AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Karabük gelenek ve görenekleri

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
karabük örf ve adetleri,karabükün gelenek ve görenekleri
KARABÜK ÖRF ADET GELENEK VE GÖRENEKLERİ
DOĞUM
Yaşamın başlangıcını yaratıcı doğum üstüne, yörede öyle fazla gelenek ve inanış bulunmaktadır Bir kısmı halen uygulanan doğum gelenekleri, hamile kadının yapması gerekenlerle başlayıp, çocuk doğum ve bakımını da kapsar Gebe kadının yerine getirmesi gereken sorumlulukları üstüne inanışlar şu şekildedir
Anneye hamile iken hiç haram yememesi öğütlenir Eğer haram yerse çocuğun hırsız, laf dinlemez olacağına inanılır Gebe kadına haylaz, fena huylu çocukları eleştirmemesi öğütlenir Böyle çocukları eleştirirse doğan çocuğun da onlar gibi kötü huylu, afacan olacağına inanılır Balık gibi çocuk da elde avuçta durmaz diye gebe kadına balık eti yedirilmez Çocuğun dudağı yirik olur diye gebe kadına tavşan eti, çocuğun vücudunda benekler çıkar diye ciğer yedirilmez Gebe kadına ilginç hayvanlara bakmaması öğütlenir Bayan hamile iken yılan ve gelincik görürse kirlendiği inancıyla yıkanır Doğacak çocuğun cinsiyetini atamak üzere de bazı inanışlar mevcuttur İnanışa kadar, kadının oturması için sedir üzerine iki minder koyarlar, minderlerden birinin altına makas, diğerinin altına da bıçak yerleştirilir Bayan makas olan mindere oturursa doğuracağı çocuk kızdır, bıçak üzerine oturursa doğuracağı çocuk erkektir
Doğuma ilişkin inanış ve gelenekler de şu şekildedir: Loğusa evi, komşuların teklifsiz girip çıktığı bir yerdir Büyük minik cümbür cemaat yardıma koşar Doğum, köylerde birbirine el verme suretiyle yetişen pratik ebeler tarafından yapılır Ebelere çok derin saygı edilir, onların, büyük minik herkesin yanında annelik vasfı vardır Bayramlarda birincil kere ebe ananın eli öpülür
Heyecanla beklenen doğumun neticesi erkek olması halinde derhal babasına haber verilir, kız ise pozitif sevinilmez, haber vermekten çekinilir Çocuk doğunca sesi çıkmazsa, çocuğun tepesinde tef çalar gibi sahan çalınır Çocuk soğuk suya sokulur Doğduktan sonradan çocuğun her yanı tuzlanır Yine doğduktan sonradan çocuğun hemencecik göbeği kesilir ve kızsa kulağı delinir Göbeği kesildikten daha sonra kesilen parça, çocuk hoyrat, serseri olmasın diye ahıra atılır Çocuğun ilk pisliği yıkanmaz bezi ile birlikte tavana atılır Çocuk doğar doğmaz beyaz bir beze sarılır, bir müddet bekletildikten sonra hazırlanan leğende yıkanır, tekrar hazırlanan örtüye sarılarak babasına götürülür, doğumu müteakip lohusa da yıkanır ve yatar
Durumu iyi olanlar yedi gün sonradan mevlit okuturlar Çocuğun bezleri kırk gün dışarı asılmaz Benzer günlerde doğum yapan kadınlar birbirlerini kırk gün görmemeye dikkat ederler Eğer görürlerse çocukları kırk basarlar diye yıkarlar Doğumdan üç gün sonradan çocuk adı verme merasimi yapılır Hısım akraba davet olunur Çocuğun babası yahut yakınlarından biri çocuğun kulağına ezan okuyarak adını koyar Adı koyan kişi, çocuğun kulağına üç defa ismini seslenir Çocuğun adı böylece verilmiş olur
Doğumdan sonradan ilk kırk gün içinde her on günde bir almak üzere anne ve bebek kırklanır Son kırklama kırkını bastırmayalım diye 38 ya da 39 gün yapılır Kırklama şöyle yapılır; Pınardan (çeşmeden) arkaya bakılmadan yeni su getirilir Getirilen sudan kırkar kaşık su iki bakır tasa ayrılır Bu suların içine altın yüzük bir tarak diğer taraftan şişe atılır Anne ve bebek yıkandıktan daha sonra ayrılan bu sular Kırk Allah, kırkbir Allahdiyerek başına dökülür Genelde anne daha önce kırklanır Bu kırklama evde yapılır Eğer çocuk büyümez ve gelişmezse kırk bastı diye ocağa götürülür Bu durumda çocuk ocakta kırklanır
SÜNNET
Yörede sünnete ilişkin gelenekler bugün de büyük ölçüde devam etmektedir Sünnet çocuğuna giydirilen elbise genellikle beyaz renklidir Üstüne Maşallahyazar omuzdan bele çapraz uzanan bir kurdele şerittakar Çocuk beyaz renkli simli, sipersiz şapka giyer Sünnet günü belirlenir, hazırlıklar başlar Karyola ipek kumaşlardan çocuğun hoşlanacağı şekilde süslenir Çocuk, genellikle dokuz yaşında yazın mektep tatillerinde sünnet ettirilir Çocuk arkadaşları, akraba çocukları ile birlikte gezdirilir Öğlen vakti sünnet evinde davetlilere yemek yemek ziyafeti verilir İkramda bereket dikkati çeker Safranbolu'da kirve olayı yoktur Çocuk ailenin kararlaştırdığı birinin kucağına oturur ve onun kucağında sünnet olur Bu birey ailenin yakın akrabası ve komşusu da olabilir Yalnız bu kişinin sünnet olayında nasıl davranıldığını haberdar olan, deneyimli birisi olması gerekir Bu kişi psikolojik olarak çocuğu sünnete hazırlar ve çocuğu rahatlatmaya çalışır Çocuk sünnet edildikten sonra derhal ağzına bir tane büyük lokum verilir Buna Pelte Şekeridenilir Bu lokum, çocuğun ağlamamasını sağlar Çocuk sünnet edildikten sonradan duası yapılır ve derhal yatağa yatırılır Ondan sonra tebrikat faslı başlar Gelen misafirler çocuğa bravo, artık adam oldun, hiç ağlamadıngibi sözler söyleyerek avuturlar Tekrar gelen misafirler çocuğa armağan verirler Bu hediyeler; para ve altın ise çocuğa takılmaz Çocuğun başını koyduğu yastığın altına konur Başlıca çocuğun ailesinden biri karyolanın başında durur Bu kişi bununla birlikte gelen misafirleri hoş geldiniz, sefa geldinizgibi sözlerle karşılar Çocuğa annesi babası görmeden eskinin en ünlü sigarası olan kırmızı uçlu bir tane gelincik sigarasıartık adam oldundiye içirilir Olur Ya sünnetin en neşe saçan olayı budur Sünnetçi bir iki kez gelir ve pansuman yapar, sargıların ne vakit çözüleceğine karar verir daha sonra sıcak suyla dolu leğen buharına yerleşik gibi duran sünnet çocuğunun sargılarının çözülmesi işlemine geçilir Çocuk bu sargılar alınıncaya değin, kilot ve don gibi çamaşırlar giymez, etek gibi bol kıyafetlerle dolaşır
ASKERLİK
Genç askere gitmeden bir gün önceki akşam; hısım, akrabalar, dostlar, komşular asker evinde toplanırlar Genelde askerliğini yapmış olan erkekler anılarını birazcık da abartarak anlatırlar Bu; moralle öğüt karışımı bir anlatımdır Gencin beline bağlanacak bir kuşak hazırlanır Bu hazırlanan kuşağın iç tarafına bir cep dikilir O cebin içine hem para hem de hastalıklara bilhassa, ishal hastalığına iyi gelen, kiren (Kızılcık) çekirdeğinden yapılmış toz (ilaç) konur Askere gidecek genç ailesi ile hısım akrabaları ile konu ve komşuları ile arkadaşlarıyla helalaşır, kapı önüne su dökülerek uğurlanır Asker, ailesine, dostlarına, arkadaşlarına yazdığı mektubu kestana kebap, acele cevapgibi uyaklı sözlerle bitirir Askere gönderilen mektup yüksek bir Türk gencine takdimdirdiye bir hitapla başlar Bu hitap cümlesi askere büyük moral verir
:wwwlarcomkarabukkarabukundugunadetleri97062
VEFAT
Öleceği görünen o ki bir kişiyi ailesi ve yakınları gece gündüz sıra ile beklerler Hastanın yakınları, dostları, komşuları ziyarete gelirler, helalleşirler Hasta ölünce sala ile cenaze olduğu bildirilir Ölü sabaha dek beklenir Ölünün çenesi ve ayakları bağlanır Ölünün üstüne şişmesin diye bıçak, kayış konur Ölü bulunduğu odaya kedi girmemesine uyarı edilir Kedi ölünün üzerinden atlarsa evden diğer cenazelerin çıkacağına inanılır Ölü kadın ise yıkandıktan daha sonra elinin içine konur Ölünün ağzına, burnuna ve kulaklarına pamuk, kefenine çörekotu konulurTabutun üzeri ayetler yazılı kumaşla örtülür Ölen birey kadın ise tabutun başına baş örtüsü, erkek ise şapkası asılır Tabutu, cenaze namazına gelenler mezarlığa sıra ile tutarak taşırlar Mezara da toprağı sırayla atarlar Toprak atarken kürek elden ele alınmaz, yere koyar Ölmeden önce kefenlik biriktirilir Bu para hocaya, sala veren kişiye, kabir kazıcılarına, suyu dökene, ısıtana dağıtılır Ölünün yıkandığı suyun ısıtıldığı kazan zıt çevrilerek üç gün durdurulur Ölünün çıktığı odada ölümünün elli ikinci gününe değin ışık yakılır Ölünün giysileri üç gün sonra yıkanır Ölü gömüldükten yedi gün daha sonra mevlit okutulur Gelenlere gülsuyu, şerbet, şeker gibi şeyler dağıtılır O gece ölünün kemiklerinden ayrılacağına inanılır sonra isteyenler, ölen kişi adına kurban keserler Bu kurbana mezar kurbanı denir *
 
Karabük gelenekleri ve görenekleri ile ilgili detaylı bilgiler verdiğiniz için teşekkür ederim. Karabük'te doğum gibi önemli bir olayın gelenek ve inançlarla örülü olduğunu görmek ilginç. Doğum öncesinde annenin dikkat etmesi gereken şeylerin inanışlarla belirlenmesi ve çocuğun doğduktan sonra yapılması gereken adımların titizlikle takip edilmesi kültürel zenginliğin bir yansıması gibi görünüyor.

Sünnet töreninde de beyaz renkli kıyafetler ve özel ritüellerin uygulanması, çocuğun psikolojik ve ruhsal yönden desteklenmesi güzel bir gelenek. Ayrıca askerlikle ilgili geleneklerin aileler ve toplum üzerindeki etkilerini anlatmanız da dikkat çekici.

Vefat ve cenaze törenlerinde de ölen kişiye verilen önem ve yapılan adımların detaylıca belirtilmesi, Karabük'ün kültürel yapısının bir yansıması gibi duruyor. Ölüm sonrası yapılan uygulamalar da geleneksel inançların etkisini gösteriyor.

Karabük'ün örf, adet, gelenek ve göreneklerinin bu şekilde titizlikle yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması önemli. Bu sayede kültürel zenginlikler daha da güçlenecek ve Karabük'ün özgün kimliği korunmuş olacak. Emeğiniz için teşekkür ederim, bu bilgiler çok değerli.
 
Geri
Üst