Kadın Erkek Karışık Çalgılı Düğünler Caiz mi?

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
Kadın Erkek Karışık Çalgılı Düğünler Caiz mi?

Evlenmek Peygamberimizin (a.s.m.) hem kavli, hem de fiili sünnetidir.

Bunun için evliliğin bütün safhaları; nişandan nikaha, çeyizden düğüne kadar nasıl olacağı, nasıl yapılacağı, nelere dikkat edilmesi gerektiği bütün teferruatıyla hadislerde bildirilmiştir.

Düğün merasimi de evliliğin önemli bir safhasıdır.

“Düğünlerinizi mescitlerde yapınız”1 hadis-i şerifi düğünlerde nelere dikkat edilmesi hususunda önemli bir ölçüyü vermektedir. Demek ki, mescidde yapılması yasak olan şeyler düğün merasimlerinde de yasaktır. Diğer bir ifade ile, mescitlerde yapılamayan, düğün salonlarında da yapılmamalı.2

Bugünkü düğün salonlarında ise, çalgılı, danslı, kadınlı-erkekli merasimler yapılmaktadır ki, bunun ne sünnette yeri vardır, ne mescitlerde... Ayrıca kutsal bir müessese olan aile; günah, hata ve yanlış bir temel üzerine kurulursa, doğacak neslin bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Uygun bir zemine ekilemeyen tohumdan nasıl verimli bir ürün alınamazsa, sünnete aykırı olarak yapılan düğün ve nikahlardan da sünnete göre yetişecek nesiller beklemek hayal olur.

Bundan dolayı kendi inanç ve tercihlerinizde haklı olarak ısrar etmeniz size çok şey kazandıracaktır. Böyle bir ısrarınız Allah ve Resulünü razı edeceği için aynı zamanda bir ibadet, sünnet çerçevesinde hareket ettiğiniz için de sizi vicdanen huzur ve rahata götürecektir. Ayrıca hakkın hatırını gözettiğinizden dolayı başkaları için canlı bir örnek oluşturmuş olursunuz. Yoksa, “delidir, ne yaparsa yeridir” sözünde olduğu gibi, “düğündür, ne yapılsa mübahtır” şeklindeki bir yaklaşım ölçüsüz bir harekettir ve kimseye bir faydası yoktur.

Buna benzer meselelerde baştan sıkı tutulmaz, tavizler verilmeye başlanırsa, “taviz tavizi getirir” sözünde olduğu gibi, her yanlış hareket için bir kılıf ve bahane bulunur, aile hayatı önü alınmaz sıkıntılarla çalkalanır durur.

Netice olarak, böyle bir uygulamaya rıza göstermediğinizi, kabul etmediğinizi, mes'uliyet de alamayacağınızı belirtir, açık tavrınızı bildirirsiniz.

1 Feyzü'l-Kadir, 2: 11; Hadis no: 1198.
2 Mehmet Paksu'nun Kadın, Evlilik ve Aile

Sünnete uygun bir düğün nasıl olmalıdır?

Sünnete uygun bir düğünü, aslında tercihlerini sünnete göre yapmaya duyarlı halkın örfü belirlemelidir ve nitekim belirlemiştir. örf, halkın belirli sosyal davranışları ve toplumsal tercihleri kabul edip benimsemesi, yaygınlaştırması ve gelenekleştirmesidir. Bin yıldan beri Müslüman olan toplumumuzun tercih ve kabullerini sünnete göre yeniden kritize etmek ve sünnet şablonuna uyan toplu davranış biçimlerini yaşatmak aslında en makul olanıdır. Bilhassa düğünler toplum reflekslerinin en canlı örnekleridir. Halkın dini ve inanç yapısını, yaşayış biçimini, tercihlerini, zevklerini, anlayışlarını ve hoş görülerini ilk bakışta düğünleri ele verir.

Sünnete uygun bir düğün diyerek dar bir şablon çizmek, aslında en başta sünnete uygun düşmez. Düğün şablonumuz her şeyden önce tüm haramlara kapalı, tüm mubah tercihlere açık olmalıdır. Nitekim söz konusu olan düğündür ve bunu halk yapar. Halk ise Müslümandır. Müslüman halkımız, gelenekleriyle taşları aslında yerli yerine koymuştur.

öyleyse, Müslüman toplumun tercihi olan program alınır, sünnet açısından göze batan noktalar varsa düzeltilir; ama mubah davranış kalıpları daraltılmaz. Bulunduğumuz yörenin haram olmayan tercihlerini ve günah unsuru taşımayan geleneklerini yaşatmamızda sünnet açısından hiçbir sakınca yoktur.

Mesela, zaten örf ve geleneklerimizde var olan; kızı Allah'ın emriyle, Peygamberin kavliyle istemek, kızın olurunu alan kız tarafının bu talebe uygun cevap vermesi, tarafların bu evliliğe yardımcı olmaları, köstek olucu davranışlardan uzak durmaları, kızın mehri konusunda erkek tarafının elinden geldiğince cömert olması, zorlukların anlayışlı yaklaşımlarla aşılması, tarafların birbirlerine karşı mütevazı olmaları ve sevgi ile yaklaşmaları, birbirlerinin hatalarını örtmeleri, karşılıklı hazırlıkların yapılması, düğün gününün birlikte tesbit edilmesi, halkımızın adına yer yer “okuntu” da dediği ve imkanlar ve örf ölçüsünde küçük hediyeciklerle birlikte davetiyelerin dağıtılarak insanların düğüne çağrılmaları düğün öncesi sünnete uygun davranışlardır.
Düğün esnasında nelerin sünnet olduğunu hatırlayalım:

1- Düğün programının yeri, şekli, tarzı, muhtevası düğüne katılacak insanların meşru çizgileri de dikkate alınarak karşılıklı rıza ile tesbit edilir. Halkın gönlü hoş tutulmaya çalışılır. Haram bir şey istenmedikçe, halkın istek ve dileklerine cevap vermeye gayret edilir.

2- Düğünün amacı, evliliği halka duyurmaktan ibarettir. Nitekim Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselam: “Evliliğin alameti nikahın ilan edilmesidir.” buyurmuştur.1

3- Düğünde yemek vermek sünnettir.

Resulullah Aleyhissalatü Vesselam, Abdurrahman bin Avf radiyallahü anh'ın üzerinde zaferan kokusu (düğünde sürülen koku) görünce sordu:

“Bu ne hal?”
Abdurrahman bin Avf radiyallahü anh: “Bir kadınla bir miktar altın mehir karşılığında evlendim” dedi.

Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam:

Allah mübarek eylesin. Fakat bir koyunla da olsa düğün ziyafeti ver” buyurdu.2
Enes bin Malik radiyallahü anh anlatmıştır: Resulullah Aleyhissalatü Vesselam'ın bir düğününde annem yemek hazırlamış, göndermişti. Resulullah Aleyhissalatü Vesselam bana:

“Onu koy. Git filanı, filanı, filanı ve karşılaştığın herkesi çağır” buyurdu ve bir çok adamın ismini söyledi. Gittim, Resulullah Aleyhissalatü Vesselam'ın adlarını söylediği kimseleri ve rastladığım herkesi çağırdım. üç yüz kadar kişi geldiler.

Resulullah Aleyhissalatü Vesselam:

“Onar onar halka yapsınlar ve herkes yesin.” buyurdu. İlk gurup doyuncaya kadar yedi, kalktı. Sonra diğer gurup doyuncaya kadar yedi, sonra diğer gurup yedi. Herkes yedikten sonra Resulullah Aleyhissalatü Vesselam:
“Ya Enes! Sofrayı kaldır!” buyurdu.

Ben de sofrayı kaldırdım. Fakat yemeği ilk koyduğumda mı daha fazlaydı, yoksa kaldırdığımda mı fazlaydı; bilemedim.”3

Sabit el-Buhani radiyallahü anh anlatmıştır: Hz. Enes'e: “Resulullah Aleyhissalatü Vesselam Zeyneb radiyallahü anhanın düğün ziyafetini ne ile yaptı?” diye sordum. Hz. Enes radiyallahü anh:

“Resulullah Aleyhissalatü Vesselam sahabelerine doyup terk edinceye kadar ekmek ve et ziyafeti verdi” dedi.4

4- Düğün ziyafetinde fakirler ihmal edilmez, muhakkak çağırılır. Hz. Peygamber Aleyhissalatü Vesselam: “Yemeğin en şerlisi fakirlerin çağırılmayıp, zenginlerin çağırıldığı düğün yemekleridir.” buyurmuştur.5

5- Düğünde harama girmeksizin meşru çerçevede eğlenmeye imkan verilir. Resulullah Aleyhissalatü Vesselam: “Gayr-i meşru birleşme ile meşru evliliği birbirinden ayıran şey, def çalmak ve ilan etmektir” buyurmuştur.6

Rubey binti Muavviz radiyallahü anha anlatmıştır: Ben gelin olduğumun kuşluk vaktinde Resulullah Aleyhissalatü Vesselam evlenme törenime geldi. O sırada küçük kızlarımız deflerini çalmakta ve Bedir günü şehit düşen atalarının kahramanlıklarını nağme ile dile getirmekte idiler. Nihayet içlerinden biri: “Aramızda yarını bilen bir Peygamber vardır” dedi. Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalatü Vesselam:
“Bu sözü bırak da, bundan önce söylediklerini söylemeye devam et” buyurdu.7

6- Evlenen çiftler tebrik edilir ve hayır dua edilir. Ebu Hüreyre radiyallahü anh bildirmiştir: Resulullah Aleyhissalatü Vesselam evlenen insanı tebrik edeceği vakit: “Allah mübarek etsin. Tebrik ederim. Allah sizi mutlu kılsın ve sizi hayırla bir araya getirsin” buyururdu.8
Yukarıda zikredilen temel ölçüler çerçevesinde, imkanlar ölçüsünde, üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, ulvi hüzünleri ve Rabbani aşkları seslendirecek biçimde9 mesela ilahiler, kahramanlık türküleri veya geleneklerimizde olduğu şekliyle mevlitler okuyan bir grup varsa düğün programına alınabilir. Günün anlam ve önemini belirten ve eşler arası görev ve yükümlülükleri konu alan kısa konuşmalara yer verilebilir. Küçük parodilerle, skeçlerle, eğlendirici ve düşündürücü oyunlarla, ulvi zevkleri tahrik eden şiirlerle ve hoş vakit geçirmeye yönelik küçük çaplı yarışmalarla düğün programı zenginleştirilebilir. Harama girmemeye, nefsi ve şehveti tahrik edecek biçimde kadın-erkek karışık şarkı, türkü, oyun ve sair eğlencelere yer vermemeye, düğünün bütün safhalarında düğün gerekçesiyle de olsa israftan ve savurganlıktan kaçınmaya azami özen gösterilmelidir.

Düğün sonunda evlenen çiftler tebrik edilmeli, hayırlı bir evlilik hayatı ve hayırlı nesiller dilemelidir.

DİPNOTLAR:
1- Nesai, Nikah, 72;
2- Nesai, Nikah, 74, 75; Müslim, Nikah, 79, 80; Tirmizi, Nikah, 10;
3- Mektubat, s. 114; Nesai, Nikah, 84; Müslim, Nikah 94; Buhari,4/234;
4- Müslim, Nikah, 91;
5- Müslim, Nikah, 110;
6- Tirmizi, Nikah, 6;İbn-i Mace, Nikah, 1896;
7- Tirmizi, Nikah, 1096;
8- Tirmizi, Nikah, 7;
9- İşaratü'l-İ'caz, s. 72.
 
Geri
Üst