- Konu Yazar
- #1
aşk yarışına duşerse akıl
Sen de duşuyorsun bilmeden sorgu sual etmeden, duşunmeden!
Eksiğim farkındayım ama nasıl bakarsam bakayım Aşk; guzel duruyor sende
Yarım yamalak aşk eteklerini tutuşturur Hissettikce deşer yarasını gecmişin Elde avucta kalan son hırsıyla dişlerken yarını ne kendini bilir insan, ne sevdiğini
Varsa yeni yetme aşkın elinde kıvranır beden Ne avuc dolar, ne doyar benlik Ulu orta bir cınar buyur kimse gormeden sarka sarka dallarının icinden Gun gelir herkes gorur artık vakit cok gecmişken Her gece yeniden, yeniden coker ustune icini yakıp kesercesine Sen bir koşeye yığılıp duşunu pembe mavi cıvıl cıvıl renklerle boyarken, yabancı bir beden gecer sen yerine teninden; yine de sen kirlenirsin!
Gec kalmışızdır; dun, bu kadar cabuk gecmeseydi keşke derken, yolu ortasından kesilmiş omur uzak şehrin sultanlığına kurmuştur duzenini ve icine sığmaz ici gozlerini yaparken kendine siper Aşık, ne kendini bilirmiş, ne ozlediğini Oysa aşkta varsa ışık ve renk tir tir titriyorsa beden kalp sığmayı reddediyorsa kabına ve hatırlanmıyorsa mazide kalan herşey, gecesi gunduzune girmiştir artık hayatın
Hissetmeyi unutur goz elde avucta ne varsa Oduş ve ilhamdır artık Dili gecmiş zamandan aşıp ellerinde kalan ve Oyoksa; artık kalesi duşmuş şehirdir Aşk, susmaz; her yokluğunda ona buna kendine sitemle soylenir Ben de kendime!
Toplayıp cıkarmadan ve carpıştırmadan kimseyle haklılığımı, sucluluğumu yuzune tukuruyorum zamanın artık gecikmiş, dile gelmiş insan tadında
Sen kokan nefesim yuzune yaklaşmamışken, ezilip buzulmeden eksilmeden ve eksitmeden icimdeki kırıntıları goğsumde saklıyorum dort yandan mağrur sevdamı artık duymayan ama doymayan insan aklıyla Karışmamış terime terin, hic bakmadığım gozlerinin icine susmamışken titreyen sesim Erik tadındır sanıp, yudumluyorum biz gecmişimi Gozlerin umduğum kahve tanelerine şefkatle bakarken, sana; anmayan ama unutmayan mektuplar yazıyorum Ustelik her harften binlerce kurban vererek senin adına!
Biliyor musun?
Yoksa uyandığımda yanıbaşımda gozlerin, ışıldamamış gun duşmuştur aşka ihanetten şehir Morarır inim inim inleyen umudum Yine de solgun duşler kurarım ben ardınsıra, kasvetini ellerimle cıkarıp alırken aklımdan, ben yeniden Sana başlarım Ve her yıkıntının ardından bir an'da olsa yine uyanacak bu Aşk'tan şehir
! AYN
Sen de duşuyorsun bilmeden sorgu sual etmeden, duşunmeden!
Eksiğim farkındayım ama nasıl bakarsam bakayım Aşk; guzel duruyor sende
Yarım yamalak aşk eteklerini tutuşturur Hissettikce deşer yarasını gecmişin Elde avucta kalan son hırsıyla dişlerken yarını ne kendini bilir insan, ne sevdiğini
Varsa yeni yetme aşkın elinde kıvranır beden Ne avuc dolar, ne doyar benlik Ulu orta bir cınar buyur kimse gormeden sarka sarka dallarının icinden Gun gelir herkes gorur artık vakit cok gecmişken Her gece yeniden, yeniden coker ustune icini yakıp kesercesine Sen bir koşeye yığılıp duşunu pembe mavi cıvıl cıvıl renklerle boyarken, yabancı bir beden gecer sen yerine teninden; yine de sen kirlenirsin!
Gec kalmışızdır; dun, bu kadar cabuk gecmeseydi keşke derken, yolu ortasından kesilmiş omur uzak şehrin sultanlığına kurmuştur duzenini ve icine sığmaz ici gozlerini yaparken kendine siper Aşık, ne kendini bilirmiş, ne ozlediğini Oysa aşkta varsa ışık ve renk tir tir titriyorsa beden kalp sığmayı reddediyorsa kabına ve hatırlanmıyorsa mazide kalan herşey, gecesi gunduzune girmiştir artık hayatın
Hissetmeyi unutur goz elde avucta ne varsa Oduş ve ilhamdır artık Dili gecmiş zamandan aşıp ellerinde kalan ve Oyoksa; artık kalesi duşmuş şehirdir Aşk, susmaz; her yokluğunda ona buna kendine sitemle soylenir Ben de kendime!
Toplayıp cıkarmadan ve carpıştırmadan kimseyle haklılığımı, sucluluğumu yuzune tukuruyorum zamanın artık gecikmiş, dile gelmiş insan tadında
Sen kokan nefesim yuzune yaklaşmamışken, ezilip buzulmeden eksilmeden ve eksitmeden icimdeki kırıntıları goğsumde saklıyorum dort yandan mağrur sevdamı artık duymayan ama doymayan insan aklıyla Karışmamış terime terin, hic bakmadığım gozlerinin icine susmamışken titreyen sesim Erik tadındır sanıp, yudumluyorum biz gecmişimi Gozlerin umduğum kahve tanelerine şefkatle bakarken, sana; anmayan ama unutmayan mektuplar yazıyorum Ustelik her harften binlerce kurban vererek senin adına!
Biliyor musun?
Yoksa uyandığımda yanıbaşımda gozlerin, ışıldamamış gun duşmuştur aşka ihanetten şehir Morarır inim inim inleyen umudum Yine de solgun duşler kurarım ben ardınsıra, kasvetini ellerimle cıkarıp alırken aklımdan, ben yeniden Sana başlarım Ve her yıkıntının ardından bir an'da olsa yine uyanacak bu Aşk'tan şehir
! AYN