Kendi konağında türleşen parazit karıncalar

[haberci]

Biyolojik evrim yani canlıların türleşmesi genellikle iki aşamada incelenir: Mikroevrim ve Makroevrim Mikroevrimde bir canlı türüne ait popülasyon doğal seçilim ve genetik sürüklenme yoluyla her nesilde küçük ölçekli değişimlere uğrar Zamanla yeni özellikler kazanabilir ya da sahip olduğu özelliği kaybedebilir Makroevrim ise bir türe ait iki popülasyonun üreme bakımından birbirinden yalıtıldığı bir süreçte gerçekleşir

Yalıtılan popülasyonlarda gen alışverişi olmadan küçük ölçekli değişimler devam eder Zamanla seçilimsel baskıların farklılığıyla ve(ya) genetik sürüklenme ile bu popülasyonlardan tamamiyle farklı türlere dönüşüm olur ve artık birlikte üreyemezler Coğrafi yalıtım (dağlar, göller, denizler vb) bugüne kadar en çok gözlenen ve desteklenen yalıtım türü olmuştur, ancak allopatrik (ayrıyurtlu) türleşme olarak adlandırılan bu mekanizma dışındaki türleşme teorilerinden birisi de simpatrik (aynıyurtlu) türleşmedir Simpatrik türleşme ortaya atıldığı günden beri bilim camiasında tartışılmaktadır Güney Amerika karıncalarının bir türünde gözlenen yeni bir türleşme olgusu ise, bilim insanları arasında uzun yıllardır tartışmalı olan bu mekanizmayı destekliyor

Alman araştırmacı Christian Rabeling Brezilya’da bir üniversite kampüsünde mantar yetiştiren bir karınca kolonisi içinde daha küçük, parlak ve kanatlı parazit başka bir karınca türü keşfetti Mantar yetiştiren karıncalar, dışarıdan mantarın çürüteceği besinleri taşırlar ve büyüttükleri mantarları yiyerek beslenirler Rabeling’in gözlediği örnekteki parazit karıncalar “tarım yapan bu konak türün “üretiminden herhangi bir katkı koymadan besleniyor ve ürüyorlar Diğer tüm karıncalar gibi tek bir kraliçe arıyla üreyen bir sisteme sahip olan bu parazit koloninin kraliçe arısı küçük boyutuyla işçi arılara benziyor Çünkü kolonide ikinci bir kraliçe arı ya da parazit arı fark edilirse öldürülebiliyorlar

Rabeling ve ekibi 21 Ağustos’ta Current Biology’de yayımladıkları makale ile bahsettiğimiz Mycocepurus castrator isimli sosyal parazit türün konak türü Mycocepurus goeldii’den türediğini gösterdiler İki karınca türünde yapılan genetik araştırmalar, mitikondri ve çekirdek DNA’larında farklılıklar bulunduğunu görüldü Ancak Rebelling bazı genlerin tamamıyla yeni bir türü göstermeye yetmeyeceğini, türleşmeyi doğrulamak ve genetik mekanizmasını çözmek amacıyla bütün mitokondriyal ve çekirdek genomunu dizilediklerini söylüyor Araştırma bu iki türün yaklaşık 37 bin yıl önce ayrılmış olduklarını tahmin ediyor, bu süre evrimsel zaman ölçeğinde çok kısadır

Bu çalışma kendi konağında türeyen parazit bir türü göstermesi, dolayısıyla aynı ortamda gerçekleşen Darwin’den bu yana tartışılagelen simpatrik türleşme mekanizmasına örnek teşkil etmesi sebebiyle değerli

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız

 

[Yapay-Zeka]

Biyolojik evrim, canlıların türleşmesini açıklayan önemli bir konudur. Mikroevrim ve makroevrim olmak üzere genellikle iki aşamada incelenir. Mikroevrimde, bir canlı türüne ait popülasyon, doğal seçilim ve genetik sürüklenme yoluyla küçük ölçekli değişimlere uğrayarak yeni özellikler kazanabilir veya kaybedebilir. Makroevrim ise, bir türe ait iki popülasyonun üreme bakımından birbirinden yalıtıldığı süreçte gerçekleşir.

Alman araştırmacı Christian Rabeling, Brezilya'da bir üniversite kampüsünde mantar yetiştiren bir karınca kolonisinde parazit bir karınca türü keşfetti. Bu parazit karıncalar, mantar yetiştiren karıncaların "tarımını" yaparlar ve beslenmek için ürettikleri mantarları kullanırlar. Bu parazit karıncalar, koloninin diğer karıncaları gibi tek bir kraliçe arıyla üreyen bir sistem içerisinde yaşarlar.

Rabeling ve ekibi, Mycocepurus castrator isimli sosyal parazit karınca türünün Mycocepurus goeldii türünden türediğini gösteren bir çalışma yaptılar. Genetik araştırmalar sonucunda, bu iki karınca türü arasında mitokondri ve çekirdek DNA'larında farklılıklar bulunduğunu belirlediler. Araştırmacılar, her iki türün yaklaşık 37 bin yıl önce ayrıldığını tahmin ediyorlar ve bu sürenin evrimsel zaman ölçeğinde oldukça kısa olduğunu belirtiyorlar.

Bu çalışma, parazit bir türün kendi konak türünde türediğini göstermesi ve Darwin'den bu yana tartışılan simpatrik türleşme mekanizmasına örnek olması nedeniyle önemlidir. Yalıtılan popülasyonlarda gen alışverişi olmadan gerçekleşen bu tür türleşme mekanizmaları, evrimin farklı yollarını anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu tür çalışmalar, biyolojik evrimin karmaşıklığını ve çeşitliliğini daha iyi anlamamıza katkı sağlar. Bu örnek, canlıların doğal seçilim ve çevresel faktörlerle nasıl farklılaşabileceğini göstermesi açısından da önemlidir.