- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 265.241
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 1
- Puan
- 38
- Konu Yazar
- #1
Süleyman Apaydın Biyografisi
“YIKIN HEYKELLERİMİ” adlı şiiri ile meşhurdur.
Süleyman Apaydın, 1944 Yılında, Giresun, Dereli kazasının Çalca köyünde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Giresun ve Samsun’da tamamladı. Giresun Lisesinden mezun olduktan sonra 1963 yılında girdiği Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda Torna tesviye bölümünde okuyup 1967 yılında bitirerek Sinop Endüstri Meslek Lisesi’ne meslek dersleri ve Torna tesviye atölyesi öğretmeni olarak atandı.
Süleyman Apaydın, 1971-1973 yılları arası 112. dönem Topcu asteğmen olarak askerliğini Ağrı’da yaptı. Askerlik dönüşü Trabzon Endüstri Meslek Lisesine atandı ancak, 1973 yılının eylül ayında görevinden istifa ederek Almanya‘ya gitmiştir. Halen Almanya’nın Nürnberg şehrinde bir meslek okulunda öğretmenlik yapmaktadır.
1976 yılında Almanya‘nın Nürnberg şehrinde (NFTT) “Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu”nun kuruculuğunu yaptı. Necati Cumalı’nın NALINLAR adlı oyunu ile perdelerini ilk oyuna açtı. Bu tiyatro Almanya’da ilk Türk tiyatrosu olma özelliğini taşımaktadır.
Almanya, Nürnberg’te NFTT (Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu) Yönetmeni olarak görev yapan Süleyman Apaydın, çocuklar ve yetişkinlere yönelik tiyatro kursları vermektedir.
Şiirleri birçok dergide ve antolojide yayınlanan Süleyman Apaydın’ın henüz yayınlanmış şiir kitabı yoktur.
1968 tarihinden beri evli olan Süleyman Apaydın, halen Almanya, Nürnberg’te yaşamaktadır.
Yönettiği Tiyatro Oyunları : Ağaçlar Ayakta Ölür: Alejendro Cazona – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Eski fotoğraflar: Dinçer Sümer – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Deryagülü: Necati Cumalı – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Toroscanavarı: Aziz Nesin – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Lütfen kızımla Evlenir misiniz?: Muzaffer İzgü – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Hülleci: Reşat Nuri Güntekin (oyuncu) – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Kart Horoz : Sadık Şendil – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Tersine Dönen Şemsiye : Sabahattin Kudret Aksal – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Bir Çift Yün Çorap : Muzaffer İzgü – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Eşeğin Gölgesi : Haldun Taner – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Uzak dünyalar : Hidayet Sayın – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Nalınlar : Necati Cumalı – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu
YIKIN HEYKELLERİMİ “Ey Milletim, Ben, Mustafa Kemal’im… Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim, Hala en hakiki mürşit, değilse ilim, Kurusun damağım, dilim. Özür dilerim… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Özgürlük hala, En yüce değer Değilse eğer… Prangalı kalsın diyorsanız, köleler… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı, Ortaçağ’a taşımak istiyorsanız zamanı, Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın. Anlamı kalmadıysa Yurtta sulh, dünyada barışın. Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın. Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Özlediyseniz fesi, peçeyi. Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi. Hala medet umuyorsanız Şıhtan, şeyhten, dervişten. Şifa buluyorsanız, Muskadan, üfürükçüden… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Eşit olmasın, kadınla erkek… Kara çarşafa girsin diyorsanız, Yobazın gazabından ürkerek… Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız; Budur bizim alın yazımız… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet.. Özlemini çekiyorsanız, saltanatın, sultanın… Hala önemini anlamadıysanız, Millet olmanın… Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın… Unutun tüm dediklerimi. RAHAT BIRAKIN BENİ…
SEVDADIR Bak çocuğum iyi dinle, Son dersimdir bu sizinle, Avucuna al da bir bak, Üstünde durduğun toprak,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Dere, tepe, su, düz bayır, Yeşil ova, sarı bozkır, Çanakkale, Seddilbahir, Her zerresi bir destandır,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, yeşil Bursa, Edirne, Van, Kars, Ardahan, Uçtan uca bütün vatan,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Ülkemizde çağa dönük, Ne var ise hep aydınlık, Bilim, sanat ve hürriyet, Çağdaş laik cumhuriyet,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Kaldır da başını bir bak, Gökyüzü ne kadar berrak, Özgürlüğünün simgesi, Ay yıldızlı kızıl bayrak,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır. Hurafeden kurtulduğun Yüzünü güneşe döndüğün, Uygarlığın, özgürlüğün, Ne varsa sahip olduğun,
Atatürk‘ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Sakın bunları unutma, Kol kanat ger sen yurduna, Bilmeyene masal gelir, Masal değil, bir destandır,
Atatürk‘ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır…
ACIMI DİNDİR ANNE Gökyüzünde kapkara Kocaman bir kuş uçar Korkunç sesler çıkarır Üstüme ateş saçar Bu uçan nedir anne Acımı dindir anne Demirden bir ev gelir Evin bir borusu var O boru ölüm kusar Şakağımdan kan akar Bu gelen nedir anne Acımı dindir anne Sırtında çantası var Yüzünde maskesi var Bir elinde şeker var Öbürü bomba tutar Bu gelen kimdir anne Acımı dindir anne Bir karanlık yerdeyim Bilmiyorum nerdeyim Nerede kardeşlerim Yükseliyor ateşim Bu ateş nedir anne Acımı dindir anne Bir adam öyle demiş Bombalar düşecekmiş Diktatör gidecekmiş Özgürlük gelecekmiş Özgürlük nedir anne Acımı dindir anne
RİYAKAR Ettiğin duanın bir hükmü yok ki Gönlün yaptığını onaylamazsa Seni bağışlayan tanrı bulunmaz Kırdığın gönüller onarılmazsa
Camide cumada en ön saftasın Dilinde bir dua riyalardasın Senin gibisinden Tanrı saklasın Bir yoksul eline düşecek olsa
Kafir ilan ettin cümle alemi Parselleyip sattın kat kat cenneti Her aksam yediğin bir yoksul eti Doğruluk taslarsın bir soran olsa
Verdiğin fetvalar hep çıkarına Sözün geçmez kızın ile karına Tek namuslu benim diyecen amma Boynuzlar kapıdan geçecek olsa
UTANMAZ Yobaz kimdir diye sorma sen bana Sen onu benden iyi tanırsın Yediğin herzeyi saysam da sana İyi bilirsin de hiç utanmazsın
Hallacı Mansur‘u yaktın kanmadın Nesimi’yi yüzdün hicap duymadın Kubilay’ı kestin kana doymadın Yüzüne tükürsem yagmur sanirsin
Yunus yediyüz yıl anlattı durdu Veysel ömür boyu sazına vurdu Mevlana gel deyip hep döndü durdu Taş duvar anladı sen anlamazsın
Gözünü öfkenin ateşi sarmış Beline kadar da sakal uzatmış Kendini alemde ulema sanmış İblis göğe uçar sen uçamazsın
“YIKIN HEYKELLERİMİ” adlı şiiri ile meşhurdur.
Süleyman Apaydın, 1944 Yılında, Giresun, Dereli kazasının Çalca köyünde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Giresun ve Samsun’da tamamladı. Giresun Lisesinden mezun olduktan sonra 1963 yılında girdiği Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda Torna tesviye bölümünde okuyup 1967 yılında bitirerek Sinop Endüstri Meslek Lisesi’ne meslek dersleri ve Torna tesviye atölyesi öğretmeni olarak atandı.
Süleyman Apaydın, 1971-1973 yılları arası 112. dönem Topcu asteğmen olarak askerliğini Ağrı’da yaptı. Askerlik dönüşü Trabzon Endüstri Meslek Lisesine atandı ancak, 1973 yılının eylül ayında görevinden istifa ederek Almanya‘ya gitmiştir. Halen Almanya’nın Nürnberg şehrinde bir meslek okulunda öğretmenlik yapmaktadır.
1976 yılında Almanya‘nın Nürnberg şehrinde (NFTT) “Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu”nun kuruculuğunu yaptı. Necati Cumalı’nın NALINLAR adlı oyunu ile perdelerini ilk oyuna açtı. Bu tiyatro Almanya’da ilk Türk tiyatrosu olma özelliğini taşımaktadır.
Almanya, Nürnberg’te NFTT (Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu) Yönetmeni olarak görev yapan Süleyman Apaydın, çocuklar ve yetişkinlere yönelik tiyatro kursları vermektedir.
Şiirleri birçok dergide ve antolojide yayınlanan Süleyman Apaydın’ın henüz yayınlanmış şiir kitabı yoktur.
1968 tarihinden beri evli olan Süleyman Apaydın, halen Almanya, Nürnberg’te yaşamaktadır.
Yönettiği Tiyatro Oyunları : Ağaçlar Ayakta Ölür: Alejendro Cazona – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Eski fotoğraflar: Dinçer Sümer – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Deryagülü: Necati Cumalı – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Toroscanavarı: Aziz Nesin – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Lütfen kızımla Evlenir misiniz?: Muzaffer İzgü – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Hülleci: Reşat Nuri Güntekin (oyuncu) – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Kart Horoz : Sadık Şendil – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Tersine Dönen Şemsiye : Sabahattin Kudret Aksal – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Bir Çift Yün Çorap : Muzaffer İzgü – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Eşeğin Gölgesi : Haldun Taner – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Uzak dünyalar : Hidayet Sayın – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu Nalınlar : Necati Cumalı – Nürnberg Führt Türk Tiyatrosu
YIKIN HEYKELLERİMİ “Ey Milletim, Ben, Mustafa Kemal’im… Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim, Hala en hakiki mürşit, değilse ilim, Kurusun damağım, dilim. Özür dilerim… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Özgürlük hala, En yüce değer Değilse eğer… Prangalı kalsın diyorsanız, köleler… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı, Ortaçağ’a taşımak istiyorsanız zamanı, Baş tacı edebiliyorsanız Sanatın içine tüküren adamı… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın. Anlamı kalmadıysa Yurtta sulh, dünyada barışın. Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın. Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Özlediyseniz fesi, peçeyi. Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi. Hala medet umuyorsanız Şıhtan, şeyhten, dervişten. Şifa buluyorsanız, Muskadan, üfürükçüden… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Eşit olmasın, kadınla erkek… Kara çarşafa girsin diyorsanız, Yobazın gazabından ürkerek… Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız; Budur bizim alın yazımız… Unutun tüm dediklerimi, Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
Fazla geldiyse size, hürriyet, cumhuriyet.. Özlemini çekiyorsanız, saltanatın, sultanın… Hala önemini anlamadıysanız, Millet olmanın… Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, şeyhülislamın… Unutun tüm dediklerimi. RAHAT BIRAKIN BENİ…
SEVDADIR Bak çocuğum iyi dinle, Son dersimdir bu sizinle, Avucuna al da bir bak, Üstünde durduğun toprak,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Dere, tepe, su, düz bayır, Yeşil ova, sarı bozkır, Çanakkale, Seddilbahir, Her zerresi bir destandır,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, yeşil Bursa, Edirne, Van, Kars, Ardahan, Uçtan uca bütün vatan,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Ülkemizde çağa dönük, Ne var ise hep aydınlık, Bilim, sanat ve hürriyet, Çağdaş laik cumhuriyet,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Kaldır da başını bir bak, Gökyüzü ne kadar berrak, Özgürlüğünün simgesi, Ay yıldızlı kızıl bayrak,
Atatürk’ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır. Hurafeden kurtulduğun Yüzünü güneşe döndüğün, Uygarlığın, özgürlüğün, Ne varsa sahip olduğun,
Atatürk‘ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır.
Sakın bunları unutma, Kol kanat ger sen yurduna, Bilmeyene masal gelir, Masal değil, bir destandır,
Atatürk‘ten armağandır, Vazgeçilmez bir sevdadır…
ACIMI DİNDİR ANNE Gökyüzünde kapkara Kocaman bir kuş uçar Korkunç sesler çıkarır Üstüme ateş saçar Bu uçan nedir anne Acımı dindir anne Demirden bir ev gelir Evin bir borusu var O boru ölüm kusar Şakağımdan kan akar Bu gelen nedir anne Acımı dindir anne Sırtında çantası var Yüzünde maskesi var Bir elinde şeker var Öbürü bomba tutar Bu gelen kimdir anne Acımı dindir anne Bir karanlık yerdeyim Bilmiyorum nerdeyim Nerede kardeşlerim Yükseliyor ateşim Bu ateş nedir anne Acımı dindir anne Bir adam öyle demiş Bombalar düşecekmiş Diktatör gidecekmiş Özgürlük gelecekmiş Özgürlük nedir anne Acımı dindir anne
RİYAKAR Ettiğin duanın bir hükmü yok ki Gönlün yaptığını onaylamazsa Seni bağışlayan tanrı bulunmaz Kırdığın gönüller onarılmazsa
Camide cumada en ön saftasın Dilinde bir dua riyalardasın Senin gibisinden Tanrı saklasın Bir yoksul eline düşecek olsa
Kafir ilan ettin cümle alemi Parselleyip sattın kat kat cenneti Her aksam yediğin bir yoksul eti Doğruluk taslarsın bir soran olsa
Verdiğin fetvalar hep çıkarına Sözün geçmez kızın ile karına Tek namuslu benim diyecen amma Boynuzlar kapıdan geçecek olsa
UTANMAZ Yobaz kimdir diye sorma sen bana Sen onu benden iyi tanırsın Yediğin herzeyi saysam da sana İyi bilirsin de hiç utanmazsın
Hallacı Mansur‘u yaktın kanmadın Nesimi’yi yüzdün hicap duymadın Kubilay’ı kestin kana doymadın Yüzüne tükürsem yagmur sanirsin
Yunus yediyüz yıl anlattı durdu Veysel ömür boyu sazına vurdu Mevlana gel deyip hep döndü durdu Taş duvar anladı sen anlamazsın
Gözünü öfkenin ateşi sarmış Beline kadar da sakal uzatmış Kendini alemde ulema sanmış İblis göğe uçar sen uçamazsın