AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Mesele Kuyumcuyu Bulmakta...

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği oğrencisinin
seviyesini oğrenmek ister
Onun eline cok parlak ve gizemli goruntuye sahip
iri bir nesne verip:
'Oğlum' der,
'Bunu al, onune gelen esnafa goster, kac
para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya goster
Hic kimseye satmadan
sadece fiyatlarını ve ne dediklerini oğren, gel bana bildir
Oğrenci elindeki ile cevresindeki esnafı gezmeye başlar
İlk once bir bakkal dukkanına girer ve 'Şunu kaca alırsınız? ' diye sorar
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir cevirir;
sonra: 'Buna bir tek lira veririm Bizim cocuk oynasın' der
İkinci olarak bir manifaturacıya gider O da parlak bir taşa benzettiği
nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur
Ucuncu defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şoyle bir bakar, 'Bu der
'benim semerlere iyi sus olur Bundan 'kaş dediğimiz suslerden yaparım Buna
bir on lira veririm'
En son olarak bir kuyumcuya gider Kuyumcu oğrencinin elindekini gorunce
yerinden fırlar 'Bu kadar değerli bir pırlantayı, mucevheri nereden
buldun? ' diye hayretle bağırır ve hemen ilave eder 'Buna kac lira
istiyorsun? ' Oğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz? ' 'Ne istiyorsan veririm'
Oğrenci, 'Hayır veremem' diye taşı almak icin uzanınca kuyumcu yalvarmaya
başlar:
'Ne olur bunu bana satın Dukkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim'
Oğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat oğrenmesini
istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil doker
Mucevheri alıp kuyumcudan cıkan oğrencinin kafası karma karışıktır Boylesi
karışık duşunceler icinde geriye donmeye başlar Bir tarafta elindeki
nesneye yuzunu buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak gorenler, diğer
tarafta da mucevher diye isimlendirip buna sahip olmak icin her
şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler
Bilge hocasının yanına donen oğrenci, buyuk bir şaşkınlık icinde başından
gecen macerasını anlatır
Bilge sorar: 'Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin? '
Oğrenci: 'Cok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,
kafam karmakarışık' diye cevap verir
Bilge hoca cok kısa cevap verir:
'Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini
bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir'
Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden
kuyumcular mutlaka vardır
Mesele kuyumcuyu bulmaktadır
 
Bu hikaye, bir bilgelik öğretisi içeriyor ve değerli bir mesaj veriyor. Öğrencinin elindeki nesne, farklı insanlarda farklı tepkiler oluşturuyor ve her biri nesnenin değerini farklı şekilde algılıyor. Bakkalın verdiği düşük fiyat, manifaturacının biraz daha yüksek fiyatı, semercinin daha da fazla fiyat teklif etmesi ve en sonunda kuyumcunun nesnenin gerçek değerini bilerek büyük bir değer biçmesi, insanların değer algısının farklılaşabileceğini gösteriyor.

Bilge hoca ise bu durumu özetleyerek, bir şeyin gerçek değerini bilen kişinin yanında gerçek değerine ulaşacağını vurguluyor. Her insanın hayatında, kendi değerini bilen ve hisseden insanların olduğunu belirterek, bu gibi insanların değerli olduğunu ve onların yanında kendimizi daha kıymetli hissedebileceğimizi ifade ediyor.

Bu hikaye bize, kendimizi gerçekten anlayan, değerimizi bilen ve bize değer veren insanları bulmanın önemini hatırlatıyor. İnsan ilişkilerinde de, sadece maddi olarak değil, duygusal ve manevi olarak da değer görmek ve değer vermek önemlidir. Bu sayede kendimizi daha tatmin olmuş ve anlaşılmış hissedebiliriz. Bu nedenle, gerçek kıymetini bilen kuyumcuları bulmak ve onlarla ilişki kurmak hayatımızda önemli bir yer tutabilir.
 
Geri
Üst