AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Kanı Ne demektir? Kanı Hakkında Bilgi

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
52.415
Tepkime puanı
1
Puan
1
Kanı Ne demektir? Kanı Hakkında Bilgi
Ansal ve mantıksal kanıtlarla elde edilen goruş
Duşunceyle ve mantıksal olarak bir sonuc elde etmeyi dile getirir Aldanmış olmayı da goz onunde tutan inanc anlamını dile getiren sanı, kesin bilgi ’yi dile getiren pekin deyimleriyle karıştırılmamalıdır Kanının oluşmasında pek cok ansal ve ruhsal etken rol oynar, bu ceşitli etkenlerle oluşan kanılar doğru olabildikleri gibi yanlış da olabilirler Kanının doğruluğu ya da yanlışlığı, dayandığı verilerin bilimsel olup olmamasına bağlıdır Sınıflı toplumlarda kanılar da zorunlu olarak sınıfsal bir ıra taşırlar Bilimsellikle sınıfsal cıkarlar catışabilirler, insanlar boylesine bir catışmada coğunlukla cıkarlarından yana kanılar edinmeye eğilimlidirler Tarihsel surecte kanı, eksik ve oznel bir bilgi sayılmıştır Ozellikle antikcağın Elealıları ussal kanı ’yla duyusal kanı ’yı birbirinden ayırmışlardır, onlar icin ancak ussal olan gercektir ve duyusal olan sahte bir gorunuşten ibarettir, gercek varlığa ancak us yoluyla varılabilir ki bu sav gunumuze kadar surup gelmiş bulunan duşunceciliğin (idealizmin) temel savıdır Unlu bilgici Protagoras ’a kadar gucunu koruyan bu sava ilk kez Protagoras karşı cıkmıştır Protagoras ’a gore (bireysel) insan her şeyin olcusudur, bundan oturu de herkesin kanısı kendisine gore doğrudur (Pirandello ’nun unlu piyesinde dediği gibi: Size nasıl geliyorsa oyledir) Protagoras da bu konuda, duşunceci sacmacılığa bir tepki olarak, aşırı oznelciliğe ve goreciliğe duşmuştur Protagoras ’ı izleyen tum bilgicilere gore de gercek bilgi sadece duyu algısıdır, demek ki duyulardan yansıyan kanılar da gercektir Platon , aşırı ve yanılgılı olmakla beraber, Protagoras ’ın bu gercekciliğini yeniden ussal ve ruhsal alana cekmiştir Platon ’a gore gercek bilgi, bir duyu urunu olan kanılarla ilişkisizdir ve ideaların alanındadır Aristoteles de kanı ’yı bilimsel bilgi ’den ayırmış ve onu yanılgılara pek yatkın gorgul bir bilgi saymıştır Oysa cağdaş anlamıyla, gercek kanı, bilimsel bilgiye dayanan kanıdır Kanı deyimi, Dr Ozer Ozankaya tarafından ‘ ’1 Kanıtlanmış sayılmak icin yeterli dayanağı ve anlıksal etkinlikler yoluyla varılmış olan bir yargı 2 Uzman sayılan kişinin belirttiği goruş ’ ’ larak tanımlamıştır
 
Kanı, anlamsal ve mantıksal kanıtlarla elde edilen görüşleri ifade eden bir terimdir. Düşünceyle ve mantıksal olarak bir sonuç elde etmeyi ifade ederken, aldanmış olmayı da göz önünde tutan inanç anlamını dile getirir. Kesin bilgiyi ifade eden pekin deyimleriyle karıştırılmamalıdır. Kanının oluşmasında pek çok anısal ve ruhsal etken rol oynar; bu çeşitli etkenlerle oluşan kanılar doğru olabileceği gibi yanlış da olabilirler. Kanının doğruluğu ya da yanlışlığı, dayandığı verilerin bilimsel olup olmamasına bağlıdır.

Sınıflı toplumlarda kanılar, zorunlu olarak sınıfsal bir ıra taşırlar. Bilimsellikle sınıfsal çıkarlar çatışabilir, insanlar böylesine bir çatışmada genellikle çıkarlarından yana kanılar edinmeye eğilimlidirler. Tarihsel süreçte kanı, eksik ve öznel bir bilgi olarak kabul edilmiştir. Özellikle antik çağın Elealıları, ussal kanı ve duyusal kanıyı birbirinden ayırmışlardır; onlar için ancak ussal olan gerçektir ve duyusal olan sahte bir görüntüden ibarettir. Gerçek varlığa ancak us yoluyla varılabilir ki bu sav günümüze kadar süregelen düşünceliğin (idealizmin) temel savıdır.

Protagoras'a kadar bu savı koruyan bilgici ilk kez Protagoras'a karşı çıkmıştır. Protagoras'a göre bireysel insan her şeyin ölçüsüdür, bu nedenle herkesin kanısı kendisine göre doğrudur. Protagoras'ın bu gerçekçiliğine karşı aşırı öznelciliğe ve göreciliğe düşmüştür. Gerçek bilgi sadece duyu algısıdır; dolayısıyla Aristoteles'e göre de gerçek bilgi sadece duyu algısıdır ve duyulardan yansıyan kanılar da gerçektir.

Platon ise gerçek bilginin bir duyu ürünü olan kanılarla ilişkisiz olduğunu savunmuş ve ideaların alanında olduğunu belirtmiştir. Aristoteles ise kanıyı bilimsel bilgiden ayırmış ve gündelik yaşamda yanılgılara pek yatkın bir bilgi olarak görmüştür. Günümüzde ise gerçek kanı, bilimsel bilgiye dayanan kanıdır. Kanı terimi, Dr. Özer Ozankaya tarafından "1. Kanıtlanmış sayılmak için yeterli dayanağı ve anlamsal etkinlikler yoluyla varılmış olan bir yargı 2. Uzman sayılan kişinin belirttiği görüş" şeklinde tanımlanmıştır.
 
Geri
Üst