SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
- Konu Yazar
- #1
Miraç Kandilinde Neler Oldu
Mirac Gecesi, Recep ayının 27 gecesidir Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk sene önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur Olayın iki aşaması vardır Birinci aşamada Hz Peygamber (sav) MescidülHaram'dan Beytü'lMakdis'e (Kudüs) götürülür Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır İkinci aşamayı ise Hz Peygamber (sav)'in Beytü'lMakdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur Mirac olarak anılan bu çoğalma olayı Kur'an'da anılmaz, lakin fazla sayıdaki hadisi şerifde ayrıntılı biçimde anlatılır
Hadis kitaplarında söylenti edildiği üzere:
Hz Peygamber (sav) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonra oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler fark etti Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidrei Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir çok acaib şeyler gördü Nihayet beş süre namazın farz kılınması emri ile aynı gecede geri döndü
Sabahleyin Mescidi Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi hayret etmek ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular
Ebu Bekir;
Eğer o, bunu söylediyse şüphesiz doğrudurdedi
Onlar:
Onu bu konuda da mı onay ediyorsun?dediler
O da:
Ben onu bundan daha ötesinde onay ediyorum, sabahleyin akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini onaylama ediyorumdedi Bunun üstüne kendisine Sıddık unvanı verildi
Kureyşliler içinde Beytü'lMakdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler Derhal Hz Peygambere Beytü'lMakdis gösterildi Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu
Yine De BeytülMakdis'i tanımlamada isabet ettidediler
Daha Sonra:
Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?dediler
Peygamber (sav)
Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi Bir deve kaybetmişler arıyorlardı Yüklerinde bir su kadehi vardı Susadım onu alıp su içtim ve yeniden önceden olduğu gibi yerine koydum Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?buyurdu
Bu da diğer bir alâmettirdediler Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular
Bu kez da kervan olduğu gibi Hz Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine cevap verdi ve buyurdu ki:
İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üstünde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler
Bunun üzerine:
Bu da diğer bir âyettirdediler ve o gün hızla Seniyye'ye doğru çıktılar Güneş ne vakit doğacak da onu palavracı çıkaracağız diye bakıyorlardı Derken içlerinden birisi:
Güneş doğdu!diye haykırdı Öteki birisi de:
İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpatıp (Hz Muhammed'in) dediği gibidedi Böyle olduğu halde tekrar iman etmediler de:
Bu açıkça bir büyüdürdediler Bazıları göğe yükselmenin de Buraküzerinde meydana geldiğini söylemişler ise de hakiki olan şudur: Mescidi Aksâ'ya kadar İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş Ondan sonra Mirac, asansör kurulmuştur
Ebu Sa'îdi Hudrî'den rivayet olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur fakat:
Beytü'lMakdis'te olanları bitirdiğim vakit Mirac getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim Ve o, odur fakat, ölünüz can didişme vaktinde gözlerini ona diker Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya değin çıkardı oysa, ona Koruyucu melekler kapısıdenir Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır
Nitekim bu konuda :
Ve onu, her kovulmuş şeytandan korudukbuyurulmuştu
(Hicr, 1517)
Ve Ebu Sa'îdi Hüdrî'nin öteki bir rivayetinde şu ayrıntılı izah etme vardır:
Sonradan Mirac getirildi ancak insanların ruhu onda göğe yükselir Baktım ama, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin vefat etmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına değin yükseltildik Cebrail kapının açılmasını istedi O kimdir?denildi
Cibrildedi
Yan kim?denildi
Muhammeddedi
Öyle mi?
O Peygamber olarak gönderildi mi?denildi
O, evetdedi
Anında kapıyı açtılar ve beni selamladılar bir de ne bakayım görevli bir melek gördüm ancak göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var
Burada Resulullah (sav) şu âyeti okudu:
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık Ve onların sayısını red edenler için sadece bir fitne (konusu) yaptık ama, kendilerine kitap verilenler, emin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın Kalplerinde bir rahatsızlık olanlar ile kafirler de şöyle desin:
Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıpsaptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez Bu ise, beşer (insan) için sadece bir öğüttür
(Müddessir, 7431)
ve buyurdu fakat:
Derken bir adam ile beraberim ama, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor: Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılındiyor Kâfir ruhu ise; fena ruh, fena kokuludur Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılındiyor
Ey Cibril! bu kim?dedim
Baban Âdemdedi Ve o, bana selam verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti
Hoş geldin salih peygamber ve salih evladdedi
Daha Sonra baktım bir toplum gördüm ancak, dudakları deve dudağı gibiydi Onlara bir takım memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
O: Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdirdedi
Sonra baktım bir toplum vardı ancak, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ama, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlardedi
Sonra baktım bir toplum var fakat, önlerine bir sofra kurulmuş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var Onlar, o hoş etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar
Bunlar kim? Ey Cebrail!dedim
O:
Bunlar zinakarlardedi Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler
Sonradan baktım bir toplum var oysa, karınları evler gibidir Bunlar Firavun ailesinin yolu üstünde bulunuyor Firavun ailesi sabahtan ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca herkes karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üstüne Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Dedi oysa:
Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir onların misali kendisini iblis çarpmış olan kimse gibidir
Daha Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağıda ayaklarından asılmış
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim O:
Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardırdedi
Daha Sonra ikinci göğe çıktık Orada Yusuf ile buluştum Ümmetinden kendine alt olanlar da etrafında idi Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi Bana selamlama verdi, güzel geldin dedi
Sonra üçüncü göğe geçtik Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu Bana selamlama verdiler Güzel geldin dediler
Daha Sonra dördüncü göğe geçtik İdris ile buluştum Bana selamlama verdi, hoşgeldin dedi Nitekim ulu Allah:
Biz onu yüce bir yere yükselttik(Meryem, 1957) buyurmuştur
Daha Sonra beşinci göğe geçtik Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum Civarda ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi Sakalı hemen hemen göbeğine değecekti Beni selamladı, hoşgeldin dedi
Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b İmran ile buluştum Çok kıllı idi Üstünde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı Musa dedi ancak:
Insanlar beni Allah katında en onurlu olan yaratıkdiye iddia ederler Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim Ama her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir
Daha Sonra yedinci göğe geçtik Ben, orada İbrahim ile buluştum Sırtını Beyti Ma'mur'a dayamıştı Beni selamladı
Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldindedi Bunun üstüne bana denildi fakat:
İşte senin yerin ve ümmetinin yeri
Daha Sonra Resulullah,
Aslında İbrahim'e insanların en yakını, vaktinde ona bağlı olanlarla şu Peygamber (Hz Muhammed) ve ona iman edenlerdir Allah müminlerin yardımcısıdır
(Ali İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ki:
Sonradan Beyti Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete dek geri de dönmezler Daha Sonra baktım bir ağaç var ki bir yaprağı bu ümmeti bürür Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu
Ey Cibril! Bu nedir?dedim O:
Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dirdedi Bunun üstüne rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı Sonradan Kevser'in sızıntı istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim üstelik ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var
*
Mirac Gecesi, Recep ayının 27 gecesidir Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk sene önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur Olayın iki aşaması vardır Birinci aşamada Hz Peygamber (sav) MescidülHaram'dan Beytü'lMakdis'e (Kudüs) götürülür Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır İkinci aşamayı ise Hz Peygamber (sav)'in Beytü'lMakdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur Mirac olarak anılan bu çoğalma olayı Kur'an'da anılmaz, lakin fazla sayıdaki hadisi şerifde ayrıntılı biçimde anlatılır
Hadis kitaplarında söylenti edildiği üzere:
Hz Peygamber (sav) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonra oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler fark etti Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidrei Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir çok acaib şeyler gördü Nihayet beş süre namazın farz kılınması emri ile aynı gecede geri döndü
Sabahleyin Mescidi Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi hayret etmek ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular
Ebu Bekir;
Eğer o, bunu söylediyse şüphesiz doğrudurdedi
Onlar:
Onu bu konuda da mı onay ediyorsun?dediler
O da:
Ben onu bundan daha ötesinde onay ediyorum, sabahleyin akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini onaylama ediyorumdedi Bunun üstüne kendisine Sıddık unvanı verildi
Kureyşliler içinde Beytü'lMakdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler Derhal Hz Peygambere Beytü'lMakdis gösterildi Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu
Yine De BeytülMakdis'i tanımlamada isabet ettidediler
Daha Sonra:
Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?dediler
Peygamber (sav)
Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi Bir deve kaybetmişler arıyorlardı Yüklerinde bir su kadehi vardı Susadım onu alıp su içtim ve yeniden önceden olduğu gibi yerine koydum Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?buyurdu
Bu da diğer bir alâmettirdediler Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular
Bu kez da kervan olduğu gibi Hz Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine cevap verdi ve buyurdu ki:
İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üstünde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler
Bunun üzerine:
Bu da diğer bir âyettirdediler ve o gün hızla Seniyye'ye doğru çıktılar Güneş ne vakit doğacak da onu palavracı çıkaracağız diye bakıyorlardı Derken içlerinden birisi:
Güneş doğdu!diye haykırdı Öteki birisi de:
İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpatıp (Hz Muhammed'in) dediği gibidedi Böyle olduğu halde tekrar iman etmediler de:
Bu açıkça bir büyüdürdediler Bazıları göğe yükselmenin de Buraküzerinde meydana geldiğini söylemişler ise de hakiki olan şudur: Mescidi Aksâ'ya kadar İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş Ondan sonra Mirac, asansör kurulmuştur
Ebu Sa'îdi Hudrî'den rivayet olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur fakat:
Beytü'lMakdis'te olanları bitirdiğim vakit Mirac getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim Ve o, odur fakat, ölünüz can didişme vaktinde gözlerini ona diker Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya değin çıkardı oysa, ona Koruyucu melekler kapısıdenir Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır
Nitekim bu konuda :
Ve onu, her kovulmuş şeytandan korudukbuyurulmuştu
(Hicr, 1517)
Ve Ebu Sa'îdi Hüdrî'nin öteki bir rivayetinde şu ayrıntılı izah etme vardır:
Sonradan Mirac getirildi ancak insanların ruhu onda göğe yükselir Baktım ama, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin vefat etmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına değin yükseltildik Cebrail kapının açılmasını istedi O kimdir?denildi
Cibrildedi
Yan kim?denildi
Muhammeddedi
Öyle mi?
O Peygamber olarak gönderildi mi?denildi
O, evetdedi
Anında kapıyı açtılar ve beni selamladılar bir de ne bakayım görevli bir melek gördüm ancak göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var
Burada Resulullah (sav) şu âyeti okudu:
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık Ve onların sayısını red edenler için sadece bir fitne (konusu) yaptık ama, kendilerine kitap verilenler, emin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın Kalplerinde bir rahatsızlık olanlar ile kafirler de şöyle desin:
Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıpsaptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez Bu ise, beşer (insan) için sadece bir öğüttür
(Müddessir, 7431)
ve buyurdu fakat:
Derken bir adam ile beraberim ama, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor: Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılındiyor Kâfir ruhu ise; fena ruh, fena kokuludur Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılındiyor
Ey Cibril! bu kim?dedim
Baban Âdemdedi Ve o, bana selam verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti
Hoş geldin salih peygamber ve salih evladdedi
Daha Sonra baktım bir toplum gördüm ancak, dudakları deve dudağı gibiydi Onlara bir takım memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
O: Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdirdedi
Sonra baktım bir toplum vardı ancak, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ama, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlardedi
Sonra baktım bir toplum var fakat, önlerine bir sofra kurulmuş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var Onlar, o hoş etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar
Bunlar kim? Ey Cebrail!dedim
O:
Bunlar zinakarlardedi Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler
Sonradan baktım bir toplum var oysa, karınları evler gibidir Bunlar Firavun ailesinin yolu üstünde bulunuyor Firavun ailesi sabahtan ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca herkes karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üstüne Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim
Dedi oysa:
Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir onların misali kendisini iblis çarpmış olan kimse gibidir
Daha Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağıda ayaklarından asılmış
Ey Cibril! Bunlar kimler?dedim O:
Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardırdedi
Daha Sonra ikinci göğe çıktık Orada Yusuf ile buluştum Ümmetinden kendine alt olanlar da etrafında idi Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi Bana selamlama verdi, güzel geldin dedi
Sonra üçüncü göğe geçtik Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu Bana selamlama verdiler Güzel geldin dediler
Daha Sonra dördüncü göğe geçtik İdris ile buluştum Bana selamlama verdi, hoşgeldin dedi Nitekim ulu Allah:
Biz onu yüce bir yere yükselttik(Meryem, 1957) buyurmuştur
Daha Sonra beşinci göğe geçtik Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum Civarda ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi Sakalı hemen hemen göbeğine değecekti Beni selamladı, hoşgeldin dedi
Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b İmran ile buluştum Çok kıllı idi Üstünde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı Musa dedi ancak:
Insanlar beni Allah katında en onurlu olan yaratıkdiye iddia ederler Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim Ama her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir
Daha Sonra yedinci göğe geçtik Ben, orada İbrahim ile buluştum Sırtını Beyti Ma'mur'a dayamıştı Beni selamladı
Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldindedi Bunun üstüne bana denildi fakat:
İşte senin yerin ve ümmetinin yeri
Daha Sonra Resulullah,
Aslında İbrahim'e insanların en yakını, vaktinde ona bağlı olanlarla şu Peygamber (Hz Muhammed) ve ona iman edenlerdir Allah müminlerin yardımcısıdır
(Ali İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ki:
Sonradan Beyti Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete dek geri de dönmezler Daha Sonra baktım bir ağaç var ki bir yaprağı bu ümmeti bürür Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu
Ey Cibril! Bu nedir?dedim O:
Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dirdedi Bunun üstüne rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı Sonradan Kevser'in sızıntı istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim üstelik ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var
*