Medine'de İlk Umre

zeberus

Yeni Üye
Katılım
29 Ocak 2024
Mesajlar
74.060
Tepkime puanı
2
Puan
38
Yaş
36
Medine'de İlk Umre
Hicreten sonra umre
Kabe'yi tavaf

Mekke'den ayrıldıktan bu yana, tam altı yıldır Medine'deki hicbir musluman ana vatanını, dahası Kabe'yi gorememişti Bir taraftan vatan hasreti, bir taraftan Kabe'den ayrı duşmenin ateşi gonullerini kavurup duruyordu

Mekke'den Medine'ye hicretin uzerinden koca altı yıl gecmişti Bu sure icinde Medine'ye hicret eden muslumanlar , coğu yakın akrabaları olan Mekke'li kafirlerle uc buyuk savaşta; Bedir'de, Uhud'da ve Hendek'te karşı karşıya gelmi ş lerdi Savaşlardan sonra hayatta kalan muşrikler Mekke'ye, muslumanlar da Medine'ye donmuşlerdi

Altıncı yılın Ramazan ayı gecmişti Şevval ayının sonlarına doğru Rasulullah sav bir ruya gormuştu Ruyasında ashabıyla birlikte Kabe'yi tavaf ediyorlardı

Bu guzel ruyayı sahabilere anlattığında heyecan doruğa yukselmişti Bu bir işaretti, oyle olmalıydı Nitekim cok beklemediler, Efendimiz sav umre icin hazırlık yapmalarını soyleyiverdi

Kısa zamanda hazırlıklar tamamlandı Bedevilerden katılanlarla birlikte yaklaşık bin yedi yuz kişilik bir kafileyle, başlarında Rasul i Ekrem sav , Hicret'ten sonraki ilk olarak umre seferine cıkıldı Medine'nin hemen yakınında bulunan mikat yeri Zulhuleyfe'de Efendimiz sav oğle namazını eda ettikten sonra iki rekat namaz kıldı ve telbiye getirdi:

Lebbeyk Allahumme lebbeyk Lebbeyke la şerike leke lebbeyk İnne'l hamde ve'n ni'mete leke ve'l mulk La şerike lek : Buyur Allahım buyur, emrine geldim Buyur Allahım buyur, senin hicbir ortağın yok Hamd sana Nimet ve hukumranlık senin Senin hicbir ortağın yok

Sahabei Kiram da aynı şekilde iki rekat namaz kılıp telbiye getirdi Boylece ihrama girdiler

Umre yolculuğu başladı Herkesin yanında silah olarak kınına sokulu birer kılıc vardı İbadet niyetiyle cıkıldığı icin başka silah almamışlardı Kurbanlık olarak yetmiş deve goturuyorlardı Buyuk bir heyecan ve coşkuyla kafile yol alıyordu

Yer, gok, melekler butun bunlara şahitti Kafiledekilerin hasretine, ibadetlerine, dualarına, gece karanlığındaki sohbetlerine şahitti Nihayet Mekke'ye hayli yaklaşmışlar, Hudeybiye'ye ulaşmışlard ı Ama haberler hic ic acıcı değildi Mekke'li muşrikler Rasul i Ekrem sav'i ve ashabını Mekke'ye sokmayacaklardı Uzun goruşmeler, gitmeler gelmeler, elci gondermeler oldu Muşrikler bir turlu kararlarından vazgecmiyorlardı

Nihayet meşhur Hudeybiye anlaşması imzalandı Bu anlaşmaya gore Efendimiz sav ve ashabı umre ibadetini bu sene yapamayacaklardı Ancak ertesi yıl gelebilecek ve Mekke'de uc gun kalabileceklerdi

Kabe i Muazzama'ya gidememek, o yakıp kavuran hasret ateşini sondurememek herkesi uzmuştu Efendimiz sav , Kureyş'in elcileri gittikten sonra ayağa kalkmış ve Ey insanlar! Kalkıp kurbanlarınızı kesin Sonra da başlarınızı traş edip ihramdan cıkın demesine rağmen, hic kimse yerinden kımıldayamamıştı Boyle bir şey hic olmamıştı Efendimiz sav , emrini tekrar etmesine rağmen değişen bir şey yoktu Sahabei Kiram, belki bir ihtimal, kucuk bir ihtimal Mekke'yi ziyaret etme umidi ile bekliyorlardı

Rasul i Ekrem sav bu duruma cok uzulmuştu, cadırına girdi Ummu Seleme ra validemiz, Efendimiz'i teskin ederek şoyle soyledi:

Ey Allah Rasulu ! Sen gidip kurbanını keser, traş olursan, goreceksin herkes sana uyacak

Bunun uzerine Rasulullah sav cadırından cıktı Bismillahi Allahu Ekber diyerek kurbanlarını kesmeye başladı Bunu goren Sahabei Kiram, Mekke'ye bu yıl girme umidinin artık kalmadığını anladılar, uzuntulerini bir kenara bırakarak hemen kurbanlıklarını kesmeye başladılar

Bir ay kadar suren birinci umre seferi boylece tamamlanamadan Hudeybiye'de son buldu Umre gercekleştirilemedi ama Hudeybiye anlaşması ile sonucları daha sonra gorulmek uzere buyuk fırsatlar elde edilmiş oldu

Hudeybiye mevkiinde Efendimiz sav ve Ashab ı Kiram yirmi gece gecirdi O yirmi gecede neler oldu, neler konuşuldu, kim bilir Col semasının altında, cadırlarda, cadırların onlerinde kalpten kalbe neler doğdu

***

O yıldan sonra muslumanlar umre ziyaretlerini yapar oldular Hep o ilk umreyi yad ederek

Umre hazırlığı yaptığımız bugunlerden geriye donup o gunlerin izini surerken, sert ruzgarlar gibi her şeyi silip supuren zamanın icinde bir hatıra arıyor insan O gunlerden geriye ne kalmış olabilir diye Şimdi ne Hudeybiye o gunlerin Hudeybiye'si , ne dağlartepeler, ne de col

Her şeyin değişmiş olmasının huznuyle boyle duşunurken, birden farkediyoruz ki, bu yaz gecesinde aşağıda neler oluyor der gibi pencereden bakıp duran Ay da, o gunleri izlemiş, gormu ş tu Hasretle, umutla boyanmış gecelerde o kutlu başların uzerinde ışıldayıp durmuştu Şimdi başımızı kaldırıp baktığımız gibi onlar da Ay'a bakmıştı Bizim gorduğumuz, bizi goren Ay'a, aynı Ay'a!

O gunlerde ve gecelerde orada bulunan Allah'ın Sevgili Elcisi ve mubarek yoldaşlarının bastıkları topraklar hatırına, bizi de oralara ve onların aşkına ulaştırır mısın Allahım
 
Geri
Üst