Milli kültürün korunmasında dilin önemi nedir?
MİLLİ KÜLTÜRÜN KORUNMASINDA DİLİN ÖNEMİ
Milli kültür maneviyat açısından büyük değer taşır. Tabi ki milli kültür için aynı soya sahip olmak gerekir: dil, din, kültür, ülkü birliği gibi temel faktörler soyumuzu oluşturur.
Milli kültürde en çok dil önemlidir. Çünkü aile kurumlarından ortaya çıkan ve daha sonra yöresel olarak yaygınlaşan milli kültür ögelerimiz eğitim kurumlarında öğretilmektedir. Eğitim-öğretim ise dil ile gerçekleşir. Eğer ki bir sınıfta herkes farklı dil konuşuyor ise birbirimiz ile konuşamaz, irtibat kuramayız. Tüm ülkede de herkes farklı dilde konuşsaydı kimseler birbirini anlamaz, hatta bununla kalmaz yönetim sistemi çökerdi. Kısacası tüm ülke çökerdi.
Mustafa Kemal Atatürk: ‘‘Dillerine sahip olmayan uluslar başka ulusların boyundurulğu altında kalmaya mahkumdurlar.’’ sözleri ile Türk milletinin kendi dili olmasaydı başka ülkelerin boyundurluğu altında kalacakları ve başka dilleri konuşacaklarını belirtmek istemiştir.
Atatürk, Türk dili için çok katkıda bulunmuştur. Örnek olarak TDK’yı kurarak Türk Dilinin gelişmesinde katkıda bulunduğunu verebiliriz.
TDK’nın çalışmalarını ele alırsak Divan’ü Lügati’t-Türk, Kutadgu Bilig araştırmaları en bilindikleridir.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin.
Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz.
Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. (1930)
Türk dilinin kendi benliğine, aslında güzellik ve zenginliğe kavuşması için, bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, ilgili olmasını isteriz. (1932)
Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz. (1938)
Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz. (1931)
Başka dillerdeki her bir sözcüğe karşılık olarak dilimizde en az bir sözcük bulmak ya da türetmek gerekir. Bu sözcükler kamuoyuna sunulmalı, böylece, yaygınlaşıp yerleşmesi sağlanmalıdır.
Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır. (1933)
Yukarıdaki sözler Atatürk’ün dilimize verdiği önem ile ilgili öne çıkmış sözlerindendir.
MİLLİ KÜLTÜRÜN KORUNMASINDA DİLİN ÖNEMİ
Milli kültür maneviyat açısından büyük değer taşır. Tabi ki milli kültür için aynı soya sahip olmak gerekir: dil, din, kültür, ülkü birliği gibi temel faktörler soyumuzu oluşturur.
Milli kültürde en çok dil önemlidir. Çünkü aile kurumlarından ortaya çıkan ve daha sonra yöresel olarak yaygınlaşan milli kültür ögelerimiz eğitim kurumlarında öğretilmektedir. Eğitim-öğretim ise dil ile gerçekleşir. Eğer ki bir sınıfta herkes farklı dil konuşuyor ise birbirimiz ile konuşamaz, irtibat kuramayız. Tüm ülkede de herkes farklı dilde konuşsaydı kimseler birbirini anlamaz, hatta bununla kalmaz yönetim sistemi çökerdi. Kısacası tüm ülke çökerdi.
Mustafa Kemal Atatürk: ‘‘Dillerine sahip olmayan uluslar başka ulusların boyundurulğu altında kalmaya mahkumdurlar.’’ sözleri ile Türk milletinin kendi dili olmasaydı başka ülkelerin boyundurluğu altında kalacakları ve başka dilleri konuşacaklarını belirtmek istemiştir.
Atatürk, Türk dili için çok katkıda bulunmuştur. Örnek olarak TDK’yı kurarak Türk Dilinin gelişmesinde katkıda bulunduğunu verebiliriz.
TDK’nın çalışmalarını ele alırsak Divan’ü Lügati’t-Türk, Kutadgu Bilig araştırmaları en bilindikleridir.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin.
Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz.
Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. (1930)
Türk dilinin kendi benliğine, aslında güzellik ve zenginliğe kavuşması için, bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, ilgili olmasını isteriz. (1932)
Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz. (1938)
Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz. (1931)
Başka dillerdeki her bir sözcüğe karşılık olarak dilimizde en az bir sözcük bulmak ya da türetmek gerekir. Bu sözcükler kamuoyuna sunulmalı, böylece, yaygınlaşıp yerleşmesi sağlanmalıdır.
Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır. (1933)
Yukarıdaki sözler Atatürk’ün dilimize verdiği önem ile ilgili öne çıkmış sözlerindendir.