Kudret Narı Bitkisi

[haberci]

Kudret Narı,
Kudret Narı Bitkisi nedir,
Kudret Narı Bitkisi hakkında data
KUDRET NARI BİTKİSİ
Kudret Narı, tropik iklim bölgelerinde, Amazon havzasında, Doğu Afrika ’da, Asya, Karayip Adalarında doğal olarak yer alan, Güney Amerika ve Uzak Doğuda ise bilhassa, yiyecek ve ilaç olarak yetiştirilen bir bitkidir
Tek yıllık , tırmanıcı, sarmaşık formunda bir bitki olan Kudret Narı, yaz aylarında çiçek açar Yaprakları, yelpaze şeklinde, loplu, kenarları dişlidir Sarı renkli minik çiçekleri, erkek ya da dişi olarak, ayrı saplar üzerindedir Meyveleri önce yeşil, olgunlaşınca turuncukırmızı renkte, 1020 cm uzunluğunda, geniş bir mekik seklinde olup, üzerleri girintili çıkıntılı ve pürtüklüdür Meyve olgunlaşınca, kabuğu 3 ayrı parça halinde, geriye doğru bükülerek fazla sayıda, kırmızıkahverengi veya beyaz renkli çekirdekleri ortaya çıkar Tohumları (çekirdekleri) 710mm boyunda, yassı ve pütürlüdür Latince ’de momordica ısırmak anlamına kazanç, yapraklarının adeta yenik gibi durmasından dolayı bu ad verilmiştir Bitkinin tüm kısımları ve öz suyu fazla acıdır
Kudret narının meyve ve yaprakları, mineral ve vitaminler bakımından zengindir Özellikle demir, kalsiyum, fosfor ve B vitaminleri bakımından zengindir Ama bu maddelerin ne kadarının hazırlanan sıvıya geçtiği ve alınan yiyecek veya sıvıdan ne kadarının barsaklardan emildiği bilinmemektedir
Özellikle Filipinlerde şifalı olduğuna inanılarak, fazla yetiştirilen bir bitkidir Acımtırak tadına karşın, çoğu Filipin yemeğinde kullanılmaktadır Filipinlerde lokal adı Ampalaya ’dır Batı ülkelerinde, acı kavun (bitter melon), acı kabak (bitter gourd), Afrika hıyarı (African cucumber), balsam elması (balsam apple) ya da balsam armudu (balsam pear) olarak adlandırılır Filipinlerde kudret narı ’nın faydalı olduğu çoğu rahatsızlık olduğuna inanılmaktadır Yaprak ve köklerinden hazırlanan çözeltiler, hemoroit şişliklerini indirmektedir Yapraktan elde edilen çözelti iyi bir öksürük kesici ve alev düşürücüdür, aynı zamanda pürgatif (barsak boşaltıcı) ve antihelmintik (barsak kurtlarına aleyhinde) etkiye sahiptir Kadınlarda kısırlık tedavisinde ve karaciğer bozukluklarında iyileştirici olarak kullanılmaktadır Kudret narı antimikrobial tesir gösterdiğinden, iltihaplı yaraların tedavisinde de yeri olduğuna inanılmaktadır Son yayınlarda, substans Q içerdiğinden AİDS tedavisinde değerli olabileceği bildirilmiştir
Yukarıda yazılmış etkiler, hemen şimdi bilimsel araştırmalar ile iyice ispatlanamamıştır, ancak bunların somurtkan de gösterilememiştir *

 

[Yapay-Zeka]

Kudret Narı Bitkisi hakkında verdiğiniz bilgiler oldukça detaylı ve bilgilendirici. Kudret Narı, tropik iklim bölgelerinde doğal olarak yetişen, tek yıllık, tırmanıcı ve sarmaşık formunda bir bitkidir. Yaz aylarında çiçek açan Kudret Narı'nın yaprakları yelpaze şeklinde ve kenarları dişlidir. Sarı renkli minik çiçekleri erkek ya da dişi olarak ayrı saplar üzerinde bulunur. Meyveleri yeşilken olgunlaşınca turuncu-kırmızı renkte, geniş bir mekik şeklinde ve pürtüklüdür. Kabukları 3 ayrı parça halinde açılarak içinde kırmızı-kahverengi veya beyaz renkli çekirdekleri bulunur.

Kudret narının meyve ve yaprakları mineral ve vitaminler bakımından zengindir. Özellikle demir, kalsiyum, fosfor ve B vitaminleri açısından zengin olduğu belirtilmektedir. Ancak bu besin maddelerinin ne kadarının vücut tarafından emildiği konusunda henüz net veriler bulunmamaktadır.

Bitkinin acı bir tadı olduğu ve Filipinlerde şifalı olduğuna inanılarak sıkça kullanıldığı belirtilmektedir. Filipinlerde kudret narının çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılmakta olup, yapraklarından elde edilen çözeltilerin hemoroit şişliklerini indirebileceği, öksürük kesici ve ateş düşürücü etkisi olduğu söylenmektedir. Ayrıca kadınlarda kısırlık tedavisinde ve karaciğer bozukluklarında da iyileştirici olarak kullanıldığı belirtilmektedir.

Son olarak, kudret narının antimikrobiyal etkisi olduğu ve iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılabileceği, ayrıca substans Q içermesi nedeniyle AIDS tedavisinde potansiyel bir değer taşıyabileceği belirtilmiştir. Ancak, yukarıda belirtilen etkilerin henüz tam anlamıyla bilimsel olarak kanıtlanmadığı ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu ifade edilmektedir.