AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Neyzen Tevfik kimdir? biyografisi

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Neyzen Tevfik kimdir
Neyzen Teyfik biyografisi
24 Mart 1879'a Bodrum'a doğan Neyzen Tevfik'in esas adı Tevfik Kolaylı'ır Babasının memleketi Bafra'nın Basit nahiyesi olduğu için soyadı kanunuyla Kolaylısoyadını almış Babası Rüştiye Mektebi muallimi Hasan Fehmi Bey, Annesi Emine Hanım'dır Kendine özgü yergileri ve yaşam biçimiyle adını duyuran Neyzen Tevfik, babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında, sanatkâr bir neyzen olan Berber Kâzım'la tanıştı ve ondan ney dersleri almaya başladı Benzer günlerde de, ilk sar'a nöbetini geçirdi
bu arada okulu bırakan Neyzan Tevfik, babası yatılı olarak İzmir İdadisi'e yazdırdı Ancak epilepsi nöbetlerinin her tarafta başlaması üzerine okulu en ince ayrıntısına kadar bıraktı Neye duyduğu derin sevgiyle İzmir Mevlevihanesi'ne girdi Neyzen Tevfik, burada Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Ruhi Baba, ve Şair Eşref gibi böylece fazla meşhur isimle ile tanıştı ve onlardan Türkçe'nin yanı sıra Arapça ve Farsça dersleri aldı Şair Eşref, yalnızca dostu ve hocası olarak kalmayarak ona hicvin kapılarını da açtı
1898 yılında, babası medrese öğrenimi için Neyzen, İstanbul'a gönderdi ve Fethiye Medresesi'ne yerleştirdi Lakin Neyzen Tevfik, zamanını daha çok Galata ve Yenikapı Mevlevihanelerinde geçirdi bu arada Mehmet Akif Ersoy'la tanıştı ve Mehmet Akif, dönemin seçkin müzisyen ve edebiyatçıları ile tanışmasını sağladı 1901 yılında, medrese giyimi olan cüppe ve şalvar yerine Akif'in verdiği setre pantolonu giymesi, akşamları medrese haricen kalması ilerigeri konuşmalara yol açınca, Fethiye Medresesi'nden ayrıldı Önce Fatih'teki Şekerci Hanı'na, sonradan da Çukurçeşme'deki Ali Bey Hanı'na yerleşti giderken babasını tanıyan ve sonradan Şeyhülislam da olan Musa Kazım Efendi onu kendi derslerine kabul etti
Onun doğruca Neyzen Tevfik, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci, Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanıştı Mehmet Akif'le dostluğu süren Neyzen, Mehmet Akif'e ney öğretti; Mehmet Akif de Neyzen'e Arapça, Farsça ve Fransızca öğretti Arkadaş çevresi içinde artık İbnülemin Mahmut Kemal, Tevfik Fikret, Uşakizade Halit Ziya, Ahmet Rasim, Tanburi Cemil, Hacı Arif Bey, Yunus Nadi de vardı
1900 yılında, gramofon ticaretini ilk yapanlardan Gülistan Plâk Mağazası sahibi Hâfız Âşir Bey'le bir plâk yükleme girişimi oldu Neyzen fazla içkili olduğu için güçlükle doldurulan plâklar gerçi basılıp piyasaya verildi 1949'da yayımlanan Azâbı Mukaddes'e yazdığı önsözde belirttiğine göre, yüze yakın plâkdoldurmuştur
öte yandan istibdata karşı olan gençlerle Sirkecideki İstasyon Gazinosu ve Güneş Kıraathanesi'nde bir araya gelir; yurt sorunlarına ilişkin ve istibdat karşıtı konuşmalar yaparlardı Güneş Kıraathanesi'ne gelip gidenlerden Ziya Şakir, bir gün, sözü Eşref'ten açıp Jön Türk hareketinin önderlerinden Ahmet Rıza'ya getirerek Neyzen Tevfik'i konuşturdu ve tüm düşüncelerini öğrendi, arkasından da ihbar etti Gözaltına alınan Neyzen, bezginlik batmış bir sorgulamadan geçirildi bu vesileyle, daha önce bütün otuz beş defa günlük edilmiş olduğunu öğrendi On beş gün sonra da özgürlük bırakıldı
Özgür kaldıktan sonra kendisini Beyoğlu meyhanelerine attı Bu esnada Sütlüce Bektaşi Tekkesi'ne devam ederek Şeyh Mümin Baba'dan nasip aldı Siyasi baskının artmasından sonra yurt dışına gitmeye karar verdi ve 1902 yılında Darı'a gitti
Neyzen Tevfik'in Darı'da geçen yıllarına ilişkin olarak gerçekle gerçek olmayanı birbirinden dağıtmak neredeyse imkansız Fakat geçimini neyi ile sağladığını ve hicvetmeye devam ettiği biliniyor Mısır'a bir arkadaşı ile Neyzenler Kahvehanesi açıp işletti Özbekiye Saz Bahçesi'nde çalarken plâk da doldurdu Jön Türklerle ilişkili, bir dost toplantısında sarhoşlukla tabancasını ateşlediği ve duruşmada yargıca adaletsizlik yapıyorsunuzdediği için altı ay hapse mahkûm edildi Ama yaptığı itiraz kabul edildiği için bir buçuk ay yattıktan daha sonra özgürlüğüne kavuştu sırası gelmişken Feride adlı Lübnanlı bir kadınla iki ay birlikte yaşadı
II Abdülhamit için yazdığı Abdülhamid'in Ağzından Bir Nutkı Hümâyunadlı hicvini İstanbul Kıraathanesi'nde okuyunca tutuklanmak istendi ama çevrenin işe karışması ile kurtuldu Türk Aydınlarının Darı Hii Hakkındaki Düşünceleridirbaşlığı ile gazetelerde yayımlanan yazı nedeniyle hakkında tutuklama kararı verildi Kurtulmak için de Kaygusuz Sultanadlı bektaşi tekkesine sığındı
II Meşrutiyet'in ilânıyla Darı'dan ayrıldı ve İzmir'e döndü sonradan da İstanbul'a geçti Çemberlitaş'ta bir han odasına yerleşen Neyzen Tevfik, bakmak için gittiği ve Ferah Tiyatrosu'nda sergilenen Sabahtanı Bağımsızlıkadlı oyunun İttihat ve Terakki'ce yasaklanması üstüne yaptığı söylev yüzünden tutuklandı Arkasında kısa bir süre sonradan da hür bırakıldı
Neyzen Tevfik 1910 yılında sarıklı bir zâtın kızı olan Cemile hanımla, kardeşinin ve babasının aleyhinde çıkmasına rağmen, annesinin ısrarı ile evlendi ve bir kızı oldu Ancak yürümeyen evliliği, kızı Leman az önce üç aylıkken kayınbabasının eşini alıp götürmesiyle son buldu
I Dünya Savaşı yıllarında, Askeri Müze'nin kurucusu Muhtar Paşa'nın emrinde ve Mehterbaşı olarak askerlik yaptı Düzenle başı hoş olmayan Neyzen Tevfik, herhangi bir meseleden dolayı Muhtar Paşa ile ağız dalaşı etti ve askerden çıkarıldı daha sonra, dönemin Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın yalısında Mehter takımının verdiği konseri izleyen Almanya'nın Romanya'daki Şiddet komutanının ilgisini çekti Bazı kaynaklarda da onun çağrılısı olarak Romanya'ya gittiği yazılır Romanya'da piyano eşliğinde konser verdi
1919 yılında, birincil kitabı içyayınlandı
1923 yılında Ankara'ya gitti ve kardeşi Şefik Kolaylı'nın yanına 45 ay kaldı Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı ve Mustafa Kemal'i yücelten şiirler yazdı bu sırada 1924 yılında, arkadaşı Hasan Sâit Çelebi'nin de yardımları ile yazdıklarını azâbı Mukaddesaadı altında forma forma yayımlamaya kalkıştı ancak girişim başarılı olmadı ve iki formadan sonra noktalandı
1926 yılında Atatürk'le tanışan Neyzen Tevfik, 1927 yılında sa'ra nöbetleri ve alkol yüzünden artık sık sık gideceği Toptaşı Tımarhanesi ve Zeynep Kâmil Hastanesi'nde çare görmeye başladı 1928 yılında, ski dostu Mehmet Akif'i görmek için baştan Mısır'a gitti ve bir yıla yakın bir süre yanında kaldı
1930'u yıllarda, ekonomik yardım olsun diye, Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ'ın girişimi ile Konservatuvar'da görevlendirildi 1940'ı yıllarda doktoru olduğu değin dostları da olan Mazhar Osman ve Rahmi Duman'ın aracılığı ve Valiliğin oluru ile Bakırköy Fikir Hastahanesi'nin 21 nolu koğuşu ona ayrıldı İstediği vakit gelir, yatar, dinlenir ve çıkar giderdi Rahmi Duman, Neyzen Tevfik'le ilgili şunları yazmış; Onu yakinen tanımak mazhariyetine 1932'e erdim O tarihte genç bir tezgâhtar olarak Bakırköy Fikir Hastahanesi'ndeki 18 numaralı serviste (ehline) açmış olduğu şiir ve felsefe kürsüsünün coşkulu ve katlanamamak, yılmak bilmeyen bir talebesi olmuştum
9 Mart 1946'da, basın yararına düzenlenen bir konserde ney çaldı ve yaptığı taksimlerle izleyicileri büyüledi 1949 yılında, dostlarından İhsan Ada, Neyzen Tevfik'in eserlerini, onun gözetimi aşağı, azâbı Mukaddes adı ile kitaplaştırdı 1951 yılında onu Affettim adlı bir filmde manâlı bir rolde gözüken Neyzen Tevfik, ağlayan Şarkı adlı bir diğer filmde ise, Suzan Yakar'la oynadı
1952 yılında, arkadaşlarının ısrarı ile Şehir Komedi Tiyatrosu'nda jübilesini yaptı 1930'larda İstanbul Belediye'sinin bağladığı takviye aylığını saymazsak Neyzen'in düzenli bir geliri hiç olmadı Neyzen Tevfik'in söylenceleşen yaşamı 28 Ocak 1953'de son buldu Cenaze namazı Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii'nde kılındı Caminin avlusundan taşan kalabalık; belli başlı caddeleri, kahveleri, yolun aleyhinde ancak Barbaros Bulvarını doldurdu Memurların, profesörlerin, ileri gelenlerin yanı sıra kılıklarına çeki harmoni vermeye çalışmış sarhoşlar, sokak serserileri ve bin bir çeşitlilik insan bir arada uğurladılar Neyzen'i bilinmeyene Kim bilir ola ki de hiçlikten hepliğe
Ne hayatı, ne dünyayı, ne de kendisini hiçkavramıyla tanımlamak değildi onun yaptığı O, karşıtlıkların birbirini var ettiği algılayışımızda, var oluş derinliğinin sarhoşluğu içinde arayışını sürdürürken içolanı ayrım etmişti Parapul, malmülk, şöhretşöhret elinin tersiyle ittiği şeylerdendi Adaletsizliğe, çıkarcılığa, âmâ inançlara, baskıya, otoriteye, din istismarına sert ve etkili bir üslupla hicivlerinde ve hayatında baş kaldırdı Boynunda eski yazıyla içyazardı *
 
Neyzen Tevfik, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Gerçek adı Tevfik Kolaylı olan Neyzen Tevfik, 24 Mart 1879'da Bodrum'da doğmuştur. Babası Hasan Fehmi Bey, annesi ise Emine Hanım'dır. Babasının görevi nedeniyle soyadı kanunuyla Kolaylı soyadını almıştır. Neyzen Tevfik, muallimi olan berber Kâzım'dan ney dersleri almaya başladığı Urla'da sanatkâr bir neyzenle tanışmıştır.

Epilepsi nöbetleri nedeniyle okulu bırakan Neyzen Tevfik, hayatını ney çalmaya adayarak İzmir Mevlevihanesi'ne girmiştir. Mevlevihane sayesinde birçok tanınmış şair ve edebiyatçıyla tanışma fırsatı bulmuştur. Şair Eşref, ona Arapça ve Farsça derslerini de vermiş ve hocası olmuştur. Daha sonra İstanbul'a gönderilerek Fethiye Medresesi'ne yerleşmiş ancak medrese eğitimini tamamlayamamıştır.

Neyzen Tevfik, edebiyat dünyasında önemli isimlerle de tanışmıştır. Mehmet Akif Ersoy, Tevfik Fikret, Ahmet Mithat Efendi gibi isimlerle dostluklar kurmuştur. Aynı zamanda Neyzen Tevfik, Türk müziğine de katkıda bulunmuş ve gramofon ticaretini denemiştir.

Hayatı boyunca siyasi görüşleri nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşamıştır. İstibdata karşı olan gençlerle bir araya gelerek konuşmalar yapmış ve tutuklanmıştır. Daha sonra yurt dışına gitme kararı alarak bir süre Darı'da yaşamıştır. Dönemin siyasi olaylarına olan eleştirileri nedeniyle hapse de girmiştir.

Neyzen Tevfik, sanatçı kişiliği ve özgün yergileriyle Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Ancak hayatı birçok zorlukla dolu olmuş, sağlık sorunları ve siyasi sıkıntılarla karşılaşmıştır. Son olarak 28 Ocak 1953'te vefat etmiştir ve Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii'nde toprağa verilmiştir. Bugün hala Türk edebiyatının önemli figürlerinden biri olarak anılmaktadır.
 
Geri
Üst