltere, iki yıl sonra 1841 ’de, Darı ’daki Mehmed Ali Paşa gailesinde, Osmanlı Devletini, donanması ile desteklemiş, ama öbür taraftan da Darı ’ı Osmanlılar üstüne kışkırtmıştır Arkadan Kırım Harbi'nde de bu sahte dostluğunu, Osmanlı Donanmasını Karadeniz ’de, Sinop baskınında Ruslara imha ettirerek devam ettirmiştir an be an ilerleyen bu koşul, Devletin çökmesine kadar sürmüştür
Millî eğitim sahasındaki yenilikler, Sultan İkinci Mahmud zamanında başlatılmıştı Bu dönemde ise Sultan Abdülmecid Hanın emriyle, yeni mekteplerin açılması ve sıbyan mekteplerinin çoğaltılmasına çalışıldı Millî eğitim işlerinin yürütülmesi ve kontrolünü peşine düşüp takip etmek maksadıyla “Meclisi Dâimî Maârifi Umûmiye kuruldu 1846 ’da temeli atılan Dârülfünûn ’un bitirilişine değin, burada okutulacak dersler için eserler düzenlemek üzere 1851 ’de “Encümeni Dâniş adı ile ilk Osmanlı İlimler Akademisi kuruldu Bu meclisin üyeleri olan Fuad Paşa ile Ahmed Cevdet Paşa'nın müştereken hazırladıkları Kavâidi Osmâniye adlı kitap, bu Encümen kadar kabul edilen ilk eserdir
İdarî teşkilâtta da bazı yenilikler yapıldı Memleketin eyaletlere bölünmesine devam edildi Eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara ve kazalar da köyleri ihtiva eden nahiyelere ayrıldı Her eyaletin başında müşir rütbesinde birer vali, sancaklarda birer paşa bulunmakta, kazaların birçoğu ise muhassıllar tarafından idare olunmakta idi Her valinin yanında, bölge kuvvetlerine komuta edecek bir muhafız ile, malî işlere bakacak bir defterdar verildi Bazı eyalet ve sancaklarda mahallî meclisler kuruldu Bu meclislerde Müslüman ve Hıristiyan millet, nüfusları nispetinde temsil edildi *
 
Tanzimat Fermanı'nın içeriği ve uygulanışıyla ilgili detaylı bilgiler verilmiş. Fermanın ardındaki nedenler, Sultan Abdülmecid Han dönemindeki yapılanma ve değişimler, Mustafa Reşid Paşa'nın rolü, Avrupa'daki etkiler, Hristiyan azınlıklara yapılan düzenlemeler, vergi uygulamaları, idari değişiklikler ve eğitim alanındaki yenilikler aktarılmış. Ayrıca, fermanın dönemin toplumsal ve siyasi yapısına etkisi, Osmanlı'nın dış ilişkilerine yansımaları ve süreçte yaşanan gelişmeler üzerinde durulmuş. Tanzimat Fermanı'nın Osmanlı Devleti'ndeki büyük değişimlere yol açan önemli bir belge olduğu vurgulanmış. Bu belgeyle birlikte Osmanlı Devleti'nde modernleşme ve yenilikçi adımların atıldığı bir döneme girildiği belirtilmiş.
 
Geri
Üst