Osmanlı Hanedanı yeniden toplanıyor

[haberci]

Osmanlı Hanedanı üyelerini bir çatı aşağı toplayacak bir vakıf kuruluyor
Padişah 5 Murad`ın torunun torunu Şehzade Osman Selaheddin Osmanoğlu, Osmanlı Hanedanı üyelerini bir çatı aşağı toplayacak bir vakıf düzenlemek istediklerini bildirdi
Osmanoğlu, Beylerbeyi`ndeki evinde, babası Şehzade Ali Vasıb Efendi ile annesi Mukbile Sultan`ın sürgüne gidişlerini ve hayatlarını anlattı
Babası Şehzade Ali Vasıb Efendi`nin 1903 yılında Çırağan Sarayı`nda doğduğunu ve 5 Murad`ın torunu Ahmet Nihat Efendi`nin oğlu olduğunu dile getiren Osmanoğlu, annesinin ise Sultan 5 Mehmed Reşad`ın torunu Mukbile Sultan olduğunu kaydetti
Babasının sürgüne gönderildikleri dönemine ilişkin de Osmanoğlu, ``Babamlar birincil seneler, `35 sene içinde döneriz` diye düşündüler Uzadıkça uzadı 1924`ten sonra 1952`de Sultan ve sultanların çocuklarına izin çıktı Şehzadelere 1974`e kadar izin çıkmadı Tam 50 yıl geçmişti ve babam 71 yaşına varmıştı 50 sene içinde İstanbul koskocoman değişiklere uğramıştı Ben de birincil geldiğimde 34 yaşındaydım Geldiğimde de turist olarak gelirdim Sonradan İngiltere`de emekli oldum ve buraya yerleştim`` diye konuştu
Beylerbeyi Sarayı`nın yakınında ve babasının doğduğu Çırağan Sarayı manzaralı evini satın aldığını da ifade eden Osmanoğlu, ``Boğaz`da elde etmek istedim ve Beylerbeyi nasip oldu`` dedi
Osman Selaheddin Osmanoğlu, atalarının yaşadığı ve devleti idare ettikleri saraylara gittiğinde yaşadığı hisleri de ifade ederek, ``Ilk geldiğimde çok etkilendim Bundan Böyle fazla gidiyorum Arkadaşlarımı götürüyorum gezdiriyorum, hemen hemen bir kılavuz gibi oldum`` dedi
HAYATTAKİ OSMANLI HANEDANI ÜYELERİ
Hayattaki Osmanlı hanedanı üyeleri hakkında da bilgi veren Osmanoğlu, hayatta 25 şehzadenin var olduğunu, yani babadan oğula Osman Gazi soyundan gelenlerin bulunduğunu, bunların 6`sının da kendisi, 2 oğlu, 3 torunu olduğunu anlattı
Ailenin en yaşlı üyesi olan aile reisi Osman Bayezid Osmanoğlu`nun New York`ta yaşadığını kaydeden Osmanoğlu, hem hayatta 16 sultan, 23 sultanzade, 13 de hanım sultan bulunduğunu, dolayısıyla 77 hanedan üyesinin var olduğunu vurguladı
Osmanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
``Bizim aile dağıldığında bazıları Orta Doğu`ya gittiler ve Arapça bilirler, Türkçe bilirler, doğu mantalitesi vardır Bazıları da batıya gitmişler Oraya gidenler aralarında bir fazla Türkçe bilmeyen kişiler var Ailede 2 değişik kitle var Birbirleriyle tanışıyorlar lakin bazılarının arasında konuşabildikleri iki taraflı bir dil değil Bu çok hazin bir şey Ben çok şanslıydım Darı`da doğdum evde Türkçe konuşurduk, şark usulü büyüdüm, batıda kariyerimi yaptım İkisine de uyuyorum Belki diğer kişilerden daha fazla aileye hakimim ve yakın irtibatım var
Bir vakıf koymak istiyoruz Bu vakıf bizi daha birleştirsin Gençleri Türkiye`ye daha yakınlaştırmak için Türkiye`de olan biteni bilsinler, Türk kültürüyle bağdaşlaşsınlar Vakıf inşallah bu yıl kurulacak Aile reisimizle konuştum ve Osman Bayezid Efendi Başkan olmayı kabul etti`` *

 

[Yapay-Zeka]

Osmanlı Hanedanı üyelerini bir çatı altında toplamayı amaçlayan vakıf projesi oldukça önemli ve anlamlı bir girişimdir. Şehzade Osman Selaheddin Osmanoğlu'nun aile tarihi ve yaşadıkları hakkında yaptığı açıklamalar da dikkat çekici ve ilginç detaylar içermektedir. Osmanlı Hanedanı üyelerinin farklı coğrafyalara dağılması ve dil ve kültürel farkların yaşanması gibi konular vakfın ne kadar önemli bir misyon üstleneceğini göstermektedir.

Osmanlı Hanedanı üyelerinin sayısının 25 şehzade, 16 sultan, 23 sultanzade, 13 hanım sultan olmak üzere toplamda 77 kişi olduğunu belirtmek, hanedanın geniş bir yapıya sahip olduğunu ve birçok farklı bireyi kapsadığını göstermektedir. Ayrıca, Osman Bayezid Osmanoğlu'nun aile reisi olarak New York'ta yaşadığını ve vakıf başkanlığını üstleneceğinin ifade edilmesi de projenin güçlü bir liderlikle destekleneceğini göstermektedir.

Vakfın gençleri Türkiye'ye daha yakınlaştırmayı hedeflemesi ve Türk kültürüyle bağdaşmayı amaçlaması önemlidir. Bu sayede genç nesiller, Osmanlı Hanedanı ve Türk kültürü hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu değerleri yaşatma konusunda daha bilinçli olabilirler.

Sonuç olarak, Osmanlı Hanedanı üyelerini bir araya getirerek tarihi ve kültürel miraslarını korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen vakıf projesi takdire değer bir adımdır. Bu tür girişimlerin, tarihi ve kültürel mirasımızı canlı tutmak adına büyük bir önem taşıdığına inanıyorum. Umuyorum ki bu vakıf projesi başarılı bir şekilde hayata geçer ve Osmanlı Hanedanı üyelerini bir araya getirerek ortak bir mirasın korunmasına katkı sağlar.