Rüyaların özellikleri nelerdir bilimsel açıklaması,
nasıl rüya görüyoruz hakkında bilgi ve analizi
RÜYA
Uyurken görülen hayaller ve olaylara rüya denilir. Psikologlara göre bir gecelik uykunun dörtte biri rüyalarla geçer. Rüya­lar genellikle uykunun başında ve sonun­da yani hafiflediği zamanlarda görülür ve 10-15 dakika sürer.
Uyurken görüldükleri için kısa süre sonra unutulur. Bu yüzden gördüğümüz rüyaların pek çoğunu hatırlayamayız. Ba­zı kimseler hiç rüya görmediklerini iddia ederler. Bu doğru değildir. Çünkü beyin dalgalarını ve göz hareketlerini tespit eden âletlerle herkesin rüya gördüğü an­laşılmıştır. Ayrıca insanların rüya görme­ye de ihtiyaçları vardır.
Rüyaları açıklamaya çalışan çeşitli kuramlar vardır:
Freuda göre rüya, baskı altına alın­mış ve doyurulmamış arzuların, duygu ve düşüncelerin uyku esnasında bilinç alanı­na çıkmasıdır. Başka bir deyişle rüya “bir isteğin sembolik olarak gerçekleşmesidir”. Bu görüş gerçeği bir ölçüde yansıtır. Zira insanlar günlük yaşantılarında çözeme­dikleri sorunlarını rüyalarında çözerler.
Bir başka görüşe görede rüyalar, dış dünyadan gelen etkilere göre oluşur. Ger­çekten de koku, ses, ışık, sıcak, soğuk gi­bi dış uyarıcıların rüyaları etkilediği de­neylerle kanıtlanmıştır, örneğin ayağı sıcak bir sobaya değen kişi rüyasında kendisini bir yangının içerisinde görmüş­tür.
Bazı psikologlara göre de rüyalarımız günlük yaşantılarımızı yansıtır. Nitekim, F. Pierce çeşitli mesleklere sahip birçok kişinin rüyalarını incelemiş ve rüyaların meslek ve yakın çevreyle çok yakından il­gili olduğunu göstermiştir.
Rüyalarla ilgili önemli bir özellikte, rü­yaların gelecekle değil geçmişle ilgili ol­masıdır. Nitekim, Murray İsimli bir psikolo­ğun topladığı 1300 rüyadan yalnızca üç tanesi rüya sahiplerinin sonradan başla­rından geçen olaylarla ilgili bulunmuştur.
nasıl rüya görüyoruz hakkında bilgi ve analizi
RÜYA
Uyurken görülen hayaller ve olaylara rüya denilir. Psikologlara göre bir gecelik uykunun dörtte biri rüyalarla geçer. Rüya­lar genellikle uykunun başında ve sonun­da yani hafiflediği zamanlarda görülür ve 10-15 dakika sürer.
Uyurken görüldükleri için kısa süre sonra unutulur. Bu yüzden gördüğümüz rüyaların pek çoğunu hatırlayamayız. Ba­zı kimseler hiç rüya görmediklerini iddia ederler. Bu doğru değildir. Çünkü beyin dalgalarını ve göz hareketlerini tespit eden âletlerle herkesin rüya gördüğü an­laşılmıştır. Ayrıca insanların rüya görme­ye de ihtiyaçları vardır.
Rüyaları açıklamaya çalışan çeşitli kuramlar vardır:
Freuda göre rüya, baskı altına alın­mış ve doyurulmamış arzuların, duygu ve düşüncelerin uyku esnasında bilinç alanı­na çıkmasıdır. Başka bir deyişle rüya “bir isteğin sembolik olarak gerçekleşmesidir”. Bu görüş gerçeği bir ölçüde yansıtır. Zira insanlar günlük yaşantılarında çözeme­dikleri sorunlarını rüyalarında çözerler.
Bir başka görüşe görede rüyalar, dış dünyadan gelen etkilere göre oluşur. Ger­çekten de koku, ses, ışık, sıcak, soğuk gi­bi dış uyarıcıların rüyaları etkilediği de­neylerle kanıtlanmıştır, örneğin ayağı sıcak bir sobaya değen kişi rüyasında kendisini bir yangının içerisinde görmüş­tür.
Bazı psikologlara göre de rüyalarımız günlük yaşantılarımızı yansıtır. Nitekim, F. Pierce çeşitli mesleklere sahip birçok kişinin rüyalarını incelemiş ve rüyaların meslek ve yakın çevreyle çok yakından il­gili olduğunu göstermiştir.
Rüyalarla ilgili önemli bir özellikte, rü­yaların gelecekle değil geçmişle ilgili ol­masıdır. Nitekim, Murray İsimli bir psikolo­ğun topladığı 1300 rüyadan yalnızca üç tanesi rüya sahiplerinin sonradan başla­rından geçen olaylarla ilgili bulunmuştur.