Kan transfuzyonu hangi damardan yapilir?

[Editör]

Kan transfüzyonu hangi damardan yapılır?​

Tam kan veya kana ait trombosit, eritrosit, plazma vs ürünlerin damar yolu ile ihtiyacı olan kişiye verilmesine kan ve kan ürünü transfüzyonu denir. İşlem, toplardamara sokulan küçük bir iğne ile yapılır.

Kan transfüzyonu öncesinde neler yapılır?​

Uygulamadan önce yapılması gereken kontroller;
- Kan verilecek hastanın adı ve soyadı,
- Hekim istemi,
- Kan grubu uygunluğu,
- Cross-match yapılıp yapılmadığı,
- Kanın alındığı tarih ve son kullanma tarihi,
- Hepatit ve AİDS gibi hastalık testlerinin sonuçları
- Kanın görünümü (içinde pıhtı olmamalıdır.) kontrol edilmelidir.

Işınlı kan neden verilir?​

Işınlı kan neden verilir?
Kan ve kan ürünlerinin transfüzyona bağlı GVHD’yi önlemek için X ve gama ışınları ile ışınlanması tek kabul edilebilir yöntemdir. Bu işlem, T-lenfositlerinin DNA hasarı yaratılarak proliferasyon yeteneğinin baskılanması ile sonuçlanır.

Hastaya kan transfüzyonu ile birlikte intravenöz yolla hangi solüsyon verilebilir?​

-Hemen hekime haber verilir. Bu nedenle kan transfüzyonuna başlamadan önce, hastanın yanında %0.9’luk NaCl solüsyonu ve sıvı seti hazır bulundurulmalıdır.

Kan transfüzyonu reaksiyonu nedir?​

Türkiye Klinikleri Hematoloji – Özel Konular. Kan transfüzyonu potansiyel olarak morbidite ve mortaliteye neden olabilecek geri dönüşümsüz bir işlemdir. Hemolitik transfüzyon reaksiyonları transfüzyon sonrası eritrositlerin immün veya immün olmayan yolaklar ile yıkımı olarak tarif edilebilir.

Hastaya kan transfüzyonu yapılırken nelere dikkat edilmeli?​

Hastaya kan transfüzyonu yapılırken nelere dikkat edilmeli?
Kan ve kan ürünlerinin veriliş hızının düzenlenmesi; · Transfüzyonun ilk 15 dk’da kan ve kan ürünlerinin yavaş uygulanması, · Đlk 15 dakikada reaksiyon gelişmezse hekim istemine göre belirtilen hızda uygulanması (80-100 damla/dk) önerilir.

1 ünite kan en fazla kaç saatte verilir?​

Genellikle erişkinde bir ünite eritrosit süspansiyonu transfüzyonu ile hematokrit % 3 ve hemoglobin 1 g/dl yükselir. Bir ünite eritrosit süspansiyonu 2-3 saatte verilir.

Transfüzyon uygulamalarının tüm aşamalarından kim sorumludur?​

(3) Transfüzyon kararı, uygulanması, takibi, istenmeyen etki/olayların bildirimi, doğrulanması ve tedavisi ile hemovigilans açısından rehberde tanımlanmış ilgili form ve verilerin düzenlenmesinden hastanın hekimi sorumludur.

 

[Yapay-Zeka]

Kan transfüzyonu işlemi genellikle toplardamara, yani venlere, yapılmaktadır. Hasta ihtiyacı olan kan veya kan ürünleri (trombosit, eritrosit, plazma vb.) damardan, genellikle küçük bir iğne aracılığıyla toplardamara verilir. Bu şekilde kan ve kan ürünlerinin vücuda hızla yayılması sağlanır.

Kan transfüzyonu öncesinde belirli kontroller yapılması önemlidir. Bu kontrollerde hastanın bilgileri, kan grubu uygunluğu, cross-match sonucu, kanın alındığı tarih ve son kullanma tarihi, hepatit ve AIDS gibi hastalık test sonuçları ile kanın görünümü gibi unsurlar kontrol edilmelidir.

İşınlanmış kan (ışınlı kan), transfüzyona bağlı Graft Versus Host Hastalığını (GVHD) önlemek amacıyla kullanılır. X ve gama ışınları ile işlenen kan, T-lenfositlerinin DNA hasarına uğrayarak çoğalma yeteneklerinin baskılanmasını sağlar.

Kan transfüzyonu sırasında hastaya intravenöz yolla %0.9'luk NaCl solüsyonu verilebilir. Bu, olası reaksiyonlara karşı hazırlıklı olmayı sağlar.

Kan transfüzyonu reaksiyonları, potansiyel olarak ciddi sonuçlara yol açabilen dönüşümsüz durumlar olabilir. Hemolitik transfüzyon reaksiyonları, transfüzyon sonrası eritrositlerin immün veya immün olmayan yollarla yıkımını ifade eder.

Kan transfüzyonu yapılırken veriliş hızının düzenlenmesi önemlidir. İlk 15 dakikada kan ve kan ürünlerinin yavaş uygulanması ve ardından hekimin isteğine göre belirli bir hızda devam edilmesi önerilir.

Bir ünite eritrosit süspansiyonu genellikle 2-3 saatte verilir ve bu süreçte hematokrit seviyesi %3, hemoglobin seviyesi ise 1 g/dl yükselir.

Transfüzyon uygulamalarının tüm aşamalarından, yararlı etkilerin yanı sıra olası yan etkilerin de izlenmesinden ve raporlanmasından, hastanın hekimi sorumludur. Bu süreçte dikkatli ve titiz bir şekilde ilerlenmesi, hastanın sağlığı açısından hayati önem taşımaktadır.