AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Mutluluğun Tek Kaynağı Nedir?

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Mutluluk kelimesi sözlükte, üzüntülü ve kederli yaşamın tersi olarak tarif edilir. Eğitimciler ve psikologlar ise mutluluğu şöyle tarif ediyorlar: Mutluluk bir insanın kendisini devamlı huzurlu, rahat ve sevinçli hissetmesidir. Bu güzel duygu kişinin bedeninin sağlıklı, hayatının rahat ve huzurlu olduğunu hissetmesi ile ortaya çıkar.
Mutsuzlukla haşır neşir olan insanların mutluluğuna Allah’a Kuran’a Gül kokulu Resule iman etmek den başka hiçbir çare yoktur. İnsanımıza mutluluk, iman çok güzel layıktır lakin arzularımız nefsimiz ile dolu yaşantımız olmasından dolayı bu güzellik fark edilmiyor veya bu insanlara ulaşılması gerekenler ulaşamıyor veya yollar kapalı kinle nefretle nefisle arzularımızla…
Mutluluk: denilen yaşantı para ile satın alınacak bir nesne, kitap satırlarında(bulunsa da geçici olur) aranan bir bilgi, çantada taşınabilen bir eşya elde edilebilen madde, ölçülen, fiyat biçilen bir meta, koklanan bir gül, hasadı olan bir ziraat da değildir. Mutluluk; kişinin kalbinde hissettiği bir sevinç ve huzur, göğsünde hissettiği bir rahatlık ve ferahlıktır. Mutluluk; aklın ve bedenin huzur ve sükûnet içinde severek razı olduğu bir yaşantı içinde olmasıdır.

Bu huzur ve mutluluk, sadece kişinin Allah’a iman etmesi, O’na sığınması, güzel amel işlemesi ile gerçekleşir. Bir Müslüman hayatta cereyan eden her şeyin Allah’ın hükmü ve takdiri dâhilin de olduğunu bilirse, olup bitmiş olaylara kendini helak edercesine üzülmez, bunalım ve strese düşerek kederli olmaz. Bilakis kendisi için takdir edilen bu musibetleri ve sıkıntıları sabır, sükûnet ve gönül rızalığı ile karşılayarak sabrının karşılığını Allah’tan bekler. Yine kendisi için Allah tarafından takdir edilen her türlü hayır için de sevinerek Allah’a şükür eder. Zira o bilir ki, kendisine gelen bu musibet Yaratan’dandır ve bu musibeti gücü ne olursa olsun Allah’tan başka hiçbir güç geri çeviremeyecektir.

İbn Abbas (Allah ondan ve babasından razı olsun!) Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den şöyle buyurur:
“Bil ki, bütün ümmet sana bir fayda vermek için toplansa Allah’ın sana yazdığı faydadan başka bir şeyle fayda veremezler. Yine bütün ümmet sana bir zarar vermek için toplansa Allah’ın sana yazdığı zarardan başka bir şeyle zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış sayfalar kurumuştur. “
Bu kaideye göre bir Müslüman kendisine sevindirici bir şey isabet ettiğinde bu nimet için Allah’a şükredecek ve dolayısı ile bu şükür onun hayrına olacaktır. Şayet aynı Müslüman kendisine bir zarar isabet ettiğinde, sabredecek olsa bu sabrı dolayısı ile mükâfatlandırılmak suretiyle olay kendisi için hayırla sonuçlanmış olacaktır. İşte çeşitli renk ve kültürleri ile bütün insanlığın değişik yol ve yöntemler deneyerek aradığı gerçek kalp huzuru ve gönül rahatlığının sırrı bu gerçekte yatmaktadır.

Hasta bir kişi mutluluğunu hastalığından kurtulmada görecektir. Fakir bir kişi de mutluluğu zengin olmakta, zengin bir kişi mutluluğu daha yüksek makam ve mevki sahibi olmakta görecektir. Ama ne sağlıklı olmak, ne zengin olmak ve ne de yüksek makam sahibi olmak tek başlarına insanı mutlu etmeye yetmeyecektir. Şüphesiz ki maddi imkânlar Yaratıcının emir ve tavsiyeleri doğrultusunda kullanılmazsa bu güzel imkânlar insanlık için bir felaket aracı olacak ve dolayısı ile hayatımızdaki her şey tersine işlemeye başlayacak ve insanlık her türlü imkânı seferber ederek huzuru ararken, kısır bir döngü içinde bir bunalımdan ötekine sürüklenip duracaktır. Kısacası huzur ve mutluluk, sadece kişinin Allah’a iman etmesi, O’na sığınması, güzel amel işlemesi ile gerçekleşir.
 
Geri
Üst