SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Ortaçağda Avrupa'nın siyasi yapısı hakkında kısaca madde madde bilgi,
Kavimler göçünün yaşanması ile birlikte ilkçağ biterek ortaçağ başlamıştır ve böylece köleci bir toplum şeklinin yerini de feodalite düzeni almıştır.
Feodal beylikler kısa bir süre içinde de Avrupa’nın siyasi durumu başta olmak üzere sosyal ve ekonomik yapısını da fazlasıyla etkilemiştir.
Feodalite ile birlikte Avrupa’da toprak sahiplerine “Senyör”, bir himaye altında olmayı kabul edenlere ise “Süzeren” adı veriliyordu.
Senyörler, serflerden daha üstündü bu nedenle de serflerin üzerinde söz hakkına sahipti. Topraklarla birlikte serflerde alınıp satılıyordu.
Soyluluk doğuştan geliyordu ve bu soylulara; Kral, Dük, Kont, Baron, Vikont, Şövalye gibi isimler veriliyordu.
Kiliselerde dua ve din işleriyle meşgul olan Rahipler, vergi vermiyorlardı. Ayrıca rahiplerin afaroz, enterdi ve krallara taç giydirme yetkisi bulunuyordu. Bu yetkiler sayesinde rahipler de senyörler gibi mutlak güce sahip olmuştur.
451 senesinde Kadıköy Konsülü ve İstanbul Kilisesi Roma’dan ayrılmıştır bunun üzerine de Orta-doksluk mezhebi meydana gelmiştir.
Katolik kilisesi sahip olduğu dini ve dünyevi üstünlüğe sahip çıkmak amacıyla Ortodoks kilisesinin ve Protestanlığın nüfusunu azaltmaya çalışmıştır. Bu nedenle de “Mezhep Savaşları” meydana gelmiştir.
Kavimler göçünün yaşanması ile birlikte ilkçağ biterek ortaçağ başlamıştır ve böylece köleci bir toplum şeklinin yerini de feodalite düzeni almıştır.
Feodal beylikler kısa bir süre içinde de Avrupa’nın siyasi durumu başta olmak üzere sosyal ve ekonomik yapısını da fazlasıyla etkilemiştir.
Feodalite ile birlikte Avrupa’da toprak sahiplerine “Senyör”, bir himaye altında olmayı kabul edenlere ise “Süzeren” adı veriliyordu.
Senyörler, serflerden daha üstündü bu nedenle de serflerin üzerinde söz hakkına sahipti. Topraklarla birlikte serflerde alınıp satılıyordu.
Soyluluk doğuştan geliyordu ve bu soylulara; Kral, Dük, Kont, Baron, Vikont, Şövalye gibi isimler veriliyordu.
Kiliselerde dua ve din işleriyle meşgul olan Rahipler, vergi vermiyorlardı. Ayrıca rahiplerin afaroz, enterdi ve krallara taç giydirme yetkisi bulunuyordu. Bu yetkiler sayesinde rahipler de senyörler gibi mutlak güce sahip olmuştur.
451 senesinde Kadıköy Konsülü ve İstanbul Kilisesi Roma’dan ayrılmıştır bunun üzerine de Orta-doksluk mezhebi meydana gelmiştir.
Katolik kilisesi sahip olduğu dini ve dünyevi üstünlüğe sahip çıkmak amacıyla Ortodoks kilisesinin ve Protestanlığın nüfusunu azaltmaya çalışmıştır. Bu nedenle de “Mezhep Savaşları” meydana gelmiştir.