SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
- Konu Yazar
- #1
Nükleer Enerji Küresel Isınma
Nükleer Enerjinin Küresel Isınmaya etkisi
Nükleer enerji,sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir.Nükleer enerjinin iklim değişikliğine sebep olan atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun azaltılmasında büyük rolü vardır.Günümüzde nükleer santraller,elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında yıllık olarak yaklaşık %17 tasarruf sağlamaktadır.Yani bu santrallerin yerine fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1,2 Milyar ton daha fazla karbon atmosfere verilecekti.
Atmosfere bırakılan ve dünya ikliminde önemli değişikliklere sebep olan "sera gazları (başta karbondioksit, metan, azotdioksit olmak üzere, CFC, ozon gibi gazlar)" özellikle petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Sera gazları salımlarının sabitlenmesi veya azaltılması amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS) 1992 yılında imzaya açılmıştır. Sözleşmenin amacı atmosferdeki sera gazı birikimini, insanın iklim sistemi üzerindeki tehlikeli etkilerini önleyecek bir düzeyde durdurmaktır.
Ülkemiz 28 Mayıs 2009 tarihi itibariyle Kyoto Protokolünü onaylamış olup nükleer enerji kullanımı iklim değişikliğinin önlenmesi için yükümlülüklerimizi karşılayabilmemiz açısından da önemlidir.
Nükleer Enerjinin Küresel Isınmaya etkisi
Nükleer enerji,sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir.Nükleer enerjinin iklim değişikliğine sebep olan atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun azaltılmasında büyük rolü vardır.Günümüzde nükleer santraller,elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salımında yıllık olarak yaklaşık %17 tasarruf sağlamaktadır.Yani bu santrallerin yerine fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1,2 Milyar ton daha fazla karbon atmosfere verilecekti.
Atmosfere bırakılan ve dünya ikliminde önemli değişikliklere sebep olan "sera gazları (başta karbondioksit, metan, azotdioksit olmak üzere, CFC, ozon gibi gazlar)" özellikle petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Sera gazları salımlarının sabitlenmesi veya azaltılması amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS) 1992 yılında imzaya açılmıştır. Sözleşmenin amacı atmosferdeki sera gazı birikimini, insanın iklim sistemi üzerindeki tehlikeli etkilerini önleyecek bir düzeyde durdurmaktır.
Ülkemiz 28 Mayıs 2009 tarihi itibariyle Kyoto Protokolünü onaylamış olup nükleer enerji kullanımı iklim değişikliğinin önlenmesi için yükümlülüklerimizi karşılayabilmemiz açısından da önemlidir.