SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
nasreddin hoca eserleri nelerdir?
Ünü bütün dünyada yaygın olan bu halk filozolofunun yaşam öyküsü iyi bilinmiyor. En eski kaynaklara göre Nasrettin Hoca, Sivrihisar’ın Horto köyünde dünyaya gelmiştir. Babası köyün imamıydı. Okuma yazmayı ve din bilgilerini babasından öğrendi. Bir ara babasından sonra köyde imamlık yaptı. Sonra imamlığı başkasına bırakarak Akşehir’e yerleşti. Bütün ömrünü orada geçirip, orada öldü.Türbesi de Akşehir’dedir. Bu türbe 1907′de onarılıncaya kadar sütunlar üzerinde çadır biçiminde bir kubbeden ibaretti.
Sütunlar arasında duvar yoktu, ama kocaman bir kilitle kilitlenmiş kapısı vardı. Türbenin bu durumundan kinaye, çevresi açık yıkık yerler Nasrettin Hoca Türbesi olarak nitelenir.
Nasrettin Hocanın Kişiliği ve eseri
Nasrettin Hoca, saf bir görünüm altında saklı zeki kişiği ile Türk halkının simgesi olmuştur. Anlatılan binlerce fıkranın belki yarısı bile onun değildir. Ama yüzyıllar boyunca halkın beyendiği her nükte, her fıkra ona mal edilmiştir. Öyle ki nerede Türk varsa Nasrettin Hoca adeta oralı olmuştur. Mezarının Akşehir’de olduğunu bilindiği halde Azerbeycanlılara göre Molla Nasrettin Azerbaycan’lı, Türkistanlılara göre Buhara’lı biridir. İster kendisi söylemiş, ister sonradan ona mal edilmiş olsun Nasrettin Hoca fıkralarının başlıca özellikleri hakseverlik, hoşgörü, ince alay ve güldürücüdür.
Dört Ayaklı ördek
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı: -Bir sabah, Akşehir’den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı… Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca’yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca: Yahu!.Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı..
Bizde Kibir yoktur
Nasreddin Hoca’ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir’liler bir gün Hoca’ya takılır ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır? Hoca’nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar; -Her hâlde öyle olmalı. -Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim! Hoca; -Pekâla şimdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına; -Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!… Tabiî ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehir’liler; -Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce, Hoca; -Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür der.
Allah Versin
Hoca çıkmış dam aktarırmış.Kapı çalınmış bir an.Eğilmiş bakmış bir adam.Adamda ne üst ne baş…Perişan.Merak etmiş,sormuş:-Kimi istedin? -Seni hocam biraz aşağıya in -İyi ama ağam işim acale Ne söyleyeceksen orda söyle. -Bir ricam var senden,küçük bir ricam.Aşağıya insen ne olur Hocam.Hoca herhalde iş mühim diyerek aşağıya iner.Adam sorar: -Ne var? Adam demişki -Allah kazadan korusun derman aratmasın rabbim bir sadaka ver fakirim der. Hoca bunları duyunca küplere biner.Ama hoca kurnaz… Derki hele yukarı gel biraz Üst tarafını orada söylersin Varınca ikiside dama Hoca dönmüş adama demişki ALLAH VERSİN!
Ünü bütün dünyada yaygın olan bu halk filozolofunun yaşam öyküsü iyi bilinmiyor. En eski kaynaklara göre Nasrettin Hoca, Sivrihisar’ın Horto köyünde dünyaya gelmiştir. Babası köyün imamıydı. Okuma yazmayı ve din bilgilerini babasından öğrendi. Bir ara babasından sonra köyde imamlık yaptı. Sonra imamlığı başkasına bırakarak Akşehir’e yerleşti. Bütün ömrünü orada geçirip, orada öldü.Türbesi de Akşehir’dedir. Bu türbe 1907′de onarılıncaya kadar sütunlar üzerinde çadır biçiminde bir kubbeden ibaretti.
Sütunlar arasında duvar yoktu, ama kocaman bir kilitle kilitlenmiş kapısı vardı. Türbenin bu durumundan kinaye, çevresi açık yıkık yerler Nasrettin Hoca Türbesi olarak nitelenir.
Nasrettin Hocanın Kişiliği ve eseri
Nasrettin Hoca, saf bir görünüm altında saklı zeki kişiği ile Türk halkının simgesi olmuştur. Anlatılan binlerce fıkranın belki yarısı bile onun değildir. Ama yüzyıllar boyunca halkın beyendiği her nükte, her fıkra ona mal edilmiştir. Öyle ki nerede Türk varsa Nasrettin Hoca adeta oralı olmuştur. Mezarının Akşehir’de olduğunu bilindiği halde Azerbeycanlılara göre Molla Nasrettin Azerbaycan’lı, Türkistanlılara göre Buhara’lı biridir. İster kendisi söylemiş, ister sonradan ona mal edilmiş olsun Nasrettin Hoca fıkralarının başlıca özellikleri hakseverlik, hoşgörü, ince alay ve güldürücüdür.
Dört Ayaklı ördek
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı: -Bir sabah, Akşehir’den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı… Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca’yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca: Yahu!.Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı..
Bizde Kibir yoktur
Nasreddin Hoca’ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir’liler bir gün Hoca’ya takılır ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır? Hoca’nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar; -Her hâlde öyle olmalı. -Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim! Hoca; -Pekâla şimdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına; -Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!… Tabiî ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehir’liler; -Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce, Hoca; -Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür der.
Allah Versin
Hoca çıkmış dam aktarırmış.Kapı çalınmış bir an.Eğilmiş bakmış bir adam.Adamda ne üst ne baş…Perişan.Merak etmiş,sormuş:-Kimi istedin? -Seni hocam biraz aşağıya in -İyi ama ağam işim acale Ne söyleyeceksen orda söyle. -Bir ricam var senden,küçük bir ricam.Aşağıya insen ne olur Hocam.Hoca herhalde iş mühim diyerek aşağıya iner.Adam sorar: -Ne var? Adam demişki -Allah kazadan korusun derman aratmasın rabbim bir sadaka ver fakirim der. Hoca bunları duyunca küplere biner.Ama hoca kurnaz… Derki hele yukarı gel biraz Üst tarafını orada söylersin Varınca ikiside dama Hoca dönmüş adama demişki ALLAH VERSİN!