AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Oruc ve İnsan

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Oruc ve İnsan
Oruc'un Faydaları
Oruc sadece ac kalmak değildir
ORUC VE GENCLER

Oruc, yalnızca ac kalmak demek midir?

İnsanın madde aleminden ilk tanıdığı varlık kendi varlığıdır Bu ilk tanıdığı kendi varlığını namazda reddeden insanın aynı saftaki başkalarını duşunmesi tabii mumkun değildir Kısacası, namazda Allahu Teala’nın karşısında insan, ne kendini ne de başkasını duşunebilir Boylece farz namazlarında hareket birliği yani maddi birlik icinde olan Muslumanlar aynı zamanda yoneldikleri varlık bakımından da bir istikamet birliği yani manevi birlik icindedirler

Buna karşılık oructa oruclu insan kendi hali icabı, kendisi gibi oruclu yani ac, susuz insanları duşunup icinde onlara doğru bir akış, bir yakınlaşma hisseder

Başka bir ifade ile, aynı varlığa inananlar, inancları icabı kendilerini başkalarına nisbetle birbirlerine daha yakın hissederler Aynı varlığa inanıp, aynı işi yapanlar namaz, oruc vs gibi kendilerini bir evvelkilere nisbetle birbirlerine daha yakınlaşmış bulurlar Aynı varlığa inanıp aynı işi yapan ve ac susuz kalmak gibi aynı ızdırabı ceken insanlar ise, hem inandıkları Varlık, hem yaptıkları iş, hem de cektikleri sıkıntılar icabı kendilerini birbirlerinden sayacak kadar birlik ve beraberlik icinde kaynaşırlar Oruc bu uc hali kendisinde toplamak suretiyle kendisine inananlar arasında ornekbirlik “ideal birlik tesis eder Nitekim asker arkadaşlığı, okul arkadaşlığı, hastane arkadaşlığı vs Bu uc vasfı taşıdığından yani inanc birliği, iş birliği, cile birliğini bir arada toplamış olduğundan halk arasında arkadaşlıkların en sağlamı, en kuvvetlisi olarak kabul edilir

Orucun devamlı olarak senede bir ay tutulması da uzerinde duşunulmeğe değer Zira ayda ucer gun tutularak bir sene zarfında yine aynı sayı fazlasıyla elde edilebilirdi

Tecrubi psikolojideki, “Bir insanın otuzkırk gun arasında tabi olacağı eğitim neticesinde birtakım kotu alışkanlıklarını terkedip birtakım yeni alışkanlıklar kazanabileceği gerceği orucun devamlı olarak otuz gun tutulması hususundaki ilahi emri acıklaması bakımından dikkat cekicidir

Nitekim sigara, icki vs gibi kotu alışkanlıklarını bırakanlar ekseriyetle bu ayın (yani Ramazanın) sonunda bıraktıkları gibi namaz, ibadet vs gibi ceşitli iyi, guzel, hayırlı faaliyetlere de bu aydan itibaren başlarlar Yani sırf Ramazan ayında ibadet etmek icin camiye gelirler fakat bu bir ay zarfında ibadetlere alışarak Ramazan’dan sonra da bu yeni alışkanlıklarına devam edip giderler Boylece hayatlarının istikameti bir ay gibi bir zamanda değişmiş olur

Bu gerekcelerle oruc, her sene bir ay olmak uzere butun Muslumanları omurleri boyunca devamlı olarak eğitime tabi tutmak suretiyle onların bir takım kotu alışkanlıklarını terkederek yeniden iyi alışkanlıklar kazanmalarını ve boylece topluma daha faydalı olmalarını sağlıyor demektir

ORUC VE GENCLER

Oruc tutan bir cocuk veya genc, evde hic kimse yokken yani ne anne baba korkusu, ne oğretmen baskısı, ne de arkadaşlarının ayıplama endişesi kısacası hicbir maddi baskı veya korku mevzubahis değilken, kendi babasının aldığı, kendi annesinin emeğiyle pişirdiği turlu turlu yemekler, ceşit ceşit meyveler, buz gibi sular onunde dururken ve bunlarla arasında hicbir maddi engel yokken, hic kimsenin bulunmadığı kapısı kapalı kendi evinde, bunlara sırf Allah’ın emirlerine itaat ve O’nun yasaklarından sakınmak icin el uzatmayan, bunu duşunmekten bile ici titreyen bir cocuğun başkalarının malına mulkune hic kimse olmasa bile el uzatması, onu alması ne derece mumkundur?

Boylece oruc, cocuğa hic kimse yokken kendini goren ve butun hareketlerini takib eden, fakat kendisinin goremediği, kendisi tarafından gorulmeyen bir varlığın mevcut olduğunu, bunun icin butun hareketlerinde tedbirli, temkinli olması gerektiğini, aksi takdirde yaptığı hareketlerden mes’ul olacağının telkin eder Bu da cocukta, kendi kendini kontrol altında tutma, yaptığı daha doğrusu yapacağı işlerde kendi kendini hesaba cekme alışkanlığını doğuracaktır Boylece cocukta her turlu maddi baskıdan uzak sağlam bir şahsiyetin gelişmesi mumkun olacaktır

Ve yine bu cocukların her turlu yemek, meyve ve soğuk suların karşısında hicbir maddi karşılık olmaksızın ve ummaksızın acsusuz kalmaları onlara, gozle gorunen, elle tutulan madde alemi yani maddi değerlerin varolduğunu kabul ettirir Boyle yetişen genclerin kafalarında maddeustu birtakım manevi değerler belirginleşir Cunku ne kendi ne de kendi gibi başkaları, ne para ne de başka maddi menfaatler icin ac kalmaktadırlar Oyle ise paranın bile yaptıramayacağını yaptıran bu manevi guc, paradan ve onun gibi her şeyden yuksek hem cok yuksektir

Uzaktan gelecek bir treni bekleyen iki ayrı kişi, uzaktan başka başka saatlerde başka başka yerlerden gelecek iki ayrı treni bekleyen iki ayrı kişiye nisbetle kendilerini birbirlerine daha yakın hissederler Boylece bu bekleyiş esnasında aralarında bir yakınlaşma, bir tanışma ve nihayet bir sohbet doğar Beklemiş oldukları aynı şey daha onceleri birbirlerini tanımayan bu iki insanı birleştirmiştir, kaynaştırmıştır Şayet birbirleriyle tanışmayan bu iki kişi aynı trendeki aynı yolcuyu bekliyorlarsa bu tanışma bir dostluk halini alacaktır Cunku bir evvelkine nisbetle bu iki kişi arasında bir ikinci bağ kurulmuştur

Bunun gibi bir sofra etrafında butun bir ailenin iftarı beklemesi, yani teker teker bu insanların, aynı zamanda gelecek aynı şeyi beklemeleri, bu insanları birbirlerine daha ziyade bağlayacaktır Bu oruclu kişiler yapmakla mukellef oldukları gunluk vazifelerini hakkıyla yapmış olmanın verdiği neş’e ve sevinc ile birbirlerine daha fazla yakınlaşacak, birbirleriyle daha fazla kaynaşacaklardır

Bu iftar bekleme hali, dahi ziyade aile fertleri arasıdaki sevgi ve muhabbeti arttırma, yani ailenin daha sağlam temeller uzerine kurulmasını gercekleştirme bakımından cok muhimdir İslamiyet’in butun ailenin beraberce iftar sofrasına oturmasını ve iftarı beklemesini istemesinin sebebi de bu olsa gerektir

İftar saatini bekleme aile fertleri arasında olduğu kadar birtakım davetler ile tanıdıkları, dostlar ve hatta tanıdık olmayanlar arasında da sevgi muhabbet bağlarının kuvvetlenmesine yol acacaktır

Akşam ezanı okunmadan yani vakit girmeden buyuk bir mazeret olmaksızın bir dakika once dahi orucun bozulması veya orucun başlama vaktinden bir dakika gec oruca başlama hali kaza veya cezayı gerektirmektedir Gunah işleyenlerin gunahlarını affedip bu gunahları sevaba ceviren Allahu Teala’nın orucun şartlarını bir dakika veya daha azına bile musaade etmeyecek kadar ciddi tutması, Muslumanların zaman mefhumunun değerini kavramaları, avarelikten kurtulmuş insanlar olarak hayatlarını zamana gore tanzim etmelerini, zamanı en iyi şekilde kıymetlendirmelerini, kısaca hayatlarını zaman’la disipline eden insanlar olmalarını sağlamak icindir
Ayrıca oruclu iken yani ac iken bilhassa uzun gunlerde ikindiden sonra ozellikle iftar sofrasında ezan vaktini beklerken, zaman, tok olduğumuz vakte nisbetle cok daha ağır gecer; adeta dakikalar gecmek bilmez Bu da oruclu uzerinde zamanın izafi olduğu fikrini doğurur Hic olmazsa zamanın izafi olduğunu hissettirir
 
Geri
Üst