SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Kemik Erimesinin Genlerle İlişkisi - Kemik Erimesi Hakkında - Osteoporoz - Kemik Erimesinde Gen Analizi
Kemiklerin organik altyapısını oluşturan ana öğelerden biri kolajen liflerdir. Ağ gibi olan bu yapı üzerine yerleşen ve ağırlıklı olarak kalsiyum ve fosfordan oluşan inorganik maddeler (mineraller) kemik metabolizmasının önemli bileşenlerindendir.
Organik ve inorganik maddelerin bu birleşimi kemiğe sertlik ve dayanıklılığı birlikte kazandırır.
Kalsiyum, kemik metabolizmasında büyük önem taşır. Vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde ve kemik metabolizmasında D vitamini anahtar rol oynar.
D vitamininin vücutta fonksiyon gösterebilmesi için hücreler tarafından ‘algılanması gerekir. Bu algılama hücrelerde Vitamin D Reseptörü adı verilen yapılar ile olur.
Kemik yapısındaki kollajen yapı ise kemiğin dayanıklılığı için önemlidir. Kollajen yapının içinde kollajen tip 1, kollajen tip 2 gibi lifler bulunmaktadır. Bu liflerin birbirine oranı, kemiğin yapısı ve sağlamlığı için büyük önem taşır.
Kemiğin mineral yoğunluğu Kemiğin mineral yoğunluğu, kemiğin sertlik ve dayanıklılığı konusunda önemli bir göstergedir. Kemik mineral yoğunluğu (dansitesi) adı verilen bu ölçü, kemik erimesi tanısında kullanılır.
Kemik mineral yoğunluğunun ilerleyen bir şekilde azalması, kemik dokusunun azalması durumuna osteoporoz adı verilir ve kemik kırıkları için artmış bir risk oluşturur.
Kemik mineral yoğunluğunun, tedavi edilmezse ileride osteoporoza yol açabilecek şekilde azalmasına ise osteopeni adı verilir.
Yukarıda bahsi geçen vitamin D reseptörü, kollajen tip 1 ve kolajen tip 2 gibi protein yapıların şifresini taşıyan genlerinizde yapılacak bir genetik analiz ile polimorfizm olup olmadığının saptanması sizi ve doktorunuzu osteoporoza karşı alacağınız size özel önlemler konusunda daha bilinçli hale getirecektir.
Kemiklerin organik altyapısını oluşturan ana öğelerden biri kolajen liflerdir. Ağ gibi olan bu yapı üzerine yerleşen ve ağırlıklı olarak kalsiyum ve fosfordan oluşan inorganik maddeler (mineraller) kemik metabolizmasının önemli bileşenlerindendir.
Organik ve inorganik maddelerin bu birleşimi kemiğe sertlik ve dayanıklılığı birlikte kazandırır.
Kalsiyum, kemik metabolizmasında büyük önem taşır. Vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde ve kemik metabolizmasında D vitamini anahtar rol oynar.
D vitamininin vücutta fonksiyon gösterebilmesi için hücreler tarafından ‘algılanması gerekir. Bu algılama hücrelerde Vitamin D Reseptörü adı verilen yapılar ile olur.
Kemik yapısındaki kollajen yapı ise kemiğin dayanıklılığı için önemlidir. Kollajen yapının içinde kollajen tip 1, kollajen tip 2 gibi lifler bulunmaktadır. Bu liflerin birbirine oranı, kemiğin yapısı ve sağlamlığı için büyük önem taşır.
Kemiğin mineral yoğunluğu Kemiğin mineral yoğunluğu, kemiğin sertlik ve dayanıklılığı konusunda önemli bir göstergedir. Kemik mineral yoğunluğu (dansitesi) adı verilen bu ölçü, kemik erimesi tanısında kullanılır.
Kemik mineral yoğunluğunun ilerleyen bir şekilde azalması, kemik dokusunun azalması durumuna osteoporoz adı verilir ve kemik kırıkları için artmış bir risk oluşturur.
Kemik mineral yoğunluğunun, tedavi edilmezse ileride osteoporoza yol açabilecek şekilde azalmasına ise osteopeni adı verilir.
Yukarıda bahsi geçen vitamin D reseptörü, kollajen tip 1 ve kolajen tip 2 gibi protein yapıların şifresini taşıyan genlerinizde yapılacak bir genetik analiz ile polimorfizm olup olmadığının saptanması sizi ve doktorunuzu osteoporoza karşı alacağınız size özel önlemler konusunda daha bilinçli hale getirecektir.