Peygamberimizin Hükümdarları İslama Daveti
Hz. Muhammed'in (s.a.v) Hükümdarları İslama Daveti
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini ve daveti umumîdir, hitabı bütün insanlığadır; diğer peygamberler gibi bir kavme, bir kabileye, bir millete veya bir bölgeye münhasır değildir.
Cenab-ı Hak, birçok ayet-i kerimede bu hususu beyan buyurmuştur:“(Resûlüm!) De ki: ‘Ey insanlar! Ben, sizin hepinize gelen, Allah’ın Peygamberiyim!”[1]
Buna binaen, Peygamber Efendimizin daveti elbette yalnız bazı Arap kabilelerine, birtakım insanlara ve belli bölgelere münhasır kalamazdı. Bütün insanlığa bu iman ve İslam daveti sesinin duyurulması gerekiyordu.
Hazreti Peygamber ( s.a.v. ) efendimiz , bütün milletlere peygamber gönderilmiş olduğundan İslam dinine davet için hicretin yedinci yılı Muharrem ayında birer davet mektubu yazdırıp onları mühürledikten sonra , birer elçi ile çevredekileri hükümdarlara göndermişti . Bu mektuplar , Necaşi denilen Habeş hükümdarı “ Ashanene’ye ” , Mısır hükümdarı “ Mukavkıs’a ” , Doğu Roma imparatoru “ Hirakl’e ” , Şam Meliki olup “ Hirakl’ın ” bir valisi hükmünde olan “ Haris’e ” Yemame Meliki Hıristiyan Ali oğlu “Hevze’ye ” , İran hükümdarı “ Hüsrev Perviz’e ” ve başkalarına hitap edilerek yazılmıştı .
Necaşi , Hazreti Peygamber’in mektubunu alır almaz öpüp yüzüne gözüne sürmüş ve Habeşistan’a hicret etmiş bulunan Hazreti Cafer’in huzurunda İslamiyet’i kabul etmişti .
Mısır hükümdarı da Hazreti Peygamber’in elçisine hürmet etmiş ve Peygamberimize dört cariye ile Düldül adındaki meşhur katırı hediye olarak göndermişti . Bu cariyelerden biri “ Mariye ” ( Radıyallahu anha ) dır ki , Peygamber efendimizin İbrahim adındaki oğlu bundan doğmuştur .
Rum Kayseri’de birçok hediyeler göndermiş ; fakat kavminden çekindiği ve saltanatına düşkün olduğu için Müslüman olamamıştı .
Haris ise , Peygamberin mektubunu yere atmış olduğundan Peygamberin duası ile az sonra kahrolup cehenneme gitmiştir .
Yemame Meliki’de ; “ Hazreti Peygamber beni kendisine Baş vezir yaparsa Müslüman olurum , değilse kendisi ile savaşırım ” , diye terbiyesizce hareket ettiğinden az sonra helak olmuştur .
Acem hükümdarı da , mektubu alır almaz parçalamış olduğundan , Peygamber efendimiz şöyle dua etmişti : “ ( ALLAH’IM ) o benim mektubumu nasıl parçaladıysa sende onun mülkünü öyle parçala …
Az sonra İran devleti parçalandı , büsbütün sönüp İran ülkesi Müslümanların eline geçti .
Kim, Nereye ve Kime Gönderildi?
Bunun üzerine Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, İslâma dâvet maksadıyla Ashabından:
- Dihyetü'1-Kelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a,
- Amr bin Ümeyye ed-Demri'yi, Habeş Necaşîsi Ashame'ye,
- Abdullah bin Huzâfe'yi İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e,
- Hanb bin Ebî Beltâa'yı Mısır Firavunu Mukavkıs'a,
- Salit bin Amr'ı, Yemâme Valisi Havza bin Ali'ye,
- Şuca' bin Vehb'i Gassân Meliki Münzir bin Hâris bin Ebî Şemir'e gönderdi.262
Hz. Muhammed'in (s.a.v) Hükümdarları İslama Daveti
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini ve daveti umumîdir, hitabı bütün insanlığadır; diğer peygamberler gibi bir kavme, bir kabileye, bir millete veya bir bölgeye münhasır değildir.
Cenab-ı Hak, birçok ayet-i kerimede bu hususu beyan buyurmuştur:“(Resûlüm!) De ki: ‘Ey insanlar! Ben, sizin hepinize gelen, Allah’ın Peygamberiyim!”[1]
Buna binaen, Peygamber Efendimizin daveti elbette yalnız bazı Arap kabilelerine, birtakım insanlara ve belli bölgelere münhasır kalamazdı. Bütün insanlığa bu iman ve İslam daveti sesinin duyurulması gerekiyordu.
Hazreti Peygamber ( s.a.v. ) efendimiz , bütün milletlere peygamber gönderilmiş olduğundan İslam dinine davet için hicretin yedinci yılı Muharrem ayında birer davet mektubu yazdırıp onları mühürledikten sonra , birer elçi ile çevredekileri hükümdarlara göndermişti . Bu mektuplar , Necaşi denilen Habeş hükümdarı “ Ashanene’ye ” , Mısır hükümdarı “ Mukavkıs’a ” , Doğu Roma imparatoru “ Hirakl’e ” , Şam Meliki olup “ Hirakl’ın ” bir valisi hükmünde olan “ Haris’e ” Yemame Meliki Hıristiyan Ali oğlu “Hevze’ye ” , İran hükümdarı “ Hüsrev Perviz’e ” ve başkalarına hitap edilerek yazılmıştı .
Necaşi , Hazreti Peygamber’in mektubunu alır almaz öpüp yüzüne gözüne sürmüş ve Habeşistan’a hicret etmiş bulunan Hazreti Cafer’in huzurunda İslamiyet’i kabul etmişti .
Mısır hükümdarı da Hazreti Peygamber’in elçisine hürmet etmiş ve Peygamberimize dört cariye ile Düldül adındaki meşhur katırı hediye olarak göndermişti . Bu cariyelerden biri “ Mariye ” ( Radıyallahu anha ) dır ki , Peygamber efendimizin İbrahim adındaki oğlu bundan doğmuştur .
Rum Kayseri’de birçok hediyeler göndermiş ; fakat kavminden çekindiği ve saltanatına düşkün olduğu için Müslüman olamamıştı .
Haris ise , Peygamberin mektubunu yere atmış olduğundan Peygamberin duası ile az sonra kahrolup cehenneme gitmiştir .
Yemame Meliki’de ; “ Hazreti Peygamber beni kendisine Baş vezir yaparsa Müslüman olurum , değilse kendisi ile savaşırım ” , diye terbiyesizce hareket ettiğinden az sonra helak olmuştur .
Acem hükümdarı da , mektubu alır almaz parçalamış olduğundan , Peygamber efendimiz şöyle dua etmişti : “ ( ALLAH’IM ) o benim mektubumu nasıl parçaladıysa sende onun mülkünü öyle parçala …
Az sonra İran devleti parçalandı , büsbütün sönüp İran ülkesi Müslümanların eline geçti .
Kim, Nereye ve Kime Gönderildi?
Bunun üzerine Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, İslâma dâvet maksadıyla Ashabından:
- Dihyetü'1-Kelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a,
- Amr bin Ümeyye ed-Demri'yi, Habeş Necaşîsi Ashame'ye,
- Abdullah bin Huzâfe'yi İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e,
- Hanb bin Ebî Beltâa'yı Mısır Firavunu Mukavkıs'a,
- Salit bin Amr'ı, Yemâme Valisi Havza bin Ali'ye,
- Şuca' bin Vehb'i Gassân Meliki Münzir bin Hâris bin Ebî Şemir'e gönderdi.262