AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Mardin şiirleri

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Mardin ile ilgili şiirler
Mardin ili hakkında şiir
Mardin şiiri
Mardin'de Gece
Gördüğüm tek güzellik
Bana umut veren,teskin edici
Sabrediyorum,katlanmak zorundayım
Bitecek elbet,bitmek zorunda
Geleceğim,döneceğim bekleyin
Bu ayrılık sona ermek zorunda
Ağlamayacağım,yılmayacağım
Dayanacağım
Sevginle, hayalinle
Geçecek elbet, devretmek zorunda
Ve O gün geldiğinde bitti diyeceğim
Bitti sonunda!
Hakan Ögeyik
ZAMANIN BEŞİĞİ MARDİN
Zamanı ezelden almış koynuna
Sallar durur baki uykusuna
Her renk safran, ikindi vakti
Ezan, çan, hazan söyler ninni
Süryani, Mervani sürmüş ilk hükmü
Süslemiş her yeri Artuk'lu mührü
Önünden geçen nice kavmi üzmüş
Anlı, şanlı krallar boyun bükmüş
Dicle Zaza ’ca sokulur kıyısına
Hasrettir çağlarca Kral Kızına
Biri yerin altında, biri yüzeyde
Rüzgârın dilinde birer söylence
Onların ahından sevdalar yanık
Kavuşmayanlara umutsuzluk tanık
Kale gururlu, suskun her zaman ağlasa da
Zamanı ezelden beri sallar koynunda
Kurmanci, Daşi, Sorani ovayı işler
Toprak kokulu, güneş yanığı yüzler
Yaşatır dört mevsimlik şenliği
Ezan, çan, hazan söyler birliği
Ayten BAŞABAŞDİRİER
Mardin Kültürler Kavşağı
Kusursuz bir işçilik
Aşkla, sevgiyle yontulup perdahlanmış,
Belki de, acıyla yoğrulmuş,
Emek ile, ter ile şekillenmiş,
Büyük taş bloklar,
İşlemeli kapılar
Yüzyılların sararttığı,
Taş konaklarla süslü,
Her taşın tanıklığında,
Her evin öbür bir hikayesi,
Farklı bir gizemi ve sırrı olan,
Her taşı tarih kokan bir şehir halkı,
Bir taş inşa simgesi
Doğaya, taşa, toprağa ve güneşe saygılı,
İklime ve insana arkadaş,
'Marduk' kuralları geçerli burada
Yazılmış olmayan,
Ama, Babil'den beri geçerli olan yaşam kuralları;
Kimse,
Kimsenin güneşini, havasını kesmez,
Kimse,
Kimsenin suyunu kirletmez
Zamana karşı bir direnişe tanık olursunuz,
Zamanın durduğu bu kentte
Öykülerle bezeli bu kentMardin
Mezopotamya'da,
Bir dağ yamacında belirlenmiş,
Kervan ve savaş yolları olmuş bin yıllardan beri
Timur, Kustus, İskender ve diğerlerinin,
Defalarca ağzını sulandırmış
İçinde,
Çeşitli dinlerin ve dillerin,
Kapı komşu yaşadığı;
Müslümanlar, Kameriler ve Museviler,
Süryani, Ermeni, Keldani ve Yezidiler,
Kürtler, Araplar, Çeçenler ve diğerleri
Bir dinsel ve dilsel mozaik
Hiçbir din ve dil baskın olmamış diğerine,
Yaşam damarını kesmemiş, gücü elinde bulundurduğunda
Sevgi, saygı ve haz bir gelenek buralarda,
Nusaybin'de Zeynel Abidin Camii,
Süryani bir ressam ve oğulları tarafından yapı edilmiş
Deyru'z Zafaran Manastırı'nın daha aşağı katında;
Tavanı, 'Kilit Taşı' ile ayakta duran,
Harçsız, dev taş bloklarla örülmüş Zerdüşti ateş ve güneş tapınağı,
Rahatsız etmemiş bugünkü sahiplerini
Ve korumuşlar gözbebekleri gibi,
Bu güne taşımışlar hiç gocunmadan,
Binlerce takvim bir kültür abidesini
Büyüleyici ve muhteşem bir insanlık mirası Bu şehir Mardin
Sapsarı,
Safran sarısı bir gün ışığında,
Mor lacivert akşamlarda,
Üzerine kurulduğu dağa yaslanıp,
Mezopotamya ovasını seyre dalar
Yüzyılların yorgunluğunu;
Aşağıda dalgalanan yeşil denize,
Üstünde yaşayan insanlara,
Taşa toprağa ve bütün canlılara
Sevgiyle, coşkuyla bakarak atmaya çalışır,
Kentin yaşlıları gibi
Yaşlılar;
Çarşıda,
Kapı önlerinde,
Kaldırımlara konulan,
Alçak iskemlelerde oturur çoğu süre
Bir yanlamasına serinlenirken gölgede,
Bir yana da,
Tespih çekilir, tütün sarılır,
Geçmiş yad edilir,
Doyulmamış yaşama,
Ve,
Yaşanmamış anlara içten bir ahhh çekilir
Biraz daha sonra,
Sıcak bir yağmur yağar,
Ve yıkamaya başlar,
Kentin,
Dar ve biçimsiz sokaklarını,
Yaşanmamış anlarla beraber
Dantel gibi bitmiş evler;
Çoğunun girişinde geniş merenler,
Heybetli sütunlarla desteklenmiş sahanlıklar,
İçerden açılmak için,
Bahçe kapısı mandalına ast uzunca ipler,
Güneşi uzunlamasına bölge,
Dar ve uzun odalar,
Seyrine doyum olmayan cumbalar,
Yol veren abbaralar
Buralarda ne sevdalar,
Ne acılar,
Ne sevinçler yaşandı kim bilir
Güneş;
Tüm ihtişamı ve bütün çıplaklığıyla,
En güzel renklerini buraya taşır,
Sarı, bütün tonlarıyla,
Bir renk akustiği oluşturur dağda, ovada
Renk sıtmasına tutulur, toprak ve su
Debelleşir tatlı bir heyecanla,
Bu sancının ürünü,
Mükemmel bir doğum olur,
Güneşin altın renginde,
Üzüm, zeytin, incir ve nar
Geleneklerin belirlediği haşin bir hayat
Kahve içmekten,
Konak ağırlamaya,
Düğünden ölüme
Yaşama istikamet veren ritüeller,
Uyulması zorunlu katı kurallar
Ara Sıra de güçsüze, yurtsuza,
Uçsuz bucaksız bir sığınak olur
Vakitsiz zamanlarda,
Şiirsel zamansızlık,
Çağlar ötesi kültürlerin harmanladığı,
Kültürler kavşağı
Dirlik, ahenk ve gücün sembolü,
Siyah kıl çadırlarda nikah ve taziyeler;
Sohbet, barıştırma ve dostlukta,
Ara Sıra de ölümde Acı kahve 'Mırra',
Büyük bir huşu ve saygıyla,
Sunulur misafire
Konukseverlik;
Buralarda bir ibadet gibi,
Bir ayine hazırlanır gibi,
İkrama hazırlanılır,
Kurallarıyla, adetleriyle
O Kadar ki;
Kestiği hayvanın başı ve organları bile,
Büyük tepsilerdeki yemeğin üstüne konur,
Misafire saygı ifadesi olarak
İp atlayan,
İstop, körebe, saklambaç oynayan çocuklar,
Karanfil kokan kırık leblebi
Hafif is kokan mis gibi yoğurt,
Toprak gibi kokan toprak,
Damlarda beslenen keklikler,
Taklabaz güvercinler,
Gökyüzünün yorgan olduğu,
Yıldızların şarkı söylediği yaz akşamları,
Gündüzleri,
Van Gogh'un resimlerindeki sevinç güneşi,
Akrep ve Yelkovanın koşmaktan yorulduğu,
Zamanın durduğu,
Dokunulmamış zamanlar;
Geçmişin ve geleceğin o lahza yaşandığı,
Çocuksu, serbest ve hümanist zamanlar
Tek bir dilin sözcükleri değildir,
Burada konuşulanlar
Birkaç farklı dil konuşulur şehrin sokaklarında,
Ama cümbür cemaat her sözcüğü anlar,
Kendisine lüzumlu olacak dek
Bir yanda;
Camilerde okunan ezan,
Bir yanda;
Aziz Petrus'tan bu yanlamasına,
Zangoçun çaldığı çan,
Diğer tarafta;
Doğan güneşe saf tutan halk
Bu değin her tarafta çıkarıcı,
Akıcı,
Davetkar,
İnsanı başka alemlere götüren,
Kafa Karıştırıcı,
Ağlatan,
Güldüren bir mekan,
Yeryüzünün hiçbir uygun yoktur
Necat İltaş *
 
Mardin'e dair kaleme alınmış çok güzel şiirler var. Mardin'in güzelliklerini, tarihini ve kültürel zenginliklerini anlatan bu şiirler, şehrin eşsiz atmosferini ve derinliklerini yansıtıyor. Şairlerin kelimeleriyle Mardin'in tarihi dokusunu ve yaşamın içinden sahneleri canlandırmak mümkün. Mardin'in mistik havası, eşsiz manzaraları ve farklı kültürlerin bir arada varlığı, şiirlerde adeta can buluyor.

Hakan Ögeyik'in "Mardin'de Gece" şiiri, ayrılık ve bekleyişin iç içe geçtiği duygusal bir hikaye sunuyor. Zamana ve sabra vurgu yaparak, sonunu bilse de beklemek zorunda kalan birinin hislerini yansıtıyor.

Ayten Başabaşdırer'in "Zamanın Beşiği Mardin" şiiri, Mardin'in tarihine, kültürüne ve doğasına odaklanarak şehrin derinliklerine dair imgeler sunuyor. Mardin'in farklı dinlerden ve kültürlerden izler taşıyan yapısını ve zamanın durduğu gibi hissettiren huzurlu atmosferini anlatıyor.

Necat İltaş'ın şiiri ise Mardin'in misafirperverliğini, doğal güzelliklerini ve kültürel çeşitliliğini vurguluyor. Gelenekler, ritüeller ve insan ilişkilerine dair dokunaklı bir tablo çizerken, şehrin kendine özgü atmosferini okuyucuya aktarıyor.

Mardin'in taş konakları, tarihi dokusu, insanları ve doğal güzellikleri bu şiirler aracılığıyla hayal gücümüzde canlanıyor. Her bir kelime, Mardin'in büyüleyici atmosferini anlatmak için özenle seçilmiş gibi duruyor. Bu şiirler sayesinde Mardin'e duyulan sevgi, saygı ve hayranlık daha da artıyor. Siz de bu şiirleri okuyarak, Mardin'in büyüleyici dünyasına kelimeler aracılığıyla yolculuk edebilirsiniz.
 
Geri
Üst