AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Minyatür nasıl yapılır

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
minyatürün yapılışı,
minyatür nasıl çizilir,
minyatürün yapılış yöntemleri
İslam dünyasında resim sanatının temsilcisi olagelen minyatür, süsleyiciliği yanına kaslı bir anlatım gücüne ve kendisine has estetik bir yapıya sahip olarak, asırlar boyu değişik ve çok dağıtılmış üsluplar altında defalarca gelişimini sürdürmüştür Başlıca bir kitap resimleme sanatı olarak kabul edilerek, metni açıklayıcı ve destekleyici olarak yapılmaktadır
Minyatürün en büyük özelliği konuyu bütün olarak göstermesidir Bu fotoğraf tekniğinin tek boyutlu olması, yapılan eserlerde genellikle derinlik kavramının bulunmaması, minyatür sanatının estetik yapısına uygun olmasındandır Minyatür sanatındaki düzenlemelerde kullanılan bakış açısı, yığın ve cephe noktalarının bütün orta kısmına rastlar Bunun gereği olarak da bütün figürler birbirlerini hepsi ile kapatmayacak bir şekilde yerleştirilir Uzaklık görünümü ne boylar, ne de renk ve gölgelerle belirtilir Fakat insan figürlerinde zirve oranları bazen kişinin önemine kadar artar ya da eksilir Yapılan eserlerde mesafe farkı gözetmeksizin bütün detaylar en ince ayrıntısına dek işlenir
Rengin çoğu kez bir soyutlama arabulucu olarak, gerçeğe yan olmaksızın kullanıldığı görülmektedir Minyatürlerde, atların mavi veya pembeye, dağların, tepelerin sarı, eflatun, mercan gibi doğa üstü renklerle bezendiği böylece çok eser vardır Doğa düzenlemelerinde, tepeler birbirleri ardındaki çıkar ve genel olarak farklı paftalar halinde, farklı renklerde boyanır
Osmanlı minyatürlerinde ufuk hattının da oldukça yüksek olarak tutulduğu gözlenmektedir Ilk bakışta resmin konusundan da evvel canlı ve sıcak renklerin çarpıcı hakimiyeti dikkati çeker Çoğunlukla mimarî unsurların yer aldığı düzenlemelerde, benzer çerçeve içinde üç ya da dört bambaşka yönden bakılarak çizilmiş örneklere de oldukça sık rastlanmaktadır
Minyatürde, doğa düzenlemelerinde genel olarak iki öbür amaç vardır Birincisi topografik tarzda, aslına olduğunca uygun şekilde yapılanlardır Burada esas unsurlar yani ağaç, bitki, çay ya da tepelerin tüm detayları ön plana çıkar ve epeyce gerçeği yansıtır Diğeri ise kompozisyona asistan bir öğe olarak yapılır Örneğin hükümdar ve çevresindekileri gösteren bir merasim sahnesinde doğa ikinci planda olduğu için burada bir iki ağaç veya bitkinin kullanılması ile yetinilmiştir Zira konunun ana unsuru hükümdar ve onun yanına olan şahısların giyim ve kuşamları olduğu kadar, sahnenin içeriğidir Kompozisyonda vurgulanacak olan belli başlı nokta bir olayın anlatımıdır böylece doğa ikinci planda
kalır
16 yüzyıl nakkaşı Matrakçı Nasuh ’ta ilk kez olarak görünüm resminin başka bir konunun yardımcısı olarak kullanılmadığını görürüz Doğa ön plandadır ve minyatürün belli başlı konusudur Şehirlerin ve doğanın en çarpıcı yanları büyük bir gözlemcilikle belirtilmiştir Renkler tasvir ettiği görüntü ile büyük bir ahenk sağlar Çoğu Osmanlı minyatürlerinde, zemin renklerinin öbür tonlarda kullanıldığını görürüz Bunlar doğadan epeyce uzakta olarak pembe, mavi, eflatun ve altın kullanılarak yapılmıştır
Türk minyatür sanatında gözlem ön plandadır Fantezi ve soyutlamanın büyük bir ahenk içinde kullanıldığı dikkati çeker Usta genelde doğayı tıpkı resmetmekten kaçınmış, bu nedenle de Türk İslam minyatürleri kendine özgü bir üsluba sahip olmuştur
Her ne dek renkler doğanın özgün renk dengesine ahenk sağlayacak bir tarzda kullanılsa da, sanatçının engin hayal gücüne paralel bir açıklama getirilmiştir Örneğin belirli formlar içinde çizilmiş olan ağaçların zemin nakışları geometrik bir düzende olabilmektedir
Doğada kullanılan bitkiler, konturlu olduğu kadar kontursuz olarak da yapılmış, vurgulama, renklerin tonu ya da boyanın kıvamı ile gösterilmiştir Bilhassa ağaçlarda ilk kez zemin renginin atıldığını, daha sonra degrade, tarama veya noktalama ile koyudan açığa gidecek tarzda tonlanmasının yapıldığını görmekteyiz Oysa bu daha alçak yapı işleminden sonra üst detaylar işlenmektedir
İç ve dış mekanların bir arada gösterildiği çizimler, günümüzde yapılan mimarî kesitlerin yöntem ve kaidelerine oldukça uygun bir benzerlik taşımaktadır Türk minyatürlerinde, çoğunlukla hayal ürünü şekil ve manzaralar yoktur Bu ince sanatımızın en büyük özelliklerinden biri de sayfa kenarlarında, İran minyatürlerinde olduğu gibi, ağır bir tezhibe yer verilmemesidir Türk sanatkârı gerektiğinde minyatürün açık havada kalan sayfa boşluklarına yalnızca halkâri denilen sade ve zarif bir dekor tarzını uygulamakla yetinmiştir Bunun yanına varak altın ile yapılan zerefşan tekniğinin de oldukça sık kullanıldığı görülür
Çoğunlukla tarihî, edebî ve ilmî konuların işlendiği Türk minyatür sanatında, Türkler çoğu kez tarihi yansıtmayı seçim etmişlerdir Yapılan eserler aralarında Osmanlıların savaşlarını, seferlerini ve sosyal hayatını gösteren düğün ve şenliklerini anlatan resimli yazmalar, öteki İslam ülkelerinde yapılan örneklerinden apayrı bir realist üslubun meydana getirilmesine niçin olmuştur
Minyatürlü yazma eserlerimizin öyle birçok bugün değerli birer tarihî belge özelliği taşır Zamanın örf ve âdetlerini, giyim ve kuşamını, gelenek ve göreneklerini olduğu değin, Osmanlı Türk tarihini de bu eserlere bakarak peşine düşüp takip etmemiz mümkün olmaktadır
Minyatür yapımında kullanılan boyalar, tezhip sanatında olduğu gibi, madeni oksitler, renk verici taşlar, kök ve toprak boyalardan hazırlanarak elde edilmektedir Bu renklerin yanında ana madde olarak altın ve gümüş varakların da ezilerek oldukça çok kullanıldığı görülür
İnsan figürlerinin giyim ve kuşamında olduğu dek, kap kacak gibi her türlü eşyanın, altın veya gümüşle işlenmesi, minyatür sanatının özelliklerinin başında gelmektedir Altın ve gümüş, zemin rengi olarak da oldukça sık kullanılmıştır O Kadar fazla minyatürde, gökyüzü en ince ayrıntısına kadar altın olduğu gibi, deniz ve akarsular gümüştendir
Yazmaların resimlendirilmesinde, olayların ve gösterilen sahnelerin gerçeğe yerinde olmaları için, yazar ve başnakkaşın sık sık konuyu iyi bilen kişilerle müşterek bir çalışmayı sürdürdüğü, onlardan tekrar tekrar gerekli bilgileri alarak en dürüst ve gerçekçi bir şekilde eserlerini tamamladıkları bilinmektedir Bunun yanında benzer amaçla pek çok nakkaş ve şahnâmecinin de hünkar ile birlikte seferlere katıldığı görülür
Kaynak: minyatursanaticom *
 
Minyatür sanatı, İslam dünyasında uzun bir geçmişe sahip bir resim sanatıdır. Genellikle kitapları süslemek amacıyla yapılan minyatür, estetik yapısıyla ve anlatım gücüyle ön plana çıkmaktadır. Minyatür, konuyu bütün olarak gösterme özelliğine sahiptir ve genellikle derinlik kavramının bulunmadığı tek boyutlu bir türdür. Bakış açısı, yığın ve cephe noktalarının bütün orta kısmına rastlamasıyla, figürler birbirlerini kapatmayacak şekilde yerleştirilir. Uzaklık ve derinlik genellikle boylar, renk ve gölgelerle değil, figürlerin boyutlarıyla belirtilir.

Rengin, genellikle soyut bir şekilde kullanıldığı minyatürlerde, atlar mavi veya pembe, doğal unsurlar ise doğa üstü renklerle sıkça betimlenir. Doğada kullanılan renkler ve detaylar, genellikle en ince ayrıntısına kadar işlenir. Osmanlı minyatürlerinde ufuk hattı yüksek tutulurken, başka konularda ise ilginç bakış açıları tercih edilir.

Minyatür sanatında, doğa düzenlemelerinde iki temel amaç vardır. Topografik tarzda yapılanlar doğaya en sadık şekilde yansıtılırken, kompozisyona asistan bir öğe olarak kullanılanlar daha ikincil plandadır. Renkler ve detaylar, sanatçının hayal gücüne bağlı olarak belirtilir ve minyatürde gözlem ön plandadır.

Minyatür sanatında kullanılan boyaların hazırlanması ve uygulanması oldukça özen gerektirir. Altın ve gümüş varaklar genellikle kullanılırken, insan figürlerinden tutun da doğal unsurlara kadar her detay oldukça detaylı bir şekilde işlenir.

Türk minyatür sanatı, gözlem ve hayal gücünün uyumlu bir şekilde kullanıldığı özgün bir üsluba sahiptir. Minyatür sanatı, tarihî, edebî ve ilmî konuların işlenmesinde sıkça tercih edilmiş ve Osmanlı dönemine ait birçok eser günümüze ulaşmıştır. Türk minyatürlerinde tezhip detayları İran minyatürlerinde olduğu gibi ağır değil, daha sade bir şekilde kullanılır.

Sonuç olarak, minyatür sanatı İslam dünyasında önemli bir yere sahip olan ve zamanla gelişerek farklı üsluplara bürünen bir sanattır. Detaylı işçiliği, estetik yapısı ve anlatım gücüyle minyatür sanatı, sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir.
 
Geri
Üst