SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Kur'an'ı Hz Osman doneminde yapılan calışmalar hakkında bilgi
Buhari yukarıda ozetlenen derleme faaliyetiyle ilgili rivayetten sonra Hz Osman
zamanında yapılan “tek harfe indirerek birden fazla nusha yazdırma işi hakkındaki bilgiyi
de Enes b Malik’ten aktarmıştır Hicri 25 yılda Hz Osman’ı bu faaliyete iten sebep,
Ermenistan ve Azerbaycan fetihlerinde bulunan Huzeyfe b Yeman’ın, evine bile
uğramadan doğruca halifenin huzuruna cıkarak kendine orada olup biteni anlatmasıdır
Huzeyfe’nin verdiği bilgiye gore ceşitli bolgelerden savaşa iştirak eden muslumanlar
bu savaş esnasında, Kur’an’ı farklı okuma yuzunden birbirlerine duşmuşler, sert
tartışmalara girmişler, hatta bazıları kendilerinden farklı okuyanları ağır bir şekilde
suclamışlardı
Farklı okuma sebebi, Hz EbU Bekir zamanında yazılan nushada “yedi harfin
bulunması, bu bakımdan bolge ve kabileler arasında farklı okumalara imkan hasıl olması ve
bazı sahabilerin ozel nushalarında –Kur’an’dan olmayan– bir kısım acıklayıcı kelimelerin
bulunması idi Huzeyfe bu ihtilafın tefrikaya, bolunup parcalanmaya, kitap uzerinde
şuphelerin oluşmasına sebep olacağından korkmuş, halifeden duruma mudahale etmesini
rica etmişti Bunun uzerine halife yine Zeyd b Sabit başkanlığında dort kişiden oluşan bir
heyet kurmuş, heyete daha once yazılan mushafı ve Kureyş lehcesini esas alıp diğerlerine
(diğer harfler) yer vermeden birkac nusha mushaf yazmaları, yani ana nushadan birkac
kopya cıkartmaları emrini vermiştir Heyet yedi nusha yazmış, Halife Osman bunları İslam
ulkesinin yedi bolgesine gondermiş, ayrıca bunların doğru okunmasını sağlamak uzere
uygulayıcılar da gorevlendirmiştir (gorevlilerin isimleri icin bk İbrahim etTUnisi, Delilu’lhayran,
s12) Halife bundan sonra Kur’an’ın bu nushalardaki şekil ve lehceye gore yazılıp
okunmasını, ona uymayan farklı lehcelerden kelimelerle acıklamaları ihtiva eden ozel
yazmaların yok edilmesini istemiştir
Allah Teala’nın Kur’anı Kerim’i koruma vaadinin bir tecellisi olmalıdır ki, bu ilk
nushaların gonderildiği bolgelerde yaşayan muslumanlar, o mushafları esas alarak onların
aynı olan bircok Kur’an nushası yazmışlar; ayrıca İslam tarihinin her doneminde ve butun
İslam ulkelerinde cok sayıdaki musluman tarafından Kur’anı Kerim ezberlenmiş, boylece
bu kutsal emanetin hicbir değişikliğe uğramadan sonraki nesillere intikali sağlanmıştır
Hz Osman’ın anılan heyete hazırlattığı yedi nushanın akıbetine gelince, bu
konudaki bilgiler net olmamakla birlikte bunların en az ucunun gunumuze kadar geldiği
kabul edilmektedir Bu uc nushadan biri Osmanlılar’ın Medine’den cıkarken yanlarında
getirdikleri ve halen Topkapı Sarayı Muzesi’nde bulunan nushadır İkincisi Timur’un
Şam’dan alıp goturduğu nushadır ve halen Taşkent’te bulunmaktadır Ucuncusu ise
İngilizler’in Moğol hukumdarlarının sarayından alıp goturdukleri ve Londra India Office
Kutuphanesi’ne koydukları nushadır (Hamidullah, Kur’an Tarihi, s 87)
İlk mushaflar konusunda değerli bilgiler veren Osman Keskioğlu’na gore de Medine
mushafı gunumuze kadar gelmiştir KUfe mushafının 1689’da Suriye’de olduğu hakkında
kesin bilgiler vardır Şam mushafı son zamanlara kadar korunmuş olup Suriyeli Abdulhakim
Efgåni tarafından resim yapar gibi aynen kopya edilen bir nushası Şam’da bulunmaktadır
Taşkent’te bulunan nushanın ise Hz Osman’ın mushafı olup olmadığı konusunda farklı
goruşler vardır (Kur’an Tarihi, s 245252)
Buhari yukarıda ozetlenen derleme faaliyetiyle ilgili rivayetten sonra Hz Osman
zamanında yapılan “tek harfe indirerek birden fazla nusha yazdırma işi hakkındaki bilgiyi
de Enes b Malik’ten aktarmıştır Hicri 25 yılda Hz Osman’ı bu faaliyete iten sebep,
Ermenistan ve Azerbaycan fetihlerinde bulunan Huzeyfe b Yeman’ın, evine bile
uğramadan doğruca halifenin huzuruna cıkarak kendine orada olup biteni anlatmasıdır
Huzeyfe’nin verdiği bilgiye gore ceşitli bolgelerden savaşa iştirak eden muslumanlar
bu savaş esnasında, Kur’an’ı farklı okuma yuzunden birbirlerine duşmuşler, sert
tartışmalara girmişler, hatta bazıları kendilerinden farklı okuyanları ağır bir şekilde
suclamışlardı
Farklı okuma sebebi, Hz EbU Bekir zamanında yazılan nushada “yedi harfin
bulunması, bu bakımdan bolge ve kabileler arasında farklı okumalara imkan hasıl olması ve
bazı sahabilerin ozel nushalarında –Kur’an’dan olmayan– bir kısım acıklayıcı kelimelerin
bulunması idi Huzeyfe bu ihtilafın tefrikaya, bolunup parcalanmaya, kitap uzerinde
şuphelerin oluşmasına sebep olacağından korkmuş, halifeden duruma mudahale etmesini
rica etmişti Bunun uzerine halife yine Zeyd b Sabit başkanlığında dort kişiden oluşan bir
heyet kurmuş, heyete daha once yazılan mushafı ve Kureyş lehcesini esas alıp diğerlerine
(diğer harfler) yer vermeden birkac nusha mushaf yazmaları, yani ana nushadan birkac
kopya cıkartmaları emrini vermiştir Heyet yedi nusha yazmış, Halife Osman bunları İslam
ulkesinin yedi bolgesine gondermiş, ayrıca bunların doğru okunmasını sağlamak uzere
uygulayıcılar da gorevlendirmiştir (gorevlilerin isimleri icin bk İbrahim etTUnisi, Delilu’lhayran,
s12) Halife bundan sonra Kur’an’ın bu nushalardaki şekil ve lehceye gore yazılıp
okunmasını, ona uymayan farklı lehcelerden kelimelerle acıklamaları ihtiva eden ozel
yazmaların yok edilmesini istemiştir
Allah Teala’nın Kur’anı Kerim’i koruma vaadinin bir tecellisi olmalıdır ki, bu ilk
nushaların gonderildiği bolgelerde yaşayan muslumanlar, o mushafları esas alarak onların
aynı olan bircok Kur’an nushası yazmışlar; ayrıca İslam tarihinin her doneminde ve butun
İslam ulkelerinde cok sayıdaki musluman tarafından Kur’anı Kerim ezberlenmiş, boylece
bu kutsal emanetin hicbir değişikliğe uğramadan sonraki nesillere intikali sağlanmıştır
Hz Osman’ın anılan heyete hazırlattığı yedi nushanın akıbetine gelince, bu
konudaki bilgiler net olmamakla birlikte bunların en az ucunun gunumuze kadar geldiği
kabul edilmektedir Bu uc nushadan biri Osmanlılar’ın Medine’den cıkarken yanlarında
getirdikleri ve halen Topkapı Sarayı Muzesi’nde bulunan nushadır İkincisi Timur’un
Şam’dan alıp goturduğu nushadır ve halen Taşkent’te bulunmaktadır Ucuncusu ise
İngilizler’in Moğol hukumdarlarının sarayından alıp goturdukleri ve Londra India Office
Kutuphanesi’ne koydukları nushadır (Hamidullah, Kur’an Tarihi, s 87)
İlk mushaflar konusunda değerli bilgiler veren Osman Keskioğlu’na gore de Medine
mushafı gunumuze kadar gelmiştir KUfe mushafının 1689’da Suriye’de olduğu hakkında
kesin bilgiler vardır Şam mushafı son zamanlara kadar korunmuş olup Suriyeli Abdulhakim
Efgåni tarafından resim yapar gibi aynen kopya edilen bir nushası Şam’da bulunmaktadır
Taşkent’te bulunan nushanın ise Hz Osman’ın mushafı olup olmadığı konusunda farklı
goruşler vardır (Kur’an Tarihi, s 245252)