Ahiret hakkında kesin konuşmak mümkün olmasa da İslam'ın öğretilerine göre namaz, müminlerin Allah'a olan bağlılıklarını ifade eden önemli bir ibadettir. Namaz kılmayan bir baba ile dindar bir evladın ahirette karşılaşması konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır.
Öncelikle, Kur'an-ı Kerim'de namazın önemi vurgulanmaktadır. Bir ayette Allah, müminleri namaz kılmaya davet etmektedir: "Şüphesiz namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkor. Allah'ı anmak kuşkusuz en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı bilir." (Ankebut Suresi, 45)
İslam'a göre, namaz kılmayan bir kimse, Allah'a olan taatini yerine getirmemiş olur ve bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanma çabasından uzaklaşmak anlamına gelir. Dolayısıyla, namazın bir ibadet olarak yerine getirilmesi, kişinin Allah'ın emirlerine uyduğunu gösterir ve ahiretteki durumu için etkili olabilir.
Ancak, İslam'da cennet ve cehennem gibi ahiret konuları Allah'ın takdirine bağlıdır ve nihai kararı O verir. Allah'ın merhameti ve adaleti her şeyi kapsar. Allah'ın bağışlayıcılığı ve affetme yeteneği, insanların ahiretteki durumunu belirleyen en önemli faktördür. Bu nedenle, namaz kılmayan bir baba ile dindar bir evladın ahirette karşılaşması tamamen Allah'ın hikmetine bağlıdır.
Dolayısıyla, bir evladın dindar olması, babasının veya ailesinin ibadetlerini yerine getirmemesi durumunda onlarla ahirette veya cennette karşılaşmasını garantilemez. Ahiretteki durum, kişinin imanının kalitesi, amel defteri ve Allah'a olan bağlılığı gibi faktörlere bağlıdır. Allah, insanları içtenlikle ibadet etmeye teşvik eder, ancak son karar O'nun elindedir.
Bu konuda, Allah'a samimi bir şekilde dua ederek ve gerekli dini öğretileri yerine getirerek her birey, ahiretteki durumu için en iyi sonucu elde etme çabası içinde olmalıdır. Ayrıca, aile üyeleri arasında sevgi, saygı ve anlayışın korunması, hem dünya hayatında hem de ahiretteki ilişkilerin önemini vurgulamaktadır.