SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Kanserden korunmanın yolları
Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze yemek; sigaradan uzak durmak şart!
Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi'nde Hacettepe
Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen 3 Prevantif Onkoloji Semineri'nde
''kanserden korunmayla'' ilgili konular masaya yatırılıyor
Sempozyum Başkanı Prof Dr İsmail Çelik, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş
Dairesi Başkanı Prof Dr Murat Tuncer ve Hacettepe Üniversitesi Onkoloji
Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr Mutlu Hayran
ile basın toplantısı düzenledi
Prof Dr Çelik, basın toplantısında, kanserden korunmak için sempozyumda
belirlenen bulguları paylaştı
Kanserin çoğunlukla yaşam tarzı kökenli olduğunu belirten Çelik, ailevi
kanserlerin (genetik) tüm kanserlerin binde birinden daha az olduğunu söyledi
Tütün ve alkol kullanımı, fazla kilo, fiziksel aktivite yetersizliği ve
enfeksiyonların tüm kanser nedenleri arasında yüzde 95'lik kısmı kapsadığını
vurgulayan Çelik, ''Tütün kullanımı her çeşit kanseri artırır Tüm kanserlerin
yaklaşık yarısının nedeni tütün ve tütün mamulleri kullanımıdır Şişmanlığın,
çoğu kanser çeşidini artırdığı gözlenmiştir'' dedi
Alkolün kanseri tetiklediğini, ''az miktarda olsa bile'' alkolün
kansorejen etkisi gösterdiğini ifade eden Çelik, alkolün özellikle sigarayla
kullanıldığında kanserojen etkisinin daha fazla olduğunu belirtti
Basın organlarında kanserden korunmada çeşitli beslenme şekilleri
önerildiğini, ancak bunların çoğunun bilgi kirliliği oluşturduğunu anlatan Çelik,
şöyle konuştu:
''Kanserden korunmak için tek ve geçerli beslenme önerisi, günde en az 5
porsiyon meyve ve sebze içeren yiyecekler tüketin Düşük yağlı, lifçe yüksek
besinler tercih edin Kırmızı et, haftada birden fazla yenmemeli Bu öneriye bir
kelime eklemek ya da çıkarmak doğru değildir''
MAĞARA İNSANI FORMÜLÜ
Kanserden korunmak için ''mağara insanı'' yaşam biçimini öneren Prof Dr
Çelik, mağara insanında neden kanser görülmediğini şu şekilde açıkladı:
''Sigara içmezdi ve çevresinde de sigara içilmezdi Ne bulursa onu yerdi
Vitamin hapı, takviye gibi diyet kandırmacalarına maruz kalmazdı Yiyeceğini
bulmak için saatlerce koşturur, egzersiz yapardı Alkol kullanmazdı Güneş
ışığından korunmada modern insana göre daha dikkatliydi Güvenli cinsel yaşam
konusunda daha şanslıydı''
Üniversite bünyesinde Sigara Bırakma Ünitesi kurduklarını ve bıraktırma
oranlarının Avrupa ve ABD'nin çok üstünde olduğunu bildiren Çelik, şöyle devam
etti:
''Sigarayı bırakmak için hiçbir yaş geç değil Tütün ve tütün mamullerini
kullanan kişinin hemen bırakma girişiminde bulunması ve bunun için tescilli
sigara bırakma merkezlerinden yardım alması gerekmektedir Sigara hem fiziksel
hem psikolojik bağımlılık yaptığından destek almadan bırakılması zordur''
Çelik, Sigara Bırakma Ünitesine son 2 yılda 574 başvuru olduğunu, bu
kişilerde sigarayı bıraktırma oranının yüzde 60'a ulaştığını söyledi
KANSER HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
İsmail Çelik, bilgi kirliliği nedeniyle kamuoyunda kanserle ilgili birçok
''efsanenin'' dolaştığını vurguladı
Üç yıldır düzenledikleri sempozyumlarla doğru bilgiyi elde etmeye
çalıştıklarını ve bunları toplumla paylaştıklarını belirten Çelik, şunları
söyledi:
''-Soyanın içindeki kadınlık hormonu olan östrojene benzer maddeler,
yüksek dozda alındığında meme ve rahim kanserlerine yol açabilir Ceviz, fındık,
fıstık gibi zararsız olduğu, kolesterol içermediği söylenen yağlı gıdaların
(zeytinyağı dahil) çok miktarda alınması şişmanlatır
-Domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların yüksek miktarlarda
tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir
-Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu
bilgisi ispatlanmamıştır
-Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden
koruduğuna dair bilimsel bulgu yoktur
-Genetiği değiştirilmiş gıdaların, kanser riskini artırdığına dair
bilimsel bulgu yoktur
-Hazır gıdalardaki katkı maddelerinin, uygun oranlarda kaldığı takdirde
kanser yapıcı etkisi mevcut değildir''
''YİYECEKLER İLAÇ DEĞİLDİR''
Yiyeceklerin ilaç olmadığına değinen Prof Dr Çelik, hekim önermediği
sürece gıda takviyesinde bulunulması ya da beslenme şeklinin değiştirilmesinin
uygun olmadığını vurguladı
Bitkilerin, meyve ve sebzelerin bilinçsiz tüketilmesinin yarardan çok
zarar verebileceğini anlatan Çelik, bilinçsiz tüketimin çeşitli organlarda hasara
yol açabileceğini ve kanser dışında başka hastalıkların oluşmasına zemin
hazırlayabileceğini bildirdi
Prof Dr Çelik, şöyle devam etti:
''Vitamin takviyesi ve kapsüllerinin kanserden koruma etkisi yoktur,
aksine kanseri tetiklediğini gösteren çalışmalar mevcuttur Havuçta da bulunan
beta-karoten maddesinin fazla alınması, sigara bağımlılarında akciğer kanseri
riskini artırabilmektedir Yapılan bir araştırmada, sigara içenlere beta-karoten
tableti verildiğinde, ölüm oranlarının arttığı belirlenmiştir Bu havucun
tüketilmemesi anlamı taşımaz, aksine sigara içenlerin sigarayı bırakmaları daha
yaşamsaldır Havuç günlük gıda alımı içinde taze olarak yenilebilir ve böyle
tüketildiğinde kanserden koruyucudur''
Cep telefonu kullanımına bağlı kanser gelişimi konusunda verilerin
yetersiz olduğuna, kullanımının kısıtlanmasına dair bilimsel öneri de
bulunmadığına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
''Sadece ABD, Belçika ve Tayvan'ın belli bölgelerinde yeryüzünün derin
katmanlarından içme suyuna karışan arseniğin uzun süre tüketilmesinin kanser
yapıcı etkileri tanımlanmıştır Türkiye'deki içme suyunda arsenik düzeylerine ait
bilgiler yetersizdir Arseniğe maruz kalma, arsenikle çalışanlarda, önemli
miktarda şarap içenlerde, ahşap içeren evlerde yaşayanlarda ve geçmişte arsenik
içeren pestisit kullanılan çiftliklerde yaşayan kişilerde olabilmektedir Doğum
kontrol hapları ve menopoz sonrası hormon replasman tedavisinin (menopoz
öncesinde vücutta üretilen dişilik hormonlarını takviye etme veya yerine koyma
tedavisi) hem kanser hem de kalp rahatsızlıkları açısından önemli yan etkileri
vardır Bu nedenle kesinlikle doktor tavsiyesiyle alınmalıdır''
PROF DR TUNCER
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof Dr Murat Tuncer de
kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, ''Ancak önemli olan
kanserin oluşmasını önlemektir'' diye konuştu
Kanser oluşumunda sigaranın etkisine değinen Tuncer, sigara
bağımlılığının da hastalık olarak görülmesi ve tedavi edilmesi gerektiğini ifade
etti
Kişi iradesinin sigarayı bırakmada çok az etkili olduğunu anlatan Tuncer,
''İradeyle şeker, yüksek tansiyon nasıl yok edilemiyorsa sigara bağımlılığı da
yok edilemez Gelecekte sigara üreticileri taammüden adam öldürmek suçlamasıyla
yargılanabilir'' dedi
Kapalı mekanlarda sigara içilmemesi ve dumansız hava sahası
uygulamalarına yönelik bazı kişi ve kurumların yürütmeyi durdurma davası
açtıklarını belirten Tuncer, ''Sigarayla pazarlık, kanserle pazarlıktır Bu
yüzyılda 1 milyar insan sigaradan ölecek'' dedi
Tuncer, SGK'nın sigarayı bırakma tedavisinde kullanılan ilaçları da ödeme
kapsamına almasını istedi
Gelecekteki kanser profilini annelerin belirleyeceğini ifade eden Tuncer,
bebeklerin 2 yıl anne sütüyle beslenmesinin, ilk 6 ayda ise sadece anne sütüyle
beslenmesinin çok önemli olduğunu, emzirmenin meme kanserinin oluşmasını da
önlediğini kaydetti
Sempozyum yarın sona erecek
Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze yemek; sigaradan uzak durmak şart!
Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi'nde Hacettepe
Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen 3 Prevantif Onkoloji Semineri'nde
''kanserden korunmayla'' ilgili konular masaya yatırılıyor
Sempozyum Başkanı Prof Dr İsmail Çelik, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş
Dairesi Başkanı Prof Dr Murat Tuncer ve Hacettepe Üniversitesi Onkoloji
Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr Mutlu Hayran
ile basın toplantısı düzenledi
Prof Dr Çelik, basın toplantısında, kanserden korunmak için sempozyumda
belirlenen bulguları paylaştı
Kanserin çoğunlukla yaşam tarzı kökenli olduğunu belirten Çelik, ailevi
kanserlerin (genetik) tüm kanserlerin binde birinden daha az olduğunu söyledi
Tütün ve alkol kullanımı, fazla kilo, fiziksel aktivite yetersizliği ve
enfeksiyonların tüm kanser nedenleri arasında yüzde 95'lik kısmı kapsadığını
vurgulayan Çelik, ''Tütün kullanımı her çeşit kanseri artırır Tüm kanserlerin
yaklaşık yarısının nedeni tütün ve tütün mamulleri kullanımıdır Şişmanlığın,
çoğu kanser çeşidini artırdığı gözlenmiştir'' dedi
Alkolün kanseri tetiklediğini, ''az miktarda olsa bile'' alkolün
kansorejen etkisi gösterdiğini ifade eden Çelik, alkolün özellikle sigarayla
kullanıldığında kanserojen etkisinin daha fazla olduğunu belirtti
Basın organlarında kanserden korunmada çeşitli beslenme şekilleri
önerildiğini, ancak bunların çoğunun bilgi kirliliği oluşturduğunu anlatan Çelik,
şöyle konuştu:
''Kanserden korunmak için tek ve geçerli beslenme önerisi, günde en az 5
porsiyon meyve ve sebze içeren yiyecekler tüketin Düşük yağlı, lifçe yüksek
besinler tercih edin Kırmızı et, haftada birden fazla yenmemeli Bu öneriye bir
kelime eklemek ya da çıkarmak doğru değildir''
MAĞARA İNSANI FORMÜLÜ
Kanserden korunmak için ''mağara insanı'' yaşam biçimini öneren Prof Dr
Çelik, mağara insanında neden kanser görülmediğini şu şekilde açıkladı:
''Sigara içmezdi ve çevresinde de sigara içilmezdi Ne bulursa onu yerdi
Vitamin hapı, takviye gibi diyet kandırmacalarına maruz kalmazdı Yiyeceğini
bulmak için saatlerce koşturur, egzersiz yapardı Alkol kullanmazdı Güneş
ışığından korunmada modern insana göre daha dikkatliydi Güvenli cinsel yaşam
konusunda daha şanslıydı''
Üniversite bünyesinde Sigara Bırakma Ünitesi kurduklarını ve bıraktırma
oranlarının Avrupa ve ABD'nin çok üstünde olduğunu bildiren Çelik, şöyle devam
etti:
''Sigarayı bırakmak için hiçbir yaş geç değil Tütün ve tütün mamullerini
kullanan kişinin hemen bırakma girişiminde bulunması ve bunun için tescilli
sigara bırakma merkezlerinden yardım alması gerekmektedir Sigara hem fiziksel
hem psikolojik bağımlılık yaptığından destek almadan bırakılması zordur''
Çelik, Sigara Bırakma Ünitesine son 2 yılda 574 başvuru olduğunu, bu
kişilerde sigarayı bıraktırma oranının yüzde 60'a ulaştığını söyledi
KANSER HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
İsmail Çelik, bilgi kirliliği nedeniyle kamuoyunda kanserle ilgili birçok
''efsanenin'' dolaştığını vurguladı
Üç yıldır düzenledikleri sempozyumlarla doğru bilgiyi elde etmeye
çalıştıklarını ve bunları toplumla paylaştıklarını belirten Çelik, şunları
söyledi:
''-Soyanın içindeki kadınlık hormonu olan östrojene benzer maddeler,
yüksek dozda alındığında meme ve rahim kanserlerine yol açabilir Ceviz, fındık,
fıstık gibi zararsız olduğu, kolesterol içermediği söylenen yağlı gıdaların
(zeytinyağı dahil) çok miktarda alınması şişmanlatır
-Domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların yüksek miktarlarda
tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir
-Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu
bilgisi ispatlanmamıştır
-Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden
koruduğuna dair bilimsel bulgu yoktur
-Genetiği değiştirilmiş gıdaların, kanser riskini artırdığına dair
bilimsel bulgu yoktur
-Hazır gıdalardaki katkı maddelerinin, uygun oranlarda kaldığı takdirde
kanser yapıcı etkisi mevcut değildir''
''YİYECEKLER İLAÇ DEĞİLDİR''
Yiyeceklerin ilaç olmadığına değinen Prof Dr Çelik, hekim önermediği
sürece gıda takviyesinde bulunulması ya da beslenme şeklinin değiştirilmesinin
uygun olmadığını vurguladı
Bitkilerin, meyve ve sebzelerin bilinçsiz tüketilmesinin yarardan çok
zarar verebileceğini anlatan Çelik, bilinçsiz tüketimin çeşitli organlarda hasara
yol açabileceğini ve kanser dışında başka hastalıkların oluşmasına zemin
hazırlayabileceğini bildirdi
Prof Dr Çelik, şöyle devam etti:
''Vitamin takviyesi ve kapsüllerinin kanserden koruma etkisi yoktur,
aksine kanseri tetiklediğini gösteren çalışmalar mevcuttur Havuçta da bulunan
beta-karoten maddesinin fazla alınması, sigara bağımlılarında akciğer kanseri
riskini artırabilmektedir Yapılan bir araştırmada, sigara içenlere beta-karoten
tableti verildiğinde, ölüm oranlarının arttığı belirlenmiştir Bu havucun
tüketilmemesi anlamı taşımaz, aksine sigara içenlerin sigarayı bırakmaları daha
yaşamsaldır Havuç günlük gıda alımı içinde taze olarak yenilebilir ve böyle
tüketildiğinde kanserden koruyucudur''
Cep telefonu kullanımına bağlı kanser gelişimi konusunda verilerin
yetersiz olduğuna, kullanımının kısıtlanmasına dair bilimsel öneri de
bulunmadığına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
''Sadece ABD, Belçika ve Tayvan'ın belli bölgelerinde yeryüzünün derin
katmanlarından içme suyuna karışan arseniğin uzun süre tüketilmesinin kanser
yapıcı etkileri tanımlanmıştır Türkiye'deki içme suyunda arsenik düzeylerine ait
bilgiler yetersizdir Arseniğe maruz kalma, arsenikle çalışanlarda, önemli
miktarda şarap içenlerde, ahşap içeren evlerde yaşayanlarda ve geçmişte arsenik
içeren pestisit kullanılan çiftliklerde yaşayan kişilerde olabilmektedir Doğum
kontrol hapları ve menopoz sonrası hormon replasman tedavisinin (menopoz
öncesinde vücutta üretilen dişilik hormonlarını takviye etme veya yerine koyma
tedavisi) hem kanser hem de kalp rahatsızlıkları açısından önemli yan etkileri
vardır Bu nedenle kesinlikle doktor tavsiyesiyle alınmalıdır''
PROF DR TUNCER
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof Dr Murat Tuncer de
kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, ''Ancak önemli olan
kanserin oluşmasını önlemektir'' diye konuştu
Kanser oluşumunda sigaranın etkisine değinen Tuncer, sigara
bağımlılığının da hastalık olarak görülmesi ve tedavi edilmesi gerektiğini ifade
etti
Kişi iradesinin sigarayı bırakmada çok az etkili olduğunu anlatan Tuncer,
''İradeyle şeker, yüksek tansiyon nasıl yok edilemiyorsa sigara bağımlılığı da
yok edilemez Gelecekte sigara üreticileri taammüden adam öldürmek suçlamasıyla
yargılanabilir'' dedi
Kapalı mekanlarda sigara içilmemesi ve dumansız hava sahası
uygulamalarına yönelik bazı kişi ve kurumların yürütmeyi durdurma davası
açtıklarını belirten Tuncer, ''Sigarayla pazarlık, kanserle pazarlıktır Bu
yüzyılda 1 milyar insan sigaradan ölecek'' dedi
Tuncer, SGK'nın sigarayı bırakma tedavisinde kullanılan ilaçları da ödeme
kapsamına almasını istedi
Gelecekteki kanser profilini annelerin belirleyeceğini ifade eden Tuncer,
bebeklerin 2 yıl anne sütüyle beslenmesinin, ilk 6 ayda ise sadece anne sütüyle
beslenmesinin çok önemli olduğunu, emzirmenin meme kanserinin oluşmasını da
önlediğini kaydetti
Sempozyum yarın sona erecek