AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Muziğin Tarihsel Gelişimi

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Muzik Tarihsel Gelişimi,
Muziğin Tarihsel Gelişimi Vikipedi,
Muziğin Tarihsel Gelişimi hakkında bilgi
Muziğin Tarihsel Gelişimi
İnsan duşuncesinin urunu olduğu kadar duygusal bir deşarj yolu da olan muzik, yaratıldığı ortamla, cağın dunya goruşu ile, kısaca insan yaşamı ve toplumla, butun diğer sanatlar gibi sıkıca bağlıdır Muzik yoluyla bir yandan gunluk yaşamın ustune cıkıp guc kazanırken, bir yandan da birlikte yaşamanın kurallarını oğreniriz
İnsana, butun sanatlardan daha buyuk bir kolaylık ve etkileme gucuyle ulaşan muziği “seslerle duşunme, sesler aracılığı ile yaşamı duyumsama ve geliştirme yolunda insan gerceğinin, butun ilişkileri icinde, araştırılması ve aktarılması sanatı olarak tanımlayabiliriz Bu arayışta en carpıcı amac, insanı korumaktır Bu koruma işlevi bugun artık somut olarak gorulen ve hemen kavranabilen bir ozellik değildir
Muzik, matematiksel bir mantık, disiplin, zamanı kullanma, susma, dialog kurma, hareket etme ve ilişkiler sanatıdır da
Yalnızca sınırlı bir bolumunu sesler ve gurultuler halinde kavrayabildiğimiz titreşimler, doğanın en belirgin kanıtıdır Normal yapıda her insan, işitme ve muzikle ilgili yetilerden kendi payına duşeni almış olarak doğar Muziği, varlığına, aldığı eğitime, ırkına, yaşadığı cağa gore uretir
Muzik malzemesi, insan doğmadan milyonlarca yıl once hazırdı Cunku doğa, sonsuz bir “sesli malzemedir Gok gurultusu, yer kayması, yer sarsıntısı, suyun akışı ve calkantısı, havanın dar boğazlardaki hareketi gibi olaylar, doğadaki sayısız sesler ve titreşimlerden bir bolumunu oluşturur
Kapalı ilkel toplumların incelenmesi yoluyla ilk insanların muzik eğilimleri ve uretimleri hakkında yaklaşık bilgiler edinilebilmektedir Bu, gecmişin ortusunu kaldırmanın bir yoludur ve oldukca guvenilir bir yontemdir İlk insanlar gok gurultusunde doğa ustu guclerin simgesini, fırtınanın uğultusunda kotu ruhların sesini, denizin sakin goruntusunde ya da patlamasında tanrıların iyiliğini ya da ofkesini buluyorlardı Yankı bir ceşit kehanet, vahşi hayvanların sesleri bilinmeyenin habercisi olarak algılanıyordu Boylece, insanlığın başlangıcında din ve muzik birbirine karıştı Kısıtlı bir sozcuk dağarcığına sahip olan ilkel insan gorduklerini adlandırıyordu Duygularını, icgudulerini ve kutsal guclere inancını anlatmak icin hemen o anda kendiliğinden duzenleniveren seslerden yararlanıyordu
Giderek muzik, ninni ya da matem şarkısında olsun veya buyuyle karışmış bir torende olsun, ilkel insanın, butun gereksinmelerine cevap verecek bicimde ve her alanda varlığına sıkıca girdi Gunumuze ulaşan bilgiler ile kapalı toplumların yaşamları incelendiğinde ilk insanın, hanceresinden kuş seslerine benzer tiz sesler, vahşi hayvan homurtuları gibi pes sesler cıkardığı ve bunları doğa karşısında guclu olmak icin kullandığı varsayılmaktadır
Muziğin doğasında olan ses, boylece kullanılır hale gelmiş olmaktadır Ritm ise, gelişmeye başlayan insanın, kutsal guclere karşı kendini af ettirme isteklerini acığa vurduğu ve doğa karşısında, kazanım coşkularını simgeleyen torenlerde ortaya cıkmaya başlamıştır Guc kazanılmış bir avın cevresindeki kutlama torenlerinin, ava cıkmak icin yapılan torenlerin dansla ilişkisi acıktır
İnsandaki ritm duygusunu, “bir vuruş, bir gurultu ya da bağırışın tekrarından ve simetrisinden doğan haz biciminde tanımlayabiliriz Doğadan aldığımız en kesin mesaj ritmdir kuşkusuz Simetri, tekrar, duzenli tekrar, yankı Gorunuşteki dağınıklığa karşın her şey tamamen olculudur Gece ve gunduz, mevsimler, ureme, filizleme, cicek acma, solma, yaşam ve olumhepsi kesin bir disipline boyun eğer Bu da insanoğluna, doğanın ve kendi mekanizmasının ritmlerle cevrili olduğunu kısa surede kavratmıştır
İlk insan, ayakları, elleri ve gırtlağı ile yarattığı olculu iskeleti giderek ceşitli seslerle doldurdu Zamanla basınclı hava sutununun tınısını buldu, onu bir tup icinde titreştirmeğe başladı Delik bir okuz boynuzu, ici oyuk bir kamış ya da kemikten uyumlu sesler cıkarttı Zengin ufleme calgıları boyle doğdu Avcılıkta kullandığı gerilmiş yayın cıkardığı ses, yeni bir calgı ailesinin doğmasına neden oldu Bundan sonra muzisyenler sesin ve tınının sırlarını cozmeye uğraştılar1
İlkel insandan kavim yaşamına gecildikten sonra, muzik toplumsal yaşama da girdi Her toplum kendi yaşam bicimine, değerlerine, inanc ve torelerine uygun muzik uretti Kendi calgılarını, ezgilerini, ritmlerini oluşturdu
Turk muzik tarihi de kendi bunyesinde, kendine has ve kendi urettiği bicimi ile genel muzik tarihi icinde yerini aldı Turk muzik tarihi “hem Turk ’lerin tarih boyunca muzik ile olan her turlu ilgisinin, hem de Turk muzik sistemi ile bu sisteme karışan her turlu muziğin teknik gelişmelerinin incelenmesi2 biciminde tanımlanabilir
İlk cağlardan itibaren Dunya ’da gelişen ve yayılan Turk ’ler, muzikteki ilerlemelerini gittikleri yerlere taşımışlar ve geliştirmişlerdir Bugun Turk ’lerle ilgisi olan tum ulusların muziklerinde, Turk muziğinin etkisi gorulmektedir Bir cok batılı besteci, eserlerinde Turk motiflerini işlemiştir Kısaca Turk muziği etkisine Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ’nın bir bolumunde rastlamak mumkundur Ayrıca Turk ’ler, nota ve muzik aletlerinin gelişmesine de onculuk etmişlerdir Kemence (ıklığ), tar, kopuz, saz, vurmalı calgılardan davul, tef, kudum, kos vb bunlara en iyi orneklerdir3
Turk muziğinin tarihsel gelişimi ve donemleri ise 2 ana başlık altında toplanır
1 Turk Halk Muziği ’nin tarihsel gelişimi
2 Klasik Turk Muziğinin tarihsel gelişimi
 
Müziğin tarihsel gelişimi, insan düşüncesinin bir ürünü olmasının yanı sıra duygusal bir deşarj yolu olarak da kabul edilmektedir. Müzik, yaratıldığı ortamla, çağın dünya görüşüyle, insan yaşamı ve toplumla sıkıca bağlantılıdır. Müzik, günlük yaşamın ötesine geçip güç kazanmamıza yardımcı olurken, aynı zamanda birlikte yaşamanın kurallarını öğrenmemizi sağlar. Müzik, seslerle düşünme ve yaşamı duyumsamamızı sağlayan bir sanat olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda matematiksel bir mantık, disiplin, zamanı kullanma, susma, diyalog kurma, hareket etme ve ilişkiler sanatı olarak da kabul edilir.

Doğada milyonlarca yıl önce hazır olan müzik malzemesi, insanın doğumundan itibaren etkileşim içerisinde olduğu çevresine, eğitimine, kökenine, yaşadığı çağa bağlı olarak şekillenir. İlk insanların müzik eğilimleri ve üretimleriyle ilgili yaklaşık bilgiler, kapalı ilkel toplumların incelenmesi yoluyla elde edilebilir. İlk insanlar, doğadaki seslerden ilham alarak müziği oluşturmuşlardır. İnsanlık tarihinde din ve müzik birbirine karışmış ve iç içe geçmiştir.

Ritim ve melodinin gelişmesiyle birlikte müzik, ilkel insanın yaşamının her alanında varlığını hissettirmiştir. İnsanın ritm duygusu, doğadan aldığı mesajlardan oluşur ve ritm, insanın yaşamında doğal bir disiplin oluşturmuştur. İlk insanlar, çeşitli sesler keşfederek müzik aletleri geliştirmiş ve müzikle kendilerini ifade etmişlerdir.

Müziğin toplumsal yaşama etkisi, insanların müziği kendi yaşam biçimlerine, değerlerine ve törelerine uygun olarak şekillendirmesine olanak sağlamıştır. Türk müzik tarihi de kendi özgün yapısıyla genel müzik tarihinde önemli bir yer tutar. Türk müziği, Türklerin müzikle olan ilişkilerinin incelenmesi ve müzik sistemlerinin teknik gelişmeleriyle ilgilenen bir alan olarak tanımlanabilir.

Türk müziğinin tarihsel gelişimi ve dönemleri genellikle Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği olmak üzere iki ana başlık altında incelenir. Türklerin dünya genelinde yayılarak mükemmel müzik gelişmelerini taşıdıkları ve etkiledikleri bilinmektedir. Türk müziği, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika gibi birçok bölgede etkisini göstermiş ve birçok besteci tarafından motif olarak kullanılmıştır. Ayrıca Türkler, nota ve müzik aletlerinin gelişimine öncülük etmiştir. Bu müzikal miras, Türk müziğini diğer kültürler arasında önemli bir yere sahip kılmıştır.
 
Geri
Üst