SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Sır Şiirleri, Sır konulu Şiirler, En güzel Sır İle İlgili Şiirler, sırla ilgili şiirler
BÜYÜK SIR ŞİİRİ
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Zaman sensin
Zaman kadındır ister ki hep okşansın
Diz çökülsün hep
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına.
Bir taranmış
Bir upuzun saç gibi zaman
Soluğun buğulandırıp sildiğin ayna gibi.
Zaman sensin, uyuyan sen
Şafakta ben uykusuz seni beklerken
Sensin gırtlağıma dalan, bir bıçak gibi...
Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
Bu mavi çanaklarda kan gibi
Durdurulmuş zamanın işkencesi
Ah bu daha beter işkence hiç mi hiç giderilmemiş istekten
Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
Daha beter seni kaçak
Seni yabancı bilmekten
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
Tanrım ne ağırdır sözcükler
Asıl demek istediğim bu.
Hazzın ötesinde sevgim
Hiç bir zararın erişemeyeceği yerde bugün
Sevgim
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
Boğulurum soluk alıp vermesen
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın.
......
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Korkuyorum senden
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
Korkuyorum senden.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
Sevgilim.
SIR şİİRİ
Kapına gelip de ,
Ben geldim diyemedim .
O ahu gözlerine bakıp ,
Derdimi dökemedim .
Uzaktan bakmak ,
Yetmez di gönlüme .
Bülbül olsaydı dilim ,
Konamazdım gülüne...
HASAN ÖZAYDIN
SIRDAŞIM DENİZİM
Tükendi sevdam
Mühürlenmiş sığındıgım limanım
Ayrılık rüzgarları esiyor bıcak sırtı
Mevsim bağ bozumu yüregim sızılı
Anlamıyor görmüyorsun şu divane gönlü
Sen ne leylasın artık ben ne mecnunum
Aglıyor aglıyor söylemiyor dilim
Yarını görür gözlerim
Söz dinlemez yüregim
Canımın yanmasıda bundan denizim
Ne bir selamı gelir
Ne bir cift tatlı sözü
Dilinde ismim olsada sırdaşım denizim
Kaybolmuşum ben onun sevgi bahcesinde
canımın yanmasıda bundan denizim
adem çicekgil
SIR OLDU HAYAT
BAHAR GELiNCE GÜL OLUR DAGLAR
BONCUKLU´NUN SUYU MASADA CAGLAR
ETRAFINI NANE MADIMAK BAGLAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
SENINLE HEYCAN DOLU O HATIRALAR
SEVINC GÖZ YASIYLA ISLAK SAYFALAR
SARARAN YAPRAKLA GELEN SONBAHAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
ELLERI NASIRLI YIGIT BABALAR
YÜREGI ALTIN KALPLI CANIM ANALAR
GECE KARANLIGINDA GAZLI LAMBALAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
ZAMAN COK DEGISTI VIJDAN YARALAR
NERDE BENIM SIMDI ESKI PARALAR
KALMADI DEGERI GECTI SENELER
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
BEDEN ALEV ALMIS NEYLESEN YANAR
GÖNÜL SIMDI ESKI GÜNLERI ARAR
ANAMIN PISIRDIGI SICAK CORBALAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
SIRDAŞ
Hani hatırlar mısın..?
Eylül güzün salı sabahı çıkmıştın yola,
Gelişin uzun bir yolculukla birleşti
Eylül güzün cuma sabahına bağlanmıştı,
Perşembe gecesi belinden,
Ne çok eskileri anmıştık senle beklenen din
Bekleyen de aynı hasretliği işlemiştin sözlerine
Yazdığın hikayelerine ne çok beklemiştin bekletmiş tin
Kendini eylül ayazında pişmiş tin yılların içinde güneşin
Bağrında demlenen çay gibi demlenmiş tin öyle anlatıyordu
Hikayelerindeki anlatımcı sözleri ondan dinlemeli;
...
sırdaş....
uzun zaman olmuş...
kim bilir sen de benim gibi...
ne engebeli yolları aştında geldin......
hiç yaşayamadıklarınla,
ansızın ,
ışık hızıyla
paylaşmak güzeldir senle bu sohbeti
sohbet ki senle hoştur
bunca seneden beri....
susamışlık sevginin derinliğine
daha temiz
daha çoşkun
ve daha umutlu
hoş geldin...
...
Masal ninemin sözlerinde gizliydi her şey;
Masal güzeli nineciğimin o akşam aşkımız için anlattığı masalı!
Bu masalı her hatırladığımda yüreğim yanıyor yağmur saçlı çocuk...
Ve gök yüzü bile geldiğin gün gibi bu gece
Avaz avaz ağlıyor !...
Sevda Şenkaşlı
SIR BENDE
Güzeldir huyların, tatlıdır dilin,
Diyemem sevgilim, adın sır bende,
Kapladı aşkınla o sevgi selin,
Gitme ne olursun gitme dur bende.
Alıp gittiğini vermezsin geri,
Bırakmıyorsun ki boş kalsın yeri,
Kalbimin içinde her an dipdiri,
Yaşayan o sırrım oldu kor bende.
Sevgimle katmıştım bütün varıma,
Gittin ayrılığı kattın kârıma,
Bilemezsin nasıl gitti zoruma,
Hasreti, efkârı, ahı sor bende.
Sel gibi akarsın gönül arkında,
İçimde değirmen, taşın çarkında,
Hiç durmadan dönen değil farkında,
Öğüttüklerini gel de gör bende.
Yıllar azap olur geçer aradan,
Ruhumu haczeden gitmez oradan,
Bu aşkı sayarsan öyle sıradan,
İşte o zamandır asıl zor bende.
Hayalin ağıyla kapla, sar beni,
Evir çevir kızart, közle kar beni,
Dayanabilirsen gel de yar beni,
Bak neler bıraktın, neler var bende.
Sırdan Sırra Giderken
Nicedir gözlemlerim dünya penceresinden
Bakınca anlaşılır insan şeceresinden
Helalden emzirince sütü iffetli kaynak
Asaletli annenin terbiyesinden geçen
Ne oğlu ayyaş olur ne de kızları oynak
Tertemiz pınarından hanımdır, beydir içen
Rabbin adıyla başlar şafakta kapı açar
Abdest aldığı suyun azizliğince aziz
Divanda durur iken faniliklerden kaçar
Eğilir huzurunda seccadeye koyar diz
Vardığında secdeye ruhu aşk ile yanar
Görenler bedenini hareketsiz sanırken
Dilinden düşmez zikir Rabbi şanıyla anar
Ervahlar aleminde geçmişi kutsanırken
Kimisi bu dünyaya melek fıtratı ile
Gönderilir biline , kimisi de şeytani
Oturuşta, kalkışta yapmazlar asla hile
Yüzlerinden nur akar bellidir melek yanı
Nil’in içten sözleri kalbe hitap ederken
Ruhu gezip dolaşır bilinmez âlemlerde
Kanatlanıp uçarak sırdan sırra giderken
Soyutlanan hal alır tanımsız o demlerde
Bil ki Kibir, iblisin en önemli sıfatı.
Sakın nefsi bindirip şaha kaldırma atı!
NİLÜFER SARP
SIR OLUP GİDİYORUM...!!!
Susturdun ya sen beni açmam artık ağzımı
Yüreğinden çıkıp da meçhule gidiyorum
Rahatsızlık verip de ağız tadını bozmam..
Gözyaşımı dökerek akıp da gidiyorum
Deme sakın ne olur dön de bir bak gözüme
Olur ya yine öyle gizlice akarsında özüme
Zaten dünya simsiyah sızı girdi dizime
Sessizce karanlıkta çıkıp da gidiyorum
Sevdamla ben seni etmiştim başım tacı
Anlamadın sen bunu oldun bana yabancı
Şimdi ayrı kulvarda sen yolcusun ben hancı
Sana olan öfkemi yıkıp da gidiyorum
Kalbimin köşesinde bir mezar kazacağım
Ellerimle adını taşıma yazacağım
Lanet olası bahtım onu da bozacağım
Yüreğimi yerinden söküp de gidiyorum
Bir gün sende seversin Meraklanma bekle gör
Düşer tek tek taşların birer birer geri ör
Dünyada olacaksın benim gibi sende kör
Gözlerim den yaşımı döküp de gidiyorum
Korkar idik hep hani gün olur biter diye
Senden bana tek kalan gözyaşlarım hediye
Haydi git güle güle halin neyse gör diye
Bu çileli başımı büküp de gidiyorum
Sende aldın demek ki eline o kibiri
Kalbinde öyle imiş sevdaların fakiri
Yıkada ellerini çıksın artık şu kiri
Öksüz sevdalarımı yakıp da gidiyorum
Son defa seyredeyim dur da o gözlerini
O sineme attığın kor yakar hep özlerimi..
Bir daha göremezsin DURAK’ın yüzlerini
Bağrıma acıları çakıp da gidiyorum
Durak YİĞİT
BÜYÜK SIR ŞİİRİ
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Zaman sensin
Zaman kadındır ister ki hep okşansın
Diz çökülsün hep
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına.
Bir taranmış
Bir upuzun saç gibi zaman
Soluğun buğulandırıp sildiğin ayna gibi.
Zaman sensin, uyuyan sen
Şafakta ben uykusuz seni beklerken
Sensin gırtlağıma dalan, bir bıçak gibi...
Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
Bu mavi çanaklarda kan gibi
Durdurulmuş zamanın işkencesi
Ah bu daha beter işkence hiç mi hiç giderilmemiş istekten
Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
Daha beter seni kaçak
Seni yabancı bilmekten
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
Tanrım ne ağırdır sözcükler
Asıl demek istediğim bu.
Hazzın ötesinde sevgim
Hiç bir zararın erişemeyeceği yerde bugün
Sevgim
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
Boğulurum soluk alıp vermesen
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın.
......
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Korkuyorum senden
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
Korkuyorum senden.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
Sevgilim.
SIR şİİRİ
Kapına gelip de ,
Ben geldim diyemedim .
O ahu gözlerine bakıp ,
Derdimi dökemedim .
Uzaktan bakmak ,
Yetmez di gönlüme .
Bülbül olsaydı dilim ,
Konamazdım gülüne...
HASAN ÖZAYDIN
SIRDAŞIM DENİZİM
Tükendi sevdam
Mühürlenmiş sığındıgım limanım
Ayrılık rüzgarları esiyor bıcak sırtı
Mevsim bağ bozumu yüregim sızılı
Anlamıyor görmüyorsun şu divane gönlü
Sen ne leylasın artık ben ne mecnunum
Aglıyor aglıyor söylemiyor dilim
Yarını görür gözlerim
Söz dinlemez yüregim
Canımın yanmasıda bundan denizim
Ne bir selamı gelir
Ne bir cift tatlı sözü
Dilinde ismim olsada sırdaşım denizim
Kaybolmuşum ben onun sevgi bahcesinde
canımın yanmasıda bundan denizim
adem çicekgil
SIR OLDU HAYAT
BAHAR GELiNCE GÜL OLUR DAGLAR
BONCUKLU´NUN SUYU MASADA CAGLAR
ETRAFINI NANE MADIMAK BAGLAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
SENINLE HEYCAN DOLU O HATIRALAR
SEVINC GÖZ YASIYLA ISLAK SAYFALAR
SARARAN YAPRAKLA GELEN SONBAHAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
ELLERI NASIRLI YIGIT BABALAR
YÜREGI ALTIN KALPLI CANIM ANALAR
GECE KARANLIGINDA GAZLI LAMBALAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
ZAMAN COK DEGISTI VIJDAN YARALAR
NERDE BENIM SIMDI ESKI PARALAR
KALMADI DEGERI GECTI SENELER
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
BEDEN ALEV ALMIS NEYLESEN YANAR
GÖNÜL SIMDI ESKI GÜNLERI ARAR
ANAMIN PISIRDIGI SICAK CORBALAR
SIR OLDU BITTI ÖMRÜM NE ARAR
SIRDAŞ
Hani hatırlar mısın..?
Eylül güzün salı sabahı çıkmıştın yola,
Gelişin uzun bir yolculukla birleşti
Eylül güzün cuma sabahına bağlanmıştı,
Perşembe gecesi belinden,
Ne çok eskileri anmıştık senle beklenen din
Bekleyen de aynı hasretliği işlemiştin sözlerine
Yazdığın hikayelerine ne çok beklemiştin bekletmiş tin
Kendini eylül ayazında pişmiş tin yılların içinde güneşin
Bağrında demlenen çay gibi demlenmiş tin öyle anlatıyordu
Hikayelerindeki anlatımcı sözleri ondan dinlemeli;
...
sırdaş....
uzun zaman olmuş...
kim bilir sen de benim gibi...
ne engebeli yolları aştında geldin......
hiç yaşayamadıklarınla,
ansızın ,
ışık hızıyla
paylaşmak güzeldir senle bu sohbeti
sohbet ki senle hoştur
bunca seneden beri....
susamışlık sevginin derinliğine
daha temiz
daha çoşkun
ve daha umutlu
hoş geldin...
...
Masal ninemin sözlerinde gizliydi her şey;
Masal güzeli nineciğimin o akşam aşkımız için anlattığı masalı!
Bu masalı her hatırladığımda yüreğim yanıyor yağmur saçlı çocuk...
Ve gök yüzü bile geldiğin gün gibi bu gece
Avaz avaz ağlıyor !...
Sevda Şenkaşlı
SIR BENDE
Güzeldir huyların, tatlıdır dilin,
Diyemem sevgilim, adın sır bende,
Kapladı aşkınla o sevgi selin,
Gitme ne olursun gitme dur bende.
Alıp gittiğini vermezsin geri,
Bırakmıyorsun ki boş kalsın yeri,
Kalbimin içinde her an dipdiri,
Yaşayan o sırrım oldu kor bende.
Sevgimle katmıştım bütün varıma,
Gittin ayrılığı kattın kârıma,
Bilemezsin nasıl gitti zoruma,
Hasreti, efkârı, ahı sor bende.
Sel gibi akarsın gönül arkında,
İçimde değirmen, taşın çarkında,
Hiç durmadan dönen değil farkında,
Öğüttüklerini gel de gör bende.
Yıllar azap olur geçer aradan,
Ruhumu haczeden gitmez oradan,
Bu aşkı sayarsan öyle sıradan,
İşte o zamandır asıl zor bende.
Hayalin ağıyla kapla, sar beni,
Evir çevir kızart, közle kar beni,
Dayanabilirsen gel de yar beni,
Bak neler bıraktın, neler var bende.
Sırdan Sırra Giderken
Nicedir gözlemlerim dünya penceresinden
Bakınca anlaşılır insan şeceresinden
Helalden emzirince sütü iffetli kaynak
Asaletli annenin terbiyesinden geçen
Ne oğlu ayyaş olur ne de kızları oynak
Tertemiz pınarından hanımdır, beydir içen
Rabbin adıyla başlar şafakta kapı açar
Abdest aldığı suyun azizliğince aziz
Divanda durur iken faniliklerden kaçar
Eğilir huzurunda seccadeye koyar diz
Vardığında secdeye ruhu aşk ile yanar
Görenler bedenini hareketsiz sanırken
Dilinden düşmez zikir Rabbi şanıyla anar
Ervahlar aleminde geçmişi kutsanırken
Kimisi bu dünyaya melek fıtratı ile
Gönderilir biline , kimisi de şeytani
Oturuşta, kalkışta yapmazlar asla hile
Yüzlerinden nur akar bellidir melek yanı
Nil’in içten sözleri kalbe hitap ederken
Ruhu gezip dolaşır bilinmez âlemlerde
Kanatlanıp uçarak sırdan sırra giderken
Soyutlanan hal alır tanımsız o demlerde
Bil ki Kibir, iblisin en önemli sıfatı.
Sakın nefsi bindirip şaha kaldırma atı!
NİLÜFER SARP
SIR OLUP GİDİYORUM...!!!
Susturdun ya sen beni açmam artık ağzımı
Yüreğinden çıkıp da meçhule gidiyorum
Rahatsızlık verip de ağız tadını bozmam..
Gözyaşımı dökerek akıp da gidiyorum
Deme sakın ne olur dön de bir bak gözüme
Olur ya yine öyle gizlice akarsında özüme
Zaten dünya simsiyah sızı girdi dizime
Sessizce karanlıkta çıkıp da gidiyorum
Sevdamla ben seni etmiştim başım tacı
Anlamadın sen bunu oldun bana yabancı
Şimdi ayrı kulvarda sen yolcusun ben hancı
Sana olan öfkemi yıkıp da gidiyorum
Kalbimin köşesinde bir mezar kazacağım
Ellerimle adını taşıma yazacağım
Lanet olası bahtım onu da bozacağım
Yüreğimi yerinden söküp de gidiyorum
Bir gün sende seversin Meraklanma bekle gör
Düşer tek tek taşların birer birer geri ör
Dünyada olacaksın benim gibi sende kör
Gözlerim den yaşımı döküp de gidiyorum
Korkar idik hep hani gün olur biter diye
Senden bana tek kalan gözyaşlarım hediye
Haydi git güle güle halin neyse gör diye
Bu çileli başımı büküp de gidiyorum
Sende aldın demek ki eline o kibiri
Kalbinde öyle imiş sevdaların fakiri
Yıkada ellerini çıksın artık şu kiri
Öksüz sevdalarımı yakıp da gidiyorum
Son defa seyredeyim dur da o gözlerini
O sineme attığın kor yakar hep özlerimi..
Bir daha göremezsin DURAK’ın yüzlerini
Bağrıma acıları çakıp da gidiyorum
Durak YİĞİT