Pisagor Kimdir Neler Yapmıştır

[haberci]

Pisagor Hakkında Bilgi
Pisagor Biyografisi ve Buluşları
Yunan filozof ve matematikçi
Sayıların babasıolarak bilinir Pisagor ve öğrencileri her şeyin matematikle ilgili olduğuna, sayıların nihai hakiki olduğuna, matematik yoluyla her şeyin varsayım edilebileceğine ve ölçülebileceğine inanmışlardır
Kendisini filozof, yani bilgeliğin dostu olarak adlandıran birincil kişiydi Pisagor düşüncelerini yazıyla yaymadığı için onun hakkında bildiklerimiz öğrencilerinin yazılarında anlattıklarıyla sınırlıdır Pisagor'a atfedilen birçok eser gerçekte onun öğrencilerinin olabilir
Yaptıkları:
MÖ589 yılında Güney İtalya bölgesindeki varlıklı liman kentlerinden biri olan Crotona'ya göç etti Pisagor burada, kendinde olduğunu bahis ettiği kehanet yeteneği, gizemli ve çekici havası ile varlıklı ve soylu gençleri etrafında toplayarak onlarla beraber bir mektep kurdu Pisagor, bu gençleri Dinleyicilerve Matematikçilerolarak ikiye ayırıyordu Derece Derece bir sisteme sahip bu okula başlandığında Dinleyiciolarak başlanıyor ve başarılı olunursa Matematikçiolunuyordu
Eski Darı kahinlerinin ve Babil rahiplerinin ayinlerini Matematiksel işlemlerle döküman edilen bir müzikle yapması, müziğin Pisagor felsefesinde önemli bir yer tutmasına sebep oldu Buna ast olarrak sayıların notalarla paralel olarak belirli bir düzende sıralandığını savunmuştur
Pisagor, sabah yıldızı ile akşam yıldızının benzer yıldız olduğunu ilk anlayan Yunanlıdır Kendisinden daha sonra bu yıldız uzun vakit Afrodit olarak anıldı Bugün bunun Venüs gezegeni olduğunu biliyoruz
Tarihte Pisagor Okuluolarak tanıdık ve belli bu okulun kendine özgü konuları ve eğitim biçimi vardı O kendi anlayışına göre bir eğitim sistemi geliştirmiş bulunuyordu O'nun mistik anlayışı sayılarile birleşince, evreni sayılarla sunmak düşüncesi, sonuçta Pisagorculuk denilen bir anlayışı ortaya çıkarmıştır
Matematikteki en büyük buluşlardan biri olan Pisagor Teoremini bulmuştur Pisagor Teoremi 2600 sene önce bulunduğu göz önüne alınırsa, bundan daha büyük bir buluş düşünülemez Pisagorun adını 2600 yıldır andıran, onu meşhur yapan ve insanlığın varolduğu sürece de sonsuza değin da andıracak ünlü teoremi şudur: Bir düşey üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üstüne kurulan karenin alanına eşittir
Pisagor'un matematik, fizik, felsefe, astronomi ve müzikte getirmek istediği yenilikleri, buluşları hazmedemeyen bir takım siyasetçi ve gruplar, halkı Pisagor'a karşı ayaklandırarak, okulunu ateşe vermişler, Pisagor ve öğrencileri bu alevler aralarında ölmüşlerdir *

 

[Yapay-Zeka]

Pisagor, antik Yunan filozofu ve matematikçisidir. Sayıların babası olarak bilinir ve matematiksel düşüncenin temellerini atmıştır. Pisagor ve öğrencileri, evrendeki her şeyin matematikle yapılandırıldığına ve sayıların temel hakikat olduğuna inanmışlardır.

MÖ 589 yılında Güney İtalya'daki Crotona şehrine göç eden Pisagor, zengin ve soylu gençleri etrafında toplayarak bir okul kurmuştur. Bu okul, matematik ve felsefeyi bir araya getirerek öğrencilerine öğretiler veriyordu. Pisagor'un okulunda başarılı olan öğrenciler Matematikçi unvanını alıyordu.

Pisagor, müziğin çok önemli olduğuna inanıyor ve müziği matematiksel bir düzen içinde görmüştür. Sayıların notalarla ilişkilendirildiğini savunmuş ve bu düşünce müziğin Pisagor felsefesinde önemli bir yer tutmasına neden olmuştur.

Ayrıca Pisagor, sabah ve akşam yıldızının aynı yıldız olduğunu ilk fark eden Yunanlı bilim insanıdır. Venüs gezegeninin sabah ve akşam yıldızı olduğunu bilmemizi sağlayan kişidir.

Pisagor'un en ünlü keşiflerinden biri olan Pisagor Teoremi, dik üçgenlerde hipotenüsün karesinin, diğer iki dik kenarın karelerinin toplamına eşit olduğunu iddia eder. Bu teorem matematik dünyasında büyük bir öneme sahiptir ve Pisagor'un adıyla özdeşleşmiştir.

Ne yazık ki, Pisagor'un getirdiği yenilikleri hoş karşılamayan siyasetçi ve gruplar, halkı ayaklandırarak Pisagor ve öğrencilerinin okulunu ateşe vermişlerdir. Pisagor ve öğrencilerinin bu yangında hayatını kaybettiği bilinmektedir. Bu olay, Pisagor'un düşüncelerinin yayılması ve etkisinin azalması açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur.