AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Laiklik İlkesi Nedir - Atatürk'ün Laiklik Anlayışı

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Laiklik Nedir
Laiklik İlkesi Ne Demektir
Laiklik İlkesi Hakkında Bilgi



Laiklik İlkesi


Laiklik bir devletin temelini, hukukunu dine dayandırmaması demektir. Fransa ihtilali ile ilk kez temel hakları bir bütün olarak geçilmesi aşamasına gelinmiş, laiklik dünyaya yayılmaya başlamıştır. Laiklik Devletin dine karşı cephe alması demek değildir.

Laiklik, devlet işlerinin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve mantığa göre düzenlenmesi, ancak kimsenin dini inancına ve vicdan hürriyetine karışılmaması demektir.

Bir başka ifadesi ile din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve devlet yönetiminde din kurallarına yer verilmemesi demektir.

İslam dininin özünde sevgi ve hoşgörü vardır. Başka dinden olanlara kesinlikle zorlama yapılarak Müslüman olmaları sağlanmaz. Çünkü (farklı dinlerden olanlar için) “Dinde zorlama yoktur.” prensibi kabul edilmiştir.

Müslümanlıktan önceki Türk devletlerinde, Türklerde o döneme göre din özgürlüğü vardır. Din görevlileri devlet işlerine karışmamışlardır.

Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi ile birlikte Türklerdeki laik yapı kaybolmaya başladı. Selçuklu Türkleri Osmanlıların kuruluş zamanlarında Türkler yaşama geleneklerinde serbest davranabilmişlerdir.
16.yüzyıldan sonra ise Osmanlı İmparatorluğu’na teokratik yapının egemen olmaya başladığını görmekteyiz. 19.yüzyılda Osmanlı Devleti, devlet yapısında bazı değişiklikler yapmasına rağmen devletin yapısal özelliğindeki dinsellik sürmüştür. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması sonucu Türkiye'de laikliğe geçiş aşamaları başladı.Yeni devletin yapısı ulusal egemenliğe dayandırılmıştır.

Bunun için temelde yapılması gereken şey laiklik'e geçmedir. Saltanatın kaldırılması Halifeliğin kaldırılması, eğitim öğretimin birleştirilmesi, tekke, zaviye, türbelerin kapatılması laiklik ilkesinin anayasaya girmesi (1937) laiklik aşamalarıdır.

Atatürk' ün Laiklik Anlayışı
“Din bir vicdan meselesidir herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz, düşünce ve tefekküre muhalif değiliz, biz sadece din işlerini millet ve devlet işleri ile karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. Mürtecilere asla fırsat vermeyeceğiz." Bu sözler Atatürk'ün laiklik anlayışını açıkça ortaya koymaktadır.

Atatürk'ün laikliği kesinlikle dine karşı değildir.

Atatürk Din gerçeğini inkar etmez ”Din lüzumlu bir müessesedir" demektedir.

Atatürk’e göre din "Allah ile kul arasındaki bağlılıktır."

Atatürk çeşitli konuşmalarında İslam dinini "Akla en uygun, en mükemmel din" olarak tanımlamıştır. İslamlık "Tanrı ile kul arasındaki ilişki demektir. Laiklik bu ilişkiyi koruyup geliştirmeye çalışır. Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç bir kimse hiç bir kimseyi zorlayamaz."

"Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısı açtığı için hakiki dindarlığın gelişmesi imkanını da temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler terakkinin ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış şark kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.”

"Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması değildir, bütün yurttaşların vicdan ibadet ve din özgürlüğü de demektir."

Laiklik ile Devlet bilim ve akıl ile yönetilecek millet de kendini bu yolda geliştirecektir. Bu gelişmede dinin yeri vicdanlardır.

Laiklik, dine saygı, din devlet işlerinin ayrılmasının yanında din sömürüsü yapılmaması da demektir. Din ve mezhep hiç bir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. Ayrıca din, halkı sömürme aracı da yapılamaz." Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir.”

Atatürk'ün laiklik anlayışı kalkınmanın, çağdaşlaşmanın en önemli itici gücü olacaktır.
 
Geri
Üst