SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Mehmet Oral’ın Çanakkale Anıları,
Mehmet Oral’ın ÇanakkaleHatıraları
Yenice - Akçakoyun Köyü'nden
Ben Hatipoğullarından Hüseyin Oğlu Mehmet, Mehmet Oral 1309 (1893) doğumluyum 88 yaşına girdim
Arabistan'da Basra'da Aşer Kışlasındaydım 9 Fırkadaydım Piyadeydim Talim yapardık 8 ay kaldım Basra'da Harp görmedim Arabistan'da Babam bedel verdi Köyüme geldim Geldiğimin 12 günü Çanakkale'de Savaş başladı Ben de Çanakkale'ye katıldım 18 Mart günü Çimenlik kalesindeydim
Düşman donanması boğazı zorladı Toplar atılıyordu Düşman gemileri Çimenlik Kalesini bombardıman ettiler Bizim toplar da düşman zırhlılarına ateş ediyorlardı Düşmanın iki zırhlısı batınca boğazdan geri çekildiler Bu sefer harp karaya çevrildi Düşman karadan hücum etti Ben Çanakkale'de 9 Fırka'da Sıhhiye Bölüğü'ne düştüm
Anafartalar'da Sargı mahallinde idim Biz ilk tedavi yapıp Büyük Sargı mahalli'ne gönderirdik bize gelen yaralıları
3-5 yerinden yara alanları, kolu, bacağı kopan, yarısı yok olmuş insanları gördüm Çok yaralılar gördüm Bizim başımızda Başkatip Galip Bey vardı Rütbesi Kaymakamdı Ağabeyim, 26 Alayda piyade idi Ayağında dum dum kurşunu patlamış Ayağını bozmuş Onu gece Kavaklıdere'den Silah deposundan getirdim Başkatip Galip Bey'in arabasıyla getirdim Ayağı çok kötüydü Fena yaralanmış Sargı mahalline getirdim Hıristiyan doktor vardı
-Vapur kalkıyor Şu kağıdı imza ediverin, dedim
-Atıver şuraya, dedi
-Köpek ileşi mi, atıyoruz Bey dedim Bu yaralı, vapura yetiştireceğiz
Kardeşimi vapurla karşıya, Demetoka Hastanesine gönderdik Oradan hava değişimi alıp köye gitmiş Bir daha da gelemedi cepheye
Çanakkale Cephesi'nde 3,5 sene kaldım Çok süngü hücumları oldu Hatta bir kere öyle gördüm ki, unutamıyorum Bir İngiliz askeriyle bizim askerlerden biri, süngülerini birbirlerine saplamışlar, yan yana yere düşmüşler Birbirlerini de şah damarlarını ısırmışlar Yerde öylecene can vermişler Yatıyorlardı
Çanakkale'de bizim 9 Fırkanın Kumandanı Alaman Sabri Bey'di Alay Kumandamız Kadri Bey'di Başkatibimiz Kaymakam Galip Bey'di Yüzbaşımız Halil Efendiydi Atatürk bizim fırkaya geldi 12'şerden 24 topa, iki bataryaya kumandan oldu Düşman o sıralarda deniz kenarında idi Atatürk'ü cephede çok gördüm Bizim Fırkadaydı zaten Çadırı bizim sargı mahalline yakındı Bizim Fırka Kumandanı ile konuşurlarken duydum
Atatürk'le, Fırka Kumandanı arasında şöyle bir konuşmayı duymuştum
Atatürk:
-Biz mi onlardan toprak istiyoruz? Yoksa, onlar mı bizden?
Fırka Kumandanı:
-Onlar bizden toprak istiyorlar
Atatürk:
-Öyleyse neden biz hücum edip de kırdırıyoruz askeri Onlar bize hücum etsinler Biz onları kıralım Biz kırılmayalım
Fırka Kumandanı:
-Enver paşa gelecek Ona söyleyelim
Sonra Enver Paşa geldiğinde Atatürk bunu ona da söylemiş Hücumu kestirdilerdi Bir daha da Enver Paşa gelmedi cepheye
Bizle beraber Alman subayları da vardı Hatta Hintler diye bir Alman vardı Mesela, bir makineli tüfek bozuldu mu tamir için giderken açıktan giderdi Yapamazsa yerinde, alır makineli tüfeği Anafartalar'daki yapımhaneye götürürdü” Böyle açıktan gitme, öleceksin,” derlermiş O da” Ölüm bizim için” dermiş Sonra duyduk Hintler dediğimiz Alman kendisini denize atmış Neden? Bilmem
Atatürk, İngiliz topları ateşi kesmeden, bizim toplara ateşi kestirmezdi
Çanakkale bitince, 9 Fırka olarak Rus cephesine gittik Bayburt'ta bulunduk Alaman Sabri Bey, Fırka Kumandanımız Bayburt'ta şehit düştü Bizi Rus bozdu Geri çekildik Kanlı Taş denilen yerde Ben orada sıhhiye onbaşısı idim Baybur'ta geri çekilirken Alaman Sabri Bey makinalı tüfeklerle arkamızdan gelen Rusları 3-4 saat oyaladı Orada kendisi de şehit düştü
Bizi 9 Alay yaptılar Yay olarak Ardahan kars, Sarıkamış'a kadar götürdüler Sonra geriye Kars'a döndük Ben orada Kars Menzil Hastanesinde bilemem kaç ay bulundum Mütareke olup da, silahlar bırakılınca da köye geldim
Kuvayi Milliye'de Karaağaç Cephesinde Edremit Kaymakamı Hamdi Bey'in yanında bulundum Bizi buralardan çete olarak Hamdi Bey toparladı Hamdi Bey'in yanından Yüzbaşı Ali Bey bizi birkaç kişi Yabancılar Cephesine aldı Manisa Karaağacı'nın beri tarafında, üzerimizde de 5-10 mermi kalmıştı Yunanlılar biz orada bozdu Yabancılarda piyade onbaşısı idim Yanımda Hamdi Bey'den Mustafa Çavuş, Arap Mustafa, Süleyman, Araş Mustafa, Halil Çavuş vardı Karabey'den Latif Çavuş, Kazım'ın Hasan vardı Hamdi Bey'den Mülazimin Hasan vardı Biz mevzide filan değildik Bir zeytinlik içindeyiz Gavur geliyor
Cephanemiz bitti Bozulduk
Dereköy'de Rezil Değirmeni denilen yerde yeniden bir cephe tutmak istedik Tutamadık
Cephanemiz yoktu DağıldıkBiz orada 3 ay filan kalabildik
Sonra Hamdi Bey Akbaş Cephaneliğini basıp silah ve cephaneyi bu taraf, Anadolu'ya geçirdi
Fakat İnova'da Anzavurcular tarafından şehit edildi
Bizim köyü Yunanlılar işgal ettiler Kalkım'da Yunan karakolu vardı Bizi topladılar Önce
Edremit'e götürdüler Edremit'ten 12 kişi İzmir'e götürdüler Ben de varım İzmir'de hapse attılar Bu sırada Yunanlılar Afyon Cephesinde bozulunca vapurla İzmir'den Pire'ye, Korfu Adası'na götürdüler
İzmir'den bindiğimiz vapurda Tevfik Kaptan diye biri vardı
Tevfik Kaptan” Bu vapuru kaçıralım Kurtulalım” diye konuşurdu Ali Kumpas adında birisi vardı Aydın'lı Gitmiş söylemiş Yunanlılara Çok dövdüler bizi Çay istemiştim Getirip sıcak çayı suratıma serpiverdi gavur İzmir'de bir de Yunan mahkemesine çıkardılar beni” Sen çetesin, kaç tane hristiyan öldürdün?” diye sordular
Korfu Adası'nda pek kötülük, hakaret etmediler Bir parça ekmek verirlerdi Başka bir şey vermezlerdi Ben Korfu'da hapis yattım Yerim sıcaktı Üstümdeki odada mahkeme yapıyorlardı
Sonra bizi korfu'dan çıkarıp Atina'nın sağ tarafında tel örgülerin içine koydular Bu tel örgülerde 8-9 ay kaldık Atina'da esir bulunduğumuz tel örgülere Ankara'dan bir elçi geldi Ak elbiseli, hasır şapkalı birisi Tel kumandanıyla konuştular Aramızda bir de kaymakam vardı Çıktı o gelen elçiyle el sıkıştı Bizi o gece Pire Limanına şevkettiler Yalnız o kaymakamı o gece bir kör kuyuya atmış Yunanlılar Sabahleyin ölüsünü buldular
Vapura bindik İzmir'e geldik Ben hasta oldum İzmir Hastanesinde 12 gün yattım
Hastaneden çıktıktan sonra Edremit üzerinden köyümüze geldimHafif bir misket yarası aldım Anafartalar’da
Düğün yaptığımda gavurlar buralardaydı Şimdi 5 çocuğum var Çocuğum bakıyor Hiçbir yerden maaş almıyorum Nefes darlığı var Gözümün biri görmüyor Kulaklarım ağır duyuyor Hali vakti yerinde olanlara bile verdiler maaş da, bizim gibilere vermiyorlar Bir maaş çıkarsalar ban da elim genişleyecek Burada oğlumun yanında kalıyorum O veriyor arada birkaç kuruş
Harcanıyorum
Mehmet Oral’ın ÇanakkaleHatıraları
Yenice - Akçakoyun Köyü'nden
Ben Hatipoğullarından Hüseyin Oğlu Mehmet, Mehmet Oral 1309 (1893) doğumluyum 88 yaşına girdim
Arabistan'da Basra'da Aşer Kışlasındaydım 9 Fırkadaydım Piyadeydim Talim yapardık 8 ay kaldım Basra'da Harp görmedim Arabistan'da Babam bedel verdi Köyüme geldim Geldiğimin 12 günü Çanakkale'de Savaş başladı Ben de Çanakkale'ye katıldım 18 Mart günü Çimenlik kalesindeydim
Düşman donanması boğazı zorladı Toplar atılıyordu Düşman gemileri Çimenlik Kalesini bombardıman ettiler Bizim toplar da düşman zırhlılarına ateş ediyorlardı Düşmanın iki zırhlısı batınca boğazdan geri çekildiler Bu sefer harp karaya çevrildi Düşman karadan hücum etti Ben Çanakkale'de 9 Fırka'da Sıhhiye Bölüğü'ne düştüm
Anafartalar'da Sargı mahallinde idim Biz ilk tedavi yapıp Büyük Sargı mahalli'ne gönderirdik bize gelen yaralıları
3-5 yerinden yara alanları, kolu, bacağı kopan, yarısı yok olmuş insanları gördüm Çok yaralılar gördüm Bizim başımızda Başkatip Galip Bey vardı Rütbesi Kaymakamdı Ağabeyim, 26 Alayda piyade idi Ayağında dum dum kurşunu patlamış Ayağını bozmuş Onu gece Kavaklıdere'den Silah deposundan getirdim Başkatip Galip Bey'in arabasıyla getirdim Ayağı çok kötüydü Fena yaralanmış Sargı mahalline getirdim Hıristiyan doktor vardı
-Vapur kalkıyor Şu kağıdı imza ediverin, dedim
-Atıver şuraya, dedi
-Köpek ileşi mi, atıyoruz Bey dedim Bu yaralı, vapura yetiştireceğiz
Kardeşimi vapurla karşıya, Demetoka Hastanesine gönderdik Oradan hava değişimi alıp köye gitmiş Bir daha da gelemedi cepheye
Çanakkale Cephesi'nde 3,5 sene kaldım Çok süngü hücumları oldu Hatta bir kere öyle gördüm ki, unutamıyorum Bir İngiliz askeriyle bizim askerlerden biri, süngülerini birbirlerine saplamışlar, yan yana yere düşmüşler Birbirlerini de şah damarlarını ısırmışlar Yerde öylecene can vermişler Yatıyorlardı
Çanakkale'de bizim 9 Fırkanın Kumandanı Alaman Sabri Bey'di Alay Kumandamız Kadri Bey'di Başkatibimiz Kaymakam Galip Bey'di Yüzbaşımız Halil Efendiydi Atatürk bizim fırkaya geldi 12'şerden 24 topa, iki bataryaya kumandan oldu Düşman o sıralarda deniz kenarında idi Atatürk'ü cephede çok gördüm Bizim Fırkadaydı zaten Çadırı bizim sargı mahalline yakındı Bizim Fırka Kumandanı ile konuşurlarken duydum
Atatürk'le, Fırka Kumandanı arasında şöyle bir konuşmayı duymuştum
Atatürk:
-Biz mi onlardan toprak istiyoruz? Yoksa, onlar mı bizden?
Fırka Kumandanı:
-Onlar bizden toprak istiyorlar
Atatürk:
-Öyleyse neden biz hücum edip de kırdırıyoruz askeri Onlar bize hücum etsinler Biz onları kıralım Biz kırılmayalım
Fırka Kumandanı:
-Enver paşa gelecek Ona söyleyelim
Sonra Enver Paşa geldiğinde Atatürk bunu ona da söylemiş Hücumu kestirdilerdi Bir daha da Enver Paşa gelmedi cepheye
Bizle beraber Alman subayları da vardı Hatta Hintler diye bir Alman vardı Mesela, bir makineli tüfek bozuldu mu tamir için giderken açıktan giderdi Yapamazsa yerinde, alır makineli tüfeği Anafartalar'daki yapımhaneye götürürdü” Böyle açıktan gitme, öleceksin,” derlermiş O da” Ölüm bizim için” dermiş Sonra duyduk Hintler dediğimiz Alman kendisini denize atmış Neden? Bilmem
Atatürk, İngiliz topları ateşi kesmeden, bizim toplara ateşi kestirmezdi
Çanakkale bitince, 9 Fırka olarak Rus cephesine gittik Bayburt'ta bulunduk Alaman Sabri Bey, Fırka Kumandanımız Bayburt'ta şehit düştü Bizi Rus bozdu Geri çekildik Kanlı Taş denilen yerde Ben orada sıhhiye onbaşısı idim Baybur'ta geri çekilirken Alaman Sabri Bey makinalı tüfeklerle arkamızdan gelen Rusları 3-4 saat oyaladı Orada kendisi de şehit düştü
Bizi 9 Alay yaptılar Yay olarak Ardahan kars, Sarıkamış'a kadar götürdüler Sonra geriye Kars'a döndük Ben orada Kars Menzil Hastanesinde bilemem kaç ay bulundum Mütareke olup da, silahlar bırakılınca da köye geldim
Kuvayi Milliye'de Karaağaç Cephesinde Edremit Kaymakamı Hamdi Bey'in yanında bulundum Bizi buralardan çete olarak Hamdi Bey toparladı Hamdi Bey'in yanından Yüzbaşı Ali Bey bizi birkaç kişi Yabancılar Cephesine aldı Manisa Karaağacı'nın beri tarafında, üzerimizde de 5-10 mermi kalmıştı Yunanlılar biz orada bozdu Yabancılarda piyade onbaşısı idim Yanımda Hamdi Bey'den Mustafa Çavuş, Arap Mustafa, Süleyman, Araş Mustafa, Halil Çavuş vardı Karabey'den Latif Çavuş, Kazım'ın Hasan vardı Hamdi Bey'den Mülazimin Hasan vardı Biz mevzide filan değildik Bir zeytinlik içindeyiz Gavur geliyor
Cephanemiz bitti Bozulduk
Dereköy'de Rezil Değirmeni denilen yerde yeniden bir cephe tutmak istedik Tutamadık
Cephanemiz yoktu DağıldıkBiz orada 3 ay filan kalabildik
Sonra Hamdi Bey Akbaş Cephaneliğini basıp silah ve cephaneyi bu taraf, Anadolu'ya geçirdi
Fakat İnova'da Anzavurcular tarafından şehit edildi
Bizim köyü Yunanlılar işgal ettiler Kalkım'da Yunan karakolu vardı Bizi topladılar Önce
Edremit'e götürdüler Edremit'ten 12 kişi İzmir'e götürdüler Ben de varım İzmir'de hapse attılar Bu sırada Yunanlılar Afyon Cephesinde bozulunca vapurla İzmir'den Pire'ye, Korfu Adası'na götürdüler
İzmir'den bindiğimiz vapurda Tevfik Kaptan diye biri vardı
Tevfik Kaptan” Bu vapuru kaçıralım Kurtulalım” diye konuşurdu Ali Kumpas adında birisi vardı Aydın'lı Gitmiş söylemiş Yunanlılara Çok dövdüler bizi Çay istemiştim Getirip sıcak çayı suratıma serpiverdi gavur İzmir'de bir de Yunan mahkemesine çıkardılar beni” Sen çetesin, kaç tane hristiyan öldürdün?” diye sordular
Korfu Adası'nda pek kötülük, hakaret etmediler Bir parça ekmek verirlerdi Başka bir şey vermezlerdi Ben Korfu'da hapis yattım Yerim sıcaktı Üstümdeki odada mahkeme yapıyorlardı
Sonra bizi korfu'dan çıkarıp Atina'nın sağ tarafında tel örgülerin içine koydular Bu tel örgülerde 8-9 ay kaldık Atina'da esir bulunduğumuz tel örgülere Ankara'dan bir elçi geldi Ak elbiseli, hasır şapkalı birisi Tel kumandanıyla konuştular Aramızda bir de kaymakam vardı Çıktı o gelen elçiyle el sıkıştı Bizi o gece Pire Limanına şevkettiler Yalnız o kaymakamı o gece bir kör kuyuya atmış Yunanlılar Sabahleyin ölüsünü buldular
Vapura bindik İzmir'e geldik Ben hasta oldum İzmir Hastanesinde 12 gün yattım
Hastaneden çıktıktan sonra Edremit üzerinden köyümüze geldimHafif bir misket yarası aldım Anafartalar’da
Düğün yaptığımda gavurlar buralardaydı Şimdi 5 çocuğum var Çocuğum bakıyor Hiçbir yerden maaş almıyorum Nefes darlığı var Gözümün biri görmüyor Kulaklarım ağır duyuyor Hali vakti yerinde olanlara bile verdiler maaş da, bizim gibilere vermiyorlar Bir maaş çıkarsalar ban da elim genişleyecek Burada oğlumun yanında kalıyorum O veriyor arada birkaç kuruş
Harcanıyorum