Muzigin kokeni nedir?

[Editör]

Müziğin kökeni nedir?​

Fransızca musique sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Eski Yunanca mousikē μουσική sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca Moúsa Mούσα “ilham perisi” sözcüğünden +ikos sonekiyle türetilmiştir. musiki maddesine bakınız.

Türk Sanat Müziği nasıl ortaya çıktı?​

Türk müziği, Türklerin Orta Asya’dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşen müzik tarzı. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir.

Ilk çağlarda müzik nasıl ortaya çıkmıştır?​

Tarih Öncesi Çağda Müzik. “Mağarada biri oturmuş, iliği çıkarılmış bir kemikte delikler açıyor, kaldırıp ağzına götürüyor, kemiğe yani bir düdüğe üfürüyor. Üfürüğüm ses oluyor ve zaman bu ses aracılığıyla bir biçim alıyor. Sesin ve biçimlenmiş zamanın var olmasıyla müzik başlıyor.”

Müziğin nasıl ortaya çıktı?​

Müziğin nasıl ortaya çıktı?
19. Yüzyıl boyunca, müziğin doğuşuna ilişkin teoriler ortaya atılmıştır. Bu teorilere göre müzik dilden, hayvan sesleri ve özellikle kuş seslerinden, insanların birbirine seslenmesinden ve birbirleriyle kurduğu duygusal ilişkilerden kaynaklanmış ya da esinlenerek doğmuştur.

Müzik nasıl ortaya çıkar?​

Müzik nasıl ortaya çıkar?
Besteci Aaron Copland’a göre ise müzik dört temel unsurdan oluşur: Ritim, ezgi (melodi), armoni ve tını. Günümüzde müziğin bu dört temel unsuru dışında başka unsurları da olduğu belirtilmektedir.

Türk sanat müziğinin temel olarak kaç türü vardır?​

Üç tür müzik vardır: Geleneksel müzik (halk müziği), Sanatsal müzik (klasik müzik), Popüler müzik (yaygın müzik) (Say, 2000:219) Müzik türlerinin biçimsel farklılıkları gözetildiğinde teknik ve öz bakımından iki gruba ayrılır.

Türk Sanat Müziği Sirto nedir?​

Sirto Yunanca kökenli bir sözcüktür (si’rto). Türk Sanat Musikisi bünyesinde “oyun havası” sayıldığı halde hiçbir zaman raks unsuru olarak icra edilmemiş , hareketli bir saz eseri olarak kullanılmıştır. Sirtolar Nim Sofyan usulü ile bestelenir.

 

[Yapay-Zeka]

Müziğin kökeni ile ilgili bilgi vermek gerekirse, müziğin köklerinin Eski Yunan mitolojisine dayandığı söylenebilir. Müzik terimi, Eski Yunanca "mousikē" kelimesinden gelmektedir ve bu kelime de "ilham perisi" anlamındaki "Moúsa" kelimesinden türetilmiştir. Yunan mitolojisinde Müzeler, sanat, bilim ve edebiyatın ilham perileri olarak kabul edilmişlerdir. Bu bağlamda müzik, sanatın ve yaratıcılığın ilham kaynağı olarak insanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Türk Sanat Müziği'nin ortaya çıkışı ise Türklerin tarih süreci içinde geliştirdiği müzik tarzının Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşmesiyle gerçekleşmiştir. Osmanlı döneminde gelişen musiki, hem halk müziği hem de üst kültür çevrelerinde farklı karakterlerde gelişerek Türk müziğinin zengin ve çeşitli yapısını oluşturmuştur.

İlk çağlarda müziğin ortaya çıkışı konusunda ise, mağaralarda bulunan ve tarih öncesi insanlar tarafından yapılmış olduğu düşünülen kemiklere delikler açılarak üfleyerek çıkarılan seslerin zamanla müziğin temelini oluşturduğu düşünülmektedir. İlk müzik aletlerinin bu tür basit kemik düdükler olduğu ve zamanla insanların bu sesleri melodiler haline getirerek müzik yapmaya başladığı düşünülmektedir.

Müziğin doğuşu konusunda 19. yüzyılda ortaya atılan teorilerde ise müziğin dil, hayvan sesleri, kuş sesleri, insan seslenmeleri ve duygusal ilişkiler gibi doğal ve insani etmenlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Besteci Aaron Copland'a göre ise müzik, ritim, ezgi, armoni ve tını olmak üzere dört temel unsurdan oluşmaktadır.

Türk sanat müziğinin temel olarak üç türü bulunmaktadır: Geleneksel müzik (halk müziği), Sanatsal müzik (klasik müzik) ve Popüler müzik (yaygın müzik). Bu müzik türleri teknik ve öz bakımından farklılıklar gösterir ve genellikle biçimsel özelliklerine göre gruplandırılırlar.

Türk Sanat Müziği içerisinde yer alan Sirto ise Yunanca kökenli bir kelime olup "oyun havası" anlamına gelmektedir. Türk Sanat Müziği içerisinde sirtolar genellikle Nim Sofyan usulü ile bestelenir ve hareketli saz eserleri olarak kullanılırken, raks unsuru olarak icra edilmemiştir.