Stoa Felsefesi Nedir?

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Stoa Felsefesi hakkında bilgi
Stoa Felsefe ne demek
Stoa Felsefesi

Gunumuze Stoacılardan cok az eser kalmıştır Sokrat oncesi filozofların eserlerinde olduğu, gibi, bunların eserlerinden de bazı sayfalar gunumuze kadar korunabilmiştir Bu belgelere dayanarak Stoa felsefesiyle ilgili oldukca acık bir yargıya ulaşabiliyoruz

Aristo'dan sonraki felsefelerin birbirlerine karşı olan birtakım okullara ayrıldığını biliyoruz Bu okulların ortak yanı, tumunde, bugun olduğu gibi, felsefenin; mantık, fizik (metafizik) ve ahlak olarak uc ana disipline ayrılmış olmasıdır Mantık; Doğru bilginin metodu nedir? Eliğimizin sınırları nedir?gibi sorulara yanıt arar Fizik, evrenin yapısı ve ana yasaları ile ilgili sorunları cozumlemek cabasındadır

Ahlak ise; insanı, mutluluğa goturen yol nedir? İnsan yaşamının anlamı nedir? İnsanın yasam ve olum karşısındaki tutumu ne olmalıdır?soruları ile ilgilenir Aristo'dan sonra ahlak, felsefenin bir numaralı disiplini, bir ceşit baş tacı olmuştur Bunun icindir ki, bu donemde mantık ve metafizik yalnızca ahlaka bir giriş, ahlaka bir yardımcı olarak algılanıyordu

Bu iki felsefe dalına yalnızca bu acıdan bir ilgi duyuluyordu Ancak ozellikle Stoacılar, insan yaşamının anlamını oğrenmek icin, bu yaşamı kesinlikle evrenin cercevesi icinde dikkate almanın gerekliliğine inanıyorlardı Bu nedenle fiziğin Stoa felsefesinde her zaman onemli bir yeri olmuştur

Stoacılara gore fizik onemliydi, cunku; onlara gore gercek olan, kesinlikle maddi olan dır Eflatun'un ideler varsayımına karşı olan bu anlayışa başka bir duşunce daha eklenmiştir: Stoacılara gore; maddi ve somut olan gerceklik, canlıbir butun oluşturur, tıpkı bir organizma gibi

Tum maddi varlıklara etki eden bir evren ruhuvardır Maddi bir şey olarak tasavvur ettikleri bu evren ruhunu Stoacılar, gercek ateşolarak kabul ederler Ateş en hassas unsurdur ve tum eşyayı etkisine alma yeteneğine sahiptir Gercek ateşten oluşan evren ruhu, evreni bir butun olarak birleştiren bir guctur

Evren ruhu, sonradan tum canlılarda etkili olan bireysel ruhlara bolunur Bitki, hayvan ve insanda etkili olan yaşam gucu, gercekte evren ruhundan kopup ayrılmış olan guclerdir Stoacılar evren ruhuna, Heraklit gibi, Logosadını verir Bilineceği gibi logos; soz, daha genel anlamda, anlamlı ve tutarlı bir cumle demektir

Tutarlı bir cumle, anlamlı bir soz gibi, evren de anlam ve tutarlılığa sahiptir Stoacılar tum evrene egemen olan logos yanında, bir de tek tek varlıklara dağılmış olan ve onlarda etkili olan Lodoslardan soz ederler Nasıl ki ayrı ayrı canlılarda etkili olan ruh, tek bir evren ruhunun parpalarıise, bunun gibi, tek tek insanda bulunan akıl da tek bir tumel akılın parcasıdır Aynı şekilde, insan bedeni de evren bedeninin bir parcasıdır

Bu duşuncelerden Stoacılar şu sonuclan cıkarırlar: Stoacılara gore olum, bedenin ve ruhun, evrenin beden ve ruhuna donmesidir Bunun icindir ki olum korkulacak bir şey olamaz Cunku olumle, beden ve ruh aslına donmuş olur Bir evren ruhu ve bir evren bedeni kabul etmekle, Stoa metafiziği tam anlamıyla panteistolmuş bulunuyor

Stoacıların panteizminden başka bir sonuc daha cıkar: Onlara gore her şey, olculu bir amac a gore yapılmıştır ve bu amaca gore hareket eder Oncelikle, olan her şey zorunluolarak olur Bu evrene zorunluluk hakimdir Evrende rastlantıya yer yoktur Ancak bu zorunluluk kendiliğinden bir zorunluluk olmayıp, icten ve canlı bir zorunluluktur

Bu, tohumdan bir bitkinin yetişip meyve vermesi turunden, bir zorunluluktur Bu canlı zorunluluk tek tek insanların yaşamına da hakimdir Her insanın kacınamayacağı, yaşamına zorunlu olarak hakim olan bir yazgısı(kader) vardır Yaşamın şekli, insan icin onceden belirlenmiştir Nasıl ki bir tohumun vereceği meyve onceden belirlenmişse

Bunun icin insan yazgısını (kader) olduğu gibi kabullenmelidir İnsanın yazgısından kacmaya kalkışması tumuyle hatalı ve yanlıştır Cunku yazgı, insan yaşamına zorunlu olarak egemendir İnsanın yazgısından şikayet etmesi, tıpkı bir meşe ağacının neden benim meyvelerim palamut da, herhangi bir başka meyve değildiye şikayetci olmasına benzer

İnsanın yazgısı ile ilişkisi, meyvenin ağacıyla ilişkisi gibidir Bunun icindir ki, insanın yazgısından şikayet etmesi doğru değildir Şikayet etmekle de insan yazgısından herhangi bir şeyi değiştiremez Bu nedenle insan icin tek olculu hareket(makUl) bicimi, yazgısını olduğu gibi kabullenmesidir Aksi halde, elden bir şey gelmeyeceği icin, tumuyle uzuntu ve sıkıntıya duşulecektir

Bu tutum, ozellikle her canlı icin kacınılmaz olan, olumicin gereklidir Olum en genel bir yazgıdır Olum her canlı icin kacınılmazdır Bu nedenle, en genel yazgı olan olume karşı koymaya kalkışmak anlamsızdır Sonraki Stoacılardan olan Epikur'un şu sozu cok unludur: Tıpkı olgunlaşmış bir meyve gibi ol ve olurken de seni var eden ağaca teşekkur et!
 
Geri
Üst