SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
- Konu Yazar
- #1
Nasrettin hocanın günümüzdeki etkileri
Nasreddin Hoca, insanlara içten yolu belirten, iyilikleri gösteren, doğruya sevk eden ve kötülüklerden sakındıran bir veli idi Bu işi yaparken tabiatı icabı kendisine has bir yol tutmuştur Böylece hakkın anlatılması ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkın anlayacağı bir dil ve üslup ile, gayet manidar latifeler halinde kısa ve öz olarak dile getirmiştir Fıkraları, hikmet ve ibret doymuş birer darbı mesel (özdeyiş) gibidir Bu bakımdan adına uydurulan terbiye dışı ve nükteden uzakta bir takım fıkraların onunla bir ilgisi yoktur Manidar latifeleri önce yakın çevresinde şifahi olarak dilden dile dolaşmış, sonraları kademeli olarak yayılmış ve zamanla bir takım değişikliklere uğramıştır Bu sebeple onun olmayan bazı sıradan fıkralar da ona mülk edilerek anlatılmıştır Yapılan ilmi çalışmalar, onun ilim ve terbiye sahibi bir veli olduğunu, laf konusu sıradan basit fıkraları söylemediğini dobra dobra göstermektedir Ayrıca, Nasrettin Hoca'nın efsanevi bir birey değil, on üçüncü asırda Anadolu Selçukluları zamanında yaşayan sâlih bir Müslüman olduğunu ortaya koymuştur Çünkü nükteleri, bir insanın başından geçen gülünç hadiselerin ifadesi değil, görünürde komik aslında ince hikmetleri dile getiren, düşündürücü latifelerdir Hem Türk milletinin akıl inceliğini, nükte gücünü en iyi şekilde yansıtan bu nüktelerin kayıtlı vasfı; Allahü tealanın dikte ve yasaklarını latif bir üslup ile bildirilmesidir
Bu latifelerin toplandığı eserlerden biri, Londra'da British Museum'da Haza Tercemei Nasreddin Efendi Rahme başlıklı yazma eserdir Ama bu eserdeki latifelerin bir kısmı, onun üslubuna ve nükte tekniğine uymamaktadır Nitekim eserin sonunda bu durum: İşte Nasreddin Efendinin kibarı evliyadan (Evliyanın Büyüklerinden) olduğuna şek ve değişkenlik yoktur Merhumun bu kıssalardan haberi var, değil böyle yazmışlar Her kim okuyup tamamında bu merhumun ruhu için bir Fatiha bağışlarsa, Yargı sübhane ve teala ol kimsenin ahir ve akıbetini hayr eyleyeşeklinde belirtilmiştir Keza, Nasreddin Öğretmenadlı eserde başka nüktelerine yer verilmiştir
Nasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle mükemmel tanımış, insanların aile, komşuluk, arkadaşlık, ticari münasebetlerine ait cemiyette gördüğü aksaklıkları düzeltmek ve onlara öğüt etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, onları düşünmeye ve doğruya sevk etmiştir Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, onların dağıtılmış yönlerini araştırmak için onun latifelerinden çok istifade etmişlerdir
Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde Öğretmen hakkında önemli neşriyat yapılmıştır Bunlar arasında Pierre Mille'nin Nasreddin et son epouseadlı kitabı, Edmonde Savussey'in La Litterature Populaire Turqueadlı eserindeki Nasreddin Öğretmen bölümü, Jean Paul Carnier'in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turquesadlı eserleri zikretmek yerinde olur
Vikipedia
En eksik 500 yıldan beri onun fıkralarını dinleyerek, beslenerek büyümüşüz Bu etki çocuk çoluk, genç yaşlı hepimize islemiş Böylece Nasreddin Hoca'yı Türk halkı yarattığı kadar, Türk halkını da Nasreddin Öğretmen yaratmıştır(İlhan Başgöz)
Nasreddin Hoca, her kesim halkın; koylunun kentlinin, varsılın yoksulun çelişkilerini, düşüncelerini, eleştirilerini dile getirir Fıkralarda yerellik, sınıfsallık özelliği önemli bir ayrılık yaratmakla birlikte, Nasreddin Hoca'da bu görülmez Basta komşu ülkeler elde etmek üzere, bütün dünyada tanınmasının, yaygınlaşmasının nedenini, onun bu evrensel yönünde çağırmak gerekir(Adnan Binyazar)
Nasreddin Öğretmen Türk milletinin yükünü yeniletecek, her bir evde beklenecek, misafirdir Onun kartviziti kahkahadır O Doğu ve Bati memleketlerinde aktif olan vatandaştır Ülke sınırlarından eşeğine binip geçer Onun pasaportunu asap erleri yoklamıyorlar Çünkü o dünyanın büyük insanidir O yıldan yıla gençleşiyor Omzundaki gömleği eskimiyor, lakin gülüşü defalarca yenileşiyor(Toramirzo Cabbarov)
Bu aziz halk evladının sarığında kent, yani yerleşik, ufak eşeğinde ise göçebe Türk yaşayışının bağdaştırılmak istendiğini sezmekteyim Bu yolla Öğretmen'mız keçe medeniyeti ile çamur medeniyetini kendi şahsında kaynaştırmış bir şövalyedir(Ahmet Caferoğlu)
Nasreddin Hoca, Türk nekregüllüğünün en yüksek simasıdır(Ziya Gökalp)
Halk Öğretmen'dırHoca, halkın muhayyilesinde; halk, icap edince öz nefsine bile onun nüktesiyle çatıyor, onun diliyle sözler sarf ediyor Bedri Rahmi Eyuboglu'nun dediği gibi yakın zamanda bir gün Hoca, otobüse, dolmuşa da binecek, taksiye de binmek isteyecek mutlaka(Abdulbaki Gölpınarlı)
Hoca'nın dünyanın başka yörelerindeki fıkralarda ve masallarda yaşaması böylece muhtemeldir Ortadoğu'nun böylece çok ülkesi Öğretmen'yı kendi parasal gerçekleştirmek istiyor Fakat türbesi Türkiye'de Akşehir'de bulunuyor Ne var ancak, kişiliği ve unu bu kentle sinirli değildir Kendisi kozmopolit olup zamanların ötesinde bulunmaktadır(Rostislav Holthoer)
O, bizim en asli mahsullerimizden biridir(Fuat Köprülü)
Anadolu Türk mizahi, halsiz bir zihnin düşüncelerini boşaltan, dilimizin dinç bir deyimi ile lalapasa eğlendirenbaşıboş bir mizah değildir Nasreddin Öğretmen mizahi, Türk halkının sorunları ile beraber yürüyen, toplum eğitimine yönelmiş, yapıcı bir mizahtır Türk halkı, yüzyıllar baştan başa dertlerini bu mizahla avutmuş, sevinebildiği mutlu günlerde de, bu mizahin sevinci ile yaşamıştırBu 'Nasreddin Hoca sevinci ile yasamak', hafif olmak, isleri sakaya almak seslenmek değildir, sadece güler yüzü ciddiliğe engel saymamak, yani Türk halkı gibi 'güler yüzle ciddi elde etmek' demektir(Şükrü Kurgan)
Nasreddin'in vücudu türbesinde istirahat etmekteyse de ruhu hiçbir süre ölmemiştir Hatta reel mucize sudur: bütün dünya ondan bahsetmekte, edebiyatçılar ondan bahsetmekte, toplumlar ondan bahsetmekte, insanlar onu kendi kuytu koruyucusu olarak tanımakta ve hikayeleri rüzgar gibi yayılıp, ekmek gibi kabarmaktadır Gelecek nesillerin bu ekmekle uzun süre beslenecekleri şüphesizdir(Anna Masala)
Doğumundan önce de, ölümünden daha sonra da yaşamış insan Nasreddin Hoca'dır ölümünden daha sonra yaşayan diğer tarihsel ve toplumsal kişiler vardır, lakin ölümünden önce de yaşayan olan dünyadaki tek insan Nasreddin Hoca'dır Nazım Hikmet, Hoca'yı gülümseyen yok, ağlayan insan sembolü olarak göstermiştir Nasreddin Öğretmen fıkralarının özünde gözyaşı vardır Türk halkı bu fıkralara, ağlamanın yerine, gülmüştür Çünkü Nasreddin Öğretmen yalnız alay etmekle yetinmemiş, ezilen halkın da kaltabanlığı, o çürümüş toplumdaki korkaklığı, ikiyüzlülüğü, yüreksizliği, sahteciliğiyle de alay etmiştir Doğrusu Nasreddin Öğretmen derken, Türk halkının kendisini anlamaktayız Böylece Türk halkı, kendi kendisiyle alay edebilme olgunluğunu göstermiştir Goethe, 'Kendi kendisiyle alay edemeyen, olgun insan olamaz' der Türk halkı, yüzyıllar baştan başa yarattığı Nasreddin Öğretmen'nın toplumsal kişiliğinde, bir yana ezenlerle alay ederken, bir yanlamasına da kendi kendisiyle alay ederek, buhran nedeninde kendisinin de sorumluluk sahibi olduğunu, payı bulunduğunu göstermiştir(Aziz Nesin)
bu fıkralarda bireysel tek bir iz deha bulmak muhtemel değildir Hoca'da belli bir aptal kişi yok, muhakkak bir aptallığımız ve bönlüğümüz hicvedilir(Cahit Tanyol)
Karşımıza, Türkistan'dan Macaristan'a Sibirya'dan Kuzey Afrika'ya kadar Türklerin bacak bastığı bitmiş Nasreddin Öğretmen çıkmaktadır(Fikret Türkmen) 2 *
Nasreddin Hoca, insanlara içten yolu belirten, iyilikleri gösteren, doğruya sevk eden ve kötülüklerden sakındıran bir veli idi Bu işi yaparken tabiatı icabı kendisine has bir yol tutmuştur Böylece hakkın anlatılması ve cemiyetteki bozuk yönlerin düzeltilmesi için, meseleyi halkın anlayacağı bir dil ve üslup ile, gayet manidar latifeler halinde kısa ve öz olarak dile getirmiştir Fıkraları, hikmet ve ibret doymuş birer darbı mesel (özdeyiş) gibidir Bu bakımdan adına uydurulan terbiye dışı ve nükteden uzakta bir takım fıkraların onunla bir ilgisi yoktur Manidar latifeleri önce yakın çevresinde şifahi olarak dilden dile dolaşmış, sonraları kademeli olarak yayılmış ve zamanla bir takım değişikliklere uğramıştır Bu sebeple onun olmayan bazı sıradan fıkralar da ona mülk edilerek anlatılmıştır Yapılan ilmi çalışmalar, onun ilim ve terbiye sahibi bir veli olduğunu, laf konusu sıradan basit fıkraları söylemediğini dobra dobra göstermektedir Ayrıca, Nasrettin Hoca'nın efsanevi bir birey değil, on üçüncü asırda Anadolu Selçukluları zamanında yaşayan sâlih bir Müslüman olduğunu ortaya koymuştur Çünkü nükteleri, bir insanın başından geçen gülünç hadiselerin ifadesi değil, görünürde komik aslında ince hikmetleri dile getiren, düşündürücü latifelerdir Hem Türk milletinin akıl inceliğini, nükte gücünü en iyi şekilde yansıtan bu nüktelerin kayıtlı vasfı; Allahü tealanın dikte ve yasaklarını latif bir üslup ile bildirilmesidir
Bu latifelerin toplandığı eserlerden biri, Londra'da British Museum'da Haza Tercemei Nasreddin Efendi Rahme başlıklı yazma eserdir Ama bu eserdeki latifelerin bir kısmı, onun üslubuna ve nükte tekniğine uymamaktadır Nitekim eserin sonunda bu durum: İşte Nasreddin Efendinin kibarı evliyadan (Evliyanın Büyüklerinden) olduğuna şek ve değişkenlik yoktur Merhumun bu kıssalardan haberi var, değil böyle yazmışlar Her kim okuyup tamamında bu merhumun ruhu için bir Fatiha bağışlarsa, Yargı sübhane ve teala ol kimsenin ahir ve akıbetini hayr eyleyeşeklinde belirtilmiştir Keza, Nasreddin Öğretmenadlı eserde başka nüktelerine yer verilmiştir
Nasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle mükemmel tanımış, insanların aile, komşuluk, arkadaşlık, ticari münasebetlerine ait cemiyette gördüğü aksaklıkları düzeltmek ve onlara öğüt etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, onları düşünmeye ve doğruya sevk etmiştir Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, onların dağıtılmış yönlerini araştırmak için onun latifelerinden çok istifade etmişlerdir
Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde Öğretmen hakkında önemli neşriyat yapılmıştır Bunlar arasında Pierre Mille'nin Nasreddin et son epouseadlı kitabı, Edmonde Savussey'in La Litterature Populaire Turqueadlı eserindeki Nasreddin Öğretmen bölümü, Jean Paul Carnier'in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turquesadlı eserleri zikretmek yerinde olur
Vikipedia
En eksik 500 yıldan beri onun fıkralarını dinleyerek, beslenerek büyümüşüz Bu etki çocuk çoluk, genç yaşlı hepimize islemiş Böylece Nasreddin Hoca'yı Türk halkı yarattığı kadar, Türk halkını da Nasreddin Öğretmen yaratmıştır(İlhan Başgöz)
Nasreddin Hoca, her kesim halkın; koylunun kentlinin, varsılın yoksulun çelişkilerini, düşüncelerini, eleştirilerini dile getirir Fıkralarda yerellik, sınıfsallık özelliği önemli bir ayrılık yaratmakla birlikte, Nasreddin Hoca'da bu görülmez Basta komşu ülkeler elde etmek üzere, bütün dünyada tanınmasının, yaygınlaşmasının nedenini, onun bu evrensel yönünde çağırmak gerekir(Adnan Binyazar)
Nasreddin Öğretmen Türk milletinin yükünü yeniletecek, her bir evde beklenecek, misafirdir Onun kartviziti kahkahadır O Doğu ve Bati memleketlerinde aktif olan vatandaştır Ülke sınırlarından eşeğine binip geçer Onun pasaportunu asap erleri yoklamıyorlar Çünkü o dünyanın büyük insanidir O yıldan yıla gençleşiyor Omzundaki gömleği eskimiyor, lakin gülüşü defalarca yenileşiyor(Toramirzo Cabbarov)
Bu aziz halk evladının sarığında kent, yani yerleşik, ufak eşeğinde ise göçebe Türk yaşayışının bağdaştırılmak istendiğini sezmekteyim Bu yolla Öğretmen'mız keçe medeniyeti ile çamur medeniyetini kendi şahsında kaynaştırmış bir şövalyedir(Ahmet Caferoğlu)
Nasreddin Hoca, Türk nekregüllüğünün en yüksek simasıdır(Ziya Gökalp)
Halk Öğretmen'dırHoca, halkın muhayyilesinde; halk, icap edince öz nefsine bile onun nüktesiyle çatıyor, onun diliyle sözler sarf ediyor Bedri Rahmi Eyuboglu'nun dediği gibi yakın zamanda bir gün Hoca, otobüse, dolmuşa da binecek, taksiye de binmek isteyecek mutlaka(Abdulbaki Gölpınarlı)
Hoca'nın dünyanın başka yörelerindeki fıkralarda ve masallarda yaşaması böylece muhtemeldir Ortadoğu'nun böylece çok ülkesi Öğretmen'yı kendi parasal gerçekleştirmek istiyor Fakat türbesi Türkiye'de Akşehir'de bulunuyor Ne var ancak, kişiliği ve unu bu kentle sinirli değildir Kendisi kozmopolit olup zamanların ötesinde bulunmaktadır(Rostislav Holthoer)
O, bizim en asli mahsullerimizden biridir(Fuat Köprülü)
Anadolu Türk mizahi, halsiz bir zihnin düşüncelerini boşaltan, dilimizin dinç bir deyimi ile lalapasa eğlendirenbaşıboş bir mizah değildir Nasreddin Öğretmen mizahi, Türk halkının sorunları ile beraber yürüyen, toplum eğitimine yönelmiş, yapıcı bir mizahtır Türk halkı, yüzyıllar baştan başa dertlerini bu mizahla avutmuş, sevinebildiği mutlu günlerde de, bu mizahin sevinci ile yaşamıştırBu 'Nasreddin Hoca sevinci ile yasamak', hafif olmak, isleri sakaya almak seslenmek değildir, sadece güler yüzü ciddiliğe engel saymamak, yani Türk halkı gibi 'güler yüzle ciddi elde etmek' demektir(Şükrü Kurgan)
Nasreddin'in vücudu türbesinde istirahat etmekteyse de ruhu hiçbir süre ölmemiştir Hatta reel mucize sudur: bütün dünya ondan bahsetmekte, edebiyatçılar ondan bahsetmekte, toplumlar ondan bahsetmekte, insanlar onu kendi kuytu koruyucusu olarak tanımakta ve hikayeleri rüzgar gibi yayılıp, ekmek gibi kabarmaktadır Gelecek nesillerin bu ekmekle uzun süre beslenecekleri şüphesizdir(Anna Masala)
Doğumundan önce de, ölümünden daha sonra da yaşamış insan Nasreddin Hoca'dır ölümünden daha sonra yaşayan diğer tarihsel ve toplumsal kişiler vardır, lakin ölümünden önce de yaşayan olan dünyadaki tek insan Nasreddin Hoca'dır Nazım Hikmet, Hoca'yı gülümseyen yok, ağlayan insan sembolü olarak göstermiştir Nasreddin Öğretmen fıkralarının özünde gözyaşı vardır Türk halkı bu fıkralara, ağlamanın yerine, gülmüştür Çünkü Nasreddin Öğretmen yalnız alay etmekle yetinmemiş, ezilen halkın da kaltabanlığı, o çürümüş toplumdaki korkaklığı, ikiyüzlülüğü, yüreksizliği, sahteciliğiyle de alay etmiştir Doğrusu Nasreddin Öğretmen derken, Türk halkının kendisini anlamaktayız Böylece Türk halkı, kendi kendisiyle alay edebilme olgunluğunu göstermiştir Goethe, 'Kendi kendisiyle alay edemeyen, olgun insan olamaz' der Türk halkı, yüzyıllar baştan başa yarattığı Nasreddin Öğretmen'nın toplumsal kişiliğinde, bir yana ezenlerle alay ederken, bir yanlamasına da kendi kendisiyle alay ederek, buhran nedeninde kendisinin de sorumluluk sahibi olduğunu, payı bulunduğunu göstermiştir(Aziz Nesin)
bu fıkralarda bireysel tek bir iz deha bulmak muhtemel değildir Hoca'da belli bir aptal kişi yok, muhakkak bir aptallığımız ve bönlüğümüz hicvedilir(Cahit Tanyol)
Karşımıza, Türkistan'dan Macaristan'a Sibirya'dan Kuzey Afrika'ya kadar Türklerin bacak bastığı bitmiş Nasreddin Öğretmen çıkmaktadır(Fikret Türkmen) 2 *